İbrahim Kalın, Almanya Şansölyesi Merkel’in “Türkiye önemli bir ortak ama benzetme üzücü” şeklinde açıklamasına, “Bu süreci tetikleyen bakanlarımızın Almanya ziyaretlerinin engellenmesidir. Buna ilişkin yapılan açıklamalara baktığımızda ortada trajikomik bir tablonun olduğunu görüyoruz. Açıkça referandum konusunda ‘Hayır’ kampanyası yürütenlere, buna PKK da dahil, diğer terör örgütleri de dahil, kapılarını açarken, göz yumarken, aynı ülkenin, aynı kampanyanın öbür tarafını temsil eden siyasileri engellemeye çalışması, asıl üzücü olan budur” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Rakka operasyonunun tam olarak nasıl, kimlerle yapılacağı konusunda verilmiş nihai bir karar olmadığını, değerlendirme ve müzakere sürecinin devam ettiğini söyledi. Kalın, Rakka operasyonu konusunda ABD'nin piyadelerini bölgeye getirdiği haberlerine ilişkin ise, “Bin kadar bir takviye var. Bunlar, genel manada orada hem Suriye hem Irak bağlamında DEAŞ ile mücadele için atılan adımlar. Bizim bu konuda bir şeyimiz yok. Biz bu mücadelede bütün müttefik ülkelerle beraber hareket ediyoruz bundan sonra da etmeye devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yarın Rusya'ya günübirlik bir ziyarette bulunacağını, Erdoğan-Putin görüşmesinde, terörle mücadele, Suriye ve Irak konularının detaylı bir şekilde ele alınacağını söyleyen Kalın, “Bu ziyaretin bu hafta içi Antalya’da Türkiye ABD ve Rusya genelkurmay başkanları arasında yapılan toplantıdan hemen sonraya denk gelmesi de aslında isabetli oldu. Orada genelkurmay başkanları düzeyinde konuşulan ele alınan konular yarın iki devlet başkanı tarafından da detaylı bir şekilde tekrar değerlendirilecek” dedi.
Antalya'daki toplantının son derece önemli olduğunu söyleyen Kalın, “Çünkü üç ülke de Suriye sahasında terörle mücadele noktasında bulunan önemli ülkeler. Bunlar arasında koordinasyonun sağlanması, kaza türü bir şeyin yaşanmaması için, ki geçtiğimiz aylarda bunun örneklerini gördük, koordinasyon mekanizmasının kurulması planlanmıştı, detayları ele alındı” açıklamasında bulundu.
“CENEVRE'DE 5. TUR TOPLANTI 23 MART'TA YAPILACAK”
Suriye’de siyasi çözüm sürecinin Birleşmiş Milletler çatısı altında devam ettiğini, ateşkesin gözlemlenmesi, ihlallerin önlenmesi amacıyla Türkiye-Rusya ve İran arasında üçlü mekanizma kurulduğunu belirten Kalın, “Cenevre'de 5. tur toplantı 23 Mart'ta yapılacak. Sürecin devam etmesi anlamında önem arz ediyor. Astana ve Cenevre süreçlerinin birbirini tamamlayan iki süreç olarak değerlendirdiğimizi ifade etmek istiyorum” dedi.
“BOŞUNA UĞRAŞMAYIN, BUNUN KARARINI MİLLET VERECEK”
16 Nisan’da yapılacak olan Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin kurulacağını söyleyen Kalın, son bir hafta içerisinde 16 Nisan halk oylaması kampanyası çerçevesinde Avrupa'daki bazı ülkelerin bakanların, siyasilerin, orada vatandaşlarla buluşmalarını önlemeye yönelik bir takım tedbirler aldığını hatırlatarak, “Düşündürücü bir tablo ile karşı karşıyayız. Avrupa’da bazı ülkeler, bazı siyasiler, çevreler, basın kuruluşları adeta Türkiye’de referandumda ‘evet’ çıkmasın diye hummalı bir çalışmasının içerisinde girmiş görünüyorlar. Onlara mesajımız çok net, boşuna uğraşmayın, bunun kararını millet verecek” dedi.
“ÖNCE KENDİ ÜLKELERİNİZDE TÜRKİYE KARŞITI ÖRGÜTLERİN FAALİYETLERİNİ DURDURUN”
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, “Normal şartlarda reddedilmesi, kınanması gereken ırkçı, sağcı, göçmen karşıtı, İslam karşıtı kesimlerin ana akım Avrupa siyasetini artık derinden belirlemeye başladığını görüyoruz” diyerek, oluşan tablonun Avrupa’nın demokrasi, insan hakları, çoğulculuk, katılımcılık konusundaki iddialarının altını oyan bir tablo olduğunu söyledi.
Avrupalıların ‘Türkiye’deki iç siyasi tartışmaları bizim ülkelerimize taşımayın’ şeklinde bazı açıklamaları olduğunu ifade eden Kalın, şu sözlerle cevap verdi:
“Türkiye karşıtı birçok örgüte faaliyete kucak açan, destek veren ülkelerin, şimdi bir referandum münasebetiyle ‘Türkiye’deki siyasi tartışmaları bize taşımayın’ şeklinde açıklamalar yapmaları oldukça düşündürücü. Aslında bu olup biteni çok açık net bir şekilde ortaya koyuyor. ‘Eğer Türkiye'deki tartışmaları ya da siyasi farklılıkları ülkemize taşımayın’ gibi bir talebiniz varsa öncelikle siz kendi ülkelerinizde Türkiye karşıtı örgütlerin faaliyetlerini durdurursunuz. Avrupa ülkeleri, AB, eğer gerçekten terörle mücadele konusunda samimiyse, kayıtsız şartsız Türkiye’nin yanında durur ve Avrupa'daki FETÖ, PKK gibi, DHKP-C gibi terör örgütlerinin faaliyetlerine izin vermezler. Tablonun böyle olmadığını görüyoruz.”
Cumhurbaşkanının video konferans yoluyla Almanya’daki bir programa katılmasının çok hızlı bir şekilde mahkeme kararıyla engellendiğini söyleyen Kalın, “Aynı ülkede bölücü terör örgütünün liderlerinin, sözcülerinin yine video konferans yoluyla Türkiye'ye savaş açtıkları merkezlerden, Kandil gibi yerlerden bu toplantıya katıldıklarını ve Türkiye karşıtı terörizme devam edeceğiz mesajlarını açıkça verdiklerini de defalarca gördük. Bunları engellemeyen makamların bu ülkenin seçilmiş bakanlarını, siyasilerini en temel demokratik haklarını kullanmak için engellemeye çalışmaları oldukça düşündürücüdür” diye konuştu.
“DİNİ İBADET ÖZGÜRLÜĞÜNÜN BİR İHLALİDİR”
Kalın, Filistin topraklarında ve Kudüs civarında gece 11’den sonra hoparlörle ezan okunmasını yasaklamayı hedefleyen bir yasa tasarısının İsrail meclisinde olduğunu hatırlatarak, tasarıya, “Bunun çok endişe verici bir gelişme olduğunu ifade etmek istiyoruz. Bu her şeyden önce dini ibadet özgürlüğünün bir ihlalidir” sözleriyle tepki gösterdi.
İbrahim Kalın, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“BU SÜRECİ TETİKLEYEN BAKANLARIMIZIN ALMANYA ZİYARETLERİNİN ENGELLENMESİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’daki uygulamalara “Nazi” benzetmesi yapması üzerine Almanya Şansölyesi Merkel’in “Türkiye önemli bir ortak ama benzetme üzücü” şeklinde açıklamasına, şu sözlerle yanıt verdi:
“Bu süreci tetikleyen bakanlarımızın Almanya ziyaretlerinin engellenmesidir. Buna ilişkin yapılan açıklamalara baktığımızda ortada trajikomik bir tablonun olduğunu görüyoruz. Açıkça referandum konusunda ‘Hayır’ kampanyası yürütenlere, buna PKK da dahil, diğer terör örgütleri de dahil, kapılarını açarken, göz yumarken, aynı ülkenin, aynı kampanyanın öbür tarafını temsil eden siyasileri engellemeye çalışması, asıl üzücü olan budur.
Almanya bizim için önemli bir ülkedir. Orada 4 milyona yakın vatandaşımız var, bizim en önemli ticaret ortaklarımızdan birisidir. Sayın Merkel haklı, bazı konularda derin görüş ayrılıklarımız var. Mesela terörle mücadele konusu. Bütün toplantılarda gündeme getirdiğimiz PKK terör örgütü mensuplarının Almanya'da, Avrupa’nın diğer şehirlerinde bu kadar serbest cirit atabilmesi, eleman devşirmesi, para toplaması, ‘Bunlara karşı nasıl adım atmazsınız’ sorularının her seferinde cevapsız bırakıldığını gördük. Asıl üzücü olan budur. Almanya’nın bizzat kendi resmi raporlarında bölücü terör örgütünün Almanya’da son 10 yılda nasıl örgütlendiğini bizzat kendileri yazıyorlar. Asıl üzücü olan, Almanya gibi bir ülkenin hala Türkiye'nin AB üyeliği konusunda direnç göstermesidir. Asıl üzücü olan, Türkiye söz konusu olduğunda özellikle Almanya üzerinden gelen muazzam bir Türkiye karşıtlığının Erdoğan karşıtlığının sistematik bir şekilde üretilmesi ve dünyaya servis edilmesidir.”
“SURİYE’DE BİR SAVAŞIN ÇIKMAMASINI ARZU EDİYORSAK, YAPILMASI GEREKENLER AÇIKTIR”
Suriye'de IŞİD ile mücadele konusunda Türkiye’nin baştan beri ortaya koyduğu “Terör örgütleriyle ancak doğru aktörler üzerinden mücadele edebilir” prensibi olduğunu, Obama yönetimiyle anlaşama sağlanamayan konulardan birinin de bu olduğunu belirten Kalın, “Burada PKK'nın uzantısı olan YPG, PYD gibi terör örgütleri üzerinden DEAŞ ile mücadele etmeye çalışmak, ancak kendi ayağınıza kurşun sıkmak olur. Bizim önerdiğimiz plan açık ve net. Genelkurmay Başkanımız mevkidaşlarıyla konuştular. Genel bir mutabakat sağlanması halinde bu operasyonun nasıl yapılacağına dair detaylı görüşmeler yapıldı, yapılmaya devam edecek. Rakka operasyonunun tam olarak nasıl, kimlerle yapılacağı konusunda verilmiş nihai bir karar da yok. Değerlendirme ve müzakere süreci şu anda da devam ediyor. Bizim teklifimiz, daha önce bize söz verildiği gibi ve kamuoyuna da ilan edildiği gibi, YPG, PYD unsurlarının mutlaka Münbiç’ten çıkması ve Fırat’ın doğusuna geçmesi gerekir eğer Suriye’nin toprak bütünlüğünden bahsediyorsak” dedi.
“Suriye’deki farklı grupların arasında etnik çatışma ya da benzeri bir savaşın çıkmamasını arzu ediyorsak, bunun için yapılması gerekenler açıktır” diyen Kalın, “Umarız bu konudaki değerlendirmeleri yaparken Amerikan yönetimi de sadece Türkiye’nin hassasiyetlerini dikkate almak anlamında değil Suriye’de yürüttüğümüz terörle mücadelenin başarılı olması için de doğru adımları atarlar” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’NİN KÜRTLERLE BİR SORUNU YOKTUR”
Yapılan açıklamaların ardından zaman zaman ‘Türkiye Kürtlere karşı tavır alıyor, Kürtlerin kazanımlarını engellemeye çalışıyor’ gibi bir takım “karalama kampanyaları” yapıldığını söyleyen Kalın, “Türkiye’nin Kürtlerle bir sorunu yoktur. Türkiye’nin kavgası mücadelesi terör örgütleriyledir. Kürtleri temsil ettiğini iddia eden ama neticede bir terör örgütü olmaktan başka bir şey olmayan örgütlerledir” dedi.
“PYD’YE, YPG’YE ÇOK FAZLA YATIRIM YAPTIKLARI İÇİN GERİ ADIM ATAMIYORLAR”
ABD'li yetkilerin ‘PKK ile PYD aynı şey değildir, aralarında fark vardır’ gibi cümleler sarf ettiklerini söyleyen Kalın, “Bu söylediklerinin doğru olmadığını kendileri de biliyorlar. Daha bir yıl öncesine kadar Amerika’nın resmi istihbarat raporlarında, kamuyla paylaştıkları değerlendirme raporlarında PYD’nin, YPG’nin, PKK’nın Suriye uzantısı olduğunu kendileri ifade etmekteydiler. Ortada bu kadar delil varken bunlar arasında bir bağ yok gibi açıklamalar ciddiye alınacak açıklamalar değildir. Obama yönetimi döneminde PYD’ye, YPG’ye çok fazla yatırım yaptıkları için şu anda oradan geri adım atamıyorlar. Ama biz alternatifini koyduk. Alternetif bir mücadele yöntemi bellidir. Münbiç’te, Rakka’da nasıl bir terörle mücadele yapılması gerektiği, orada DEAŞ’tan kurtulduktan sonra o bölgenin kimler tarafından yönetilmesi gerektiği konusu aslında çok açık ve nettir” diye konuştu.
TÜRK BAŞKONSOLOSLUĞU OLARAK KULLANILAN BİNANIN DEAŞ’TAN KURTARILMASI ÖNEMLİ”
Terörle mücadele bağlamında Irak kısmının da önemli olduğunu hatırlatan Kalın, “Irak’ta da Musul’un DEAŞ’tan temizlenmesi için önemli bir mücadele yürütülüyor. Biz de buna hem Başika kampı üzerinden hem de diğer araçlar vesilesiyle destek olduk, olmaya da devam ediyoruz. Musul'da daha önce Türk başkonsolosluğu olarak kullanılan binanın DEAŞ’tan kurtarılması da önemlidir. Bu vesileyle Irak hükümetini tebrik ettiğimizi ve bu mücadelede yanlarında olduğumuzu da ifade etmek isterim” dedi.
“PKK DEVLETÇİĞİ TARZI BİR YAPILANMAYA GİTMESİNE ASLA İZİN VERMEYİZ”
Fırat Kalkanı harekatının Mümbiç'e yönelmesinin söz konusu olup olmadığına ve Rakka operasyonu konusunda ABD'nin piyadelerini bölgeye getirdiği haberlerine ilişkin şunları söyledi:
“Bin kadar bir takviye var. Bunlar, genel manada orada hem Suriye hem Irak bağlamında DEAŞ ile mücadele için atılan adımlar. Bizim bu konuda bir şeyimiz yok. Biz bu mücadelede bütün müttefik ülkelerle beraber hareket ediyoruz bundan sonra da etmeye devam edeceğiz. DEAŞ’la mücadelede en ön saflarda bulunan bir ülke olarak biz nasıl 2 bin küsur kilometrekare alanı temizlediysek, diğer bölgelerin de DEAŞ’tan temizlenmesi için bütün aktörlerle işbirliğine hazırız. Orada bir oldu bittiyle, PYD-PKK kantonları ya da PKK devletçiği tarzı bir yapılanmaya gitmesine asla izin vermeyiz. Münbiç ve civarında da bizim ulusal güvenliğimize tehdit teşkil edecek bir oluşum söz konusu olursa Türkiye bu konuda her tür tedbiri alma selahiyetine sahiptir.”
“Bin Kadar Bir Takviye Var Bunlar DAEŞ İle Mücadele İçin Atılan Adımlar”
İbrahim Kalın, Almanya Şansölyesi Merkel’in “Türkiye önemli bir ortak ama benzetme üzücü” şeklinde açıklamasına, “Bu süreci tetikleyen bakanlarımızın Almanya ziyaretlerinin engellenmesidir. Buna ilişkin yapılan açıklamalara baktığımızda ortada trajikomik bir tablonun olduğunu görüyoruz. Açıkça referandum konusunda ‘Hayır’ kampanyası yürütenlere, buna PKK da dahil, diğer terör örgütleri de dahil, kapılarını açarken, göz yumarken, aynı ülkenin, aynı kampanyanın öbür tarafını temsil eden siyasileri engellemeye çalışması, asıl üzücü olan budur” dedi.
09 Mart 2017 Perşembe 15:44