Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Trump Medeniyeti Şekil Olarak Değerlendiren Bir Tipoloji”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Trump, bana göre medeniyet olayını şekil olarak değerlendiren bir tipolojidir. Bizim anlayışımızda biz farklı düşünce insanlarına kapıları kapatmadık. Ama şu anda eğer Amerika’da Müslümanlar oradan kovulmanın hesapları içerisine mahkum edilmişse Amerika’da bir sıkıntı vardır demektir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesi'nde, Uluslararası Medeniyet Şurası açılışına katıldı.

“100 KAT BİNALAR YAPMAK SİZİ MEDENİ YAPMIYOR”

Açılışta konuşan Erdoğan, bir şehrin Batı ölçüsüne göre medeni sayılması için yollarda aydınlatma olması, sokaklarda çamur bulunmaması gibi görünür özelliklere bakıldığını belirterek, ”Halbuki İslam'ın ölçüsüne göre bir şehrin medeniliğinin işareti, mesela kapı kilitlemeden dışarı çıkılabilmesi, ihtiyaç sahibi herkese el uzatılması, sokak hayvanlarına dahi şefkatle davranılması demektir. Bizim medeniyetimizde medenilik budur. Fakat bu tuzağın içine biz farklı şekilde düştük. 40 kat, 100 kat bu tür binaları yapmak sizi medeni yapmıyor ama biz de bu tuzağın içine düştük, onu da söyleyeyim” dedi.

“AMERİKA’DA BİR SIKINTI VAR DEMEKTİR”

Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump’a ilişkin, “Trump, bana göre medeniyet olayını şekil olarak değerlendiren bir tipolojidir. Bizim anlayışımızda biz farklı düşünce insanlarına kapıları kapatmadık. Ama şu anda eğer Amerika’da Müslümanlar oradan kovulmanın hesapları içerisine mahkum edilmişse Amerika’da bir sıkıntı vardır demektir. Önce Trump’ın bunu masaya yatırması lazım. Bizim hedefimizde insan yaratılmışların en şereflisidir. Fakat görüyorum ki Amerika’da durum böyle değil. Ve şu andaki gidiş orada sıkıntıyadır” dedi.

“BÖYLE ADALET OLUR MU?”

Erdoğan korumaları hakkında gözaltı kararı alınmasına tepki göstererek, “Benim 13 tane korumam kendi davetine gittiğim bir ülkede eğer kalkıp da, Amerika’da daha tanımadan bilmeden, görmeden, haklarında gıyaplarında kalkıp gözaltına alma kararı çıkıyorsa, kusura bakmasınlar ben bu ülkeye medeni demem. Beni davet edeceksin, yanımda korumalarım, ben bir ülkenin Cumhurbaşkanıyım ve teröristlere orada adeta bizi dövdürmeyle, tehditle karşı karşıya bırakacaksın ve kendi korumalarım bizimle ilgili tedbir alacak, hele hele iki tanesi orada hiç yok, eşimin korumaları ve bunlarla ilgili savcı gözaltına alma kararı verecek. Böyle adalet olur mu? Böyle merhamet olur mu?" diye konuştu.

“DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR İTİRAZIMIZ AYNI ZAMANDA BİR MEDENİYET ÇIĞLIĞIDIR”

“Dünya beşten büyüktür itirazımız, adalete çağrı boyutuyla aynı zamanda bir medeniyet çığlığıdır. Ne demek dünya beş, olur bu böyle bir şey? İkinci Dünya Savaşı'nın şartları bir kenarda, bugünün şartları bir kenarda. Beş ülke dünyanın kaderini belirliyor, onların dudaklarından ne dökülürse netice o. Böyle bir şey olamaz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün hadiseler güncellenirken siyasetin de bu noktadaki kaderinin güncellenmesi gerektiğine dikkat çekti.

“MÜSLÜMANI MÜSLÜMANA BUNLAR KIRDIRIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin DEAŞ'a karşı en büyük mücadeleyi veren ülke olduğunu belirterek, “ Bunu çok açık, net tüm uluslararası toplantılarda, İslam ülkeleriyle yaptığımız görüşmelerde DEAŞ'ın İslam'la alakası olmadığını söylüyoruz. Ama bunlara bunu anlatamıyorsunuz ve ne yazık ki Müslümanı Müslümana bunlar kırdırıyor. Ücretsiz silahları da veriyorlar. Biz savunmak için paramızla silah istiyoruz, bize silah vermiyorlar. Böyle garip bir dünyanın içerisindeyiz. Ben de adaleti arıyorum, yok. Merhamet bunlar da hiç yok "diye konuştu.

“MEDENİYET ÇÖKTÜ”

“Bugün Suriye'deki, Irak'taki, Libya'daki, Yemen'deki, Somali'deki, yakın geçmişte Balkanlar'daki, Kafkaslar'daki, daha gerilere gidecek olursak tüm Asya coğrafyasındaki yaşanan acıların müsebbibi Müslümanlar olarak bizleriz" diyen Erdoğan, tarihi eserlere de dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı:

“11 Eylül’de Amerika’da Batı medeniyetinin sembollerinden olarak gördükleri İkiz Kuleler bir terör saldırısı ile yıkıldı diye dünyayı kana ve ateşe boğdular oysa bizim coğrafyamızda neredeyse yıkılmamış eserimiz, üzerine çirkinliğin gölgesi düşürülmemiş mabedimiz kalmadı. Şu an Irak diye bir şey kaldı mı? Şu anda Suriye, Halep, İdlib ne halde? Bütün o tarihi eserler yıkıldı gitti. Yani medeniyet çöktü.”