Milli Savunma Bakanlığı, 1 Ocak’tan itibaren Irak’ın kuzeyinde 17’si büyük, 66’sı orta çaplı olmak üzere 83 operasyon icra edilerek 92 teröristin, 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar Irak ve Suriye’nin kuzeyi dâhil 33.976 teröristin etkisiz hâle getirildiğini açıkladı.
Terörle mücadele başta olmak üzere Millî Savunma Bakanlığının faaliyetlerini içeren basın bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda şu bilgiler paylaşıldı:
Millî Savunma Bakanlığının tüm birlik ve kurumları, ülkemizin ve asil milletimizin güvenliği için görevlerini azim ve kararlılıkla yerine getirmeye devam etmektedir.
Bu kapsamda; Türk Silahlı Kuvvetlerimiz terörle mücadelenin yanı sıra mavi vatanımızda ve semalarımızda hak, alaka ve menfaatlerimizi korumakta, ayrıca dünyanın birçok coğrafyasında bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkı sağlamayı sürdürmektedir.
FETÖ, PKK/KCK/PYD-YPG, DEAŞ başta olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı mücadelemiz artan bir şiddet ve tempoda, terörü ve teröristleri kaynağında etkisiz hâle getirme anlayışı ile devam etmektedir.
Bu kapsamda,
- 1 Ocak’tan itibaren Irak’ın kuzeyinde 17’si büyük, 66’sı orta çaplı olmak üzere 83 operasyon icra edilerek 92 terörist,
- 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar Irak ve Suriye’nin kuzeyi dâhil 33.976 terörist etkisiz hâle getirilmiştir.
Türk Silahlı Kuvvetleri; Irak ve Suriye’nin kuzeyinden halkımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğimizi sağlamak maksadıyla, isimleri ne olursa olsun birbirinden farkı olmayan teröristlere bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hiçbir zaman, hiçbir yerde rahat edemeyeceklerini açıkça göstermiştir.
Yapılan etkili terörle mücadele operasyonları sonucunda terör örgütünde çöküş hızlanmış, bu durum elebaşları tarafından da açıkça ifade edilmeye başlanmıştır.
Türk Silahlı Kuvvetleri, asil milletimizden aldığı güçle ülkemizin ve milletimizin güvenliği için terörle mücadeleye en son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar azim ve kararlılıkla devam edecektir.
İRAN SINIRINDA 20 BİN 566 ŞAHIS ENGELLENDİ
Hudutlarımızda kaçakçılığın, yasa dışı geçişlerin ve düzensiz göçmen akınının engellenmesi ile teröristle mücadelede etkinliğin artırılması kapsamında;
- Sınırlarımızda teknolojik vasıtalarla desteklenmiş fiziki güvenlik sistemleri tesis edilmekte,
- Hudut birliklerimizin imkân ve kabiliyetleri sürekli geliştirilerek sınır güvenliğinde etkin tedbirler alınmaktadır.
2022 yılında İran sınırında 20.565 şahıs engellenmiş, 328 şahıs yakalanmıştır.
Alınan ilave ve etkin tedbirler sayesinde Mart ayında, tüm hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 458 şahıs yakalanmıştır. Bu şahıslardan 44’ü FETÖ mensubu olmak üzere 72’si teröristtir. 35.742 şahıs ise hududu geçemeden engellenmiştir.
Yine bu dönemde icra edilen operasyonlarda; 62 kilogram uyuşturucu, 6.210 paket sigara, 141.900 adet muhtelif uyuşturucu hap ve 1.192 adet muhtelif silah ele geçirilmiştir.
Sınırlarımızın güvenliği, ilgili bakanlık ve kamu kurumları ile koordineli olarak her türlü zorlu iklim ve arazi şartlarına rağmen “Hudut, namustur!” anlayışı ile 7 gün 24 saat kesintisiz olarak sağlanmaktadır.
Sınırlarımızda görev yapan bütün personelimiz yüksek moral ve motivasyonun yanı sıra büyük bir kahramanlık ve fedâkarlıkla kendine verilen görevleri başarıyla yerine getirmektedir.
SURİYE’DE TACİZ VE SALDIRIDA BULUNAN 616 TERÖRİST ETKİSİZ HÂLE GETİRİLDİ
Suriye’de hayatın normalleşmesine yönelik insani yardım ve altyapıyı destekleme faaliyetlerimiz ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile koordineli olarak yürütülmektedir.
Ancak terör örgütlerinin; başta Tel Rıfat, Münbiç ve Fırat’ın doğusu olmak üzere diğer bölgelerden de sivillere ve birliklerimize saldırı arayışları sürmektedir.
1 Ocak’tan itibaren harekât bölgelerimize terör örgütü tarafından 260 taciz ve saldırı gerçekleştirilmiş, kahraman komandolarımızın anında müdahalesi ile gerekli karşılık verilerek 616 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Birliklerimizin güvenliği için gerekli her türlü tedbir alınmaktadır.
Suriye’nin kuzeyindeki harekât bölgelerinde yapmış olduğumuz mutabakatlara uyuyor, muhataplarımızdan da uymalarını bekliyoruz.
DEAŞ’la mücadele adı altında uluslararası kamuoyunda kendini meşrulaştırmaya çalışan eli kanlı PKK/YPG terör örgütü başta olmak üzere, bölgede sağlanan barış ve istikrarı bozmak maksadıyla sivillerin yaşam hakkını ellerinden alanlara karşı, masum ve mazlumları gözeterek Suriye halkının yanında olmaya devam edeceğimizi, dünyanın da bu insanlık suçuna sessiz kalmaması gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyoruz.
YUNANİSTAN 423 İHLAL GERÇEKLEŞTİRDİ
Türk Silahlı Kuvvetlerimiz Ege’de, Akdeniz’de ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak, alaka ve menfaatlerini korumaya, Kıbrıs Adası’nda uluslararası garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda barış ve güvenliğin teminatı olmaya devam etmektedir.
Tüm sorunlarımızın uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde çözümü için büyük çaba harcanmaktadır.
Ancak Yunanistan, askerî deniz ve hava araçları ile Gayri Askerî Statüdeki Adalara yönelik ihlallerine devam etmekte olup 2022 yılında 423 ihlal gerçekleştirmiş, yine bu dönemde söz konusu adalara 11’i savunma bakan yardımcısı tarafından olmak üzere 19 ziyaret gerçekleştirerek uluslararası hukuku ihlal etmeye devam etmiştir.
Yunanistan’ın Gayri Askerî Statüdeki Adalara yönelik askerî faaliyetleri, Lozan ve Paris Barış Antlaşmalarının gayriaskerî statüye ilişkin hükümlerinin“esastan ihlali” anlamına gelmektedir. Bu konudaki hukuksuzluğu her türlü platformda muhataplarımıza iletmeye devam edeceğiz.
Söz konusu ihlal ve ziyaretlere karşı diplomatik kanallardan gerekli girişimlerde bulunulmakta, mütekabiliyet kapsamında faaliyetler yürütülmektedir.
Sayın Cumhurbaşkanımız ile Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in İstanbul’da bir araya gelmesi ve ilişkilerimizde çizdikleri çerçeve doğrultusunda, NATO Savunma Bakanları Olağanüstü Toplantısı’nda Sn. Bakanımız ile Yunan Savunma Bakanının görüşmesinde uluslararası hukukun önemi, diyalog kanallarının açık tutulması ve pozitif gündeme odaklanılması hususları ele alınmış ve her iki bakan Güven Artırıcı Önlemler Toplantısı’nın dördüncüsünün Ankara’da en kısa sürede yapılması konusunda mutabık kalmıştır.
Temennimiz;
- Türk ve Yunan halklarının bölge zenginliklerinden de adil bir şekilde istifade ederek barış, refah ve güven içinde yaşaması,
- Ege Denizi’nin Türkiye ve Yunanistan arasında dostluk denizi olmasıdır.
Bir diğer önemli husus da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Ada’daki durumudur.
Kıbrıs’ta egemen, eşit, bağımsız iki devletin tek çözüm olduğunu yeniden vurguluyoruz.
Garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda geçmişte olduğu gibi bugün de Kıbrıslı kardeşlerimizin yanındayız. Türkiye garantör devlet olarak uluslararası anlaşmalar ve uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru haklar çerçevesinde Kıbrıs’ta barış, huzur ve güvenliğin teminatı olmaya devam edecektir.
KARADENİZ’DE MONTRÖ SÖZLEŞMESİ İLE KURULAN STATÜKO KORUNMALI
Rusya Federasyonu ve Ukrayna arasında yaşanan ve gerek bölgemizin gerekse dünyanın güvenliğine ciddi bir tehdit teşkil eden gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
Ukrayna'nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik uluslararası hukuka aykırı bu durumun diplomatik yollarla çözülmesi çağrımızı tekrarlıyor, daha fazla can kaybı yaşanmaması, huzur ve istikrar sağlanması için acilen bir ateşkes ilan edilmesinin önemli olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.
Karadeniz’de güvenliğin sağlanması için Montrö Sözleşmesi ile kurulan statükonun korunması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye bugüne kadar sözleşmeyi her zaman dikkatli, sorumlu ve tarafsız bir şekilde uygulamıştır. Mevcut koşullar altında da Montrö Sözleşmesi şeffaf bir biçimde uygulanacak, sözleşmenin gerekleri yerine getirilmeye devam edilecektir.
Ayrıca, insani yardım ve vatandaşlarımızın tahliyesi amacıyla Ukrayna’ya gönderilen iki A400M nakliye uçağımız ortaya çıkan gelişmelerden dolayı kuleler ve hava sahasının kapanması üzerine Borispol Havaalanında tahliye için beklemektedir.
Uçakların emniyeti ve tahliyesi konusunda hem Rusya hem Ukrayna tarafıyla temaslarımızı sürdürüyoruz.
Ülkemiz, ilkesel bir tutumla uluslararası hukuk çerçevesinde tüm dünyada olduğu gibi Karadeniz’de de barış, diyalog, huzur ve refah içinde yaşanması için gayret göstermeye devam edecektir.
KARADENİZ’DE SÜRÜKLENEN MAYINLARA KARŞI GEREKLİ TEDBİRLERİN ALINMASINA DEVAM EDİLİYOR
Son dönemde gündeme gelen Karadeniz’deki sürüklenen mayınlarla ilgili Deniz Kuvvetleri Komutanlığımız tarafından;
- 18 Mart 2022 tarihinde yayınlanan seyir duyurusu ile (NOTMAR) sürüklenen/serseri, mayınların yaratabileceği seyir tehlikesi hakkında Karadeniz’de seyir yapan/yapacak denizciler uyarılmış,
- Batı Karadeniz’de Deniz Karakol Uçağı, Helikopter, İHA ile havadan; Mayın Avlama Gemisi ve Karakol Gemileri ile denizden olmak üzere Sahil Güvenlik Komutanlığı ve diğer kurumlarla koordineli olarak mayın gözetleme faaliyetlerine başlanmış,
- Mayın tespiti halinde imha etmek üzere SAS timlerimiz yüksek hazırlık durumuna geçirilmiştir.
Bugüne kadar, 26 Mart’ta İstanbul Boğazı (batısı) yaklaşma sularında ve 28 Mart’ta İğneada açıklarında tespit edilen toplam 2 adet mayın SAS timlerimizce etkisiz hâle getirilmiştir. Ayrıca Romanya tarafından da Köstence açıklarında bir adet mayın tespit ve imha edilmiştir.
Sürüklenen mayın tehlikesini bertaraf etmek maksadıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Romanya ve Bulgaristan Deniz Kuvvetleri dâhil olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ile koordineli olarak gerekli tedbirlerin alınmasına devam edilmektedir.
ÜLKEMİZ NATO’NUN AKTİF VE YAPICI BİR ÜYESİ OLMAYA DEVAM EDECEK
Kuruluşundan bugüne kadar başarılı bir savunma ittifakı olan ve üyeliğimizin 70’inci yılını doldurduğumuz NATO’nun, değerlerini ve sorumluluklarını paylaşmaya, ikinci büyük ordusu olarak NATO’nun güvenliğinin tam merkezinde olmaya devam ediyoruz.
Ukrayna ile Rusya arasında yaşanan gelişmeler kapsamında;
Millî Savunma Bakanımız Sayın Hulusi Akar tarafından, ilk günden itibaren Rus ve Ukraynalı mevkidaşlarıyla yaptığı görüşmelerin yanı sıra, NATO bağlamında da 16 Mart’ta icra edilen Savunma Bakanları Olağanüstü Toplantısına katılım sağlanmış; ABD, İngiltere, Fransa, Hollanda, Gürcistan, Kanada, Yunanistan ve Letonyalı mevkidaşlarıyla da olumlu ve yapıcı görüşmeler gerçekleştirilerek problemlerin diyalog ve barışçıl yöntemlerle çözülmesi gerektiğine vurgu yapılmıştır.
Ülkemizin, İttifak’ın topraklarını ve nüfusunu koruma yönünde güçlü bir irade ortaya koyduğu, NATO Genel Sekteri tarafından pek çok kez ifade edilmiştir. Müttefikler tek ses ve tek yürek olarak ihtiyaç duyulan her tedbirin alındığını ve alınmaya devam edeceğini net bir biçimde ifade etmiştir. NATO’da gerçekleştirilen müzakerelerde, müttefiklere olası bir saldırı ihtimaline karşı savunma planları aktive edilmiş ve birliklerin hazırlık seviyeleri artırılmıştır.
Ülkemiz, bölge ve dünya barışı için sorunların her zaman diyalogla çözümünden yanadır. İçinde bulunulan güvenlik ortamında da barışın acilen ve yeniden tesisi için elinden geleni yapmaya devam etmektedir.
Türkiye 2022 yılında bir kara tugayı ile NATO’nun İlk Müteakip Kuvvetler Grubu (IFFG-İnitial Following Forces Group) sorumluluğunu üstlenmektedir.
Karadeniz’in yanı sıra Balkanlar’daki ülkelerin istikrar, siyasi birlik ve toprak bütünlüğü ülkemiz için olduğu kadar bölge barışı ve huzuru için de önemlidir. Bu kapsamda, başta Kosova ve Bosna-Hersek olmak üzere tüm Balkan ülkelerinin birlik ve bütünlük içinde mevcudiyetini sürdürmesini istiyoruz.
Ülkemiz, İttifak’a katıldığı 1952 yılından bu yana üstlenmiş olduğu tüm görev ve misyonları başarı ile yerine getirmeye, NATO’nun aktif ve yapıcı bir üyesi olmaya devam edecektir.
HAREKÂT-TATBİKAT-EĞİTİMLER
Türk Silahlı Kuvvetlerimiz harekât, tatbikat ve eğitim faaliyetlerini aralıksız sürdürmektedir.
Ayrıca Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Birliği ve AGİT görevleri ve ikili anlaşmalar kapsamında Libya’dan Kosova’ya, Azerbaycan’dan Bosna Hersek’e, Katar’dan Somali’ye kadar birçok coğrafyada toplam 19 farklı görev ile dünya barışına katkıda bulunmaktadır.
Bu kapsamda,
Mart ayına planlı tatbikatlar icra edilmiş,
Nisan ayı içerisinde ise yurt içi ve yurt dışı tatbikatlar planlanmıştır.
Gelecek dönemde de harekât, tatbikat ve eğitim faaliyetlerimiz ile bölgesel ve küresel barışın desteklenmesine aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetlerimizin harbe hazırlığının en üst seviyede tutulmasına devam edilecektir.
ENVANTERE GİREN YENİ SİLAH SİSTEMLERİ
Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği, desteği ve teşvikiyle savunma sanayisinde yerlilik ve millîlik oranının yüzde 80’lere yükseldiği bu dönemde; Türk Silahlı Kuvvetleri olarak insansız kara, deniz ve hava araçlarından helikopterlere, silah ve mühimmattan füzelere, hava savunma sistemlerinden elektronik harp sistemlerine kadar çok geniş bir yelpazede ihtiyacımız olan sistemler yerli ve millî olarak tasarlanmakta, geliştirilmekte ve üretilmektedir.
Ayrıca, muhtelif silah sistemlerine ve mühimmata yönelik devam eden modernizasyon projelerine ait yıllara sâri tedarik planı kapsamında çeşitli cins ve miktarda harp silah, araç gereçleri Mart 2022 döneminde de Silahlı Kuvvetler envanterine dâhil edilmiştir.
Üstün nitelikli personeli ve sahip olduğu yüksek teknoloji ürünü silah sistemleri ile silahlı kuvvetlerimiz; etkin, caydırıcı ve saygın niteliklerini her geçen gün artırmakta, kazandığı imkân ve kabiliyetler ile gücüne güç katmaktadır.
FETÖ İLE MÜCADELEDE 1 OCAK’TAN İTİBAREN 268 PERSONEL İHRAÇ EDİLDİ
Bakanlığımızın tüm birimleri gerekli hassasiyeti göstererek yeni bilgi, belge ve veriler ışığında FETÖ ile mücadelesini kararlılıkla sürdürmektedir. 15 Temmuz 2016’dan bugüne kadar 24.339 personel ihraç edilmiştir. 1.079 personel hakkında ise idari süreç devam etmektedir.
01 Ocak – 25 Mart 2022 tarihleri arasında;
- 268 personel ihraç edilmiş,
- 154 emekli personelin rütbeleri geri alınmış,
- 127 personel göreve iade edilmiş,
- 12 emekli personelin rütbesi/unvanı iade edilmiştir.
Millî Savunma Bakanlığı bünyesinde FETÖ ile iltisaklı tek bir personel kalmayıncaya dek mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir.
Sonuç olarak; aynı anda birden fazla harekât alanında mücadele eden, dünyanın birçok bölgesinde barış ve istikrarın sağlanmasında görev alan başta Türk Silahlı Kuvvetlerimiz olmak üzere Millî Savunma Bakanlığının tüm birlik ve kurumları; binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen millî, manevi ve mesleki değerlerinden aldığı ilhamla asil milletimizin egemenlik ve bağımsızlığı için üstün bir gayret içerisinde, kendisine tevdi edilen her türlü görevi, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da başarma azim ve kararlılığındadır.