TBMM Çevre Komisyonu CHP Sözcüsü İzmir Milletvekili Murat Bakan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bütçesi üzerine konuştu, “Su kıtlığı çeken ülkeler içinde 32’nci sıradayız, birinci sıradaki Katar’la su yönetim anlaşması yaptık. Su bizden, yönetim Katar’dan” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda 2021 yılı bütçe görüşmeleri devam ediyor. Çevre Komisyonu CHP Sözcüsü İzmir Milletvekili Murat Bakan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bütçesi üzerine konuştu.
Bakanlık bütçesinin genel bütçe içindeki oranının binde 26 olduğuna dikkat çeken CHP’li Bakan, “Dünya, iklim krizi nedeniyle, bir var oluş sorunuyla karşı karşıya. Fakat Bakan’ın bütçe sunuş konuşmasında iklim krizine ayırdığı kısım sadece 10 cümle. İklim kriziyle ilginiz bu kadar; 10 cümle. İklim krizinin yıkıcı sonuçları olacağını sokaktaki vatandaş bilmeyebilir. İnsanlar iş, aş, ekmek derdinde. Eline ‘iş, aş’ yazıp intihar ediyor, işsizlikten kendisini yakıyor. İnsanların başka var oluş sorunları var. Ama devlet aklı, dünyanın kitlesel bir yok oluşa gittiğini, Türkiye’nin de bunun içinde olduğunu bilmek ve tedbirlerini almak zorunda” dedi.
“Su kıtlığında birinci sıradaki Katar’la su yönetim anlaşması yaptık: Su bizden, yönetim Katar’dan”
Türkiye’nin su stresi çeken ülkeler arasında 32’nci sırada olduğunu söyleyerek, su kıtlığına dikkat çeken CHP’li Bakan, “Türkiye gelecekte su fakiri ülke noktasına gelecek. 300’e yakın gölümüz var. Göllerin tamamına yakını ya kurudu ya küçüldü ya da kirlilik sebebiyle kullanılamaz duruma geldi. Meriç, Ergene, Gediz, Büyük Menderes, Asi, Konya, tüm havzalarımızda su kendini yenileyemiyor. 1.3 milyon hektar sulak alan kaybımız var. Yani Van Gölü’nün 3 katı. Peki biz ne yaptık? Su kıtlığı çeken ülkeler içinde 32’nci sıradayız, birinci sırada olan Katar’la su yönetim anlaşması yaptık. Su bizden, yönetim Katar’dan” diye konuştu.
CHP’li Bakan’dan Enerji Bakanı’na: “Kaz Dağları’nı, Cerattepe’yi, Fatsa’yı, Munzur’u yok ediyorsunuz, sessiz mi kalacağız?”
“Tüm bakanlıkların gölgesi Çevre Bakanlığı’nın üzerinde” diyen CHP’li Bakan sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Enerji Bakanı geldi bütçe konuşmasında dedi ki, ‘Rüzgâr tribünlerine karşı çıkıyorsunuz çevre kılıfı altında.’ Kardeşim, sen niye orman alanına rüzgâr tribünü yapıyorsun? HES yapıyorsunuz; Çekerek Irmağı’nı yok ediyorsunuz, Fırtına Deresi’ni yok ediyorsunuz, Munzur Vadisi’ni yok ediyorsunuz. Sessiz mi kalacağız? Maden yapıyorsunuz, Kaz Dağları’nı, Cerattepe’yi, Fatsa’yı yok ediyorsunuz. Sessiz mi kalacağız? Ekosistemi bozuyorsunuz. Sessiz mi kalacağız?”
CHP’li Bakan’dan Çevre Bakanı’na: “Dönüp diyor musunuz, ‘Biz kendi çöpümüzü dönüştüremiyoruz, niye bu plastikleri ithal ediyoruz?’ diye?”
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın, Ticaret Bakanlığı’nın gölgesi Çevre Bakanlığı’nın üzerinde. Sayın Çevre Bakanı; dönüp diyor musunuz Sanayi Bakanı’na, Ticaret Bakanı’na, ‘Biz kendi çöpümüzü dönüştüremiyoruz, niye bu plastikleri ithal ediyoruz?’ diye? Ya da dönüp Ulaştırma Bakanı’na diyor musunuz ‘Sayın Ulaştırma Bakanı, Kanal İstanbul ekolojik olarak geriye dönülmez bir şekilde çevreyi tahrip edecek’ ya da ‘Sayın Ulaştırma Bakanı, bu üçüncü köprüyle kuzey ormanlarını yok ettiniz’ diye? Diyebiliyor musunuz? Diyemezsiniz. Çünkü burada tek bir irade var: Cumhurbaşkanı’nın iradesi. O irade de kendisini açığa çıkardı; ‘paranın dini, imanı, rengi olmaz; para paradır’ dedi. Bu yaklaşım, bugün yaşadığımız çevre sorunlarının temelinde olan neoliberal yaklaşımın tezahürüdür.”
CHP’li Bakan sözlerini, “Bu gezegenin ne sahibiyiz ne efendisiyiz. Biz de tüm canlı, cansız varlıklar gibi bu ekosistemin bir parçasıyız, ona saygılı yaşamak zorundayız” diye tamamladı.