Başbakan Davutoğlu : Rusya İhlalleri Örtemez

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cenevre görüşmelerine katılan muhalifler için, “Muhalif unsurların tek ve bölünmez bir bütün olarak Cenevre görüşmelerine katılması ve sahte muhalif diyebileceğimiz rejimin ürettiği muhalefet ile PYD’nin bu görüşmelerde muhalif safında olmaması. Nitekim bu konularda Türkiye’nin de katkısıyla muhalefet muhaliflerin tek bir grup olarak katılması konusunda önemli kazanım elde etti” dedi.

Başbakan Davutoğlu, Riyad’da basın toplantısı düzenledi. Toplantıda bölgesel konulara değinen Davutoğlu, Türkiye ve Suudi Arabistan’ın, Irak-Lübnan-Yemen ve Libya’daki iç çatışmalar ve gerilimlerle ilgili olarak ortak çalışma yapacağını belirterek şunları söyledi:

-“BİRLİKTE ATACAĞIMIZ ADIMLARI KARARLAŞTIRACAĞIZ”-

“Bölgesel gelişmeleri de çok kapsamlı bir şekilde ele alma imkanı bulduk. Bu verimli işbirliğinin önümüzdeki dönemde daha da artarak devam edeceğini ekonomik, siyasi, kültürel ilişkilerin yoğunlaşarak Türkiye ve Suudi Arabistan arasında bölgesel istikrarın sağlanması açısından istişarelerin devam etmesi konusunda da prensip kararına vardık. Önümüzdeki aylarda da Türkiye ile Suudi Arabistan arasında yine bugün kabul ettiğimiz mekanizmalar çerçevesinde Dışişleri Bakanlıkları, istihbarat birimleri, güvenlik birimleri ve askeri yetkililer arasında bir ortak istişare zemini geliştirilecek, istişare mekanizması geliştirilecek ve bu mekanizmayla sürekli olarak olayları takip ederek birlikte atacağımız adımları kararlaştıracağız. Bu ziyaretimiz bu açıdan son derece verimli bir ziyaret oldu, önümüzdeki aylarda da görüşmelere devam edeceğiz.”

Başbakan Davutoğlu, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

-“SUUDİ ARABİSTAN’IN TÜRKİYE’YE UÇAKLAR GÖNDERME TALEBİ VARDI”-

Davutoğlu, Ortadoğu’da mevcut olan iki problemin terör ve etnik-mezhep çatışmaları olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:

“Terör ve mezhepçiliğe karşı Türkiye ve Suudi Arabistan’ın birlikte hareket etmesi konusunda bir mutabakatımız var. Zaten terör konusunda Türkiye terörden en çok ıstırap duymuş bir ülke olarak her türlü çalışmaya destek vermiştir. Bu hani bir askeri ittifak bu çerçevede salt böyle görülmemeli teröre karşı işbirliği anlamında dünyanın her yerinde atılacak her olumlu adımı destekleriz. Yine mezhepçiliğe karşı da mezhep temelli çatışmalar konusunda da yine ortak bir tavır geliştirmek ve özellikle DEAŞ terör örgütünün ortaya çıkardığı yanlış İslam algısına karşı da birlikte çaba sarf etmek konusunda da ortak bir perspektifimiz var. Türkiye ve Suudi Arabistan arasındaki askeri işbirliği ise salt bu boyutla sınırlandırılamaz Türkiye ile Suudi Arabistan arasında eskiden beri süren askeri işbirliği söz konusudur. Sayın Genelkurmay Başkanımız da burada muhatabıyla dün zaten görüşmeler yapmıştı bugünkü görüşmelere de katıldı bu ilişki, kendi doğal seyri içinde devam edecektir. Bu deminki bahsettiğiniz terörle mücadelede ittifak konularından bağımsız olarak Türkiye ve Suudi Arabistan arasında hem işbirliği anlamında bir zemin var son dönemde özellikle Türkiye ile dayanışma için Suudi Arabistan’ın Türkiye’ye bazı uçakları gönderme teşebbüsü-talebi de vardı bu anlamda dayanışmayı ifade etmek üzere Suriye’den gelen riskler konusunda bütün bu konularda bir ortak anlayışla hareket ediyoruz. Özellikle de savunma sanayii konusunda birikimlerimizi ve tecrübelerimizi birleştirmek hususunda da bir önemli bir mutabakat var. Bütün bunları birlikte değerlendireceğiz.”

-“TÜRKİYE RUSYA İLE OLAN GERİLİMİ ARTIRMAK DÜŞÜNCESİNDE DEĞİLDİR      “-

Başbakan Davutoğlu, Rusya’nın hava sahası ihlali yapmadıklarına ilişkin açıklamalarını şöyle değerlendirdi:

“Şimdi dün öğle saatlerinde bir ihlal söz konusu oldu bana da hemen arkadaşlar bilgi aktardılar. Gerek Genelkurmay Başkanımız da o sırada Türkiye’deydi gerek Dışişleri Müsteşarımızla ilgili ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarımız ile birlikteydik ondan gelen bilgileri derleyip toparlayıp, takip ettiğiniz gibi gerekli girişimlerde bulunuldu. Akşam saatlerinde Sayın Cumhurbaşkanımızla bir istişare telefonda gerçekleştirdik ve bu çerçevede Türkiye hem müttefik ülkelerin Dışişleri Bakanlarını bilgilendirdi, hem Rus Büyükelçisini Bakanlık’a çağırarak gerekli bildirimde ve uyarıda bulunduk hem de bütün ilgili uluslararası kuruluşlar NATO başta olmak üzere bu konu aktarıldı. Şimdi dünyada hiçbir ülke izole değil. Dolayısıyla herhangi bir yerde hava sahası ihlali olmuşsa bunu saklamak da mümkün değil, olmamış bir hava sahası ihlalini var diye göstermek de mümkün değil. Dolayısıyla Rusya’nın şu ve bu gerekçeyle işlediği bazı ihlalleri örtmesi mümkün değil. Tekrar vurgulamak istiyorum evet dün bu çerçevede bir kısa süreli, çok kısa süreli bir ihlal söz konusu olmuştur ve bu ihlal hem bizim radarlarımızca hem NATO radarlarınca hem de ilgili bütün uluslararası havacılık kuralları çerçevesindeki kuruluşlarla tespit edilmiş bir husustur. Türkiye hiçbir şekilde Rusya ile olan gerilimi artırmak düşüncesinde değildir ama her zaman bunu vurguluyoruz Türkiye hava sahasını koruma konusunda da gerekli hassasiyeti her zaman gösterir ve bu hava operasyonunun devam ettiği yerlere bakıldığında Rusya’nın niyetinin hiç de iyi olmadığı Türkiye’ye dönük kast etmiyorum, Suriye içindeki niyetinin iyi olmadığını gösteren hava operasyonlarıdır. Son günlerde hava operasyonları bir taraftan Türkmen Dağı civarında yoğunlaşıyor, diğer taraftan da ılımlı muhalefetin Türkiye sınırı boyunca ilerlemekte olduğu Mare-Cerablus Hercele hattı çerçevesinde yoğunlaşıyor. Şimdi DEAŞ’a karşı mücadele ettiğini iddia ederek Suriye’de bulunan Rus kuvvetleri ise ılımlı muhalefetin gücünü zayıflatmak ve DEAŞ’a karşısında zaafa düşürmek için bir de Cenevre’de süren görüşmelere bir anlamda ipotek koymak için bu tür hava operasyonlarına devam ediyor.”

-“DEAŞ RUSYA’NIN YAPTIĞI OPERASYONLARDAN MEMNUN OLAN TARAFTIR”-

Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Uluslararası toplum bir samimiyet testiyle karşı karşıyadır. Dün Yamadi Kampı’ndan Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan Türkmen kardeşlerimiz Halep’ten Azzaz’dan Rus hava saldırıları dolayısıyla DEAŞ ile mücadele etmek yanında bir de Rus hava saldırılarıyla boğuşmak zorunda kalan Arap, Kürt, Türkmen ılımlı muhalif unsurlar hepsi Rusya’nın yaptığı bu operasyonlardan mustarip olan unsurlardır. DEAŞ ise Rusya’nın yaptığı operasyonlardan memnun olan taraftır. Dolayısıyla Rusya’yı bir kez daha uyarıyoruz, gerek Suriye’deki muhalif unsurlara, ılımlı muhalefete verdikleri zarar gerekse Türk hava sahasına yönelik sürdürdükleri tehditkar tutum Rusya’nın menfaatine değildir. Bütün bu kayıtlar eldedir NATO’nun gösterdiği dayanışma ve müttefik ülkelerin gösterdiği dayanışma dolayısıyla da teşekkürlerimi ifade ediyorum. Bütün sınır boyumuzca gerekli tedbirler alınmıştır Rus uçağı sınırımız boyunca yaklaşırken, 5 mil ve 10 milde iki kez Rusça ve İngilizce uyarılmıştır artık ‘Dil de bilmiyoruz, İngilizce bilmiyorlardı bizim pilotlarımız’ gibi bir argüman da doğru değil. Rusya bütün ülkelerin sınır güvenliğine özen göstermek zorundadır ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin saldığı kararlar çerçevesinde Suriye’de sivillere zarar vermek yerine, Suriye’de özellikle belli bölgelerde yoğunlaşan insani suçlar konusunda da gerekli çabayı göstermek durumundadır. Bu çerçevede Cenevre’de yapılacak görüşmeler bir samimiyet testi olacak Rusya için de. Bu gelişmeleri yakından takip ediyoruz.

-“TÜRKİYE HER ZAMAN ILIMLI MUHALEFETİN YANINDADIR”-

Başbakan Davutoğlu, Cenevre görüşmeleri için şunları söyledi:

“Sayın Riyad Hicabi ile bugün görüştük. Bildiğiniz gibi muhalefetin uzun süre bir tereddüdü oldu. Haklı bir tereddüttür açık ifade edeyim. Yani madem barış görüşmeleri başlıyor, Nadaya gibi, Yamada gibi kuşatılmış yerlerdeki insani durumun iyileştirilmesi için oralara insani yardımın ulaştırması konusunda talepleri vardı muhalefetin ve bu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2 bin 254 sayılı kararıyla bir teminat altına alınmış bir taahhüttü. Ama maalesef uluslararası toplum rejimin Rus ve İran unsurlarının işlediği insanlık suçlarına dönük olarak hiçbir adım atmamakta hala devam ediyor. Bu çerçevede muhalefetin bu talepleri, iki talepleri vardı biliyorsunuz, bir insani yardımların ulaşmadı iki muhalif unsurların tek ve bölünmez bir bütün olarak Cenevre görüşmelerine katılması ve sahte muhalif diyebileceğimiz rejimin ürettiği muhalefet ile PYD’nin bu görüşmelerde muhalif safında olmaması. Nitekim bu konularda Türkiye’nin de katkısıyla muhalefet muhaliflerin tek bir grup olarak katılması konusunda önemli kazanım elde etti. Ancak insani yardımların ulaşılması konusunda hiçbir adım atılmadı buna rağmen bizim de tavsiye ve telkinlerimizle Suriye ılımlı muhalefeti heyeti Cenevre’ye katılmaya karar verdi. Sayın Riyad Hicabi’de bu konudaki taleplerini Cenevre’de gündeme getireceklerini ifade ettiler biz de kendilerine Cenevre’ye katılmalarının doğru karar olduğunu, ancak Cenevre görüşmelerinde bütün bu talepleri gündeme getirmeye devam etmelerinin olumlu bir tavır olacağını paylaştık. Bir kez daha kendisine de ifade ettim, Türkiye her zaman Suriye halkının yanındadır. Türkiye her zaman ılımlı muhalefetin yanında, DEAŞ’ın rejimin ve Suriye’yi işgale yönelen yabancı güçlerin ve yabancı devlet unsurlarının karşısındadır böyle olmaya da devam edecektir.”