Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kıbrıs görüşmelerine ilişkin, “Türk tarafı, çok yapıcı bir tutum içerisinde oldu. Maalesef Rum tarafının yapıcı olmayan yaklaşımları nedeniyle arzu edilen netice elde edilemedi. Fakat bu Kıbrıs konusunun kapandığı anlamına gelmiyor biz Kıbrıs halkının yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, gündemdeki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Kalın CHP Tunceli Milletvekili Gürsel Erol'a Tunceli’de şehit edilen öğretmen Necmettin Yılmaz hakkında Meclis'te yaptığı konuşma nedeniyle teşekkür etti ve “Kendisinin Meclis’te yaptığı konuşma bugün Türkiye’nin teröre karşı sahip olması gereken net, milli, yerli, tavizsiz duruştur” dedi.
Güvenlik Birimlerine FETÖ Kapsamında Yapılan Temizlik Harekatı
Kalın, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından güvenlik birimlerinden FETÖ’cülerin temizlenmesine yönelik başlatılan harekata ilişkin, “Kaynağının neresi olduğu az çok belli olan, çeşitli mahfillerde, Türkiye’nin bundan sonra güvenlik noktasında zaaf yaşayacağı, özellikle NATO güvenlik sistemi içerisinde artık güvenilir bir partner olmayacağı yönünde birtakım spekülasyonların dolaşıma sokulduğunu gördük” dedi. Kalın, 15 Temmuz darbe girişiminden bir yıl sonra bakıldığında ise, “FETÖ’cü hainlerden temizlendikçe Türk Silahlı Kuvvetleri ve Polis Teşkilatı’mızın emniyet ve güvenlik sağlama konusunda çok daha etkin bir noktada olduğunu gördük” değerlendirmesinde bulundu.
Kıbrıs Türk Tarafına Yönelik İzolasyonların Kaldırılması Çağrısı
İsviçre’de devam eden Kıbrıs görüşmelerinden arzu edilen sonucun alınmadığını belirten Kalın, “Burada Türk tarafı, bütün BM yetkilileri ve diğer uluslararası gözlemcilerin de ittifaken söylediği gibi hakikaten çok yapıcı bir tutum içerisinde oldu. Maalesef bizim bütün bu yapıcı tutumumuza ve yaratıcı fikirler üretme çabamıza rağmen Rum tarafının yapıcı olmayan yaklaşımları nedeniyle arzu edilen netice elde edilemedi. Fakat bu Kıbrıs konusunun kapandığı anlamına gelmiyor biz Kıbrıs halkının yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Kıbrıs Türk tarafına yönelik izolasyonların, yaptırımlar hala devam ettiğini belirten Kalın, “Uluslararası topluma buradan çağrımız artık bu yeni gerçekler ışığında bu izolasyonların ve yaptırımların tamamen kaldırılmasıdır” dedi.
“Musul’un Yeniden İnşası Sürecinde Sorumluluk Yüklenmeye Hazırız”
Musul’un IŞİD’den hemen hemen tamamen temizlendiğini söyleyen Kalın, “Musul’un yeniden inşası sürecinde Türkiye olarak biz uluslararası toplumla beraber üzerimize düşen sorumluluğu yüklenmeye hazırız” dedi.
Telafer’e Dönük Operasyonlar
Telafer’de IŞİD tehdidinin devam ettiğini vurgulayan Kalın, “Şu anda Irak Ulusal Güçleri Telafer’e dönük operasyonlarını sürdürüyorlar. Biz orada Irak Ulusal Güçleri’nin ve diğer Irak güvenlik birimlerinin Telafer’e girmesinin Haşdi Şabi’nin oraya sokulmamasının önemini bir kez daha ifade etmek istiyoruz” diye konuştu.
“Bu Referandumun Bir Yere Varması Mümkün Değil”
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Kuzey Irak Kürt Yönetimi’nin bağımsızlık referandumuna ilişkin ise, “Bu referandum kararının yanlış olduğunu geri dönülemez birtakım sonuçlara yol açabileceğini tekrar buradan hatırlatmak ve Kürt bölgesel Yönetimi yetkililerine bu karardan geri dönmeleri gerektiğini tekrar hatırlatmak istiyoruz. Çünkü ne Irak bağlamında ne bölgesel ve uluslararası anlamda bu referandumun bir yere varması bir netice hasıl etmesi mümkün değil. Bunun yerine tamiri mümkün olmayan birtakım hasarların hataların yapılmaması için de umarız Irak Kürt yöneticileri bu kararı gözden geçirirler ve referandum kararından vazgeçerler” dedi.
“Suudi Arabistan’ın Oynayacağı Yapıcı Rol Son Derece Önem Arz Ediyor”
Körfez ülkeleri ile Katar arasında yaşanan kriz bağlamında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretlerine değinen Kalın, “Bugün itibariyle 13 maddelik listenin 6’ya indirilmiş olması, Türk üssünün kapatılması maddesinin de bu listeden çıkarılmış olması memnuniyet verici bir gelişmedir. Bundan sonra diğer konularda ne tür adımlar atılabilir bunlarla ilgili çalışmalarımız devam edecek. Sayın Cumhurbaşkanımızın Suud Kralı’nın rolüne özel bir önem atfettiğini bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bölgenin en önemli, en güçlü ülkesi olarak Suudi Arabistan’ın bu süreçte oynayacağı yapıcı rol son derece önem arz ediyor” diye konuştu.
“Mescid-İ Aksa’nın Etrafının Sarılması Kabul Edilebilir Bir Durum Değildir”
Kudüs’te Mescid-i Aksa civarında yaşanan hadiselerin Türkiye için son derece rahatsız edici gelişmeler olduğunun altını çizen Kalın, “Güvenlik ya da terörle mücadele gerekçesiyle özellikle Mescid-i Aksa’nın etrafının sarılması, metal dedektörler konması, oraya Filistinli, Arap ve diğer Müslüman bireylerin girişinin engellenmeye çalışılması kabul edilebilir bir durum değildir. Biz bunları El Halil camiinde olduğu gibi Mescid-i Aksa’nın statüsünün adım adım değiştirilmesinin bir parçası olarak görüyoruz ve bundan büyük endişe duyuyoruz” dedi.
Kalın, AB ile ilişkilerin yeniden canlandırılması konusunda varılan mutabakat çerçevesinde 25 Temmuz’da bir Türkiye - AB Zirvesi yapılacağını da sözlerine ekledi.
“Talihsiz Açıklamaların İç Siyaset Yatırımı Olduğunu Düşünüyoruz”
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Büyükada’daki soruşturma sonrasında gelen tutuklamalara yönelik Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'in sözlerini, “Bu talihsiz açıklamaların Almanya’da yaklaşmakta olan seçimlere yönelik bir iç siyaset yatırımı olduğunu düşünüyoruz. Almanya’da maalesef bu bir moda haline geldi. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik paranoya düzeyindeki bir husumetin karşıtlığın Alman siyasetinde pirim yapmaya başladığını görenler, bu vagona atlayarak kendilerince puan toplamaya çalışıyorlar. Bence onların oturup bu akıl tutulmasından kurtularak daha rasyonel bir şekilde düşünmeleri gerekiyor” sözleriyle değerlendirdi.
“Bugüne Kadar Herhangi Bir Alman Firmasına Karşı Bir Soruşturma Yapılmış Mı?”
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Almanya’ya yönelik açıklamalarına şöyle devam etti:
“FETÖ soruşturmalarından kaçan, bu ülkeye ihanet eden hainlerin en çok gittiği yerlerden bir tanesi neden Almanya olmaya devam ediyor. Bu konularla ilgili dosyaları önlerine koyduğumuzda, ‘Bizde yargı bağımsızlığı var’ diyorlar. Peki, Türkiye’deki yargı bağımsızlığına neden saygı duymuyorlar? Öncelikle bu konuda onlar buradaki yargıya saygılı olacaklar.
Türkiye’ye giden Alman vatandaşlarının güvende olmadığı, Türkiye’deki Alman firmaların tereddütlerinin, endişelerinin olduğu şeklindeki açıklamaları da şiddetle kınıyoruz. Böyle bir şey asla söz konusu değildir. Bizim Hamburg’da Sayın Şansölye ile yaptığımız görüşmede, Türkiye'deki Alman yatırımlarının güvende olduğunu ifade ettik. Almanya bizim için önemli bir ticaret partneridir. Almanya’da binlerce Türk firması var, Türkiye’de 6-7 bin civarında Alman firması var. Bunlar yıllardır karşılıklı ekonomik ilişkileri güçlendiren en önemli aktörlerdir. Bugüne kadar herhangi bir Alman firmasına karşı bir soruşturma yapılmış mı?
Böyle bir şey yokken ortaya böyle bir iddia atmak her şeyden önce bu ilişkileri feda etmek demektir ki biz buna asla razı olmayız. Bir Alman gazetesinde de buna benzer bir iki haber çıktı. Bununla ilgili Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de bu kişilerle görüştü. Böyle bir şeyin olmadığını, kendilerini gayet güvende hissettiklerini bu firmalar da ifade ettiler.
“Kimse Türkiye’ye Parmak Sallayarak Hizaya Getirmeye Kalkmasın”
Türkiye'ye gelen Alman vatandaşları... Yıllardır Alman vatandaşları Türkiye’ye gelirler. Bunlarla ilgili bizim hiçbir sorunumuz yok. Onlar burada bizim misafirimizdir ve biz Alman turistlerini daha fazla görmek istiyoruz burada.
Burada soruşturma konusu olan ya da gözaltı yapılan, yargı sürecine dahil olan kişiler kimlerdir? Polisin ve yargının tespit ettiği kadarıyla birtakım illegal ya da şaibeli faaliyet içerisinde olan kişilerdir. Bunlarla Türkiye’ye turizm için, ticaret için vesaire aynı kefeye koyup, ‘Türkiye’ye gitmeleri emniyetli değildir’ şeklinde bir mesaj verilmesi, büyük bir siyasi sorumsuzluktur. Biz Almanya ile hep iyi ilişkiler içerisinde olduk, olmak istiyoruz ama hep ifade ettiğimiz gibi bunun karşılıklı saygı ve çıkar ilişkileri çerçevesinde olması gerekir. Kimse Türkiye’ye Avrupa’dan veya bir başka yerden parmak sallayarak hizaya getirmeye kalkmasın. Bu tür popülist çıkışlarla Türk- Alman ilişkilerini gölgelemek yerine reel sorunlara yönelmeleri ve Türk-Alman ilişkilerini tekrar olması gereken rayına oturtmalarıdır.”
FETÖ Avrupa ve Almanya'yı Kullanarak Türkiye Karşıtı Faaliyetler İçerisinde Bulunmaktalar
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın terör raporuna FETÖ’nün dolaylı olarak da girmiş olmasının önemli olduğunu söyleyen Kalın, şöyle devam etti:
“Fakat FETÖ terör örgütünün ne olduğunu, mahiyetini tam olarak tespit etmeyen bir değerlendirme olduğunu da orada ifade etmeliyiz. Üzücü olan, FETÖ Avrupa ve Almanya'yı kullanarak Türkiye karşıtı faaliyetler içerisinde bulunmaktalar. Bizim Avrupa ve ABD makamlarından beklentimiz, FETÖ terör örgütünün elebaşı olan Gülen başta olmak üzere, bunların ne kadar militanı, ajanı, casusu varsa bunların hukuk kuralları içerisinde Türkiye'ye iade edilmeleridir. Avrupa ve ABD'den beklentimiz FETÖ mensuplarının Türkiye’ye iade edilmesidir. Bu adamın Pensilvanya'dan bu suç örgütünü yönetmeye devam etmesi, terörle mücadele açısından büyük bir çelişkidir, Türkiye ile müttefiklik ilişkisini olduğu iddiasını da zedeleyen bir durumdur.”
Kalın: Arzu Edilen Netice Elde Edilemedi Fakat Kıbrıs Konusu Kapanmadı
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kıbrıs görüşmelerine ilişkin, “Türk tarafı, çok yapıcı bir tutum içerisinde oldu. Maalesef Rum tarafının yapıcı olmayan yaklaşımları nedeniyle arzu edilen netice elde edilemedi. Fakat bu Kıbrıs konusunun kapandığı anlamına gelmiyor biz Kıbrıs halkının yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.
20 Temmuz 2017 Perşembe 16:20