TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Suudi Arabistan Şura Meclisi Başkanı Abdullah Bin Muhammed Bin İbrahim El-Şeyh ile bir araya geldi. Görüşmede, karşılıklı resmi ziyaret ve temasların, ikili ilişkilerin gelişmesine ve iş birliğinin güçlenmesine katkısı vurgulandı.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, önce baş başa görüştüğü Suudi Arabistan Şura Meclisi Başkanı Abdullah Bin Muhammed Bin İbrahim El-Şeyh ile daha sonra heyetler arası görüşme gerçekleştirdi.
Meclis Başkanı Şentop, karşılıklı resmi ziyaret ve temasların, ilişkilerin gelişmesi ve iş birliğinin güçlenmesine sağladığı katkıya işaret ederek, siyasi alandaki temasların ekonomik ve ticari ilişkilere de güç katacağı kanaatini paylaştı. Şentop Türkiye’nin, Riyad’ın 2030 Expo adaylığına desteğini ifade ettiğini belirterek, bu adaylığın tüm bölge bakımından önemli bir adım olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Mustafa Şentop, görüşmede bölgesel konulara da değinerek, Türkiye’nin özellikle Körfez bölgesindeki ülkelerin güvenlik ve istikrarına atfettiği öneme işaret etti.
Şentop, “Tüm bölgemizde ortak çabamızla olumlu bir atmosferin hakim kılınmasını amaçlıyoruz. Bu bakımdan bölgesel ekonomik entegrasyona ve bölge sathında altyapının geliştirilmesine özel önem atfediyoruz. Filistin’den Yemen’e, Libya’dan Suriye’ye uzanan geniş bir coğrafyada yakın işbirliği ve eşgüdüm sağlamamızda tüm bölgemiz bakımından büyük fayda bulunmaktadır” dedi.
TBMM Başkanı Şentop konuşmasında, KKTC’nin uluslararası platformlarda tanınması konusunu gündeme getirerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulunda uluslararası toplumun KKTC’yi tanıması konusundaki çağrısını hatırlattı ve yıllardır haksız izolasyon ve ambargolara maruz bırakılan Kıbrıs Türkleriyle temasların artırılmasının önemine işaret etti.
TBMM Başkanı Şentop, Türkiye’nin teröre karşı verdiği mücadeleye de dikkat çektiği konuşmasında, özellikle Suriye ve Irak’ın kuzeyinden Türkiye’ye yönelik saldırıların devam ettiğini vurguladı ve “Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne elbette sonuna kadar saygılıyız. Bizim tek derdimiz, bu ülkelerdeki istikrarsızlık nedeniyle Türkiye'ye yönelik terör saldırılarını önlemek ve yine istikrarsızlığı arttırarak batılı ülkelerin kendi emperyalist çıkarları doğrultusunda bölge ülkelerinin sınırlarını değiştirme planlarını engellemektir” dedi.