Türkiye, Avusturya Başbakanı Sebastin Kurz’un Türk din görevlilerine oturum izni verilmeyeceğini ve biri Türk yedi caminin kapatılacağına ilişkin açıklamasını sert dille kınadı.
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Sebastin Kurz’un bugün Başbakan Yardımcısı, İçişleri Bakanı ve Din İşleri Dairesinin bağlı olduğu AB Bakanı ile beraber düzenlediği basın toplantısında, Türkiye tarafından Avusturya’ya gönderilen ve Avusturya-Türk İslam Birliği’ne (ATİB) bağlı olarak görev yapan din görevlilerine oturum izni verilmeyeceğini ve Türk toplumuna ait bir cami dahil yedi caminin kapatılacağını açıklamasının “esefle” karşılandığı belirtiliyor.
"SİYASİ ÇIKAR ELDE ETME ÇALIŞMALARI"
“Avusturya’nın sudan bahanelerle yedi camiyi kapatması ve imamları sınır dışı etmesi bu ülkedeki İslam karşıtı, ırkçı ve ayrımcı popülist dalganın sonuçlarından biridir” eleştirilerine yer verildiği açıklamada “Başta Şansölye Kurz olmak üzere Avusturyalı siyasetçilerin, ırkçılıkla, İslam ve yabancı düşmanlığıyla ve aşırı sağın yükselişiyle mücadele etmek yerine bu endişe verici gelişmelerden siyasi çıkar elde etmeye çalışmalarını kınıyoruz” denildi.
Bakanlık, “Avusturya Hükümetinin ideolojik tutumu evrensel hukuk normlarına, toplumsal uyum politikalarına, azınlık hukukuna ve birarada yaşama ahlakına aykırıdır. İslam karşıtlığının ve ırkçılığının bu şekilde normalleştirilmesi ve sıradanlaştırılması kesin olarak reddedilmelidir” ifadelerini de kullandı.
"İLİŞKİLERİ NORMALLEŞTİRME ÇABALARINA TERS"
Öte yandan, “tecrübe ve aklı selimden uzak siyasetçilerin güdümünde, bu tür ayrımcı ve popülist bir yaklaşımın benimsenmesinin Avrupa’da İslam karşıtlığı ve ırkçılığın yükselişi kapsamında ileriye matuf olumsuz gidişatın da habercisi“ bir gelişme olarak nitelendiği açıklamada şöyle devam edildi:
“Bu anlayıştaki bir Avusturya’nın AB Dönem Başkanlığını üstlenecek olması AB için de talihsiz bir durumdur. Son aylarda bilhassa Dışişleri Bakanlıkları arasında sürdürülmekte olan Türkiye-Avusturya ilişkilerinin normalleştirilmesine yönelik çabalara da ters düşen bu kararın Avusturya Türk toplumunun uyumu yönündeki gayretlere de hizmet etmeyeceği aşikardır.”