Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AB ve Avrupa ülkeleriyle yaşanan son dönemdeki sıkıntıların güncel siyasi çatışmalar olduğunu ifade ederek, “Biz Avrupa’da misafir değil ev sahibiyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 30. Muhtarlar Toplantısı'nda gündemi değerlendirdi. Erdoğan, “Eğer milletimiz herhangi bir hususta ısrarla bize bir istikamette yol gösteriyorsa bize düşen yapabileceğimizin en iyisini ortaya koymaktır. Ülkemiz siyasetinde millete hakaret etmeyi maharet sanan bir anlayış var. Geçtiğimiz günlerde bir parti lideri çıkmış, gazilere, şehit yakınlarına, esnafa ve millete verip veriştiriyor. Neymiş, millet kendilerine destek vermiyormuş. Bugüne milletin hayrına tek bir söz ağızlarından çıkmayanlara milletimiz niye destek versin? Hem millete hakaret edeceksin hem de üstüne destek bekleyeceksin, bu pek de sağlıklı bir ruh hali değildir. Geçmişte Cumhuriyet adına cumhuru Ankara yollarına sokmayanlar şimdi seçime girmeden iktidara gelmenin yollarını arayacak duruma gelmiş noktadalar” ifadelerini kullandı. Seçim demenin millete gitmek demek olduğunu ifade eden Erdoğan, seçimden netice almak için de milletin değerleriyle kültürüyle hemhal olunması gerektiğini kaydetti. Erdoğan, bu düşüncede olanların kendilerinin muhatabı olamayacağını belirtti.
“AB İstediği Kadar Dışlamaya Çalışsın Türkiye Avrupa Ülkesidir”
Türkiye’nin batılı, doğulu, Karadeniz Ülkesi veya Akdeniz ülkesi bir ülke olarak tanımlanmasının doğru ancak eksik olacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm tanımların doğu ancak eksik olan bir coğrafyada yaşandığını belirtti. Erdoğan, “Avrupa Birliği kendi değerleriyle çelişme, kendini var eden değerleri kriterleri inkar etme pahasına ülkemizi istediği kadar dışlamaya çalışsın, Türkiye aynı zamanda bir Avrupa ülkesidir. 650 yılı aşkın süredir kesintisiz bir süredir Avrupa’da kültürümüzle, medeniyetimizle varız ve var olmaya devam edeceğiz. Avrupa genelinde 5 milyon vatandaşımız yaşıyor. Bizi Avrupa’dan dışlamaya, ne Avrupa Birliği kurumlarının ne de ırkçılık hastalığının pençesine düşme tehlikesi ile karşı karşıya olan Avrupa devletlerinin gücü yetmez. Biz Avrupa’da misafir değil ev sahibiyiz. Avrupa Birliği ve Avrupa ülkeleriyle yaşadığımız son dönemdeki sıkıntılar güncel siyasi çatışmalardır” dedi.
“Çifte Standardını Bir Kenara Bırakırsa Yarın AB’ye Tam Üye Olmaya Hazırız”
AB çifte standardı bırakırsa, yarın üye olmaya hazır olunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şayet ülkemize karşı olan anlamsız husumetini, çifte standardını bir kenara bırakırsa, hemen yarın Avrupa Birliği'ne tam üye olmaya hazırız. Avrupa Birliği, ülkemize söz verdiği ama kasıtlı olarak tutmadığı vize serbestisi, mülteciler için toplamda 6 milyar avro yardım, fasılların açılması gibi adımları attığında, biz de elbette iyi niyetimizi göstereceğiz. Ama artık tek taraflı adım atma dönemi bitti. Hani bizde bir söz var ya; ne kadar ekmek o kadar köfte. Bize ne verirseniz bizden o kadarını alırsınız çünkü bizim Avrupa’nın peşinden koşacak sabrımız kalmadı. Üzerimizde yarım asır süren oyalamacanın yorgunluğu var” diye konuştu.
Türkiye’ye uygulanan çifte standarda yarın üye devletlerden birinin de maruz kalmayacağının garantisinin olmadığını ifade eden Erdoğan, AB meselesinde kararın üye ülkelere ve birlik kurumlarına bıraktıklarını belirterek, “Şayet Avrupa kendi üzerlerine düşenleri yaparsa, biz bugüne kadar verdiğimiz her sözün arkasında dururuz. Aksi takdirde kendileri bilirler” dedi.
“Kapı Bir Değilse De Denizimiz Bir”
Batı'yla olan ilişkilerin Doğu'ya, Doğu ile olan ilişkilerin Batı'ya alternatif görülmediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tam tersine bu konumumuzu, kendimiz ve dostlarımız açısından birbirini tamamlayan, birbirini bütünleyen ilişkilerin teminatı olarak kabul ediyoruz. Aynı durum Karadeniz ve Akdeniz bölgeleri için de geçerlidir. Her iki denizin dört bir tarafındaki ülkeler, 'kapı bir' değilse de 'denizimiz bir' komşumuzdur” dedi.
Suriye’de Libya’da Irakta kanı dökülen her insanın acısının yürekte hissedildiğini ifade eden Erdoğan, geçmişteki zulümlere nasıl karşı çıkıldıysa şimdi de rıza gösterilmeyeceğini kaydetti. Bölge ülkelerdeki zulümlere rıza gösterilmeyeceğini vurgulayan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Halep'e düşen bombalar sebebiyle gözyaşı döken her çocuk, evladına sarılan her anne baba bizim kardeşimizdir. Musul’da, Telafer’de ve diğer şehirlerde, bir yandan DEAŞ’ın, diğer yandan zalimlikte onları aratmayan mezhepçi milislerin zulmü altında inleyen her insan bizim kardeşimizdir. Her kim ki bize ‘Buralara karışma’ derse bilsin ki aslında ‘Kalbinizden bir parçayı söküp atın’ diyordur. Biz bunu yapamayız. Geçmişte Afganistan’daki, Balkanlar'daki, Karabağ'daki, Kırım'daki, Kıbrıs'taki zulümlere nasıl karşı çıktıysak, şimdi de Irak'taki, Suriye'deki, diğer bölge ülkelerindeki baskılara aynı şekilde rıza göstermeyeceğiz. Bu duruş, bize tarihin mirasıdır.”
“Kötü Komşu, İnsanı Hacet Sahibi Yapar”
15 Temmuz’un Türkiye’nin kurtuluş savaşından bu yana gördüğü en sinsi ve en alçak saldırı girişimi olarak tarihe geçtiğini ifade eden Erdoğan, ihanetin başını çeken örgütün üst düzey yöneticilerinin çoğunun yurtdışına kaçtığını belirtti. Teröristleri bağırlarına basan ülkeleri suç ortağı olmakla suçlayan Erdoğan, bu isimlerin verilmemesinin hukukta adının yardım ve yataklık anlamına geldiğini ifade etti.
Fırat Kalkanı Operasyonu'nun hedefinin herhangi bir ülke veya kişi değil, sadece terör örgütleri olduğunu söyleyen Erdoğan, “Defalarca dile getirdiğimiz bu hususta hiç kimsenin şüphesi olmasın, söylediklerimizi de kimse başka bir şekilde yorumlamasın, başka yere çekmesin” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin tek başına da kalsa terör örgütleriyle mücadelesini sürdüreceğini belirterek, “Bu mücadelede Batı ülkelerinden destek görmek bir yana tam tersine çok ciddi engellerle, engellemelerle karşılaşıyoruz. Avrupa'daki birtakım firmalar, ülkemize askeri malzeme satmayacaklarını açıklıyorlar. 'Kötü komşu, insanı hacet sahibi yapar' derler” dedi.
“Önce Kendinizi Bir Test Edin Doğru Yola Gelin”
Avrupa'daki bazı firmaların askeri malzeme satışıyla ilgili açıklamalarını da değerlendiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Biz bu sancıları en başından itibaren yaşadığımız, hissettiğimiz için 14 yıldır kendi ayaklarımızın üzerinde durmamızı sağlayacak bir alt yapıyı kurmaya çalışıyoruz. Bunlar zavallı. Siz bizim Çanakkale destanını okudunuz mu? Artık Haçlı zihniyetleri tarih oldu. Yoksa bunu mu uyandırmak istiyorsunuz? Böyle bir geri dönüş mü yapmak istiyorsunuz? Eğer böyle bir teşebbüsün içerisindeyseniz bu çok yanlış bir şey. Önce kendinizi bir test edin, bu ülke bir NATO ülkesidir. Bir NATO ülkesine karşı 'Biz böyle bir adımı nasıl atarız' diye kendinize sorun. Yanlış yoldasınız, kendinizi test edin doğru yola gelin.”
“Fatura Kesmeye Mi Çalışıyorsunuz?”
FETÖ ve PKK ile mücadele çerçevesinde ciddi bir temizlik yürütüldüğünü anımsatan Erdoğan, terör örgütleriyle irtibatlı herkesin tespit edilenlerin birer birer ihraç edildiğini, en küçük bir müsamaha gösterilmeyeceğini belirtti. Darbe komisyonuna birilerinin gelip bazı şeyler söylediklerini kaydeden Erdoğan, şunları kaydetti:
“Burada kalkıp son 10 yılı son, 14 yılı bu darbe komisyonunun adeta icrası olarak değerlendirme garabeti içeresinde gezenlere sesleniyorum; bu olay 40 yıllık bir olaydır. Silahlı Kuvvetlerin içerisine girenler son 10 yıl, son 14 yıl içerisinde girmediler. General seviyesine gelenler yıllık takvime baktığın anda bile 10 yılda 14 yılda general seviyesine nasıl geliyor? Nasıl olur da siz bunları kalkar son 10 yıl son 14 yıla sığdırırsınız. Yoksa bu iktidara fatura kesmeyen mi çalışıyorsunuz? Böyle bir yanlışa asla müsaade etmek mümkün değildir. Önce bu faturanın baş amili kendileri, sizler bu askeri liselerden bu FETÖ terör örgütünün mensuplarını sizler yetiştirdiniz. Bunları görmediniz, görmezden geldiniz. Bu oyunun içinde siz de oldunuz. Şimdi de iş ortaya çıkınca, şom şöyle, yok böyle diye başkalarına fatura kesmeye çalışıyorsunuz. Kusura bakmayın.”
FETÖ ve bölücü örgüt için yolun sorunun göründüğünü ifade eden Erdoğan, hem Türkiye Cumhuriyeti hem de Türk milletinin bu örgütlerin defterini dürdüğünü kaydetti.
“Dövizi Silah Gibi Kullanarak Türkiye'yi Dize Getirmezsiniz”
Ekonomik gelişmeleri ve doların yükselişini de değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terör örgütlerinin ağababaları, baktılar ki bu iş silahla, bombayla, tankla, uçakla olmuyor, bu defa bel altından vurmaya başladılar. Son günlerde ekonomimizin maruz kaldığı saldırıları işte bu şekilde değerlendirmek gerekiyor. Bu spekülasyonların arkasındaki güçlere diyorum ki, sizin eli kanlı katillerinize pabuç bırakmayan bu millet, o bir dolara satın aldığınız piyonlarınızla bunları karıştırmayın, bu millet, darbenin ertesi günü 2,5 milyar dolarını bozdurup ekonomisine destek olmuş bir millettir. Bugün de dövizi silah gibi kullanarak Türkiye'yi dize getireceğinizi sanıyorsanız, aldanıyorsunuz” şeklinde konuştu. Erdoğan, yaşanan badirelere rağmen büyüme oranında Türkiye’nin gelişmiş ülkelerin ilk sırasında yer alacağını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Biz Avrupa’da Misafir Değil Ev Sahibiyiz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AB ve Avrupa ülkeleriyle yaşanan son dönemdeki sıkıntıların güncel siyasi çatışmalar olduğunu ifade ederek, “Biz Avrupa’da misafir değil ev sahibiyiz” dedi.
01 Aralık 2016 Perşembe 15:44