Öne Çıkanlar bist Enerjisa Enerjinin marka değeri diyarbakır ORDU dolar bıst 100 moldova Haksız rekabet cumhurbaşkanı erdoğan bıst 100 endeksi bedelli askerlik maliye bakanı naci ağbal

“Seçimler Darbe Değil, Demokrasi Bayramıdır”

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "15 Mayıs’ta kutuplaştıran ötekileştiren dil kaybedecek, hoşgörü ve barışın dili kazanacak." dedi. 

Halkın gasp edilen alın terinin hesabını soracağız!

Biz namuslu iş adamlarıyla, namuslu iş adamlarının büyümesini ve güçlenmesini istiyoruz. 418 milyar çalınmış.  128 milyar doları da unutmuş değiliz. Yani nasıl eritildi? 128 milyar Merkez Bankası rezervi düşük kurla verildi, sonra kur patlatıldı. Birileri bir gecede zengin oldu. Bunların hesabını da soracağız.

Hiçbir Uluslararası mahkeme, bir ülkenin göz göre göre soyulmasına karşı bir hukuki bariyer koymaz. Hukuki delilleri ortaya koyduktan sonra yok tahkimmiş, uluslararası mahkemeymiş, bu para tabii çok büyük para. 418 milyarı herkesin anlaması için söylüyorum. Türkiye’nin 2 yıl yiyip içebileceği paranın tamamı. 2 yıl hiçbir şey üretmesek o para Türkiye’ye yetecek. 

418 MİLYAR NEREDEN ALINDI?

Şimdi bu 418 milyar nereden alındı? İki yerden alındı. Biri devletin kasasından, iki milletin kesesinden. Bunların alındığı, çalındığı yer Milletin Cebi… Şimdi asgari ücret bu tabloda, bu ekonomik göstergelerde, 8 bin 500 lira ama Asgari ücret 2 bin 800 lirayken ki alım gücüne sahip değil. Silivri’de bir pazar esnafında soğan vardı. 4 tane soğanı teraziye koyduk. 1 kilo 250 gram geldi. Birini aldım, 3 soğan kaldı. 1 kilo 80 gram kaç lira kardeşim dedim. 30 lira. Kilosu. 1 tanesi 10 lira tarlada satıcı 50 kuruşa satıyor. Pazarcı çok çok 1 veya 2 lira kar edebiliyor. Tüketici şikayetçi, tarladaki üretici şikayetçi. Para nerede?

PARA YOK, NEREDEN BULACAKLAR?

Önümüzde Kurban Bayramı var, Tüm emeklilerimize Ramazan Bayramı farkıyla birlikte 15 bin lira vereceğiz, bence az bile veriyoruz. Yani para var, kaynak var, imkân var…

Bir örnek vereyim; bu ülke nasıl batmış, şöyle batmış; 1 metre elektrik kablo muhafaza borusunu, Karayolları Genel Müdürlüğü ihale yapmış ve bayındırlık fiyatlarına göre bunun birim fiyatı 7 lira 91 kuruş. 1 metre plastik kablo muhafaza borusu Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yandaş müteahhide 7 lira 91 kuruşluk boru için 2 bin 239 lira ödeyen bir devlet ile karşı karşıyayız. Türkiye’nin nasıl soyulduğunu anlatmanın en güzel örneği bu. Şimdi bu soygun bittiği anda emekliye 15 bin değil 30 bin de verilir.

  

TÜRKİYE BİR DEĞİŞİM TALEBİ AÇTI:

İnsanlar meydanlara hınca hınç geliyorsa, bu bir şeyin habercisi, bir değişimin, dönüşümün habercisi. Sonra bu seçim alelade bir seçim değil. Normal seçim şudur; Başbakan’ın biri gider biri gelir, Cumhurbaşkanı’nın biri gider biri gelir, milletvekillerinin bir kısmı gider bir kısmı gelir ama bu seçim rutin değil. Bu seçimde insanların değişmesinden ziyade sistem değişecek ve toplum bu sistemi değiştirmeye hazır. Bu sistem ekonomi başta olmak üzere sosyal hayatı, kültürel hayatı, siyasi hayatı çok fena vurdu. Sorun sadece ekonomi olsaydı Millet İttifakı da kurulmazdı. Sorun adalet meselesi, sorun özgürlük meselesi, sorun toplumdaki ayrışma, sorun mülteciler, sorun uyuşturucu, sorun enflasyon yani bir bütün. Böyle olunca da Türkiye bir değişim talebi açtı, vatandaş bir değişim kartı açtı, şimdi burada siyaset gardını alacak. Erdoğan’ın bu değişime evet demesi mümkün olmadığına göre vatandaştan evet diyen partiyi destekleyecek.

Ak Partili vekil millet kuru ekmek yiyorsa tok demektir dedi

Bütçe görüşmelerine milletin karnı aç dedim, kuru ekmek yiyor dedim. Ak Partili vekil millet kuru ekmek yiyorsa tok demektir dedi, Erdoğan o vekili tekrardan milletin karşısına aday olarak sundu…

SEÇİME DARBE DEMEK TAM BİR AKIL TUTULMASI:

Erdoğan 10 Mart’ta seçim kararını imzaladı, Soylu 14 Mayıs’a siyasi darbe diyor.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum “2023 seçimlerinde iktidar değişikliği Türkiye’nin tam bağımsızlığına darbe olur” dedi.

Binali Yıldırım istiklal meselesi diyor.

Numan Kurtulmuş seçimi Uhud Savaşı ile kıyaslıyor.

Nasıl bir Türkiye’yi yaşıyoruz? Biz bir demokrasi şöleni yaşamak ve milletin helal oylarıyla iktidara gelmek istiyoruz. Ömer ÇELİK bunların amacı Erdoğan'ı, AKP'yi, Cumhur İttifakı'nı göndermek diyor ; evet tam da bu biz milletimizle birlikte bu yönetimi bu anlayışı göndermek ve ülkeye baharı getirmek istiyoruz.

Seçimlere darbe demek, demokrasiden bihaber olmaktır.

BOZDAĞ’IN DİLİ, KUTUPLAŞTIRMA ÖTEKİLEŞTİRME DİLİ!

AKP'li Bekir Bozdağ, seçim akşamı için yaptığı "Ya şampanya patlatıp kutlayanlar ya da alnını şükür için secdeye koyup Rabbine hamd edenler olacak” söylemi tam bir kutuplaştırma ötekileştirme dili. Bu dil millete saygısızlık, yaşam biçimine saygısızlık ve müdahale aynı zamanda. Bir seçimle ve sonucuyla insanlarımızı bölmeye çalışmak kadar büyük bir kötülük yapılamaz. Zafer kazanmak karşılığı kutlama yapmak bu şekilde mi ifade edilir? Başka bir ülkeyle savaşa mı gidiyoruz? Alt tarafı bir seçim yapıyoruz. Türkiye çok partili hayata geçtiği 14 Mayıs 1950’den bu yana seçimlerde iktidarların el değiştirdiğini gördü, yaşadı. Hiçbiri bu kin ve nefret dilini bu ayrıştırıcı ötekileştirici dili kullanmadı.

Biz 86 milyonun diline güveniyoruz. Birlik içinde bir demokrasi şöleni yaşayacağız ve 15 Mayıs sabahında özgürlük ve barış bu topraklarda egemen olacak."

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.