Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gerekirse Taliban'la da görüşmeler yapabiliriz, buna kapalı değiliz. Ortada bir vakıa var, bir gerçek var ve bu konuyla ilgili kapı çalındığında kapımızı açar görüşmelerimizi de yaparız." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çengelköy Kerem Aydınlar Camisi'nde kıldığı cuma namazının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu millet yalanla bağdaşık değildir çünkü bu millet dürüst bir millettir ve dürüstlerle bugüne kadar gelmiştir, bundan sonra dürüst yönetimlerle yoluna devam edecektir." dedi.
Afganistan'daki gelişmelere ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afganistan sürecinin 20 yılı aşkın bir süreç olduğunu dile getirerek, Batı dünyası ve İslam dünyasının buraya gereken ihtimamı göstermediğini kaydetti.
“AFGANİSTAN KENDİ BAŞINA BIRAKILDI”
"Rusya'nın Afganistan'a olan müdahalesi olsun, daha sonra Amerikan'ın müdahalesi olsun bunların hiçbirinde ne yazık ki bu ülkelerin hiçbiri sağlıklı bir yaklaşım gösterememiştir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Afganistan'a tüm imkânlarımızla gerek altyapı gerek üst yapıda elimizden gelen gayreti gösterdik, oralarda bu çalışmalarımızı sürdürdük ve halen de oralarda altyapı, üst yapı noktasında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Fakat az önce ifade ettiğim ülkeler buralara sadece askeri veya silah, bu tür şeylerle yaklaşmışlardır. Trilyonlarca lira buralara kendileri aktarmışlardır. Bu trilyonlarca liranın nerelere harcandığı bu çok önemlidir. İşte eninde sonunda bütün bu atılan adımların geldiği yer belli olmuştur. Afganistan şu anda ciddi manada adeta kendi başına bırakılmış ve Taliban'ın buradaki takınacağı tavır belli olduğu halde başından itibaren Taliban'la çeşitli görüşmeler olmuş, bu görüşmelerin neticesinde gelinen netice de ortada. Şimdi kendileri söylüyorlar. 'Biz bütün bu silah, araç, gereç, mühimmat, bunları nereye bıraktığımız henüz belli değil.' gibi laflar söylüyorlar. Bir taraftan örneğin Amerika bizimle de bazı görüşmeler yaptı. Taliban'la zaman zaman bizim de görüşmelerimiz oldu. Bundan sonraki sürece yönelik yine biz bu tür görüşmeleri yapabileceğimizi de söyledik. Derdimiz o ki bütün buralarda şu anda ölümden uzak bir adımın atılmış olması bana göre Afganistan'ın ön önemli kazanımıdır. Ama şunu da söyleyeyim ki Türkiye'nin ana muhalefeti hep şunu söyledi. 'Afganistan'dan Türkiye'ye 1,5 milyon düzensiz göç oldu. Maalesef ana muhalefetin de muhalefetin de söylediği bu rakamların hepsi yalandır. Türkiye'ye Afganistan'dan böyle bir göç olmamıştır. Bunu nitekim dün de söyledim. Türkiye'de şu anda emniyet kayıtlarımızda ve kayıt dışı 300 bin Afganistanlı göçmen söz konusudur."
“AFGANİSTAN HALKI BİZİM MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİZDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapımına devam edilen önleyici duvarların hepsinin ülkeyi bu tür düzensiz göçleri engellemek için olduğunu vurgulayarak, Suriye'den de Türkiye'ye yaklaşık 4 milyon kişiyle ciddi bir göç olduğunu kaydetti.
Bunların hepsinin göç politikasının nerelere ulaştığını ortaya koyması bakımından isabetli olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz ana muhalefetin ve diğerlerinin söylediği gibi de kapılarımızı kesinlikle bize topraklarından kaçkın durumunda olan veya kaçan ülkemize sığınmakta olan insanlara biz kapılarımızı kontrollü olarak devamlı açtık ve geri gönderilmesi gerekenleri de geri gönderme merkezlerinde kontrole almak suretiyle ülkelerine geri gönderdik" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yeni dönemde Türkiye'nin Afganistan'da nasıl bir rolü olacak?" sorusu üzerine, şu anda gelişmeleri yakından takip ettiklerini söyledi.
Gelişmeleri tabii takip ederken, Afganistan politikalarını yakından bildikleri ülkelerle de müzakere halinde olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Başta tabii Dışişleri Bakanlığımızın bu ülkelerle olan görüşmeleri, yarın örneğin NATO'nun böyle bir toplantısı var ve Dışişleri Bakanlığımızın orada görüşmeleri olacak. Aynı şekilde tabii Taliban'la görüşmeler noktasında da hatta şahsıma bu konu sorulduğunda yine söyledim. Biz gerekirse Taliban'la da görüşmeler yapabiliriz, buna kapalı değiliz. Ortada bir vaka var, bir gerçek var. Bu konuyla ilgili de kapı çalındığında kapımızı açar, görüşmelerimizi de yaparız. Afganistan halkı bizim Müslüman kardeşlerimizdir ve biz onlara kapıyı kapatacak halde değiliz" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'deki birçok girişimci ve yatırımcının Afganistan'da yatırım yaptığını, bu süreçte onları Kabil Askeri Havalimanı'ndan İslamabad'a, oradan da ülkeye getirdikleri, getirmeye de devam edeceklerini belirtti.
“MİLLETİM ZAMANI GELDİĞİNDE BU MUHALEFETE GEREKEN DERSİ SANDIKTA VERECEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Büyükelçiliğinin Türkiye ile Afgan mülteciler konusunda anlaşma yapıldığı iddialarına tepkisi ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu konudaki söylemleri üzerine, sosyal medyadan "Yalancı Kemal" kampanyasının yürütülmesine ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, şöyle konuştu: "Ondan hiç şüpheniz olmasın yani aynen Bay Kemal sıfatıyla yalancı Kemal'dir. Akşam bir başka, sabah bir başka. Ben hiçbir zaman onun dürüstlüğünü zaten yaşamadım. Yani her olayda, her hadisede yalanlarıyla temayüz etmiş olan bir zattır. Aynen bu olayda da yine işte Amerikan Büyükelçiliği yalanlamıştır. Amerika yalanlamıştır ama bunlar yine hâlâ bunun üzerinden yürümeye devam ediyorlar. Bu sadece orada değil arkadaşlar. Bunları siz medya mensupları olarak görüyorsunuz. Yani Karadeniz'deki sel afetinde, öbür tarafta Antalya, Muğla bütün bu bölgelerdeki yangın afetlerinde, aynı şekilde yine son dönemde yani Bartın, Kastamonu, Sinop bu bölgelerdeki sel afetlerinde yaptıkları her şey yalan. Dürüst bir davranışları yok. Yanlarında zaten yalan makineleri var. O yalan makineleri gayet iyi çalışıyor. Yalan üstüne yalan, yalan üstüne yalan. Ya bu ülkede bir felaket yaşıyoruz, bütün bu felaketlerde dayanışma yok, yalan var. Dürüst olun. Milleti yalanla bir yerlere taşıyacağınızı zannetmeyin. Taşıyamayacaksınız. Ve bu millet sizi yerleştirmesi gereken yere yerleştirdi. Böyle bir felaketin olduğu dönemde siz bu ülkeyi yönetenlerin yanında yer almanız lazım. Yani ne Doğu Karadeniz'de bunu yapabildiler ne yangın afetlerinde bunu yapabildiler ne de Batı Karadeniz'de bunu yapabildiler. Yok. Çünkü bunların meşrebi de mizacı da yalan. Yalan üstlerine bunların bir akışı var, bir gidişi var. Ama benim milletim zamanı geldiğinde bu muhalefete gereken dersi en güzel şekliyle sandıkta verecektir. Çünkü bu ülke, bu millet yalanla bağdaşık değildir. Çünkü bu millet dürüst bir millettir ve dürüstlerle bugüne kadar gelmiştir. Bundan sonra da dürüst yönetimlerle yoluna devam edecektir."