Sevilen Sanatçı Zaim Güvenç, "Düttürü Dünya isimli filmde Kemal Sunal beni yanına çağırdı. Sadece o ve ben bir odada karşılıklı konuştuk. Orada benimle sohbet etti ve bana destek oldu. Filme dair gözlemlerini bana iletti. Benim seviyeme inerek benimle sohbet etmesi hep çok kıymetlidir. O sohbet sırasında bana kendisini bir ağabey, bir baba gibi hissettirdi. Biz filmde zaten baba-oğulu oynuyorduk. Kemal Sunal’ı o sohbetimizden sonra daha da çok sevdim. Bana yaklaşımı çok güzeldi. Onunla sohbet edip o odadan çıktıktan sonra kendimi özgür bir kuş gibi hissettim." dedi.
Sevilen Sanatçı Zaim Güvenç, Düttürü Dünya isimli filmde baba-oğul oynadıkları Usta Sanatçı Kemal Sunal'ı andı.
"Ben Kemal Sunal’ı her zaman sevgi ve saygıyla anıyorum. Çok büyük ve çok iyi bir oyuncuydu" diyen Sanatçı Zaim Güvenç, "Sette rol arkadaşlarına daima çok zarif ve iyi davranırdı. Düttürü Dünya’yı çektiğimiz 1987-88 yıllarında dijital çekim yoktu. Oyuncu olarak siz sahneleri tekrar etmek zorunda kalırsanız film gidiyordu. Böyle olunca yönetmen ve yapımcının negatif anlamında dikkatini çekiyordunuz. Bu nedenle oyunculuk yapmak bence o yıllarda çok daha zordu. Şimdi dijital çalışıldığı için herhangi bir film harcanmıyor. Bizim o yıllarda en fazla 2 tekrar hakkımız vardı. Şimdilerde 30 tekrar yapan oyuncular var. O kişiye ben oyuncu diyemem. Kusura bakmasınlar. O yüzden Yeşilçam oyuncuları benim için çok değerlidir. Biz Düttürü Dünya’yı çekerken tüm sahneler en fazla üç tekrarda çekilmiştir. İlk sırada filmin Yönetmeni Zeki Ökten’den biraz korkmuştum. Çünkü çok gençtim, 18 yaşındaydım. Düttürü Dünya’da Kemal Sunal’ın oğlu Doğan’ı canlandırmıştım. Bana Zeki Ökten çok sert bir yönetmen gibi gelmişti. Zeki Demirkubuz’da o filmde Zeki Ökten’e asistanlık yapmıştı. Zeki Demirkubuz ile o filmde tanışma ve çalışma imkanı buldum. Bana ağabeylik yaptı. Kendisini çok severim. Sonrasında da hep görüştük. Tüm filmleri bence çok özeldir. O filmde bir-iki gün çalıştıktan sonra ne yapacağımı bilemedim. Çünkü çok ünlü isimler vardı. Aşırı heyecanlıydım. Orhan Çağman, Selçuk Uluergüven gibi büyük oyuncular vardı. Kemal Sunal’la karşılıklı oynuyordum. Üçüncü gün Kemal Sunal beni yanına çağırdı. Sadece o ve ben bir odada karşılıklı konuştuk. Orada benimle sohbet etti ve bana destek oldu. Filme dair gözlemlerini bana iletti. Benim seviyeme inerek benimle sohbet etmesi hep çok kıymetlidir. O sohbet sırasında bana kendisini bir ağabey, bir baba gibi hissettirdi. Biz filmde zaten baba-oğulu oynuyorduk. Kemal Sunal’ı o sohbetimizden sonra daha da çok sevdim. Bana yaklaşımı çok güzeldi. Onunla sohbet edip o odadan çıktıktan sonra kendimi özgür bir kuş gibi hissettim. Sohbetimizde birçok şey konuştuk. Bana filmlerini izleyip izlemediğimi sormuştu. Ben de tüm filmlerini severek izlediğimi söylemiştim. Hangi filmini daha çok beğendiğimi sormuştu. Ben de o sıralarda yeni çekilen Şabaniye filmini çok beğendiğimi söylemiştim. Sonradan neden böyle cevap verdim, acaba kızar mı diye düşündüm. Ama söylemiştim bir kere. Kemal Ağabey gülümsedi, sırtımı sıvazladı ve ‘Bu filmde de sen ne kadar iyi olursan o filmin üstüne çıkarız. Ben sana güveniyorum’ dedi. Sohbetin ardından bir sahne çekilecekti. Sahne çekilirken rol gereği bir anda bana bir tokat attı. Bir anda etkiye tepki olarak ona baktım. Çok doğal ve başarılı bir çekim olmuştu. Orada ben Kemal Ağabey’in oyunculuğa dair nasıl hazırlandığını gözlemleme fırsatı yakaladım. Bence dünya çapında bir oyuncuydu. O bahsettiğim sahnede tokatı yiyince ne oluyor diye duralamıştım. Ama o sahneyi izleyince ne kadar iyi oynadığımızı fark ettim. Film çalışmaları boyunca Yönetmenimiz Zeki Ökten ve Kemal Sunal’ın ustalıklarına hayranlığım kat be kat arttı. Hatta Zeki Ökten çekimler başladıktan iki gün sonra oğlan maşallah Arap atı gibi açıldı çok iyi oynuyor demiş. Sette bu konuşuluyordu. Bense zaten ufaklığın tekiydim" şeklinde konuştu.
Zaim Güvenç dört dörtlük bir sanatçı. Başarılarının devamını dilerim.