Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, MGK’dan sonra yapılan açıklamada paralel devlet yapılanması için terör örgütü ibaresinin kullanılmasına ilişkin, “Paralel devlet yapılanması diğer toplantılarda legal görünümlü illegal bir yapılanma olduğunun altı çizilmiş. Yine önceki MGK’larda paralel devlet yapılanmasıyla ilgili olarak da devlet olarak topyekun mücadelenin esas alındığı ifade edilmiştir. Bu kararla birlikte paralel yapıyla mücadelede yeni bir safhaya geçilmiştir” değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, “Hükümetin öncelikli adımlarından birisi yeni anayasa başta olmak üzere siyasal reformları tamamlamaktır. Biz bu meseleyi en kısa zamanda TBMM’ye getirmek isteriz. Ümit ediyorum ki en kısa zamanda bizim başkanlık sistemiyle ilgili teklifimiz TBMM’ye getirilecektir” diye konuştu.
65. Hükümet Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında ilk Bakanlar Kurulu toplantısını Çankaya Köşkü’nde yaptı. Toplantı sonrası basın toplantısı düzenleyen Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, TBMM’de eksiksiz bir şekilde 65. Hükümete güvenoyu veren tüm parti milletvekillerine teşekkür ederek konuşmasına başladı.
65. hükümeti “Reform, atılım ve icraat hükümeti olarak” adlandıran Kurtulmuş, yeni hükümetin öncelikli eylem planlarını şöyle sıraladı:
“Bu hükümetin beş tane temel vazifesi vardır. Bunlardan birincisi bu hükümet programıyla birlikte Türkiye ekonomisinde yeni bir döneme geçiyoruz. Türkiye ekonomisi bu dönemde bir faz değişimi gerçekleştirecek. İkinci konumuz ise terörün sona erdirilmesidir. Üçüncü önemli önceliği, yeni anayasayı yapmak. Bu çerçevede Türkiye’de yeni bir yürütme sisteminin tartışılmasını sağlamak. Başkanlık sistemi başta olmak üzere anayasal reform içerisinde düşündüğümüz (milletle paylaştığımız) reform hareketlerini gündeme getirmek ve sadece yeni anayasa değil Türkiye’deki söz verdiğimiz siyasal reformları da tamamlamak. Dördüncüsü, dış politikada ortaya çıkan yeni sorunlar ve giderek ağırlaşan tablo karşısında yeni sorunları çözecek yeni perspektifler geliştirerek bunları uygulamaya koyabilmektir. Beşincisi ise toplumsal bütünlüğü sağlayarak bu ülkede farklı inanç ve mezheplerden farklı etnik kökenlerden, farklı toplumsal kesimlerden vatandaşlarımızın hepsinin kendisini özgür, eşit ve birinci sınıf vatandaş hissettiği bir Türkiye’nin kuruluşunu tamamlamaktır.”
5 İLÇEDEKİ İMAR MALİYETİ 855 MİLYON LİRA
Operasyonların tamamlandığı ilçelerde ve yerleşim yerlerinde ön görülen çalışmaların gözden geçirilmesi olduğunu söyleyen Kurtulmuş, “Sur, Silopi, Cizre, İdil ve Yüksekova ilçelerinde ortaya çıkan tablo detaylarıyla masaya yatırıldı. Buradaki imar ve inşa alanındaki bütün faaliyetlerin yeniden planlandığı bir süreçle karşı karşıyayız. Bu beş ilçemizde toplam yıkılan bina sayısı 6 bin 320’dir. Bunları birim olarak düşünürsek yaklaşık 11 bin birimdir. Bu yapıların yeniden yapılması için ön görülen toplam maliyet ise yaklaşık 855 milyon lira civarındadır. Bunla ilgili olarak bu süreçlerde hem var olan imar planlarına ve tarihsel yapıların korunmasına azami dikkat gösterilerek bütün bu ilçelerimizde yaptığımız bütün işlerin kurulacak ofisler vasıtasıyla vatandaşlarımızın rızası üzerine yapılması çalışmalarımızın esasıdır” ifadelerini kullandı.
64. Hükümet’in “birlik, huzur ve demokrasi eylem planlarının da uygulanmasına devam edeceğini belirten Kurtulmuş, her hafta ilgili birimlerin 80 maddelik eylem planın 34 tanesinin tamamen bittiğini aktardı.
“TÜRKİYE’NİN CİDDİYETİ SUİSTİMAL EDİLMEMELİ”
Türkiye-AB ilişkilerinin de toplantıda konuşulan konular arasında olduğunu diye getiren Kurtulmuş şunları kaydetti:
“Özellikle vize serbestisi üzerinden AB ile uzun süredir devam eden çok yakın bir müzakere sürecimiz var. Bu anlamda Türkiye olarak biz üzerimize düşen sorumlulukların aşağı yukarı tamamını gerçekleştirdik. Geriye kalan üç dört madde oldu bunlarda ilgili de çalışmalarımız devam ediyor. Buradaki irademizin sağlam olduğunu bir kez daha ifade etmek isterim. Meseleyi ciddi bir şekildi ele aldığımızı bir kere daha teyit etmek isterim. Ancak Türkiye’nin bu ciddiyeti ve meseleye sağlam bir irade ile yaklaşmasının hiçbir şekilde de istismar edilmemesini temenni ederiz. Bir mızıkçı anlayış içinde Türkiye’nin vize serbestisine yaklaştığı noktalarda bu meseleyi geri bıraktırmak için Avrupa’dan bazı siyasetçilerin içine girmiş oldukları davranışları ve sözleri anlamadığımız ifade etmek isterim.”
Geçen hafta sonu ab bakını, dış işleri bakanı ve AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans’ın Antalya’da yapılan görüşmeye ilişkin, “son derece samimi bir görüşme ile ilerleme sağlanabilmesi için önümüzdeki hafta teknokratlar düzeyinde ab ile Türkiye arasındaki toplantıların devam ettirilmesine karar verilmiştir” ifadesini kullandı.
“PARALEL DEVLET YAPILANMASIYLA MÜCADELEDE YENİ BİR SAFHAYA GELİNDİ”
MGK’dan sonra yapılan açıklamada paralel devlet yapılanması için terör örgütü ibaresinin kullanılmasını, “Paralel devlet yapılanması diğer toplantılarda legal görünümlü illegal bir yapılanma olduğunun altı çizilmiş. Yine önceki MGK’larda paralel devlet yapılanmasıyla ilgili olarak da devlet olarak topyekun mücadelenin esas alındığı ifade edilmiştir. Bu kararla birlikte paralel yapıyla mücadelede yeni bir safhaya geçilmiştir. Paralel devlet yapılanması ilk kez MGK toplantısında tasfiye kararı olarak bir terör örgütü olarak nitelendirilmiş ve bundan sonraki mücadelenin ana çerçevesi de bir terör örgütüyle mücadele şekline getirilmiştir” değerlendirmesinde bulundu.
“MARE-CERABLUS HATTI TÜRKİYE İÇİN HAYATİ BİR HATTIR”
Cerablus harekatı teklifine ilişkin, “Suriye'de sahada her gün yeni bir oyun, tabiri caizse oyun içinde oyun farklı şekillerde uygulanmakta. Bu oyunların önemli bir kısmı da Türkiye'yi rahatsız etme durumuna gelmektedir. Rahatsız etmeyi sadece politik bir rahatsızlık vermeyle ilgili olarak söylemiyorum. Mare-Cerablus hattı da Türkiye için hayati bir hattır. Bu hattın korunması, bu hatta Türkiye’ye karşı doğrudan hedef alan bir takım terör örgütlerinin hareketli olmaması için Türkiye üzerine düşeni yapmaya kararlıdır. Bu anlamda da IŞİD'in durdurulması önceliklerinden birisidir” diye konuştu.
“TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİNİN YENİDEN TAMİR EDİLEBİLECEĞİ KANAATİNDEYİM”
Rusya lideri Vladimir Putin’in “Ankara adım atmalı” açıklamalarına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Uçak krizi ortaya çıktığından beri, 'Ne Türkiye Rusya'yı, ne Rusya Türkiye'yi gözden çıkarabilir' dedik. Çünkü Türkiye ve Rusya bu bölgede iki kadim komşudur. Zaman zaman rakiptir ve her alanda ilişkilerini güçlendirmiş iki ülkedir. Suriye krizinden kaynaklanan bir durum dolayısıyla ilişkiler gerilmiştir. Ama her iki ülke de birbirini gözden çıkaramaz. Türkiye bile bile, kasten bu uçağın düşürüle olayının içinde olmamıştır. Türkiye uçağın kimliğini bilmediğini resmi olarak ifade etmiştir. Rusya'nın bu meseleyi uzatmasının Rusya içinde faydalı olmayacağı düşüncesi içindeyim. Keşke böyle bir durum ortaya çıkmasaydı. Türkiye-Rusya ilişkilerinin yeniden tamir edilebileceği kanaatindeyim. İki komşu ülke arasındaki bu sorunun diyalog yoluyla çözülmesi mümkün olur.”
“PARLEMENTOLARIN KİRLİ HESAPLARI ÖNÜMÜZE SERMEK DEĞİLDİR”
Kurtulmuş, Alman Parlamentosu’nda Perşembe günü oylanacak 1915 olaylarını “soykırım” diye niteleyen tasarıya ilişkin, “O sırada ölen vatandaşların tamamı Osmanlı cihan devletinin vatandaşlarıydı. Ancak aradan bir asır geçtikten sonra o hesabı kurcalamaya çalışanları da anlamak mümkün değildir. 1915'teki olayların ne olduğu, ne şekilde cereyan ettiği, hangi saiklerle o noktalara gelindiğinin tespiti ve bu konuda söz söyleme, parlamentoların vazifesi değildir. Bu konuda hiçbir parlamentonun söyleyeceği söze hiç kimse itibar etmez. Parlamentoların vazifesi tarihi olaylar üzerinden eski defterleri karıştırıp, eski günlerdeki birtakım kirli hesapları bugün önümüze sermek değildir. Eğer samimiyseler ellerinde, avuçlarında ne bilgi, belge varsa bunları tarihçilere ve araştırmacılara sunmak ve onların bilimsel tarafsızlık içerisinde 1915 olaylarını aydınlatmasına destek olmaktır. Onaylanırsa bizim için hiçbir kıymeti olmayan bir metinden ibaret olur. Başka parlamentolar bu tür karar aldıklarında ne yaptıysak aynısını yapar yolumuza devam ederiz” diye konuştu.
Kurtulmuş, ABD askerlerinin YPG armasıyla sahada görülmesini “Rencide edicidir, dostluk ilişkilerine zarar vericidir” şeklinde değerlendirdi.
ÖNCELİKLİ ADIM YENİ ANAYASA
“Hükümetin öncelikli adımlarından birisi yeni anayasa başta olmak üzere yeni anayasa başta olmak üzere siyasal reformları tamamlamaktır” diyerek konuşmasını sürdüren Kurtulmuş şunları aktardı:
“Tabi bu konuda talep milletin talebidir. Türkiye’de yeni bir anayasa 1980 darbesinden beri konuşuluyor. Bu anayasa teklifi içerisinde Türkiye’nin daha etkin bir yönetim sistemine kavuşması için nelerin olması gerektiğini bütün partiler ortaya koysun, bu görüşleri halkla paylaşsın ve Türkiye’de kamuoyunun da gerçekten işin içerisinde olduğu bir anayasa ve başkanlık sistemi tartışması olsun. Bizin baştan beri istediğimiz bu. Dolayısıyla böyle bir talep canlı, böyle bir talep var. Böyle bir siyasi irade var. Biz bu meseleyi en kısa zamanda TBMM’ye getirmek isteriz. Ümit ediyorum ki en kısa zamanda bizim başkanlık sistemiyle ilgili teklifimiz TBMM’ye getirilecektir.”
“ERKEN SEÇİM HALKIN İRADESİNE SAYGISIZLIK”
Kurtulmuş, Türkiye’nin erken seçime gidip gitmeyeceğine ilişkin, “Türkiye’nin ufkunda bir erken seçim falan hiçbir şekilde yoktur. Bunu konuşmak öncelikle milletin iradesine saygı göstermemek olur. Daha seçimin mürekkebi yeni kurudu. Dolayısıyla bu kadar taze bir parlamentonun hemen erken seçimi konuşmasını doğru bulmayız” dedi.
“CUMHURBAŞKANI YARGI MÜDAHALEDE BULUNMUYOR”
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın programına katılmasının eleştirilmesine ilişkin, “Yargı güçleri de Türkiye Cumhuriyeti’nin en üst makamı olarak Cumhurbaşkanlığı’na bağlıdır. Bu insanlar herhangi bir şekilde cumhurbaşkanı çağırdığı zaman toplantıya katılırlar. Cumhurbaşkanı ne bu toplantılarda onların yargı faaliyetlerine müdahale etmiştir, ne de bu insanlar cumhurbaşkanımızla birlikte çay topladığı zaman yargı bağımsızlığını ihlal etmişlerdir. Son derece insani bir durum vardır. Yargı kurumlarının, tüm kamu kurumlarının başında olan biri olarak yargıya müdahalede bulunmuyor. Herhangi bir mahkeme toplantısına katılmıyor. Bu şekilde anlamanın yanlış olduğu kanaatindeyim. Siyaseten büyütülmesini de doğru bulmam” değerlendirmesinde bulundu.
“MGK’DA FİDAN GÜNDEME GELMEDİ”
Mit Müsteşarı Hakan Fidan’ın görevden alınacağına ilişkin herhangi bir konunun MGK toplantısında gündeme gelmediğine vurgu yapan Kurtulmuş, “MGK’da MİT Müsteşarı’yla ilgili bir konu gündeme gelmedi. Sayın Fidan başından sonuna kadar toplantıda bulundu. Kulislerdeki konuşmalara göre hareket edemeyiz” diye konuştu.