-Bizzat katılan liderler tarafından "tarihi toplantı" olarak tanımlanan 6'lı liderler zirvesi sonrası hazırlanan gece yarısı bildirisinde bir kez bile "Atatürk" kelimesinin geçmemesi tepki çekti.
-MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, 6 partinin geceyarısı bildirisine ağır tepki gösterdi: Doğu Akdeniz'de rezil tezleri geçerli görüp mavi vatanımıza göz diken, Mehmetçiğe kurşun sıkan terör örgütlerini her fırsatta kollayan Avrupa Konseyi CHP ve kuyruğundaki partilerin yol göstericisiymiş! En önemlisi ilan edilen ucube metinde Atatürk'e ait tek bir söze rastladınız mı?
-Ankara kulisleri, liderlerin ortak açıklamasında satır aralarında yer alan ikincil ve gizli anlamlarla çalkalandı... Neden 28 Şubat'ta açıklama yapılacak... HDP salonun neresindeydi... İttifak'ın adı değişiyor mu..?
ANKARA (ANKA) - Bizzat katılan liderler tarafından "tarihi toplantı" olarak tanımlanan 6'lı liderler zirvesi sonrası hazırlanan "Altı Siyasi Parti Genel Başkanının Ortak Açıklaması" metninde bir kez bile "Atatürk" kelimesinin geçmemesi tepki çekti.
Bu arada sosyal medyada toplantının bir Çankaya Belediyesi'nin alkol de satılan Ahlatlıbel'deki tesislerindeki bir restoranda gerçekleştirildiği iddiaları bir şekilde reddedildi. Çankaya Belediyesi Ahlatlıbel Rekreasyon Alanı yetkilileri toplantı salonunun müdürün odası olduğunu belirttiler.
Nitekim toplantıyla ilgili basına sunulan fotoğraflarda tercih edilen çekim açısında, masanın biraz uzağında bir makam koltuğu ve masası bulunduğu görüldü.
-KOALİSYONLAR DEVRİNE DÖNÜŞ
Altı liderin beş saat sürüp gece yarısına sarkan yemekli çalışma toplantısı sonucu bir bir geceyarısı bildirisi açıklandı. Geldisi gittisi ve yemeği çıkarıldığında yaklaşık iki saat sürdüğü anlaşılan izlenimi veren metin genel politik ifadeler içerdi. Metinde şu cümleler dikkati çekti:
"-Bugün, Türkiye için tarihi bir gündür. Birbirinden farklı altı siyasi parti olarak, bizler, Türkiye'nin yıllardır görmeyi umut ettiği tarihi bir çalışma için bir araya geldik.
-Ülkemiz, Cumhuriyet tarihinin en derin siyasi ve ekonomik krizlerinden birini yaşamaktadır. Toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunlar her geçen gün artarak etkisini ağır bir biçimde göstermektedir. Bu krizini en önemli sebebi kuşkusuz, 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' adı altında uygulanan keyfi ve kural tanımaz yönetimdir.
-Altı siyasi parti olarak hepimizin ortak sorumluluğu, uzlaşarak ve birlik içinde bu krizi aşmak, derin sorunlarımızı demokratik siyasetin alanını genişleterek, çoğulculuk temelinde çözebilmektir.
-Tam da bu inanç ve kararlılıkla, yasama, yürütme ve yargı organlarının güçlendirilmesinin yanında, demokratik hukuk devletini güçlendirmek amacıyla Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni üzerinde yoğun bir çalışma gerçekleştirdik. Kutuplaşmayı değil, istişare ve uzlaşmayı esas aldık.
-Bu gün de parti genel başkanları olarak bir araya gelerek, üzerinde uzlaşıya vardığımız yeni sistemle ilgili mutabakat metninin kamuoyuna takdimi üzerine görüştük ve 28 Şubat 2022 tarihinde milletimizle paylaşılmasında mutabık kaldık.
-"ÖNCE PLANLAMAMIZ GEREKİR!"
-Bugün de parti genel başkanları olarak bir araya gelerek, üzerinde uzlaşıya vardığımız yeni sistemle ilgili mutabakat metninin kamuoyuna takdimi üzerine görüştük ve 28 Şubat 2022 tarihinde milletimizle paylaşılmasında mutabık kaldık.
-Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçmek ortak ve öncelikli hedefimizdir. Bu hedefe ulaşabilmemiz için sürecin nasıl işleyeceğinin ve bu süreçte ülkemizin nasıl yönetileceğinin yapıcı bir şekilde planlanması gerekmektedir. Bu nedenle geçiş sürecinin yol haritasının çalışılarak üzerinde mutabık kalınması ve vatandaşlarımızla paylaşılması konularında da uzlaşıya vardık.
-Türkiye’nin istişare ve uzlaşı ile çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Önemli olan, tüm farklılıklarımızla beraber “biz” düşüncesini, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normları çerçevesinde temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, herkesin kendini eşit ve özgür vatandaş olarak gördüğü, düşüncelerini özgürce ifade edebildiği, inandığı gibi yaşayabildiği demokratik bir Türkiye’yi inşa etmektir.
-Bugün burada milletimiz adına 'Yarının Türkiyesi'ni inşa etmek için önemli bir adım attık. Bundan sonra da işbirliği alanlarını genişleterek sürdürmekte kararlıyız. Hep birlikte inşa edeceğimiz Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’i milletimize ve gelecek nesillere adalet, barış, refah ve huzur getirmesi inancıyla hayata geçirmeyi taahhüt ettiğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız."
-MHP: CUMHUR İTTİFAKI METİNLERİ ATATÜRK'TEN BAHSEDİYOR, SİZ NEDEN SÖZETMEDİNİZ?
MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir "tarihi" denilen toplantı sonucunda açıklanan metinde Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normları referans alınırken neden "Atatürk" kelimesinin bir kez bile geçmediğini sordu. İsmail Özdemir açıklamasında şöyle dedi:
"Tarihi denilen trajikomik ve ucube metnin içinde de özünde de Atatürk yok! Atatürk'ün karşı durduğu, Türkiye'nin istiklal ve istikbaline kast etmiş güruha ise teslimiyet var! Bunlar mı Atatürkçü? Bunlar mı Atatürk'ün ilkelerine bağlı? İşte zillet gerçeği budur!
Doğu Akdeniz'de rezil tezleri geçerli görüp mavi vatanımıza göz diken, Mehmetçiğe kurşun sıkan terör örgütlerini her fırsatta kollayan Avrupa Konseyi CHP ve kuyruğundaki partilerin yol göstericisiymiş! En önemlisi ilan edilen ucube metinde Atatürk'e ait tek bir söze rastladınız mı?
Zillet cenahı tarihi buluşma ve tarihi metin diye duyurduğu ucube yazıda atatürk'e yer vermeyip, Atatürk'ün adını anmayıp kime göz kırpıyor? Masa altından mesaj verdikleri HDP, PKK, Kandil 'hassasiyeti' sebebiyle mi Atatürk'ün adını anmaktan imtina ettiler?
Oysa Cumhur İttifakı, 'Cumhur İttifakı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma' hedefini yakalama azmi ile milli ve üniter devlet olan Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk Milletini ilelebet yaşatma iradesidir' demiştir. İşte farkımız budur!
Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'te zillet cenahındaki partilerden hangisi Atatürk'ün adından rahatsızlık duydu da tarihi olarak ilan ettikleri ucube metne adının girmesini istemedi? Kim kimi, ne karşılığında ve nasıl ikna etti?"
-28 ŞUBAT'IN ANLAMI NE?
Bu arada geceyarısı Ankara kulislerinde telefon trafiğine de yolaçtı. Metindeki ifadeleri ve anlamları yorumlamaya çalışan gazeteciler ve siyasiler arasında şu değerlendirmeler yapıldı:
"-Metinde evet Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'e geçişe vurgu yapılıyor ve toplantı, hatta ittifak eski koalisyonlar rejimine dönüş üzerine kuruluyor. Ancak 'birbirine benzemez birçok görüşün bir araya gelmesi' eleştirileri ustalıkla ters çevrilip; koalisyon yönetimlerinin artık eskisi gibi olmayacağı, birlikte uzlaşma içinde koalisyon yönetimleri kurulabileceğine adeta bir örnek gibi sunularak başka yöne akıtılıyor. Siyaset sanatı konuşturuluyor.
-Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakat metni kamuoyuna önemli bir tarihte 28 Şubat'ta açıklanacak. 28 Şubat postmodern darbesi RP ve DYP hükümetine karşı yapılmıştı. Meral Akşener 28 Şubat döneminde muhtıra verilen hükümetin DYP'den üyesiydi. Hatta dönemin Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral Çevik Bir'in Akşener hakkında nahoş ifadeler kullandığı belirtilmişti. Öte yandan Meral Akşener'in de 28 Şubat'ın önemli amaçlarından biri olan başörtü yasağının uygulanması dahil 28 Şubat kararları hakkında 'Uygulanması gerektiğine gönülden inanıyorum, kıyafet yasası da uygulanacak' dediği basında yazıldı. Mutabakat metninin 28 Şubat'a denk getirilmesi böyle bir misilleme izlenimi uyandırıyor. Bu tür tarih çakıştırmaları fetö teröristleri yapardı, mutabakat metni açıklama tarihinin, fetönün devlet gücünü kullanarak yaptıkları operasyonları önemli tarihlerin yıldönümlerine denk getirme propagandalarıyla paralellik göstermesi şaşırtıcı.
-Liderler açıklamasında Atatürk'ün ve ilke ve inkılaplarından hiç söz edilmemesi üzerinde çok tartışılması gereken bir nokta. AB ve ABD'ye şirin görünme, HDP'yle yasak ilişki nedenlerinden biri olabilir. Çünkü bugün ulusalcılık içinde bulunduğumuz şu konjonktürde biraz 'avrasyacılık' olarak algılanabiliyor.
-Liderlerin ortak açıklamasında 'Yarının Türkiye' diye bir ibare var. Bakarsınız Millet İttifakı'nın yeni adı 'Yarının Türkiyesi' olur...
-Geceyarısı bildirisinde, HDP'ye göndermeler yapılmış. HDP'nin kendisi orada olmasa bile ruhunun orada olduğu kulübenin pervazlarına gizlendiği ya da masa altında bulunduğu anlaşılıyor. HDP'nin ortamdaki uhrevi varlığı bildirinin satır aralarında hissediliyor."