YSK, 16 Nisan Pazar günü yapılan referandumda kullanılan sandık kurulu mührü olmayan oy pusulası ve zarfının geçerli sayılacağına ilişkin kararın gerekçesini açıkladı. Gerekçede, seçmene yüklenebilecek bir kusur olmamasına rağmen Anayasal hakkını kullanan seçmenin oyunun geçerli sayılmamasının, yönetime katılma hakkının özünü ortadan kaldıracak bir sonuç yaratacağı belirtildi. Ancak bugün yayımlanan kararda seçim günü yapılan açıklamadaki “YSK sandık kurulu mührü taşımayan oy pusulası ve zarfların dışarıdan getirilerek kullanıldığı kanıtlanmadıkça geçerli sayılmasına karar verilmiştir” ibaresinin bulunmaması dikkat çekti.
Yüksek Seçim Kurulu, 16 Nisan Pazar günü yapılan halkoylamasında kullanılan oy pusulası ve zarflardan mühürsüz olanların da geçerli sayılmasına ilişkin kararın gerekçesini açıkladı. Oybirliğiyle alınan kararda, oylamanın devamı sırasında ilçe seçim kurullarından bazı sandıklarda sandık kurulu mührü bulunmayan oy pusulası ile oy kullandırıldığı bilgisinin YSK’ya şifahi olarak ulaştığı belirtilerek, AK Parti YSK Temsilcisi Recep Özel tarafından verilen dilekçe anımsatıldı.
Anayasa’nın "Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları" başlığını taşıyan 67. ve ‘Seçimlerin genel yönetim ve denetimi’ başlığını taşıyan 79. Maddesi ile "Milletlerarası antlaşmaları uygun bulma" başlığını taşıyan 90. Maddesine atıfta bulunulan kararda, YSK’nın görev ve yetkileri sıralandı.
Kararda, 16 Nisan 2017 Pazar günü yapılacak halkoylamasının sağlıklı ve düzen içinde yürütülüp sonuçlandırılması ve yurt genelinde uygulamada birliğin sağlanması amacı ile hazırlanan ve 14 Nisan 2017 tarihli YSK’nın kararı ile kabul edilen “Sandık Kurullarının Oluşumu, Görev ve Yetkilerini Gösterir 135/I sayılı Genelge”nin 43/c maddesinde de arkasında sandık kurulu mührü olmayan birleşik oy pusulalarının geçerli olmayacağının belirtildiği anımsatıldı.
Serbest ve demokratik seçim hakkının, AİHS Ek 1 No’lu Protokolün 3. maddesi ile güvence altına alındığına dikkat çekilen kararda, söz konusu maddede serbest seçim hakkının önemsendiği ve koruma altına alındığı vurgulandı. AİHM’in “aktif” ve “pasif” seçim hakkı, seçime oy kullanarak katılma hakkı ile seçimlerde aday olma hakkı arasında ayrıma gittiğine dikkat çekilen kararda, “Pasif seçim hakları, oy kullanarak katılma hakkı olan aktif haklara göre daha az korunmaktadır. Oy kullanma hakkı, kişinin devlet yönetimine katılmasını sağlayan haklardandır. Bu nedenle, öğretide oy kullanma hakkı “katılma hakkı” olarak kabul edilmektedir” denildi.
SEÇMENİN OYUNUN GEÇERLİ SAYILMAMASI YÖNETİME KATILMA HAKKININ ÖZÜNÜ ORTADAN KALDIRIR
Kararda, Anayasa ve uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınan temel bir hakkın kullanılması sırasında uyulması gereken kurallara aykırı davranılması halinde, somut olayla ilgili olarak yapılacak olan değerlendirmede, hakkın özünün korunmasının ve normun yorumunun, gerçekleşmesinin beklenilen amaçla uyumlu olması gerektiği belirtildi. Asıl olanın temel bir hakkın korunması olduğu, hakkın kullanılmasına ilişkin belirlenen usul kurallarının hakkının güvenli bir şekilde kullanılmasını temin eden araç niteliğinde olduğuna dikkat çekilen kararda, “Bireye tanınan hakkın güvenli şekilde kullanıldığının tespit edildiği hallerde, hakkın kullanılmasının korunmasına yönelik bir araç olan usul hükümlerinden birine aykırılığın, hakkın özünü ortadan kaldıracak şekilde yorumlanması mümkün değildir” denildi.
Seçim güvenliğinin, birden çok yöntemle denetlenerek teminat altına alındığının vurgulandığı kararda, şöyle denildi:
“16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleşmekte olan oy verme işlemleri sırasında, münferit de olsa bazı sandıklarda, YSK’ca gönderilen ve sahte olarak benzerlerinin üretilmesinin engellenmesi amacıyla sandık kurullarına filigranlı olarak teslim edilen oy zarfları ve pusulalarının sandık kurullarınca mühürlenmeden seçmenlere verildiği, kullanılan oy zarfları ve pusulalarının YSK’ca gönderilen filigranlı oy pusulası ve zarfları olduğu, oy pusulası ve zarflarının mühürlenmemesinin sandık kurulunun ihmali veya hatasından kaynaklandığı, bu sorunun yaşandığı sandıkların bağlı olduğu bazı ilçe seçim kurulları tarafından Kurulumuza şifahi olarak iletilmiştir. Münferit de olsa bazı sandık kurullarının 298 sayılı Kanunun 77. maddesinin dördüncü fıkrasındaki görevini yapmaması, netice itibariyle yukarıda özetlenen usule uygun olarak sandık kurullarına ulaştırılan oy pusulası ve zarf kullanılmak suretiyle gerçekleşen oylamada, seçmene yüklenebilecek bir kusur olmamasına rağmen Anayasal hakkını kendisinden beklenen yükümlülüklere uygun olarak kullanan seçmenin oyunun geçerli sayılmamasının, yönetime katılma hakkının özünü ortadan kaldıracak bir sonuç yaratacağı açıktır.”
ŞÜPHE BULUNMAYAN HALLERDE
Oy kullanma işleminin; oy güvenliğini sağlamaya yönelik ve sahte oy kullanılmasını engellemek amacıyla getirilen kontrol mekanizmalarına uygun olarak, YSK’ca üretildiğinden kuşku bulunmayan oy pusulası ve zarf kullanılarak gerçekleşmesi halinde, sandık kurulunca mühürleme işleminin yapılmaması tek başına seçmenin oyunun geçersiz sayılması için yeterli olmadığına dikkat çekilen kararda, “Aksine bir uygulama, bu hakkı korumak için getirilen ve araç niteliğinde olan usul kurallarından sadece birinin ihlalinin, hakkın özünü ortadan kaldıracak şekilde uygulanması sonucunu doğurur ki; bu sonuç, beklenilen amaca aykırıdır. Bu nedenledir ki, YSK’ca geçmiş yıllarda istikrarlı olarak, YSK tarafından gönderildiğinde şüphe bulunmayan hallerde, sandık kurullarının hata veya ihmali sonucu mühürlenmeyen oy zarfı ve oy pusulası ile seçmene kullandırılan oyların geçerli olduğu kabul edilmiştir” denildi. Sandık seçmen listesinde yazılı herkesin oy kullanma hakkının bulunduğunun belirtildiği kararda, “Anayasanın 67 ve 90/5. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 No.lu Protokolün 3. Maddesi birlikte değerlendirildiğinde, sandık kurullarının hata veya ihmali sonucu mühürlenmeyen oy zarfı ve oy pusulası ile kullandırılan oyların geçerli kabul edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır” denildi.
YSK tarafından gönderildiğinde şüphe bulunmayan hallerde, sandık kurullarının hata veya ihmali sonucu mühürlenmeyen oy zarfı ve oy pusulası ile kullandırılan oyların geçerli kabul edilmesi gerektiğinin belirtildiği kararda, hata veya ihmali tespit edilen sandık kurulu başkan ve üyeleri hakkında ilgili seçim kurullarınca yasal gereği suç duyurusunda bulunulmasına hükmedildi. Ancak seçim günü açıklama ile duyurulan kararda yer alan, “YSK sandık kurulu mührü taşımayan oy pusulası ve zarfların dışarıdan getirilerek kullanıldığı kanıtlanmadıkça geçerli sayılmasına karar verilmiştir” ibaresinin bulunmaması dikkat çekti.
YSK'dan Tartışılan Karar Açıklaması
YSK, 16 Nisan Pazar günü yapılan referandumda kullanılan sandık kurulu mührü olmayan oy pusulası ve zarfının geçerli sayılacağına ilişkin kararın gerekçesini açıkladı. Gerekçede, seçmene yüklenebilecek bir kusur olmamasına rağmen Anayasal hakkını kullanan seçmenin oyunun geçerli sayılmamasının, yönetime katılma hakkının özünü ortadan kaldıracak bir sonuç yaratacağı belirtildi. Ancak bugün yayımlanan kararda seçim günü yapılan açıklamadaki “YSK sandık kurulu mührü taşımayan oy pusulası ve zarfların dışarıdan getirilerek kullanıldığı kanıtlanmadıkça geçerli sayılmasına karar verilmiştir” ibaresinin bulunmaması dikkat çekti.
18 Nisan 2017 Salı 18:22