DenizBank ve Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) iş birliğinde hayata geçirilen 4. DenizBank İlk Senaryo İlk Film Yarışması kapsamında gerçekleştirilen “Senaryo Sohbetleri” dün akşam keyifli bir bölüme daha sahne oldu. Yönetmen Bora Talat Oyacı’nın moderatörlüğünü yaptığı programın yirmi birinci bölümünün konuğu “Oyuncu Gözüyle Senaryo” başlığı ile Hayal Köseoğlu’ydu.
Hayal Köseoğlu programın moderatörlüğünü yapan Bora Talat Oyacı’nın senaryo ve oyuncu ilişkisine dair sorularının yanı sıra takipçilerin program esnasında sosyal medyadan ve YouTube üzerinden sordukları soruları da cevapladı. Ayrıca TÜRSAK Vakfı Instagram hesabından yapılan çekilişle programa canlı olarak bağlanan bir izleyici de Hayal Köseoğlu’na sorusunu doğrudan yöneltme şansı buldu.
“Ailemi Etrafıma Toplayıp Oyunlar Oynardım”
Programın klasik açılış sorusu olan “Hikayen nasıl başladı?” sorusuna cevap veren Hayal Köseoğlu, küçüklükten itibaren kendisinin çevresi tarafından oyuncu olarak görüldüğünü söyledi. Ailesiyle gittiği tatillerde ortadan kaybolduğunda ailesinin kendisini animatörlerin yanında bulduğunu ifade eden Köseoğlu küçüklüğünde taklit yaptığını ve şarkı söylediğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Küçükken oyunculuğa merakım çok fazlaydı ve ailemi etrafıma toplayıp onlara oyunlar oynardım. Küçükken oyuncu olmak istiyordum. İlerleyen yıllarda hedefim annem ve babam gibi akademik bir yolda ilerlemek oldu, ama neyse ki üniversitede okuduğum bölümü yarım bırakarak oyunculuk bölümünü kazandım ve bugünlere geldim”.
“Aşk-ı Memnu’da Olması Gereken Her Şey Bir Araya Gelmişti”
Çok genç yaşlarda oynamaya başladığı Aşk-ı Memnu dizisi ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Hayal Köseoğlu, senaryo eline geldiği anda büyük bir heyecan duyduğunu belirtti. Dizinin hikayesini çok sevdiğini ve diziye dahil olmadan önceki bölümlerini de beğeniyle izlediğini ifade eden Hayal Köseoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Oyuncu olarak elime aldığım ilk senaryo olduğu için o ilk anı, üzerine yazdığım notları, altını çizdiğim cümleleri hiç unutamam. Aşk-ı Memnu çok özel bir diziydi çünkü o projede olması gereken her şey bir araya gelmişti. Bir kere merak unsurunu çok iyi kullanan bir senaryosu vardı ve en önemlisi oyuncu kadrosu çok kuvvetliydi”.
“Rolüme Hazırlanmadan Önce Bol Bol Klasik Müzik Dinledim”
Yer aldığı Muhteşem Yüzyıl dizisine ve karakterine dair açıklamalarda bulunan Hayal Köseoğlu, şansının da yardımıyla seçmelere girmeden dizinin oyuncu kadrosuna katıldığını söyledi. Muhteşem Yüzyıl’da yer almadan önce rolüne hazırlanmak için bol bol klasik müzik, dönem müzikleri ve daha önce yapılmış tarih temalı dizilerin soundtracklerini dinlediğini söyleyen Köseoğlu, Muhteşem Yüzyıl’ın kendisi için apayrı bir yerde olduğunu vurguladı.
“Seçmelerden Korkmayın ve Üstüne Gidin”
Programda oyunculuğa dair önemli ipuçları veren Hayal Köseoğlu, genç oyuncu adaylarına da önemli tavsiyelerde bulundu. Her oyuncu adayının bir showreel’ı olması gerektiğini söyleyen Köseoğlu, oyuncu adaylarının seçmelere gitmekten çekinmemeleri gerektiğini belirtti. “Seçmeler, her oyuncu adayı ve profesyonel oyuncu için sıkıntılı bir süreçtir fakat bundan çekinmek ve korkmak yerine daha da üstüne gitmek gerekir” diyen Hayal Köseoğlu sektöre dair sitemini de şu cümlelerle ifade etti: “Dizi ve film sektörüne dair en çok zorlandığım ve memnun kalmadığım nokta kadın oyunculara dayatılan güzellik ve erkek oyunculara da dayatılan yakışıklılık standardı… Başrol olabilmesi için bir erkek oyuncunun illa ki yakışıklı ve karizmatik, kadın oyuncunun muhteşem bir fizik ve zayıf bir vücuda sahip olması gerektiği düşüncesinden kurtulmalıyız”.
“Mucize Doktor Senaryosunu İlk Okuduğumda Beni Kendine Çekti”
Programın moderatörü Bora Talat Oyacı’nın Mucize Doktor dizisine dair sorduğu sorulara içtenlikle cevap veren Hayal Köseoğlu dizinin senaryosu eline ilk alıp okumaya başladığında senaryonun çok hızlı aktığını ve otizmli bir karakterin başrolde olmasından dolayı senaryonun Türkiye standartlarından farklı bir yapıda olduğunu belirterek bu durumun bir açıdan da risk taşıdığını ifade etti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Senaryoyu okuduğum zaman bir şey beni kendime çekti. Mucize Doktor’dan önce önümde iki tane proje vardı ve bir tanesinin tutacağı ve uzun soluklu olacağı garantiydi fakat Mucize Doktor’da içimi harekete geçiren ve beni heyecanlandıran bir şey vardı. Dizi başlayınca da ne kadar doğru bir tercih yaptığımı anladım ve sete giderken hiçbir zaman ayaklarım geri geri gitmedi”.
“Taner Çok Komik ve Muhabbet Etmesi Çok Zevkli Bir İnsan”
Mucize Doktor dizisiyle alakalı program öncesi ve yayın sırasında sosyal medyadan gelen soruları cevaplandıran Hayal Köseoğlu dizideki rol arkadaşları hakkında çok değerlendirmelerde bulundu: “Taner çok komik ve muhabbet etmesi çok zevkli bir insan. Onunla çok rahat muhabbet edersin. Taner ayrıca çok yerinde ve ince şakalar yapıp küçük iğnelemelerle çok güldürebilir insanı. Onur, abi gibidir ve her türlü şeyi onunla konuşabilirsin. Yakışıklılığının ve ünlü olduğunun farkında olmayan birini şu ana kadar daha tanımadım ve kendisi çok mütevazı. Sinem’le ise her türlü diyet muhabbetini yapabilirim ve kilo vermemde de bilinçaltıma olan etkisinin çok büyük olduğunu düşünüyorum Sinem’in”.
Senaryo Çok Ciddi Bir Matematik İşidir
Oyuncu gözüyle senaryoya bakış açısını da değerlendiren Hayal Köseoğlu, “Senaryo çok ciddi bir matematik işidir ve tekniğini bilmek gerek. Senaryo yazarlığı işlenmesi gereken bir yetenektir” dedi.