Ülkemizde ilk kez kullanılan üç boyutlu yarı robotik MR füzyon biyopsi tabanlı fokal HIFU teknolojisi hastalığın diğer organlara yayılmadan, erken evrede teşhis ve tedavisine olanak sağlıyor.
HIFU yöntemi sayesinde sadece kanserli bölge tahrip edilirken prostat bezinin kansere yakalanmamış kısımları ve etraftaki organlar zarar görmüyor; bu sayede ameliyat ve ışın tedavisinde karşılaşılan idrar kaçırma, sertleşme sorunu gibi yan etkiler görülmüyor.
Yüksek İhtisas Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Avrupa Üroradyoloji Derneği Türkiye temsilcisi, Üroradyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Tuncay Turgut; dünyada son yıllarda kullanımı giderek artan yeni yöntem sayesinde prostat kanserinin ameliyata gerek kalmadan, yaklaşık 1 saatlik bir uygulamayla, tek seferde ortadan kaldırılabildiğini belirterek yöntemin özellikle başlangıç evresinde bulunan, küçük boyutlu ve prostat dışına sıçramamış hastalığı bulunan kişilerde uygulandığını ifade etti.
Prof. Turgut’un verdiği bilgiye göre; sadece kanserli bölgenin hedeflendiği fokal HIFU tedavisi ile 90 0C ısı uugulanarak kanserli doku kesin olarak yok ediliyor. İşlem öncesinde hastadan alınan MR
görüntüsünde işaretlenen kanserli bölgenin yeri akıllı biyopsi tekniğiyle tam olarak belirleniyor, daha sonra yüksek yoğunlukta ultrason dalgaları kullanılarak, özel bir bilgisayar programı yardımıyla, tümöre milimetrik hassasiyetle “nokta atışı” yapılıyor ve kanser hücreleri tam isabet kaydedilerek yok ediliyor.
Prof. Turgut, tümör gelişen prostat dokusunun ameliyatla tamamen çıkarıldığı klasik tedavide idrar kaçırma ve cinsel fonksiyon kaybı gibi yan etkiler oluşabildiğine, ışın tedavisi (radyoterapi) uygulan
hastalarda ise radyasyona bağlı yan etkiler meydana gelebildiğine dikkat çekerek HIFU yönteminde bu risklerin neredeyse hiç görülmediğini ifade etti.
Prof. Turgut’un verdiği bilgiye göre; HIFU tedavisi sonrasında hastalar işlemin yapıldığı gün veya ertesi gün taburcu ediliyor ve birkaç gün içinde normal hayatlarına dönebiliyor. Yöntemin diğer
avanjları arasında gerektiğinde tekrarlanabilmesi ve diğer yöntemlerle tedavi edildikten sonra hastalığı tekrarlayan kişilerde de uygulanabilmesi yer alıyor.
Özellikle 50 yaş ve üstü erkeklerin korkulu rüyası haline gelen prostat kanseri erkeklerde en sık görülen kanser türü ve kansere bağlı ölümlerde de akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer alıyor.
Dünyada her 3 dakikada bir erkeğe prostat kanseri tanısı konuyor, her 14 dakikada bir erkek prostat kanserinden hayatını kaybediyor.