Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, “Hadi bakalım Amerika ve Rusya eğer samimiyseniz, buyurun birlikte BMGK’ye gidin ve deyin ki Suriye’de şu bölgeler uçuşa yasak bölgelerdir ve hiçbir ülke burada uçaklarını uçurmasın” dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, “Türkiye’yi sonu belli olamayan hiçbir maceranın içerisine atılmasına razı omayız. Bazen sağdan soldan, savaş lobilerinin savaşa dair seslerinin yükseldiğini görüyoruz. İnşallah Türkiye bu bölgesel türbülansın içerisine girmeyecektir” dedi.
Bakanlar Kurulu toplantısı, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun başkanlığında gerçekleştirildi. Çankaya Köşkü’nde gerçekleşen toplantının ardından Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, açıklamalarda bulundu.
-YENİDEN İNŞA SÜRECİ-
AK Partili Kurtulmuş, “Birlik Huzur ve Demokrasi Eylem Planı” çerçevesinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da uygulanacak olan kentsel dönüşüm süreçlerini şöyle anlattı:
“Çevre ve Şehircilik Bakanı’mızı ilgilendiren önemli gelişmelerden birisi de Birlik Huzur ve Demokrasi Eylem Planı’mızın parçası olarak özellikle terörden arındırılmış olan ilçe ve şehirlerimizde o şehirlerimizin fiziki anlamda yeniden imar ve inşasını sağlayacak adımların atılmasıydı. Bu çerçevede önce şunu ifade edeyim her hafta sonu bakan arkadaşlarımız bölgede faaliyetlerini sürdürüyorlar. Kendi bakanlıklarıyla ilgili olarak geçtiğimiz hafta sonu da 6 bakan arkadaşımız bölgedeki, ilçe ve şehirlerde çalışmalarını sürdürdü. Ayrıca, Birlik Huzur ve Demokrasi Eylem Paketi’mizin bir gereği olarak sürekli olarak bakanlar arasında koordinasyon çalışmalarını yürütüyoruz.
-SİLOPİ’NİN İNŞASI-
Bu çerçevede terörden arındırılmış olan Silopi ilçemizde riskli alanların tespit edilmesi ve bu çerçevede çok detaylı son derece titiz bir çalışma çevre ve Şehircilik Bakanlığı’mız tarafından tamamlanmıştır ve burada yapı stokunun yenilenmesi ve bu anlamda sağlıksız yapıların kalitesinin düzeltilmesi perspektifiyle çok ciddi bir kentsel dönüşüm planı uygulamaya konulacaktır. Şunu sadece rakam olarak ifade etmek isterim 7 bin 600 binanın bulunduğu bir ilçemiz Silopi. Silopi’de bu binaların sadece 400’ü ağır hasarlıdır. Geri kalan binaların bir kısmında da sadece hasar vardır. Bu çalışma zaten orada var olan bir terör sonrası ortayı düzenleme faaliyetinin ötesinde oradaki yapı stokunu sağlıklı hale getirmek, bütünüyle Silopi’de yeni bir şehirleşme anlayışının ortaya konulması anlayışıyla örnek bir çalışmayı teşkil edecektir. Bu çerçevede yapılan çalışmaları değerlendirmiş ve Bakanlar Kurulu’na Sayın Çevre ve Şehircilik Bakanı’mız takdim etmiştir.”
-BİLİRKİŞİLİK DANIŞMA KURULU-
Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, reform paketi dahilinde “Bilirkişilik Danışma Kurulu” oluşturulması hakkında şunları söyledi:
“Türkiye’de bilirkişilik müessesesi uzunca yıllardır eleştirilen bir müessesedir. Bir yapıya sahip değildir u anlamda müstakil bire organizasyon içerisinde yer almamaktadır. Ayrıca bilirkişilikle ilgili olarak da bir müstakil bilirkişilik yasası bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu büyük bir ihtiyaçtı. Uzunca yıllar hukuk çevreleri tarafından dile getiriliyordu. Bununla ilgili de Adalet Bakanı’mızın çok detaylı bir sunumu oldu. Uzun hazırlıklar sonucu olarak bilirkişilik müessesesi, tanımı ve kurumsal yapılanması günün şartlarına, devletimizin ihtiyaçlarına uygun bir şekilde yapıldı. Bu çerçevede kurumsal yapı içerisinde bilirkişilik danışma kurulu, çeşitli meslek grupları tarafından, HSYK, Yargıtay, Danıştay, ilgili bütün birimlerin de işin içerisinde olacağı ve oralardan gelecek olan seçilmiş kişiler vasıtasıyla 25 kişiden oluşan bir Bilirkişilik Danışma Kurulu olacak. Ayrıca bu Bilirkişilik Danışma Kurulu’nun sekretaryası mahiyetinde Adalet Bakanlığı’nın bünyesinde oluşturulacak Bilirkişilik Daire Başkanlığı oluşacak. Bu tabiri caizse tam manasıyla bu işleyişin sekretaryasını yürütecek olan bir kurum olacak. Ayrıca 15 bölgede de Bilirkişilik Bölge Kurulları oluşarak bu bölgelerde de müstakil olarak bilirkişilik müessesesinin yürümesine vesile olacak. Bu da yine hükümetimizin reform paketi içerisinde ele almış olduğu konulardan birisiydi. Bu çerçevede Başbakan Yardımcımız Lütfi Elvan Bey’in devam etmekte olan reform paketleriyle ilgili olarak da Bakanlar Kurulu’muza bir bilgi sunumu gerçekleşmiştir.”
-“SURİYE’DEKİ HER GELİŞME ULUSAL GÜVENLİK VE ULUSAL ÇIKAR MESELESİDİR”-
AK Partili Kurtulmuş, Suriye’deki gelişmeleri şöyle değerlendirdi:
“Maalesef Suriye’de daha önceki konuşmalarımızda da ifade ettiğimiz çok yakinen takip ettiğimiz Suriye’deki iç savaş, vekalet savaşlarına ve arkasından da neredeyse dünyanın bütün silahlı güçlerinin devreye girdiği bir büyük bölgesel savaş noktasına gelmiştir. Burada herkesin çok titiz davranması gerekiyor. Türkiye 911 kilometrelik sınırıyla Suriye sınırında olan bize yakın bölgelerde olan her konuyu yakinen takip etmektedir. Ta uzaklardan gelip bu bölgenin iç işlerine karışanlar için belki bölgedeki gelişmeler kendi küresel ve bölgesel güç denklemlerinden alacakları payla ilgili bir husus olabilir ama Suriye topraklarında ortaya çıksan neredeyse her gelişme Türkiye’yle ilgili olarak bire bir bir ulusal güvenlik ve ulusal çıkar meselesidir. Dolayısıyla Türkiye’nin buradaki gelişmeleri, sınırımızın hemen öte yakasındaki gelişmeleri çok yakinen takip etmesi dikkatlice takip etmesi ve her türlü tedbiri alması Türkiye’nin ulusal egemenliğinin bir gereğidir.”
-“RUSYA’NIN SURİYE’DEKİ SALDIRILARI KATLİAM HAVASINA DÖNMÜŞTÜR”-
Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, Rusya’nın Suriye’deki hava harekatları hakkında şu ifadeleri kullandı:
“Bunun için bu olayları yakinen takip ediyoruz ve orada gerçekten bir an evvel bir barış sürecinin ortaya konulmasını ve Suriye’de artık daha fazla masum insan kanının akmamasını istiyoruz. Bunun için de sürekli olarak takip ettiğiniz gibi, bütün kamuoyunun ve dünya kamuoyunun takip ettiği gibi maalesef kalkan uçaklarla Suriye’de siviller vuruluyor. Rusya’nın şimdiye kadar 5 bini aşkın sortisinin yapıldığını biliyoruz. Bu sortilerin yüzde doksanından fazlası Suriye’deki sivil mevzilere ya da Suriye’deki ılımlı ulusal güçlerin, özgürlük güçlerinin üzerine atılmış bombalardır. Sadece yüzde 10 civarındaki bir kısmı DEAŞ mevzilerine atılmış bir yapılmış saldırılardır. Dolayısıyla Rusya Federasyonu’nun uçaklarıyla Suriye’de yapmış oldukları bu saldırılar artık alenen bir katliam havasına dönmüş, alenen bir savaş suçu niteliğine bürünmüştür. Bunun için bütün dünyanın Suriye’de barış isteyen bütün unsurların Rusya’nın bu saldırgan tavrına karşı sesini yükseltmelerini talep ediyoruz.”
-“BM SADECE TEMENNİDE BULUNAN BİR ULUSLARARASI KURULUŞ HALİNE DÜŞÜRÜLMÜŞTÜR”-
AK Partili Kurtulmuş, Rusya’nın Türkiye’yi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne şikayet etmesi hakkında şunları söyledi:
“Ayrıca Türkiye’ye Suriye sınırları içerisinden PYD unsurlarıyla IŞİD unsurları tarafından yapılan saldırıların, açılan ateşlerin hepsine Türkiye’nin karşılık vermiş olması da demin söylediğim çerçevede gerçekten Türkiye’nin ulusal çıkarlarını korumasının bir gereğidir. Şimdi Türkiye’nin burada kendisine karşı saldırgan tutum sergileyen gruplara karşı yapmış olduğu kendisini koruma sorumluluğunu, görevini yerine getirmesini Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne Rusya’nın şikayet etmesi çok anlaşılabilir bir tavır değildir. Bu çerçevede esasında BMGK’ye getirilmesi gereken konu daha dün, Azez bölgesinde hastaneye yapılan saldırı, sivil bölgelere yapılan saldırı hele hastane gibi savaş alanında dahi korunması gereken ortak olarak savunulması gereken alanlara yapılan saldırıların BMGK’ye taşınmasıdır. Maalesef bizim yıllardır söylediğimiz BMGK öyle bir yer ki kimin gücü varsa kimin orada bir etkisi varsa onun sözünün geçtiği bir yer. Onun için BMGK ne Suriye krizini çözebiliyor, ne Ukrayna krizini çözebiliyor ne de dünyanın herhangi bir başka yerindeki krizi çözebiliyor. Esas beklediğimiz BMGK’nin bu tür insanlık suçlarına savaş suçlarına karşı gerçekten sesini yükseltebilir noktaya gelmesidir. Üzülerek ifade ediyorum, BM sadece temennide bulunan bir uluslararası kuruluş haline düşürülmüştür. Göçmen meselesi diyorsunuz, göçmen meselesinin önlenmesini temenni ederiz diyor. Suriye savaşını önleyin diyorsunuz, Suriye savaşının bitmesini temenni ederiz diyor. Ukrayna krizini çözün diyorsun, Ukrayna krizinin çözülmesini temenni ederiz diyor. Dolayısıyla burada BM’nin de itibarını korumak bütün BM’yi oluşturan milletlerin de ortak sorumluluğudur.”
-“ABD VE RUSYA’YA TARİHİ SORUMLULUKLARINI HATIRLATIYORUZ”-
“Bu Rusya Federasyonu’nun açık saldırıları ortadadır” diyen Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:
“Rusya başka ülkelerin de bu bölgede saldırılarda bulunduğunu söylüyor. Hadi bakalım Amerika ve Rusya eğer samimiyseniz, buyurun birlikte BMGK’ye gidin ve deyin ki Suriye’de şu bölgeler uçuşa yasak bölgelerdir ve hiçbir ülke burada uçaklarını uçurmasın. Eğer gerçekten bir tarafta İsviçre’de ve Almanya’da barış masaları kuruyorsanız o barış masalarından samimi olarak bir sonuç elde etmeyi umuyorsanız buyurun burada BM’de de uçuşa yasak bölge ilan ederek savaşın gayrı insani boyutlarını hiç olmazsa hemen önleyin ve barış masasının elini güçlendirin. Siz hem savaş meydanında borusu ötenin, gücü olanın BM’de gücü olanın her türlü katliamı yapabileceği bir zemini hazırlayacaksınız hem de ondan sonra barış masasını kurduğunuzu iddia edeceksiniz. Türkiye olarak bunu bir kere daha açık yüreklilikle dile getiriyoruz. Hem ABD’ye hem Rusya’ya da bu tarihi sorumluluklarını hatırlatıyoruz.”
-“KAMUOYUNUN DA RAHAT OLMASINI TEMENNİ EDİYORUM”-
Türkiye’nin bölgede yaşananları yakından takip ettiğini belirten Kurtulmuş, şunları ifade etti:
“Türkiye’nin hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki bütün ulusal çıkarlarını koruyacak her türlü tedbiri de alıyoruz, hazırlıklarımızı her türlü hazırlığımızı yapıyoruz. Ama sonuçta biz Türkiye’yi sonu belli olmayan hiçbir maceranın içerisine atılmasına razı omayız. Denge içerisinde, basiret içerisinde, feraset içerisinde, bu bölgedeki bütün gelişmelerin nereye doğru evirildiğini bilen bir anlayışla Türkiye’nin hem milli egemenliğini koruma konusundaki kararlılığımızı koruruz hem de Türkiye’nin bir maceranın içine atılmasını istemeyiz. Bu çerçevede kamuoyunun da rahat olmasını temenni ediyorum. Bazen sağdan soldan, savaş lobilerinin savaşa dair seslerinin yükseldiğini görüyoruz. İnşallah Türkiye bu bölgesel türbülansın içerisine girmeyecektir ve inşallah Türkiye bu bölgede bir an evvel barışı sağlayacak perspektifi dünya kamuoyuyla paylaşmaya devam edecek ve barışın sağlanmasına katkıda bulunacaktır.”
AK Partili Kurtulmuş, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
-“SİLOPİ, SUR VE CİZRE’YE ÖRNEK TEŞKİL EDECEK”-
Silopi’nin tekrar inşası süreci kapsamında sorulan soruya, Kurtulmuş, şu cevabı verdi:
“Bir an evvel şehrin fiziki alt yapısının tamamlanması ve bunun üstünde de yollarının Silopi’ye yakışacak şekilde hemen yollarının yenilenmesi ve buradaki gerçekten eskimiş korozyona uğramış çok sayıda binanın olduğu biliniyor bu binaların da yeniden bir dönüşüm içerisinde bir plan içerisinde bunların uygulanmaya başlaması. Bu tabii ki çok acil bir eylem planının parçasıdır ve inşallah Silopi’deki uygulama da bir pilot uygulama olacaktır. Bunun için bütün detayları hesap edilmiştir. Ümit ederim ki örnek bir çalışmayla Silopi’deki durum ortaya çıkacak ve o diğer ilçelerimize de başta Sur ve Cizre olmak üzere o diğer ilçelerimize de örnek teşkil edecektir.”
-“İSRAİL ÖZÜR DİLEYEREK HATA YAPMIŞ OLDUĞUNU KABUL ETTİ”-
Kurtulmuş, Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerinin ne durumda olduğunu şu ifadelerle açıkladı:
“İsrail ile anlaşma konusunda Türkiye’nin üç tane birbirinden ayrılmaz talebi vardı. Bunlardan bir tanesi İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi, bu gerçekleşti. Aşağı yukarı iki seneyi aşkın bir süredir gerçekleşti. İkincisi Mavi Marmara şehitlerine tazminat ödenmesi, bununla ilgili görüşmeler devam ediyor, bu görüşmelerde de belli bir noktaya gelindiğini biliyoruz. Üçüncüsü ise en az bunlar kadar anlaşmanın ayrılmaz bir parçası olan Gazze’ye olan ablukanın kaldırılması. Bizim için bu maddelerin biri ikisi değerli, diğeri değersiz değildir. Bu maddelerin hep bizim için önemli ve değerli maddelerdir. Çünkü Mavi Marmara insani yardım konvoyu Akdeniz’in uluslararası sularında seyrederken karşılaşmış olduğu bu saldırı zaten kabul edilebilir bir şey değildir. İsrail özür dileyerek hata yapmış olduğunu kabul etti. Tazminat ödeyerek de hata yapmış olduğunun hukuken pekiştirmiş olacak. Mavi Marmara seferine katılanların ve Türkiye’de milletimizin büyük çoğunluğunun orya vermiş olduğu desteğin altında yatan ana unsurlardan birisi de Gazze’ye sürdürülen gayrı insani bu ablukanın kaldırılmasıdır. Dolayısıyla Türkiye’nin bu üçüncü madde konusundaki fikri de açıktır. Bununla ilgili de bu üç maddenin hepsinde de bir uzlaşma ortaya çıkarsa bunla kamuoyuyla paylaşılır ve o zaman uzlaşılmıştır sonucuna varılır. Dolayısıyla şuan da devam etmekte olan bir süreçten bahsediyoruz.”