Yediklerimiz, içtiklerimiz, çevre koşulları ve daha niceleri… Bedenimizi ağır metallere mahkûm eden bu etkenler, kadınlarda basen, erkeklerde göbeği büyütüyor ve toksik obeziteye yol açıyor. Dr. Buğra Buyrukçu, diyet ve sporun çare olmadığı toksik obeziteyi anlattı.
Toksinlerin kiloya özellikle de kadınlarda basen, erkeklerde göbek yağlanmasına yol açtığı çok yeni bir araştırmanın sonucu. Hastalığın adı toksik obezite. Kadın Sağlığı Derneği Başkanı ve Fitoterapi Uzmanı Dr. Buğra Buyrukçu, bugün birçok ülkenin toksik obeziteyle mücadele ettiğini, hastalığın bölgesel zayıflamadan farklı olduğunu söyledi. Vücudun metabolize edemediği toksinlerin, bedende kaldığı süre boyunca çok çeşitli sağlık sorunlarına yol açtığını hatırlatan Dr. Buyrukçu, şöyle dedi:
“Obeziteye yol açtığı ise yeni bir bilgi”
“Biriken toksinler ise sabahları yorgun uyanma, unutkanlık, halsizlik, gün içerisinde sürekli uyuma isteği, mutsuzluk, yaşamdan zevk almama, isteksizlik, sırt ve boyun ağrıları, baş ağrıları, cinsel istek ve performansta eskiye göre azalma, çabuk hastalanma, tansiyon, şeker hastalığı başlangıcı ve daha pek çok soruna yol açıyor. Obeziteye yol açtığı ise yeni bir bilgi.”
Yağlar basen ve göbekte ise…
Toksik obezitenin en belirgin özelliğinin, yağların kadınlarda basen, erkeklerde göbek bölgesinde yoğunlaşması olduğunu vurgulayan Dr. Buyrukçu, “Bunu bölgesel yağlanmayla karıştırmamak gerekir. Toksik obezitede kişinin baseni çok büyükken, kolları ve beli aksine zayıftır. Aynı şekilde göbekte aşırı yağlanma varken diğer yerler normal orantıdadır. Bu; vücudun dışarıdan toksin aldığını göstermektedir. Vücut onu aldığı zaman yağla kaplamakta ve kadınlarda basen, erkeklerde göbek bölgesinde yağlanma olarak ortaya çıkmaktadır. Fruktoz yani nişasta bazlı şeker içeren meyve suyu gibi her türlü hazır içecekler, büskivi, kek, çikolata, şekerleme gibi her türlü hazır gıdalar, civa, kurşun ve arsenik gibi ağır metaller içeren her türlü yiyecek-içecek, ilaç ve daha pekçok şey vücut tarafından toksin olarak algılanabilir ve obeziteye yol açabilir” dedi.
Tedavisi detoks ve fitoterapide
Toksik obezite tanımına uygun kişilerde diyet ve sporun işe yaramadığını ama mutlaka vücutun toksik yükünün ortadan kaldırılması gerektiğini bildiren Dr. Buğra Buyrukçu, “Sorunun bölgesel kilo mu toksik obezite mi olduğu genel muayene ve kan testi ile netleştirildikten sonra kişiye uygun tedavi yöntemi uygulanır. En etkin yöntemlerin başında dekots ve fitoterapi gelmektedir. Toksinleri depolayan karaciğer, böbrek ve akciğerler üzerinde ‘bu organları uyarma, toksinlerin atımını sağlama’ etkisi bulunan detoks, mutlaka uzman hekim tarafından yapılmalıdır. Aynı şekilde uygun fitoterapi uygulamaları da vücudun ağır metal ve toksinlerden arınmasında, dolayısıyla kilo vermede etkin rol oynamaktadır…”