Tunceli’de din görevlileri ile bir araya gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “15 Temmuz zaferi olmasaydı bugün her birimiz bir cephede olurduk” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, toplantıda yaptığı konuşmaya programa katılan Tunceli Valisi Tuncay Sonel’e teşekkür ederek başladı. Başkan Erbaş, 15 Temmuz’da yaşanan hain darbe girişimini hatırlatarak, “15 Temmuz’da zafer kazanılmamış olsaydı, bugün kurtuluş savaşındaki sarıklı mücahitler gibi her birimiz bir cephede savaşıyor olacaktık. Böyle işgal girişimlerinden Allah muhafaza buyursun” dedi.
Başkan Erbaş, din görevlisinin bir diğer adının da hadem-i hayrat, hayır hizmetçileri olduğunu ifade ederek, “Bizler gönülleri din-i mübini İslam ile fethetmeye çalışırsak “O hayırda Allah için koşanlar var ya, işte Allah’a en yakin olan onlardır” buyuruyor Rabbimiz, biz o ‘yakinlerden’ olacağız inşallah” ifadelerini kullandı.
Camilerin sadece namaz kılınan bir yer olmadığının altını çizen Başkan Erbaş, “Camilerimiz aynı zamanda mektep ve medresedir. Tarih boyunca hep böyle olmuştur. Onun için camilerimiz gün boyu açık olacak. Biz cemaatimizin hocası ve muallimi olacağız” diye konuştu.
Başkan Erbaş, cahiliye döneminde yaşanan sorunları hatırlatarak, “Kız çocukları o gün bedenen diri diri toprağa gömülüyordu. Bugün kız çocukları ruhen gömülüyor. Onları kim muhafaza edecek. Kızlara da erkeklere de eğer biz sahip çıkmazsak, onlara sahip çıkan öyle eller var ki, sırf onları alsınlar dinden imandan koparsınlar diye örgütler kuruluyor. Bu çocuklar bizim çocuklarımız” ifadelerini kullandı.
“Taşlansak bile vazgeçmeyeceğiz”
İrşat faaliyetlerinde Hz. Peygamberin metoduyla hareket edilmesi gerektiğinin altını çizen Başkan Erbaş, “Korkutmadan, müjdeleyerek, zorlaştırmadan, kolaylaştırarak insanların gönüllerini fethedeceğiz” şeklinde konuştu.
Başkan Erbaş, Hz Peygamberin İslam’ı tebliğ ederken çektiği sıkıntıları anlatarak, şöyle devam etti.
“Asr-ı Saadet kolay mı oldu? Peygamber Efendimizin Taif ziyaretini bir düşününüz. Peygamber taşlandı, ayakları kanlar içerisinde kaldı. Hangimiz taşlandık. Bir yere sohbete gidip de taşlanan hocamız var mı? Taşlansak bile vaz geçmeyeceğiz. Peygamberin varisi olmak öyle kolay değil. Onun için işimiz vaktimizden çok. Gece yattığımızda bile başımızı iki elimizin arasına alıp ‘ben yarın ne yapmalıyım da bir insanın gönlüne girmeliyim’ bunu düşünerek uyumazsak eğer biz vazifemizi yapmış sayılmayız.”
“Biz her açıdan onlara örnek olacağız”
Başkan Erbaş, ilk inen ayetlere işaret ederek, İslam Medeniyetinin mayasının ilim, irfan, bilgi ve hikmetle atıldığını söyledi.
Başkan Erbaş, din görevlisinin insanları kötülüklerden kurtarmak için çalışırken, “Ey örtüsüne bürünen, kalk ve uyar” ayetinin onların daha çok çalışması için motivasyon kaynağı olması gerektiğini kaydetti.
Din görevlisinin insanların gelmesini beklemeden onlara gitmesi gerektiğine dikkat çeken Başkan Erbaş, “Biz rehberiz, önderiz. İyiliklere çağıran kötülüklerden men eden insanlarız” ifadelerini kullandı.
Başkan Erbaş, irşat faaliyetlerinde birbirinden farklı kitlelere hitap ettiklerini dile getirerek, şöyle konuştu:
“Okumaya zaman ayırmalıyız. Çok okumalıyız. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de bir emir var. “Hikmet ve güzel hasene ile Rabbinin yoluna davet et” Bizim medeniyetimizin en önemli ayağı ilim, irfan, bilgi ve hikmettir. Biz okumazsak toplum okur mu? Biz her açıdan insanlara örnek olacağız.”
“Kur’an-ı Kerim’in ahlakıyla çocuklarımızı tanıştırmalıyız”
Kur’an-ı Kerim öğretmenin sadece okumayı öğretmek anlamına gelmediğine işaret eden Başkan Erbaş, “Kur’an-ı Kerim’in ahlakıyla, muhtevasıyla çocuklarımızı tanıştırmamız gerekiyor. Hem okumasını öğretmek hem de onunla yaşamasını sağlamak, amacımız bu. Kur’an nasıl bir Müslüman istiyor, biz nasıl bir Müslümanız buna yoğunlaşmamız gerekiyor. Hem kendi hayatımız açısından hem de toplumumuzu Kurani bir hayata dönüştürmemiz için” dedi.
FETÖ’nün insanların inançlarını istismar ederek çocuklarını aldığını hatırlatan Başkan Erbaş, şunları söyledi:
“Büyük bir güç oluşturdular. Bu gücü de niye oluşturdukları 15 Temmuz’da ortaya çıktı. Daha öncede emareleri görüldü ama 15 Temmuz’da onların ülkemizi, vatanımızı işgal etmek isteyen düşmanlara aracılık yapma gibi bir vazifeleri olduğu ortaya çıktı. 15 Temmuz’da zafer kazanılmamış olsaydı, bugün kurtuluş savaşındaki sarıklı mücahitler gibi her birimiz bir cephede savaşıyor olacaktık. Böyle işgal girişimlerinden Allah muhafaza buyursun.”
Başkan Erbaş, din istismarı ile mücadelede tüm Türkiye’de yaptıkları çalışmalara işaret ederek, “Dini istismar eden şahıs, grup, yapı bunları teşhir ediyoruz. Bunlarla ilgili kitaplar yazıyoruz. Bu kitapları vatandaşlarımıza dağıtıyoruz” diye konuştu.