Öne Çıkanlar deprem tsk CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut recep tayyip erdoğan palandöken binali yıldırım Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tüik cumhurbaşkanı erdoğan şehit pkk CHP Gaziantep Milletvekili İrfan Kaplan

Erdoğan: Kılıçdaroğlu'nun Seviyesine İnmeyi Kendime Yakıştıramıyorum

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na “Diyor ki ‘Benim karın ağrım neymiş açıkla’ diye tutturmuş. Ben bu tür meseleleri konuşmaktan hicap duyuyorum. Bu senin kendi içinde bulunduğun partindeki karın ağrıları. Senin için sorun olmayabilir ama bizim de ahlakımız gereği dikkat etmek zorunda olduğumuz sınırlarımız var. Bu zat için söylenecek çok şey var ama onun seviyesine inmeyi kendime yakıştıramıyorum. Bulunduğum makam da ona zaten pek de müsaade etmiyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri Ticaret Odası’nın düzenlediği 120. Onur Yılı programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kendine verilen onur ödülü için Kayseri Ticaret Odası’na şükranlarını sunduğunu belirten Erdoğan, konuşmasında şunlara değindi:

-“DEVLETTEN BESLENEN KÜÇÜK BİR KESİMİN HAKİMİYETİNİ DESTEKLEYENLER KENDİLERİNE SOL VEYA SOSYAL DEMOKRAT DİYENLERDİ”-

“Bugün 24 Ocak yani 24 Ocak 1980 kararlarının 36. Yıldönümü. Türkiye’de İstanbul dışında Kayseri, Gaziantep, Denizli gibi yeni ekonomi merkezlerinin oluşmasında 24 Ocak kararlarının büyük katkısı var. 24 Ocak kararları ülkemizde dışa açık, rekabetçi, mücadeleci, müteşebbis iş adamlarının önünü açmıştır. Devletçilik kisvesi altında devletten beslenen küçük bir kesimin ekonomideki hakimiyetini tahkim eden eski anlayışın en büyük destekçisinin kendilerine sol veya sosyal demokrat diyenler olması da ayrı bir kara mizahtır.”

-“GÜÇLÜ YÖNETİM ARAYIŞI İÇİNDE OLMAMIZ 12 EYLÜL DARBESİNİN VESAYETÇİ YAPISI SEBEBİYLEDİR”-

Erdoğan, 24 Ocak kararlarının önemini vurgulayarak şunları söyledi:

“Türkiye ile aynı dönemlerde benzer ekonomi politikalarını uygulamaya başlayan ülkeler hızla ileriye atılırken biz 12 Eylül Darbesi ve onun kurduğu çarpık düzenini uzun süren etkileri yüzünden geride kaldık. Bugün hala siyasi istikrar ve güçlü yönetim arayışı içinde olmamız 12 Eylül darbesinin ülkemizde tesis ve tahkim ettiği vesayetçi yapı sebebiyledir. Biz işte bunun için her fırsatta yeni Anayasa diyoruz, her fırsatta başkanlık sistemi diyoruz. Bugün yeni Anayasa tartışmasında olumsuz tavır alan herkesin ortak özelliği milletten, milli iradeden, milletin tercihlerinden çekiniyor olmalarıdır. Başkanlık sisteminden bundan dolayı çekiniyorlar. Millete güvenenler yeni Anayasadan, başkanlık sisteminden niye korksunlar. Önümüzdeki dönem Türkiye’nin artık bu meseleyi çözdüğü kendisine yakışan hedefleriyle uyumlu reformları hayata geçirdiği bir dönem olacaktır.”

-“KAYSERİ’YE BİZ DENİZİ GETİRDİK”-

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri’ye yapılan baraj ve göletlere ilişkin şöyle konuştu:

“Birileri hani geçmişte diyordu ya ‘Kayseri’ye deniz getireceğim’ filan. Tabi Kayseri’ye deniz filan gelmedi ama Kayseri’ye biz denizi getirdik. Bu denizin adı Yamula denizi bunu biz getirdik. Bakınız yamula başta olmak üzere yapılan 43 adet baraj gölet ve sulama tesisi Kayseri’nin iklimini dahi değiştiren bir güzelliği beraberinde getirdi.”

-“İLK DEĞİL ŞEHİTLERİMİZ. ŞEHİTLERİMİZİN SONU DA YOK”-

Erdoğan, terör ile mücadele konusunda şunları kaydetti:

“Hemen yanı başımızdaki Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi 1. Dünya Savaşı’ndan sonraki en çalkantılı dönemlerinden birini yaşıyor. Türkiye’nin bu gelişmelere kayıtsız kalabilmesi mümkün değildir. Esasen şu anda Hakkari, Şırnak, Diyarbakır gibi illerimizde yaşanan hadiselerin ne Kürt kardeşlerimizle ne o bölgelerimizle hiçbir ilgisi yoktur. Birileri çıkıyor ne diyor? ‘İşte şu anda devlet Kürtleri öldürüyor’ elinize dilinize dursun. Bizim Kürt kardeşlerimizle hiçbir sorunumuz yok. Onlar bizim kardeşlerimizdir. Bunu diyenler kimler? O bin 128 tane sözde akademisyen, bunlar diyor. Hayatta o bölgelere gidip o bölge halkıyla şöyle aynı sofrayı paylaştıkları mümkün değil. Bizim oradaki mücadelemiz asla ve asla Kürt kardeşlerimizle değildir. Bizim mücadelemiz terör örgütüyledir, teröristlerledir. Ülkemize başka Güneydoğu, Doğu bölgeleri olmaz üzere huzuru, refahı, mutluluğu getirdiğimiz ana kadar bu mücadele orada devam edecektir asla durmak yok. Çünkü biz kefenimizi giydik bu yola öyle çıktık. Bugün bir Üsteğmenimizi ebediyete uğurladık. Tabi ilk değil şehitlerimiz. Şehitlerimizin sonu da yok değil mi? ta nerelerden nerelere. Biz bundan sonrasını da göremeyeceğiz.”

-“ALEYHİMİZDE SONUÇLAR DOĞURACAK BİR TAKIM PROJELERİ HAYATA GEÇİRME GAYRETLERİ VAR”-

Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Kendilerine yer arayanlar nerede bulacaklarsa çıksınlar, gitsinler oralarda bulsunlar. Bu toprakların içerisinde yer alanlar bu ülke bir hukuk devletidir bu hukuk devletinin içerisinde anayasa neyi amirse yasalar neyi amirse buna uymak zorundadırlar. Uymadıkları takdirde bedelini ödemeye mahkumdurlar. Aleyhimizde sonuçlar doğuracak bir takım projeleri hayata geçirme gayretleri var. Bu açık gerçeğe rağmen terör örgütüne alet olan kişiler elbette var ama vatandaşlarımızın çoğu artık bu oyunu görmüş terör örgütüyle onu destekleyen partiyle ve benzeri yapılarla arasına ciddi bir mesafe koymuştur. Şu anda bakın ana muhalefet partisi bile bunlara destek olmaya başladı. Bunlar nasıl Anayasaya uygun olarak hareket ediyorlar? Anlamak mümkün değil. Terör örgütünün her geçen gün daha ahlaksız ve vicdansız eylemlere yönelmesinin sebebi işte budur.”

-“EY AKADEMİSYENLER YA SİZ ÖĞRENCİ YETİŞTİRMİYOR MUSUNUZ”-

 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu suça ortak olmayacağız” adlı bildiriyi imzalayan akademisyenler için şu ifadeleri kullandı:

“Diyarbakır’da bir Ortaokulun bahçesine öğrencilerin karne aldıkları günde el yapımı bomba atıyorlar ya. Ey akademisyenler ya siz öğrenci yetiştirmiyor musunuz? Bu ufacık yavrularımızın karnelerini aldığı günde oraya el bombası atacak kadar ileri giden bu alçakların arkasında veya yanında siz nasıl duruyorsunuz ya siz nasıl akademisyensiniz? Aslında bunlar bir akademik terörün aktörleridir. Onun için duruşumuz burada hep birlikte milletçe el ele olacağız. Omuz omuza olacağız. Bunlara asla bu fırsatı vermeyeceğiz.”

-“ONUN SOYADINI GAF KOYMAK LAZIM”-

Erdoğan, Kılıçdaroğlu hakkında şöyle konuştu:

“Evlere, okullara, camilere kamu binalarına yönelik birçok saldırılar yaşadık yaşıyoruz. Ancak bütün bunlar kalplerinde Allah korkusu da insan sevgisi de olmayanların yapabileceği türden eylemlerdir. Zaten ana muhalefetin başı da Allah korkusundan bahsetti. Nasıl bir Allah korkusunda bahsettiğini de gördünüz. Biz Allah’tan korkmuyoruz dedi. Zaten sürekli olarak bu beyefendi biliyorsunuz bu tür gafları çok yapıyor onun soyadını Gaf koymak lazım.”

-“ÖRGÜTE İRADESİNİ TESLİM ETME AYMAZLIĞINA ULUSLARARASI TOPLUMUN DA DÜŞTÜĞÜNÜ GÖRÜYORUZ”-

Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası toplumun terör ile ilgili duruşunu şu sözlerle eleştirdi:

“Güvenlik güçlerimiz çatışma bölgesinden uzaklaşmak isteyen sivillere siper olarak adeta tarih yazıyorlar. Tabi bazıları var ki gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, kalpleri var hissetmiyor, çünkü o kalpler mühürlüdür. İşte bu gafiller kimi zaman güya akademisyen olup bildiri yayımlayarak kimi zaman siyasetçi olup teröristlerin diliyle konuşarak kimi zaman şu veya bu kurumun temsilcisi olup örgüte iradesini teslim ederek karşımıza çıkıyor. Maalesef aynı aymazlığa uluslararası toplumun da düştüğünü görüyoruz. Müttefikimiz, dostumuz, ortağımız dediğimiz devletlerin de aralarında bulunduğu kimi ülkeler ısrarla terör örgütünün gerçek yüzünü görmüyor, görmek istemiyor. Hem de bizimle böyle başa baş oturduğumuzda konuştuğumuzda ‘Ne demek tabii ki bölücü terör örgütü bir terör örgütüdür’ diyor. Madem böyledir çık açıkça tavrını koy. Türkiye’nin hassasiyetle yürüttüğü mücadeleyi takdir etmeyenlerin, terör örgütünün hiçbir ahlaki ve insani ölçüye uymayan eylemleri karşısındaki sessizliği hatta destek mahiyetindeki tavırları bizi gerçekten üzüyor. Terör karşısında ilkeli bir duruş sergilemezseniz eninde sonunda sizi zehirler.”

-“BEN BU TÜR MESELELERİ KONUŞMAKTAN HİCAP DUYUYORUM”-

Konuşmasının son bölümünde Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Erdoğan, şunları söyledi:

“Geçtiğimiz günlerde adını zikretmekten dahi hicap duyduğum bir zat. Ana muhalefetin Genel Başkanı, içindeki çirkinlikleri bir kez daha ortaya dökmüştü. Ben de kendisine hak ettiği cevabı vermiştim. Şimdi de diyor ki ‘Benim karın ağrım neymiş açıkla’ diye tutturmuş. Ben bu tür meseleleri konuşmaktan hicap duyuyorum. Bu senin kendi içinde bulunduğun partindeki karın ağrıları. ‘Ne demek istiyorsan açıkla’ senin için sorun olmayabilir ama bizim de ahlakımız gereği dikkat etmek zorunda olduğumuz sınırlarımız var. Bu zat için söylenecek çok şey var ama onun seviyesine inmeyi kendime yakıştıramıyorum. Bulunduğum makam da ona zaten pek de müsaade etmiyor.

-“ATEŞ OLSAN CÜRMÜN KADAR YER YAKARSIN”-

Salı gününe kadar süre tanımış bana. Ya ben seninle beraber, sen benim bir defa rakibim olamazsın. Sen öyle bir yerde değilsin. Cumhurbaşkanlığı seçiminde 13-14 tane parti bir araya geldiniz bir tane Cumhurbaşkanı adayı çıkardınız, sen kendin niye çıkmadın ya. Diğeri niye çıkmadı? Onun için kendisiyle böyle bir şeye girmem mümkün değil. Ne yapacakmış? Elindeki belgeleri açıklayacakmış. Ya sen zaten ortaya çıktığından beri hala belge açıklıyorsun. Ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın. Bu güne kadar söylediğin her şey yalan çıktı, yanlış çıktı.

-“DEFALARCA REZİL KEPAZE OLDUN YİNE DE KENDİNİ KULLANDIRTMAKTAN VAZGEÇMEDİN”-

Özhaseki kardeşim bundan epey para aldı. Ben de epey para aldım hala da alıyorum daha çok da alacağız galiba öyle gözüküyor ama buna rağmen herhalde onu da kendi cebinden ödemiyor galiba partisinin kasasından ödüyor öyleye benziyor. Buna rağmen ne iftiralarından ve yalanlarından hicap duydun ne de ders aldın. Eline belge diye tutuşturulan kağıt parçaları yüzünden defalarca rezil kepaze oldun yine de kendini kullandırtmaktan vazgeçmedin. Bakınız bu zat hep Kayseri’ye kafayı çok fena takmıştı ne oldu hala vazgeçmedi. Eline mikrofonu aldığı her yerde bakıyorsun o eline tutuşturulan kağıtları konuşuyor ve hepsinde de rezil oluyor.

-“ALLAH ISLAH ETSİN. ALLAH MÜSTAHAKKINI VERSİN”-

Şimdi 1 Kasım seçimleri öncesinde CHP Genel Merkezi’nin önünde bir şahıs silahla havaya ateş açmıştı. Sonra anlaşıldı ki bu olayın gerisinde ana muhalefetin başındaki zatın Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı ile ilgili iddialarının kaynağı olan o malum şahıs varmış. Meğer bu şahıs çeşitli vaatlerle o iftiralara alet edilmiş, verilen sözler tutulmayınca da bu yola başvurmuş. Her seçim öncesinde partim yüzde 40 almazsa yüzde 35 almazsam burada durmam diyen bu zat değil mi? Partisi o dediği oyları alabildi mi? Hayır. Peki bu zat sözünü tuttu mu? Ona da hayır. Bakınız sadece bu iki husus dahi normal şartlarda onurlu bir insanı bırakın ana muhalefet partisinin genel başkanlığı koltuğunda oturmaya devam etmeyi, sokağa çıkamaz hale getirir ve bu zat sanki hiçbir şey olmamış gibi yerinden kımıldamıyor. İftiralarına yalanlarına devam ediyor. Buna sadece ‘Allah ıslah etsin. Allah müstahakkını versin’ diyorum başka bir şey söylemiyorum. Fazlası israfa girer.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.