Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, engelli bireylerin günlük hayatlarında kısıtlama, sıkıntı ve engelle karşılaşmadan, herhangi bir yardıma muhtaç kalmadan tüm kentsel hizmetlere ulaşmalarını sağlayacak faaliyetlerin geliştirilmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması amacıyla düzenlenen Engelsiz Şehirler Fikir ve Proje Yarışması'nın ödül törenine katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Pendik Belediyesi Yunus Emre Kültür ve Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilen, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) tarafından engelli bireylerin günlük hayatlarında kısıtlama, sıkıntı ve engelle karşılaşmadan, herhangi bir yardıma muhtaç kalmadan tüm kentsel hizmetlere ulaşmalarını sağlayacak faaliyetlerin geliştirilmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması amacıyla düzenlenen Engelsiz Şehirler Fikir ve Proje Yarışması'nın ödül törenine katıldı.
Program, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından çocuk ve genç engelli bireylerin katılımıyla hazırlanan "Engelsiz Adımlar Defilesi"nin izlenilmesiyle başladı.
Törende konuşan Emine Erdoğan, yarışmaya geçerli başvuru sayısının 196 olduğunu aktararak, içerikleriyle ilgili bilgi aldığı projelerde birbirinden orijinal fikirlerin yer aldığını ifade etti.
Katılım gösteren tüm belediyeleri tebrik eden Emine Erdoğan, her bir projenin ince fikir işçiliği olduğuna inandığını ve hepsinin en kısa zamanda hayata geçmesini umduğunu dile getirdi.
“ENGELLİ BİREYLERİN HAYATLARINI ÇOK ZORLAŞTIRAN BİR ŞEY VARSA O DA ERİŞİLEMEYEN ŞEHİRLERDİR”
Dünya Bankası’nın rakamlarına göre, dünya nüfusunun yüzde 15'inin engelli bireylerden oluştuğunu belirten Emine Erdoğan, "Her engel grubunun, engellilik hâline bağlı olarak günlük yaşamda tecrübe ettiği kimi zorluklar var. Ancak, engelli bireylerin hayatlarını engellerinden daha çok zorlaştıran bir şey varsa o da erişilemeyen şehirlerdir" diye konuştu.
Emine Erdoğan, küresel olarak, engelli bireylerin yarısından fazlasının şehirlerde yaşadığının bilindiğini, yalnızca sağlıklı ve genç insanları referans alan bir şehir tasarımının engellilik hâlini daha da zorlaştırdığını ifade etti.
Engelli bireylerin kısıtlı bir hayata mahkûm olduklarını aktaran Emine Erdoğan, hâlbuki bu durumun kişinin engeliyle hiçbir alakasının bulanmadığını, bilakis bunun, baştan sona insanları tek tip değerlendirme sorunu olduğunun altını çizdi.
Erişilebilirliğin engelli bireylerin en temel hakkı olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, şöyle devam etti: "Tabii erişilebilirlik meselesi, hem hizmet alanlarında hem de fiziksel mekânlarda çok boyutlu olarak karşımıza çıkıyor. Mesela, bir web sitesi için gerçekten kullanışlı dememiz için erişilebilirlik standartlarına uygun olması gerekir. Kaldırımlardan park yerlerine, alışveriş merkezlerinden eğlence yerlerine kadar tüm fiziksel mekânlar, tüm engel grupları düşünülerek tasarlanmalıdır. Engelli bireylerin istedikleri zaman, özel ya da kamuya ait her fiziksel mekâna rahat ve özgürce ulaşmaları gerekir. Bazen, kaldırım rampalarının önüne park etmiş araçları gördüğümde gerçekten çok üzülüyorum. Bilhassa alışveriş merkezlerinde, engelli park yerini kullanan sürücüler görüyoruz. Engelli bir birey olduğunuzu ve alışveriş merkezine geldiğinizde, size ayrılan yerin ihtiyacı olmayan biri tarafından işgal edildiğini düşünün bir kere. En başta bu bile, bir insana kendini öteki gibi hissettirmez mi? Öteki olmamak, toplumda bir yeri olduğunu hissetmek ve ihtiyaçlarının hayatta karşılığını bulmak hepimizin hakkı."
Bazen sosyal medyada, engelli vatandaşların alışveriş merkezlerinde dolu gelen asansörler önünde dakikalarca sıra beklediği görüntülere rastlandığını anımsatan Emine Erdoğan, "Bunun ne kadar incitici olduğunu, kendimizi bir kez bile o kişilerin yerine koysak anlayabiliriz. Oysa birbirimize değer verdiğimizi göstermenin en kolay yolu, ihtiyaçlarımızı gözetmektir. Başkalarının hakkına riayet etmek, saygıyı göstermenin en doğru yoludur. Varsın, yolumuz biraz uzasın ama engelli vatandaşlarımıza verilmiş imkânları işgal etmeyerek onların hayatlarını kolaylaştıralım. Nezaket çok latif bir gönül dilidir. Ne mutlu, en çok bu dili konuşanlara" diye konuştu.
"HERKES İÇİN KAPSAYICI BİR HAYATIN TESİS EDİLMESİ İÇİN EL BİRLİĞİYLE ÇALIŞMALIYIZ"
Emine Erdoğan, erişilebilirlik denildiğinde, sadece engelli vatandaşların değil, tüm farklılıkların düşünülmesi gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Bir örnek vermek gerekirse, bir müzede ya da sergide yaşlı ziyaretçileri düşünmek de erişilebilir olmaktır. Sosyal hayatın kapılarını her yaş grubuna açmalıyız. Aynı şekilde, parklarda çocuk oyun alanlarını, tüm çocukların rahatça bir arada oynayacağı şekilde düzenlememiz gerekiyor. Erişilebilirliğin fiziksel erişim kadar toplumsal kaynaşmayı, birbirimizin gönlüne erişmeyi ve empatiyi sağlayan bir yönü var. O yüzden, elverişli fiziksel bir çevre ile insanların eşit biçimde hayata katılmalarını sağlamak bir lütuf değil, asli görevimizdir. Bu çerçevede, herkes için kapsayıcı bir hayatın tesis edilmesi için el birliğiyle çalışmalıyız. Elbette, bu işin ilk adımı, gerçek bir zihinsel dönüşümün temelini atmaktır. O nedenle, erişilebilirlik kelimesinin hayatımızda hızla daha fazla yer almasından büyük memnuniyet duyuyorum. Kamu kurumlarımızın ve belediyelerimizin bu konuya gösterdikleri özeni de gerçekten takdire şayan buluyorum."
"Engelli vatandaşlarımızın hayatın her alanına tam erişimini sağladığımızda, engellilik hâlinin hafiflediğini hep beraber göreceğiz. 2030 için hedefimiz engelsiz bir Türkiye" diyen Emine Erdoğan, 2002'den beri hükûmetin, engellilerle ilgili çok önemli çalışmalar yürüttüğünü, sağlık hizmetlerinden istihdama kadar devrim niteliğinde sayısız iş yapıldığını, on binlerce engelli vatandaşın bugün devlet memuru olarak çalıştığını ve özel sektörde iş bulduğunu, rehabilitasyon merkezlerinin sayısının gün geçtikçe arttığını anlattı.
Belediyelerin bu konuda öncü işlerinin olduğunu, modern ve teknolojik imkânlara sahip engelli hizmet birimlerini art arda açtıklarını aktaran Emine Erdoğan, tüm bu çabaların engelli bireylerin potansiyellerine tam olarak kavuşması için yapıldığını ifade etti.
Emine Erdoğan, insanların hayallerini gerçekleştirmesi için doğru koşullara ihtiyaçları olduğunun altını çizerek, "Biz çevresel sınırlamaları kaldıracağız ki hayaller de sınır tanımasın. Uluslararası başarılara imza atmış, okullarında üstün başarı göstermiş, sanattan spora birçok alanda iftiharımız olmuş engelli kardeşlerimiz var. Dünya tarihinde, bilimde çığır açan, dünyaya yön veren nice engelli insan var. Buradan anlıyoruz ki, insanın sonsuz potansiyeli engellenemez. Yeter ki gerekli desteği sağlayalım" değerlendirmesini yaptı.
Konuşmasının ardından Emine Erdoğan, Engelsiz Şehirler Fikir ve Proje Yarışması'nı kazanan belediyeler adına, belediye başkanları ve başkan vekillerine ödüllerini takdim etti.
Yarışmada; Simav Belediyesi "Engelsiz Yaşam Parkı ve Peyzaj Projesi", Termal Belediyesi "Paralimpik Oyunlar Merkezi Projesi", Yeşilhisar Belediyesi "Huzur Taksi Projesi", Ardahan Belediyesi "Engelleri Birlikte Aşalım Projesi", Pamukkale Belediyesi "Engelli Saatlik Gündüz Bakim Evi Projesi", Amasya Belediyesi "Mehmet Amcanın Misafirleriyiz Projesi", Pendik Belediyesi "Pendik Engel-Siz Parkı Projesi", Manisa Büyükşehir Belediyesi "IOT Teknolojisi Temelli Manisa Şehri Uygulaması Projesi", Konya Büyükşehir Belediyesi "Engelsiz Kent Konya Erişilebilirlik Master Planı Projesi" ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi "Gaziantep Akıllı Sağlıklı Teknolojik Engelsiz Kent Uygulama Projesi" ile ödül aldı.
Ödül töreninin ardından Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, TBB ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile belediye başkanları ve vekilleri aile fotoğrafı çekildi.
Programın ardından Emine Erdoğan, engelli çocuklar ve aileleriyle sohbet ederek, günün anısına fotoğraf çektirdi.