Asistan hekim Rümeysa Şen’in mesai ve akabinde 24 saat süren nöbet sonrası evine giderken geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetmesi, Sağlık Bakanlığı’nın 81 ile gönderdiği ‘nöbet yazısıyla’ sonuçlandı. “Sorun açıklamalarla çözülecek aşamayı çoktan geçti” diyen Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) Genel Başkanı Özlem Akarken, “Türkiye sağlık emekçilerini kaybediyor. Doktorlar, hemşireler, teknisyenler, teknikerler yüksek çalışma saatleri, düzensiz nöbetler, düşük maaş ve daha da kötüsü liyakatsiz atamalarla boğuşuyor. Akademik geçmişi olmayan isimler hastaneleri yönetiyor, hak eden değil, yakını olan görev alıyor. Sağlık sistemi alarm veriyor” dedi.
Asistan hekim Rümeysa Şen’in mesai ve akabinde 24 saat süren nöbetinin ardından geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetmesi gündem oluşturmuştu. Şen’in ardından 81 ile ‘hassasiyet yazısı’ gönderen Sağlık Bakanlığı, 3 günü aşan nöbet sürelerinin kabul edilemeyeceğini duyurdu.
Sağlık sisteminin alarm verdiğini belirten Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) Genel Başkanı Özlem Akarken, “Türkiye sağlık emekçilerini kaybediyor. Doktorlar , hemşireler, teknisyen teknikerler yüksek çalışma saatleri, düzensiz nöbetler, düşük maaş ve daha da kötüsü liyakatsiz atamalarla boğuşuyor” diye konuştu.
“SİYASİ ATAMALAR NEDENİYLE SAĞLIK HİZMETİ AKSAYACAK HALE GELDİ”
Hak ettiğini alamayan çalışanların siyasi atamaları kanıksadığını, dolayısıyla asla elde edemeyeceklerini düşündükleri pozisyonlar için kimsenin artık çalışmak istemediğini dile getiren Özlem Akarken, “Özellikle bizim içinde bulunduğumuz sağlık alanında akademik çalışmalar terfiler için önemlidir. Yakın zamanda Türkiye genelinde bazı hastanelerde yönetim kadrolarının değiştiği görüyoruz. Sendika ayrımı yapmadan sadece hizmet veren müdürlerin haksız yere suçlanarak üstelik hukuksal bir yargılama olmadan görevden uzaklaştırıldığı, hak edenin yönetim kadrosuna ismi geçtiği halde yönetim kadrolarına yüksek lisans ve doktora yapmış sağlık personellerinden seçilmediğini, eğitim ve deneyim göz ardı edilip liyakatsiz atamalar yapıldığına şahit oluyoruz. Görevlerin tanımı ve hangi özelliklere ihtiyaç duyulduğu yönetmeliklerde belirtilse de bunların uygulanmadığını ya da çoğunlukla bir açık bulunup, o açıktan faydalanıldığını görüyoruz. Bu durum sağlık gibi hayati önem taşıyan alanlarda ciddi hatalara sebebiyet verebiliyor. Sağlık Bilimleri ve diğer üniversitelere afiliye (birleşik) olan hastanelerin yönetim yapısının hekimler dâhil akademik kadrolar tarafından yürütülmesi gerekiyor. Sağlıkta hata, insan hayatıyla ödeniyor” dedi.
“SAĞLIK ÇALIŞANLARI İSTİFAYA ZORLANIYOR”
Sağlık sistemindeki en önemli sorunlardan birinin ardı arkası kesilmeden gelen hukuk dışı uygulamalar olduğuna dikkat çeken Akarken, “Asistan doktorların 36 saat süren ve ayda 15 gün devam ettirdikleri insanüstü çaba daha mesleğe girişte sağlıkçıları istifaya zorluyor. Pandemi nedeniyle giderek zorlaşan nöbet sistemini başarıyla atlatan sağlıkçılar, istekleri dışında geçici görevlendirmeler veya özel durumlarından dolayı talep ettikleri geçici görevlendirmelerin yapılmaması gibi adaletsizlikler yaşıyor. Aile Sağlığı Merkezi çalışanlarına kabul edilemeyecek zorlukları içeren bir sözleşme dayatılıyor. Hastanelerde yaşanan yığılmaların önüne geçmek için doktorların muayene süresi 5 dakika ile sınırlandırılıyor. Bir KHK ile hayatını Türk Silahlı Kuvvetleri’ne adayan sağlık emekçileri, nereye gideceğini, ne yapacağını bilmeden sivil hastanelere, akabinde özlük hakları korunacak denildiği ama korunmayan özlük haklarıyla Sağlık Bakanlığı’na devrediliyor. Bu kadar adaletsizliğin, haksızlığın süregeldiği bir sistem yürümekte zorlanıyor” ifadelerini kullandı.