Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 2019 yılında açıkladığı verilere göre, dünyada 3 milyar kişi sağlıklı gıdaya erişemiyor. Her 100 kişiden 11’i açlıkla mücadele ediyor ve ne yazık ki her gün 25 bin insan açlık nedeniyle hayatını kaybediyor… Geçtiğimiz aylarda yayınlanan BM Çevre Programı Gıda İsrafı Endeks Raporu’na göre 2019’da yaklaşık 931 milyon ton gıda israf edildi. Rapora göre, küresel düzeyde, her yıl, kişi başına ortalama 121 kilogram gıda israf ediliyor. Bunun 74 kilogramı da evlerde gerçekleşiyor. Dünya genelinde israfın yüzde 61’i hane halkı düzeyindeyken, yüzde 26’sı gıda hizmetlerinde ve yüzde 13’ü ise perakende aşamasında yapılıyor. Ülkemizde her yıl kişi başına 93 kilogram, toplamda ise 7.7 milyon ton yiyecek çöpe atılıyor. Ülkemiz 7.7 milyon ton israfla dünya genelinde gıdanın en fazla israf edildiği ülkeler arasında 15’inci sırada.
“Gıda israfı çevresel, ekonomik ve sosyal olmak üzere pek çok açıdan dehşet verici. Bu nedenle üretim aşamasında olduğu gibi besinleri saklama/depolama konusunda da dikkatli olmak gerekiyor. Buzdolabınız besinlerin taze kalmalarına yardımcı oluyor, peki gıda israfını önlemede ne gibi bir rolü olabilir?” diyen Beslenme ve Diyet Uzmanı, Sürdürülebilir Yaşam Aktivisti Dilara Koçak, atıksız mutfak için ipuçları veriyor:
Atıksız mutfak, atıksız buzdolabı ilkesini benimsemeli ve gıda israfını önlemek için her birimiz elimizi taşın altına koymalıyız. Resources, Conservation & Recycling dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre verimli bir buzdolabı kullanımı, optimum sıcaklıklar sağlandığında besinlerin raf ömrünü 2-3 kata kadar arttırabiliyor, böylece gıda israfını azaltmada önemli bir rol oynuyor. LG NatureFRESH™, hassas sıcaklık kontrolü ile yiyeceklerin doğal tazeliğini klasik buzdolaplarına oranla 7 güne kadar uzayan bir süre için ilk günkü haliyle koruyor. LG NatureFRESH™ Buzdolabı ayrıca, LINEARCooling™ teknolojisi ile sıcaklık dalgalanmalarını dengeleyerek ±0,5℃ aralığında tutuyor ve DoorCooling⁺™ teknolojisiyle ise, iç sıcaklığı daha stabil hale getiriyor. Dolayısyla gıdaların sağlıklı ve taze bir şekilde saklanmasını, kısa sürede bozulup israf edilmemesini sağlıyor.
Buzdolabı raf diziliminin de gıda israfını azaltmak adına önemli bir adım olduğu altı çizilen noktalardan. Hem mutfakta hem de buzdolabında ilk giren ilk çıkar kuralını benimsemeyi unutmayın. Buzdolabınızda arka sıralarda kalan yiyecekler bazen unutabiliyor, örneğin açılmış kavanozlarınızı arkalara yerleştirmeyin ki, siz tekrar kullanamadan çöpe gitmesinler. Son kullanma tarihi geçmek üzere olan yiyecekleriniz için kendinize bir kutu yapabilir, üzerine yapışkanlı bir not yapıştırabilir veya bu yiyecekleri ön taraflara yerleştirerek gözünüzün önünde durmalarını sağlayabilirsiniz.
İsraf konusunda bir diğer önemli nokta ise son tüketim tarihi. Bu konuda bazı kafa karışıklıkları olabiliyor. Son Tüketim Tarihi (STT), Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi ile aynı şeyi ifade etmiyor. Türk Gıda Kodeksi Etiketleme Yönetmeliğine göre; Son Tüketim Tarihi (STT) mikrobiyolojik açıdan kolay bozulabilen ve kısa süre sonra insan sağlığı açısından tehlike teşkil etmesi muhtemel olan gıdaların tüketilebileceği son tarihini gösterir. Bu tarihleme şekli daha çok riskli gıdalarda kullanılır. Et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleriyle yumurtayı bu gruba örnek verebilirim.
Türk Gıda Kodeksi Etiketleme Yönetmeliğine göre Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi ise uygun şekilde muhafaza edildiğinde, gıdanın kendine has özelliklerini koruduğu süreyi gösteren tarihi gösterir. O tarihe kadar ürün kalitesini en iyi şekilde muhafaza eder. Buzdolabınızda TETT’si geçmiş gıdaları direkt olarak çöpe döküyorsanız bu alışkanlığınızı değiştirin. Örneğin, aldığınız salça üzerinde yer alan Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi geçmiş olsa bile, kavanozu açtığınızda koku, renk ve duyusal özellikler iyiyse, bu o ürünün kullanılamayacağı anlamına gelmez. Bu grupta yer alan gıdalara ise tahıllar, şeker, konserve gibi ürünleri örnek verebilirim.
Yiyecekleri uygun şekilde depolamak, ihtiyacınız kadar satın almak, yiyeceklere çirkin veya şekilsiz diye ayrımcılık yapmamak, artan yemekleri değerlendirmek geleceğimize sahip çıkmak için yapılması gerekenlerden sadece bazıları… Unutmayalım önlem alamaz isek 9 yıl sonra yani 2030 yılında açlık, kıtlık, susuzluk, doğal kaynakların yokluğu ile karşı karşıya kalacağız.