İş yaşamında cinsiyet dengesini sağlamak amacıyla faaliyetlerini yürüten PWN İstanbul’un Yönetim Kurulu Başkanı Aylin Satun Olsun "Türkiye’deki ilk 500 şirketin sadece yüzde 5’i kreş hizmeti sunuyor. Annelerin iş hayatına daha hızlı adapte olması ve kadın istihdamının artmasının formüllerinden biri kurumların açacağı kreşlere bağlıdır. Artık daha fazla aile dostu şirketler istiyoruz" dedi.
"Çocuk sahibi olmak kariyer sürecinde engel değil"
Çalışan annelerin iş yaşamındaki devamlılığının sağlanması ve kadınların istihdama katılımı konusunda kreş hizmetinin çok önemli olduğunu anlatan PWN İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Aylin Satun Olsun, “Kadınların iş yaşamına katılımı konusunda atılacak en önemli adımlardan biri de kreş desteği. Ne yazık ki hala işverenlerin bir kısmı için çocuk sahibi kadın çalışanlara ayrımcılık uygulanıyor. Halbuki kadınların kafasında bu tarz bariyerler yok!. Örneğin PwC yaptığı son Çalışma Hayatında Cinsiyet Eşitliği Araştırması anneler ve çocuk sahibi olmayan kadınların kariyer planlamaları arasında önemli farklar olmadığını ortaya koyuyor. Çocuk sahibi olmayan kadınların yüzde 95’i belirli bir süre yurt dışında çalışmak isterken, çocuk sahibi olanlarda bu oran yüzde 87’ye geriliyor. Bu durum, çocuk sahibi olmanın kadınların gözünde anlamlı bir bariyer olmadığını gösteriyor” dedi.
“‘Aile Dostu’ şirketler istiyoruz…”
TÜSİAD, AÇEV ve PWC tarafından hazırlanan İş ve Özel Yaşam Dengesi Yolunda Çocuk Bakım ve Eğitim Hizmetlerinin (kreşlerin) Yaygınlaştırılması Raporu’nun bu anlamda çok önemli öneriler sunduğuna değinen Aylin Satun Olsun, “Rapor, kreş yatırımına yönelik mevcut teşviklerin geliştirilmelisi yanı sıra kreş yatırımlarının 6. bölge teşvikleri kapsamına alınmasını, KOBİ desteklerinden kreş girişimcilerinin öncelikli olarak yararlanmasını, kreşlerde çalışanlara yönelik vergi-prim teşvikleri getirilmesini isterken, OSB kreşlerine çocuk başına destek sağlanması, işletmelerin çalışanlarına sağladığı kreş desteklerinin kreş çeki kullanılarak verilmesinin önünün açılması gibi öneriler de sunuyor. Bu önerilerin hayata geçirilmesinin kadınların iş yaşamına katılımı konusunda önemli faydalar sağlayacağı aşikâr. Ayrıca çocuk bakım hizmetlerinin özel sektör, belediye ve sivil toplum işbirliğiyle yaygınlaştırılması, çocuk bakımı alanında 500 bin yeni istihdam sağlayacağı gibi kadın yeteneklerin iş hayatında kalması için de önemli bir etken olacaktır” dedi.
"Kadın dostu değil, aile dostu yaklaşımı esas"
PWN İstanbul’un da imzacısı olduğu, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) ve Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact) ortak girişimi olan Kadının Güçlenmesi Prensipleri’nde de bu konunun net bir şekilde vurgulandığına değinen Aylin Satun Olsun, şunları söyledi :
“Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi Kadının Güçlenmesi Prensipleri özel sektörün toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmaları için tasarlanmış bir araçtır. Kadın ve erkek çalışanların iş-aile dengesini kurmalarına yardımcı olmak adına yeterli izin ve yan haklar sağlamak, bu kapsamda “kadın dostu” değil, “aile dostu” bir yaklaşım belirlemeyi esas alır. Kurumların artık çalışmalarını bu esaslar üzerine kurmaya başladığını ve özelikle kadın çalışanlara yönelik özel destek programları oluşturduklarını görüyoruz. Kreş ve diğer bakım destekleri de bunlardan biri”.
150'den fazla çalışanda kreş açmak zorunlu
Kreş açmanın işverenlerce bir zorunluluk olduğunu anlatan Olsun, “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca, 150’den fazla kadın çalışanı bulunan işverenler kreş açmak zorunda. Çocuğunun annesi ölmüş veya velayeti babaya verilmiş erkek çalışanlar da 150 kişi hesabında dikkate alınıyor. Kurumların ayrıca çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine en çok 250 metre uzaklıkta emzirme odası kurması zorunlu. Maalesef bu kurallara uyan işveren sayısı hala çok kısıtlı. PWN İstanbul olarak temennimiz ve çalışmalarımız bu alandaki uygulamaların sayısının artması ve kadınların iş yaşamına katılımına daha çok destek olunması” dedi.
Sadece yüzde 13'ü özel programlar sunuyor
PWN İstanbul’un Mercer ile yaptığı Kadın Parladıkça Araştırması’ndaki rakamlara da dikkat çeken Aylin Satun Olsun, “Araştırmamıza göre globalde yüzde 41 olan ebeveynlik ya da bakıcı izni ülkemizde yüzde 8 oranında. Kurumların sadece yüzde 13’ü işe dönüş sürecinde çalışanlarına özel programlar sunarak destekliyor. Bu nedenle gidilecek uzun bir yol olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.