Havaların ısındığı, güneşin yüzünü gösterdiği bugünlerde insan kapalı yerlerde kalmak yerine doğaya, geziye, seyahate çıkmak istiyor. Yürüyüş yapmak, tatile gitmek, yeni yerler keşfetmek insana hem ruh hem sağlık açısından iyi geliyor. Sporun, doğada yürüyüş yapmanın artık bir tedavi şekli haline dönüştüğünü söyleyen Liv Hospital Sağlıklı Yaşam ve Check up Uzmanı Dr. Eren Eroğlu “Yürümek, zaman mekan tanımadan tüm koşullar altında yapılması mümkün bir spordur” diyor. Uzm. Dr. Eren Eroğlu yürüyüş yaparken dikkat edilmesi gereken noktalara değindi.
Haftanın en az dört günü yürüyüş yapılmalıdır. Kalp, ortopedik, görme gibi rahatsızlıkları olmayanlar saatte 6 km yani terletecek hızda yürüyebilir. Böylece kalp damar sistemi bu tempoya adapte olmak için bir çabanın içine girecek hızını arttıracak ve kendine yeni bir seviye kazandıracaktır.
Herkesin kendi biyolojik spor saati farklıdır. Egzersiz yapanlar bunu hisseder ve bilir. Günün belirli saatlerinde performans iyiyken başka bir saatte ulaşılabilecek tempoya yetişmek mümkün olmayabilir. Fakat sabah saatleri yürüyüş için çok tercih edilmemelidir.
Özellikle yüksek tansiyonu olanların günün ilk saatlerinde uykudan uyanma hormonlarının etkisi ile tansiyon daha yüksek olur. Üzerine eklenen yorgunlukla bu zorluk daha çok hissedilir. Bu nedenle yürüyüş için bu kişiler daha çok öğleden sonraki saatleri tercih etmelidir.
Yürüyüşün fayda sağlaması açısından giyeceklere ve yiyeceklere de dikkat etmek gerekir. Yürüyüş yaparken performansın iyi olmasında kıyafetlerin etkisi büyüktür.
Kıyafetler terlemeyi engellememeli buna karşılık dış şartlardan da kişiyi korumalıdır.
Soğuk havalarda yapılan yoğun spor ve yürüyüş kalp hastalığı ve yüksek tansiyon riskini arttıracağı için soğuktan korunmak önemlidir. Fakat günde yarım saat yürümek bile tansiyonun kontrol edilmesinde ve şeker hastalığının tedavisinde önemlidir.
Yürüyüş yaparken ayak sağlığına da dikkat edilmelidir. Uygun ve taban yumuşaklığı doğru seçilmiş spor ayakkabısı performansı arttırır.
Yürüyüş öncesi ve yürüyüş sırasında yenilip içilenler de önemlidir. Yürüyüşten yaklaşık bir saat önce kolay sindirilebilir karbonhidrat zinde yürüyüş yapılmasına yardımcı olur. Aynı şekilde yürüyüş sonrası da boşalan karbonhidrat depolarını kasları eritmeden doldurmak üzere bir meyve yenilmelidir.
Su ise yürüyüş sırasında zaman gözetmeden düzenli tüketilmesi gerekir. Susama hissini beklemeden 10 dakikada bir içilecek birkaç yudum su yürüyüşün iyi geçmesini sağlayacağı gibi yürüyüş sonrasında oluşacak yorgunluğa da engel olacaktır.
Doğa yürüyüşlerinde güneşten etkilenmemek için gözlük takılmalı, şapka ile ya da kremlerle açık yerlerin korunması zararların oluşmasına engel olur.
Yürüyüş ve egzersiz yapmamak kadar aşırı veya yanlış yapılan uygulamalar da zararlıdır. Yürümenin ve spor yapmanın faydası sürdürülebilirliğindedir. Eğer sakatlık araya girerse faydadan çok zarar getirecektir. Bu nedenle amatör ya da profesyonel spor yapan ya da yürüyen herkesin atlamaması gereken ilk kural sakatlanmamaktır.
Yapılacak sporun ve yürümenin yoğunluğu ve süresi kişiden kişiye değişir. İnsan kendi limitlerini bilmeli ve onun sınırlarına kadar yürüyüş yapmalıdır. Kabaca söylemek gerekirse yaşa uygun kalp hızının yüzde 60 ile yüzde 80’i iyi bir egzersiz temposudur.