Kadın kanserleri olarak adlandırılan jinekolojik kanserlerde, erken teşhis ve etkin tedaviyle başarı oranlarının artığını ve çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar için üreme koruyucu tedavilerin uygulanabileceğini söyleyen, Memorial Şişli Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Prof. Dr. Yakup Kumtepe, kadın kanserleri ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Dünyadaki en yaygın sağlık sorunlarından biri olan kanser, cinsiyete göre farklılık gösterebiliyor. Son yıllarda hızla artış gösteren kanser vakaları, dünyada kalp hastalıklarından sonra en sık görülen ölüm nedenleri arasında yer almakta. Kadınlarda meme kanseri başta olmak üzere genital organlara ait hastalık türlerine rastladığını söyleyen Kumtepe, toplumda kadın kanserleri olarak bilinen bu grupta; rahim kanseri, rahim ağzı kanseri, yumurtalık kanseri, tüp kanseri, vulva kanseri ile döl yolu kanseri bulunduğunu belirtti.
Çevresel Faktörler Kanser Artışında Etkili
Şişmanlık, sanayileşme, çevre ve hava kirliliğinin artması, hazır gıdalarla beslenme ve sigara gibi birçok kimyasal ürün, insan organizmasındaki kanser ve tümör oluşumunu önleyen engelleyici genlerin yapısını bozarak, kanser hücrelerinin gelişimine zemin hazırladığını söyleyen Kumtepe, söz konusu olumsuz faktörlerin engellenmesi ve vakit kaybedilmeden acilen alınması gerektiğinin altını çizdi.
Toplumda kanser hastalıklarının görülme sıklığının artması, evlenme yaşının ilerlemesi ve iş yaşamı nedeniyle gebe kalmanın ötelenmesinin kadınlarda, yaklaşık yüzde 10’unda kanserle çocuk isteğini karşı karşıya getirebileceğini söyleyen Kumtepe, “Çocuk sahibi olmayan kadınlarda, kanser erken evrede yakalanmışsa, hastalığın türüne göre hormonal veya cerrahi tedaviyle sadece kanserli bölge çıkarılarak üreme yeteneği korunabilir. Bazı vakalarda çocuk sahibi olduktan sonra eğer gerekiyorsa cerrahi tedavinin tamamlanabilir” dedi. Kumtepe, üreme koruyucu cerrahileri ve yapılan uygulamaları şu şekilde özetliyor:
“Rahim ağzı kanserinde üreme koruyucu cerrahi, dünyada 20 yılı aşkın süredir yapılmaktadır. Tedavi sonrası elde edilen sonuçların, gebelik açısından bakıldığında yüz güldürücü olduğu görülür. Erken evre rahim ağzı kanserinde sadece kanserli rahim ağzı bölgesi çıkarılır ve rahim ile vajina birleştirilir.
Rahim kanserlerinde hastaların yüzde 20’si 45, yüzde 5’i de 40 yaşın altında olur. Dolayısıyla rahim kanseri tanısı alan ve çocuk isteği olan hasta sayısı bir hayli fazladır. Eğer hastalık erken evredeyse yani rahim iç duvarı dışına yayılmamışsa ve hücre tipi çok kötü̈ değilse ilaçla tedavi edilip, kanser geriletildikten sonra hastanın gebe kalması sağlanabilir. Bu durumda progesteron tedavisiyle yaklaşık yüzde 70 oranında başarı elde edilir.
Yumurtalık kanserlerinin tedavisinde üremenin korunması, son yıllarda gittikçe artan sıklıkta uygulanır. Özellikle erken yaşta görülen germ hücreli yumurtalık kanserleri ve borderline tip yumurtalık kanserlerinde sadece kanserli doku veya kanserli yumurtalık çıkarılıp, rahim ve karşı yumurtalık korunarak gebe kalmak mümkün hale getirilir.”
Gelişmeler Umut Veriyor
Kumtepe, kanser vakalarının sayısındaki hızlı artışa rağmen, sağlık teknolojisi alanında atılan önemli adımların kanserin erken teşhisini mümkün kıldığını, tıbbi bilgi ve cerrahi deneyimin artmasının da tedaviyi daha etkin hale getirdiğini söyledi. Kumtepe, “Son 10 yılda üreme sistemi kanserleri hakkında klinik ve moleküler çalışmalar birçok bilinmeyene açıklık getirerek, kanseri oluşturan faktörlerin daha iyi anlaşılması sağlamıştır. Direkt kanser hücresine yönelik tedaviler, aşılar ve immün tedavi gibi yöntemlerin kullanılmaya başlanması da sağ kalım oranlarına katkıda bulunmaktadır” dedi.
Cerrahi Gelişmeler Riskleri Azaltıyor
Dünyada ve Türkiye’de hızla gelişen cerrahi tekniklerin ve kapalı cerrahi uygulamalarının yaygınlaşması, erken iyileşme ve açık ameliyat risklerinin azalmasına yardımcı olduğunu ve tüm bunların kanserin erken teşhisine ve etkin tedavisine ciddi anlamda katkı sağladığını söyleyen Kumtepe, “Laparoskopik ve robotik cerrahinin rahim, rahim ağzı ve erken evrede yakalanmış yumurtalık kanserlerindeki etkinliği giderek artmaktadır. Kapalı cerrahi olarak tanımlanan bu yöntemler sayesinde hastanın hastanede kalma, iyileşme, iş ve sosyal yaşama dönme süresi kısalır. Ayrıca kozmetik açıdan önemli bir cilt hasarı da yaşanmamaktadır” dedi.
Kanser Anne Olmaya Engel Değil
Kadın kanserleri olarak adlandırılan jinekolojik kanserlerde, erken teşhis ve etkin tedaviyle başarı oranlarının artığını ve çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar için üreme koruyucu tedavilerin uygulanabileceğini söyleyen, Memorial Şişli Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Prof. Dr. Yakup Kumtepe, kadın kanserleri ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
01 Şubat 2017 Çarşamba 10:22