Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Eğer istihbaratın başı, devletin başına birinci derecede bağlı olmazsa hareket kabiliyetini bu devlet kaybeder. Büyük devletlerin hepsinde istihbaratlar direkt devletin başına bağlıdır. Fakat parlamenter demokrasilerde tabii bu Başbakanlara bağlıydı. Biz de de parlamenter demokrasinin alışkanlıkları olduğu için ana muhalefet olaya buradan bakıyor. Hala ana muhalefet başkanlık sistemine geçmedi. Bizse Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin adımlarını attık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Milletvekilleri ile alakalı konular noktasında bizim tabii hızla mesafe almamız lazım, hızla adımlar atmamız lazım. Ana muhalefet bu tür şeylerde nedense bir çıkış yapması lazım, kendisine göre bir yol bulması lazım. Sürekli bu tür adımları atmak suretiyle sadece suyu bulandırıyor ama hükümetimiz bu noktada attığı kararlı adımlarla yoluna devam ediyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malazgirt’teki anma törenlerine 50 bin gencin katıldığını belirterek, “Bu gençler oraya bir aşkla, heyecanla geldiler ama onlar bir grup Çanakkale’ye gidenler gibi değildi. Onlar farklıydılar. O Çanakkale’ye ‘adalet istiyoruz’ diye gidenler maalesef şehit mezarlıklarının olduğu yerlerde onlar kimisi votka mı içersiniz? Kimisi şarap mı, kimisi bira mı? Bunu konuşurken, bizim gençliğimiz orada sadece tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet dedi” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı makamına gelişinin üçüncü yılında gerçekleştirilen özel TRT canlı yayınında çeşitli değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi hakkında bilgiler veren Erdoğan, Beştepe’de içinde 5 milyon cilt kitabın olacağı bir kütüphanenin yapıldığını ve buranın 2019’a yetiştirilmeye çalışıldığını belirterek, “Bu neyi ifade ediyor? Bu, büyük bir devlet olmanın burası taçlandırılmış merkezidir. Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir. Bu devlete yakışan neyse bizim bunu yapmamız gerekiyordu. İşte bunun hayali içerisinde 28 Ağustos 2014’ten itibaren adımı attık ve bugünlere geldik. Bundan sonrası daha iyi olacak buna inanıyorum” dedi.
“TÜM TÜRKİYE’Yİ BU MERKEZDEN İZLERİZ”
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir harekat merkezi bulunduğuna dikkat çeken Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:
“Çankaya’da böyle bir harekat merkezi yoktu. Bu harekat merkezinde sadece Bakanlarımızın değil önemli kurumlarımızın da temsilcileri var. Burası 24 saat çalışır, ne oluyor, ne bitiyor? Hangi Bakanlıkta ne oluyor? Hepsi anında bu merkeze bunu geçerler ve tüm Türkiye’yi bu merkezden izleriz. Zaman zaman ben hemen çat kapı yaparım. 81 ilin valileriyle de bu merkezden görüşme imkanım şansım var. Zaman olur icabında Başbakanımızı da Genelkurmay Başkanımızı da ilgili Bakanlarımızı da almak suretiyle oradan görüşmeler yapar, bağlantıları kurarız ve valilerimizden bu ilde öğrenmek istediğimiz ne varsa onu öğreniriz. Burası harekat merkezidir. Ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içerisinde burası önemli bir merkezdir, hayatidir, stratejiktir ve bu stratejik önemi bizim yükümüzü büyük ölçüde almaktadır ve her geçen gün bu çok daha geliştirilmekte ve dolayısıyla buradan alınan bilgiler bize gelmekte bizim de bunları değerlendirme noktasında çok ciddi bir güç kazanma şansımız var ve burandan da hangi birimlere pas edilmesi gereken bir bilgi varsa bu merkez onu orada pas eder.”
“ANA MUHALEFET SADECE SUYU BULANDIRIYOR”
AK Partili Erdoğan, 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın milletvekillerine soruşturma açabilme yetkisine kavuşmasını nasıl değerlendiğini şöyle anlattı:
“Her şeyden önce Kanun Hükmünde Kararnameler ihtiyaçtan doğan, atılmış adımlardır. Bunlar durup dururken olmuyor. Şu anda bu söylediğiniz milletvekilleri ile alakalı konular noktasında bizim tabii hızla mesafe almamız lazım, hızla adımlar atmamız lazım. Şu anda Ankara başkentimiz, parlamento burada dolayısıyla bunları farklı yerlerde bu sürecin devam etmesinden ise bunu başkent Ankara’da sürdürmenin çok daha isabetli olacağı kararına, kanısına varılmıştır ve burada bu adımın atılması ve Başsavcılık, bunun yanında ağır ceza onlar tarafından bunun yürütülmesi çok daha isabetli olacağı kanısına varılmıştır. Tabii ana muhalefet bu tür şeylerde nedense bir çıkış yapması lazım, kendisine göre bir yol bulması lazım. Sürekli bu tür adımları atmak suretiyle sadece suyu bulandırıyor ama hükümetimiz bu noktada attığı kararlı adımlarla yoluna devam ediyor. Ben isabetli bir adım olduğunu, bunu zaten beraber istişare ederek bu kararı da aldık ülkemiz için çok çok faydalı olacağı kanaatindeyim.”
“BÜYÜK DEVLETLERİN HEPSİNDE İSTİHBARATLAR DİREKT DEVLETİN BAŞINA BAĞLIDIR”
694 sayılı KHK ile yapılan değişiklikleri değerlendirmeye devam eden Erdoğan, Milli İstihbarat Teşkilatı hakkında yapılan düzenlemeye ilişkin şöyle konuştu:
“Şunu bir defa bilmemiz lazım. Devletin başı istihbaratta en önemli bilgileri, dokümanları alması gereken değil midir? Eğer istihbaratın başı, devletin başına birinci derecede bağlı olmazsa hareket kabiliyetini bu devlet kaybeder. Devletin hareket kabiliyetini kaybetmemesi için birinci dereceden istihbarat ona sorumlu olması gerekir. İstediğim anda, istediğim şekilde bu istihbarı bilgiler bize gelsin ki, biz de atmamız gereken adımları buna göre atalım. Büyük devletlerin hepsinde istihbaratlar direkt devletin başına bağlıdır. Amerika, Fransa hepsinde de devlet başkanına bağlıdır bunlar. Fakat parlamenter demokrasilerde tabii bu Başbakanlara bağlıydı. Biz de de parlamenter demokrasinin alışkanlıkları olduğu için ana muhalefet olaya buradan bakıyor. Hala ana muhalefet başkanlık sistemine geçmedi. Bizse Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin adımlarını attık. Milletimizle beraber attık. Milletimiz ne dedi? Yüzde 51,4 ile, ‘Biz ilk adımı attık’ dedi. Nereye? ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ilk adımı attık’ dedi. Şimdi 2019 itibariyle de ikinci adımı 2019’un Kasım’ında atacağız. 2019’un Kasım’ından sonran Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi çok daha güçlü bir şekilde gelişmeye devam edecektir.
“BÖLGEDE BELİRLEYİCİ GÜÇ OLMANIN ADIMLARINI ATAN İSTİHBARAT ÖRGÜTÜNE SAHİBİZ”
Milli İstihbarat Teşkilatı’mızın bundan sonraki sürecinin güçlenerek devamı gerekmektedir. Ki 15 sene önce ben Milli İstihbarat Teşkilatı’mızı düşünüyorum, bir de şimdiki Milli İstihbarat Teşkilatı’mızı düşünüyorum, aldığımız mesafe çok çok ileri. Bunu niye söylüyorum? 15 sene önce Milli İstihbarat Teşkilatı’mızın uluslararası ciddi bir portföyü yoktu, ama şu anda Milli İstihbarat Teşkilatı’mızın uluslararası ciddi bir portföyü var. İslam dünyasında, Batıda var. Buralarla çok ciddi bir iletişim söz konusu. Bu olmadan, siz bunu yürütemezsiniz ki. Şimdi bu noktaya geldik. Elemanlar noktasında da gerek insani istihbarat, gerek teknik istihbarat bu konularda da Milli İstihbarat Teşkilatı’mız her geçen gün daha ileri adımlar atıyor. Ve bölgede belirleyici bir güç olmanın da hamd olsun adımlarını atan bir istihbarat örgütüne sahibiz.”
“ONLAR BİR GRUP ÇANAKKALE’YE GİDENLER GİBİ DEĞİLDİ”
26 Ağustos’ta Malazgirt’te yapılan anma törenlerine 50 binin üzerinde gencin katıldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu gençler oraya bir aşkla, heyecanla geldiler ama onlar bir grup Çanakkale’ye gidenler gibi değildi. Onlar farklıydılar. O Çanakkale’ye ‘adalet istiyoruz’ diye gidenler maalesef şehit mezarlıklarının olduğu yerlerde onlar kimisi votka mı içersiniz? Kimisi şarap mı, kimisi bira mı? Bunu konuşurken, bizim gençliğimiz orada sadece tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet dedi” diye konuştu.
“ALLAH RIZASI İÇİN HASTALARIYLA ÇOK İLGİLENSİNLER”
Hastanelerde bir problem olduğunda devlet olarak oraya ulaşılacağını söyleyen Erdoğan, “Burada benim bir ricam var Cumhurbaşkanı olarak. Hastanelerin başhekimlerinden tutunuz doktorlarına varıncaya kadar Allah rızası için hastalarıyla çok ilgilensinler ki, onlar ilgilenirse Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan, İl Sağlık Müdürü ilgileniyor demektir. Ama onlar ilgilenmediği zaman aynen rahmetli Savaş Ay’ın programındaki duruma döneriz biz onu yaşamak istemiyoruz” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Harem-i Şerif, üç dinin saygın mekanıdır. Buraya karşı kimsenin kalkıp da bu benimdir, buraya Müslümanlar giremez gibi bir yaklaşımın içerisine girmesi düşünülemez. Burada Netanyahu artık o farklı bakışlarını bir tarafa koyarak oraya saygı duymak durumunda. Bakın biz ülkemizde Sinagoglar, Havralarla asla bu tür yaklaşımların içerisine girenlere müsaade etmiyoruz. Onlara burası Yahudilerin kutsal mabedidir, buralara karşı böyle bir yaklaşım içerisine giremezsiniz diyoruz ve tün güvenlik güçlerimizin buralar güvencesi altındadır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Maalesef dünya Myanmar’a diyebilirim ki kör ve sağır. Duymuyor ve görmüyor. Tabii bu son Bangladeş olayı ise çok daha acımasız bir olay. Bize gelen rakamlar maalesef 3 bin civarında insanın bu şekilde mağdur edildiği, hatta ve hatta ölmesine neden olan bazı adımların atıldığı istikametinde” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı makamına gelişinin üçüncü yılında gerçekleştirilen özel TRT canlı yayınında çeşitli değerlendirmelerde bulundu. Myanmar yaşanan olaylara değinen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Şunu çok açık söylemek zorundayım maalesef Myanmar, Arakan, bu olay aslında Ahmet Bey’in Başbakanlığı döneminde de eşimle birlikte bir Arakan seyahati olmuştu ve orada yetkililerle filan görüşmeler yapıldı. O günden bugüne çok sağlıklı bir netice aldığımızı söyleyemem. Birleşmiş Milletler kanalıyla da biz bu süreci sürekli takip ettik ve şu anda bazı bizim STK’larımızın da yine burada çalışmaları var. Fakat maalesef dünya Myanmar’a diyebilirim ki kör ve sağır. Duymuyor ve görmüyor. Tabii bu son Bangladeş olayı ise çok daha acımasız bir olay. Bize gelen rakamlar maalesef 3 bin civarında insanın bu şekilde mağdur edildiği, hatta ve hatta ölmesine neden olan bazı adımların atıldığı istikametinde. Tabii bu konu ile ilgili biz bunu ağır, şiddetli bir şekilde bunu kınıyoruz. Yine bunun takibini de ilgili uluslararası kurumlar vasıtasıyla başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere dile getireceğiz. Eylül ayının 18’nden itibaren BM Genel Kurulu var. BMGK’da da bu bizim gündemimizde yer alacak. Orda da bunu gündeme getireceğiz. Gerek Myanmar, bu Arakan Müslümanlarına yönelik bu adımları Bangladeş’in buradaki tutumunu orada gündeme getirmek suretiyle tüm insanlığın buraya elini uzatmasını, desteğini vermesini ki şu tablo acımasız bu insanların ne durumda olduğunu ki bunu 2011’de ben Somali’de yaşadım. Somali’ye gittik orada yine bu acımasız hali gördük. Ama hamd olsun şu anda 6 sene sonra Somali çok farklı bir konuma geldi.”
“ANA MUHALEFETİN BAŞINDAKİ ZAT BURAYI HAZMEDEMEDİ”
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ankara ziyaretinde kendisi ile birlikte Külliye balkonlarından birinden dışarı bakarken çekilen fotoğrafa değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Putin’in asıl tespiti şurada oldu. Tabii külliyeyi görünce dedi ki, ‘Büyük devlet olmanın işareti işte bu eserdir’ dedi. Kremlin Sarayı’nı biliyorsunuz değil mi? İşte Kremlin Sarayı da büyük devlet olmanın işaretidir. İçinde kaybolursunuz öyle bir yer ama biz şu külliyeyi yapık ana muhalefetin başındaki zat burayı hazmedemedi. Niye? Büyük düşünecek noktada değil de onun için” dedi.
“ARTIK KÖRFEZDE BU SIKINTI BİTSİN DERİM”
Katar Krizi’nin bitip bitmediği hakkında sorulan soruya yanıt veren Erdoğan, “Şu anda tabii yani bir bitme noktası dersek yanlış olur. Fakat başladığı noktada değil, her geçen gün daha geri gidiyor. Benim özellikle bu akşamki program aracılığıyla şu hac mevsiminin yoğunlaştığı böyle bir dönemde, Hadimu'l-harameyn eş-şerifeyn Suudi Arabistan Kralı Selman’dan ki yaşı bizden tabii çok da büyük, isteğimiz şu o körfezin abisi, büyüğü durumundadır. Önümüzde Kurban Bayramı var. Artık körfezde bu sıkıntı bitsin derim. Artık bunu bir kenara koyalım ve aydınlık ufka hep birlikte bakalım derim. Çünkü Müslümanların bu dünyada birbiriyle uğraşmaya ne zamanı, ne vakti, ne fırsatı olamaz. Biz birbirimizi sevmekle emir olunmuşuz. İman etmiş olmasınız birbirinizi sevmedikçe, cennete giremezsiniz iman etmedikçe. Ölçü bu. Temenni ediyorum ki inşallah Hadimu'l-harameyn eş-şerifeyn şu bayram arifesinde böyle bir adımı atmış olurlar” diye konuştu.
“NETANYAHU ARTIK ORAYA SAYGI DUYMAK DURUMUNDA”
Kudüs’te yaşanan gerilim hakkında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Tabii orada da çok yoğun bir görüşme zinciri oldu. Gerek İsrail Cumhurbaşkanı Rivlin ile bir görüşmem oldu ve bugün de misafirimizdi Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile görüşmem oldu. Yine o süreç içerisinde Kral Abdullah ile görüşmelerim oldu. Bütün bu süreç hamd olsun iş tamamen tersine döndürdü ve şu andaki sağlıklı konuma geldik. Fakat tabii ben bu iş tamamen bitti noktasında değilim. Her an nerede, nasıl patlak verir onu bilemem. Onun için başta Netanyahu olmak üzere özellikle artık biz şunu bilmemiz lazım. Yani bu Harem-i Şerif, üç dinin saygın mekanıdır. Buraya karşı kimsenin kalkıp da bu benimdir, buraya Müslümanlar giremez gibi bir yaklaşımın içerisine girmesi düşünülemez. Kaldı ki bu bizim ilk kıblemiz. İlk kıblemiz olması sebebiyle de çok büyük öneme haiz. Burada Netanyahu artık o farklı bakışlarını bir tarafa koyarak oraya saygı duymak durumunda. Bakın biz ülkemizde Sinagoglar, Havralarla asla bu tür yaklaşımların içerisine girenlere müsaade etmiyoruz. Onlara burası Yahudilerin kutsal mabedidir, buralara karşı böyle bir yaklaşım içerisine giremezsiniz diyoruz ve tün güvenlik güçlerimizin buralar güvencesi altındadır. Onların emniyeti altındadır. Böyle ecdadımızdan gördük, böyle devam ediyoruz, dinimizin emri de bu. Bunu da kendilerinden özellikle bekliyoruz. Bugün Sayın Abbas ile yaptığımız görüşmede de bunları etraflıca ele aldık ve son Ürdün ziyaretinde de Kral Abdullah ile bunları etraflıca görüştük. Temenni ediyorum ki bir yumuşama süreci içerisinde girmiş durumdayız. Temenni ederim ki bu böyle devam etsin.”
“100. YILLA İLGİLİ ÇALIŞMALARIMIZ TABİİ ÇOK ÇOK FARKLI OLACAK”
2023’te gerçekleştirilmesi planlanan Cumhuriyetin 100. yılı kutlamaları hakkında açıklamalarda bulunan Erdoğan, “2023, inşallah eğer 2019’da milletimiz, ‘Durmak yok yola devam’ derse partim de bize böyle bir görevi verirse 2023’te inşallah 100. yılla ilgili çalışmalarımız tabii çok çok farklı olacak. Şu anda o proje ile ilgili çalışmalarımız tabii ilgili birçok arkadaşlarımızı yani ehliyetiyle, liyakatiyle bu noktada kendini ispat etmiş kardeşlerimizi burada değerlendireceğiz, hocalarımızı değerlendireceğiz yani sadece mimar mühendis işi değil bu iş. Burada tabii bir de hakikaten ilim sahibi irfan sahibi büyüklerimizin buna katkısı çok olacak diye düşünüyorum. Bütün bilim dallarında çünkü 2023 projesi 2015 Temmuz olayının ötesinde farklılıkları olan bizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarma projesidir. 2023’te muasır medeniyetler seviyesinin üstüne nasıl çıkacağız onun şimdiden bir defa işaret fişeklerini çakmamız lazım. Onun çalışmalarını da başlatacağız” şeklinde konuştu
“Büyük Devletlerin Hepsinde İstihbaratlar Direkt Devletin Başına Bağlıdır”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Eğer istihbaratın başı, devletin başına birinci derecede bağlı olmazsa hareket kabiliyetini bu devlet kaybeder. Büyük devletlerin hepsinde istihbaratlar direkt devletin başına bağlıdır. Fakat parlamenter demokrasilerde tabii bu Başbakanlara bağlıydı. Biz de de parlamenter demokrasinin alışkanlıkları olduğu için ana muhalefet olaya buradan bakıyor. Hala ana muhalefet başkanlık sistemine geçmedi. Bizse Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin adımlarını attık” dedi.
28 Ağustos 2017 Pazartesi 23:15