Öne Çıkanlar tsk CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut palandöken binali yıldırım Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk deprem şehit CHP Gaziantep Milletvekili İrfan Kaplan kuşadası kurban bayramı Hakkari tüik

Öztürk Yılmaz’dan Ukrayna Ve Rusya Gerilimi Hakkında Kritik Değerlendirme!

Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz katıldığı canlı yayın programında Türkiye’nin arabulucu olmaya çalıştığı ve dünyanın yakından takip ettiği Rusya-Ukrayna gerilimi ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.

Ukrayna ve Rusya arasındaki gerginlik günden güne arttığı ve ABD Devlet Başkanı Biden'ın yapacağı açıklamaların kritik önem arz ettiği bu süreçte diplomasi ve siyasi olarak konunun nasıl değerlendirilmesi gerektiğini Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz katıldığı canlı yayın programında açıkladı.

ÖZTÜRK YILMAZ’DAN KRİTİK DEĞERLENDİRME

Uzun yıllar dış politika tecrübesi bulunan ve görev yaptığı bölgelerde kritik süreçleri gören Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, savaş seslerinin yükseldiği ve ABD ile NATO’nun Ukrayna ve Rusya arasındaki gerginlik konusunda yapmaya çalıştığı manevraların detaylarını açık bir dille canlı yayında izleyicilere aktardı.

GERİLİMİ BİDEN KIŞKIRTIYOR!

Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, “Rusya'nın başından beri taktiği; daha önce ayrılıkçı kuvvetleri tarafından ele geçirilen Donetsk bölgesinde Ukrayna’yı referanduma razı ederek bir şekilde ilhak etmek istiyor. İkincisi, ilhakı gerçekleştirilen Kırım’da Ukrayna'nın taleplerinin düşürülmesi isteniyor. Üçüncü olarak ise Ukrayna’yı tehdit etmek suretiyle aslında genişleme politikasını sürdürmeyi hedefliyor. Öte yandan NATO'nun o bölgede olmasının çok da güvenli olmayacağını, bunun topyekûn savaşa yol açabileceğini vurgulamaya çalışıyor. Tabi bunun arka planında Biden'ın da bir kışkırtması olduğunu bilmeliyiz. Biden ise özellikle Avrupa ülkelerine Ukrayna'nın şu andaki yönetimini Rusya'ya karşı koruyacağı sözünü veriyor ama daha önce de gördük ki; Avrupa Birliği Ukrayna’daki yönetimi Brüksel'de ağırlarken, Putin Donetsk bölgesine veya Donbas bölgesini işgale kalkıştı ve hiç kimse bir şey yapamadı ve Avrupalıların sesi çıkmadı. ABD ise sadece kınamakla yetindi.” Dedi.

“Aslında Ukrayna'nın arkasında çok fazla bir kuvvet yok.” diyen Öztürk Yılmaz, “Yani Avrupa'da hiçbir ülke Ukrayna'nın toprak bütünlüğü konusunu önemsemiyor. Yani Amerika ile Rusya arasında Ukrayna üzerinden bir bilek güreşi var. Tabi Ukrayna burada malzeme olmuş durumdadır. Yani bölünse de bölünmese de mevcut haliyle kalsa da kalmasa da aslında Rusya ile Amerika veya NATO'nun sınırının Ukrayna ile Rusya sınırı arasında olduğu artık ortaya çıkmış oldu. Benim tahminime göre Putin’in kafasında üç tane şey var; bir, gerginliği tırmandırmak suretiyle Ukrayna'nın taviz vermesini sağlamak. Tavizden kastettiğim de, bu Donetsk bölgesinde taviz koparmak. İkinci olarak ise Kırım konusunda Ukrayna'nın taleplerini tamamen düşürmek. Yani ölümü gösterip Ukrayna'yı sıtmaya razı etmek istiyor. Putin’in amacı bu.

Putin'in şu anda en önemli konusu toprak kazanmak. Bakın şunu iddia ediyorum, Putin, Gürcistan'dan Abhazya ve Osetya’yı aldı. Şimdi Kırım’ı ve Donetsk bölgesini Ukrayna’dan aldı. İlerde. Konuyu Kazakistan’a getirecek ve Kazakistan’dan toprak talep edecek. Oradan ve daha da önemlisi bugün kukla yönetim Belarus’taki Lukaşenko’nun topraklarına uzanacak. Bugün Lukaşenko Putin'i alkışlıyor ve ne yaparsa yapsın Ukrayna'ya karşı destek oluyor. Yarın o iş oraya da gelecek çünkü bu Putin'in stratejisidir, bunu bilmeden bir şey elde edemezsiniz.  Putin Rus milliyetçisi ve Rusların yaşadığı her yeri kendisine katmak istiyor. Bunu da savaş çıkararak değil, karşı tarafı provoke edip bir savaşa zorlayarak yapıyor.

ABD NATO ÜLKELERİNİ KENDİ ÇIKARLARINA UŞAKLIK YAPMASI İÇİN TOPLAMIŞ

Uluslararası arenada NATO'nun gerçekten şu gücü çok etkilidir dediğimizde Türkiye'nin çıkarlarına veya başka ülkelerin çıkarlarına herhangi bir örnek var mı? Türkiye'nin savunma ihtiyaçları olduğu zaman NATO ortada yok. Yani PKK ile mücadele ediliyor. Biz bu kadar şehit verdik. NATO ortada yoktu. Suriye'de tehdit geldiği zaman ortada yoktu. Veya bir bölgede bölgesel başka ülke Türkiye'yi tehdit etse, Türkiye'ye karşı herhangi bir güvenlik anlaşmasını kullanıp Türkiye'nin güvenliğinin korunacağı yönünde bir garanti vermiyor. NATO dediğiniz aslında Amerika Birleşik Devletleri ve NATO’daki bütün ülkeleri kendine tırnak içinde bir nevi kendi çıkarlarını korumak ve onları kendisine uşaklık yapmak için toparlamış durumdadır.

Türkiye’nin NATO içerisinde yer almasının önemi ise yarın bir gün ülkemize karşı operasyon yapmak isterlerse oy birliği ile karar almalarını engellemektir. NATO’nun içinde yer almaya devam ederek en azından tüm NATO’yu Türkiye'ye operasyon yapamaz hale getirirsiniz. İnşallah bir gün Türkiye “King Maker” diyorlar ya oyun kurucu olduğu anda başkalarının emir kulu olmadığında, bağımsız güçlü bir Türkiye ekonomisiyle, sosyal yaşamıyla ile kendi içindeki uyumu ile üretimi ile güçlü bir ekonomi olduğu zaman biz onları ayağımıza çağıracağız ve Ankara'nın planı o zaman geçerli olacak. Yani bugün Türkiye’nin NATO operasyonuna katılmaması diye bir lüksü yok. Katılmadığınız anda sizi Dünya Bankası'yla sıkıştırıyor, İMF ile sıkıştırıyor, Denizcilik örgütünde size gol atıyor çünkü örümcek ağı gibi her tarafı örmüşler. NATO ikinci dünya savaşından sonra Amerika tarafından kurulan bir düzendir.  Yenenler, yenilenleri bir çuvala koymuşlar, kontrol ediyorlar. Meselenin özü savaşında yoktuk, ama biz de yenilenler gibi muamele görüyoruz.

TÜRKİYE ARABULUCU OLAMAZ

Türkiye’nin Ukrayna ve Rusya arasında üstlenmeye çalıştığı arabuluculuk ile ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulunan Öztürk Yılmaz, “Türkiye diplomasiyi başarılı bir şekilde masada sürdürmüyor çünkü burada gerçekten Türkiye'nin imkân ve kabiliyetlerine uygun bir strateji takip etmediğiniz anda da açığa düşersiniz. Yani arabuluculuk araya çok hoş geliyor. Nasıl olacak? İşte Türkiye bu iki tarafı bir araya getirecek. Masanın başında da Sayın Erdoğan oturacak ve Putin ile Zielinski konuşacaklar, anlaşacaklar ve oradan kalkacaklar. Şimdi bu mümkün değil, gerçekçi olalım.

-Peki bu mümkün mü değil, yoksa Başkan Erdoğan Putin’i davet etti. Putin bunu kabul etmesine rağmen yakın zaman diliminde Türkiye’ye gelmesine rağmen bir başarı mı değil mi?

Bakın Türkiye'ye gelmek ayrı bir şey. Siz bir başarıyı satmak isterseniz satabilirsiniz ama biz gerçekleri konuşacaksak bu ayrı bir şey yani. Türkiye burada Ukrayna Rusya krizinde hiçbir şey yapamaz. Ne yapabilir? Ancak mekân sağlayabilir, gelin görüşün diyebilir. “Çatışmayın, anlaşın” diyebilir, telkinde bulunabilir ama onun ötesinde Türkiye'nin böyle bir gücü yok. Bu arabuluculuk öyle bilindiği gibi değil. Mesela İsrail ile Araplar arasındaki arabuluculukta kim görev yapıyor? ABD görev yapıyor değil mi? Ne yapıyor? İsrail'in yanında yer alıyor ama yine de başka ülkeler yapamıyor. Bir tek Amerika becerebiliyor. Mesela Avrupa Birliği arabuluculuk yapmak istediğini de tarafları arabulucuya kabul etmiyorlar. Eğer arabulucu taraflardan bir tanesi uymadığı zaman onu cezalandırabilmeli. Onu uluslararası topluma ifşa edebilmeli, ona yaptırım uygulatabilmeli. Onu getirip Güvenlik Konseyi'nde yaptırıma tabi tutup kınamaya tabi tutabilmeli ve askeri olarak tehdit edebilecek güçte olmalıdır.  Şimdi Türkiye burada iki yüzlü bir siyaset izlemek zorunda. Nasıl iki yüzlü bir siyaset izleyeceğiz? NATO üyesiyiz ama Rusya'ya saldırırsa biz bu saldırıda yer almayacağız. Yani Türkiye burada yer almayacak kardeşim. Çünkü bu NATO'ya karşı 1 NATO üyesine karşı saldırı değildir diyeceğiz. Rusya'yla da şunu konuşabilmeliyiz. Ukrayna ile ilgili tasarrufunu desteklemiyorum. Yani Türkiye burada negatifi oynayarak işin içinden çıkabilir. Yani bir tarafı destekleyerek iki tarafa da haklılık payı vermeyerek işin içinden çıkabilir. Yani Rusya NATO’ya diyecek ki, “Ukrayna, bizim dostumuz, komşumuz ama NATO ülkesi değil. Dolayısıyla ona bir saldırı olduğunda NATO ülkesi olmama rağmen bana karşı yapıldığında sen gelmiyorsun da ben NATO üyesi olmayan bir ülkeye Ruslar bir saldırı yaparsa ne için orada yer alayım?” diyebilmeli. Diğer taraftan da Rusya'ya da “Kardeşim, ben senin buradaki işgali falan tanımıyorum ama sana karşı da güç kullanılmasını doğru bulmuyorum ve güç kullanılırsa da ben burada yer almayacağım” dediği zaman ne Ukrayna ilişkilerini bozar ne de Rusya ile ilişkilerini bozar. Kaldı ki Ukrayna ile Rusya arasındaki ilişkiler Slavlar arasında bir aile kavgasıdır. Unutmayın yarın orada Ukrayna'ya bir yönetim gelir ilk ziyaretini Moskova'ya yapar. Siz açığa düşersiniz. Türkiye böyle bir yerde taraf tutmamalı. Mesela Allah muhafaza Allah korusun, bizim yarın diyelim ki bir Türkiye Cumhuriyeti ile sorunumuz olduğu zaman ve daha önce işte Özbekistan’da vardı. Kerimov ile ilişkileri geliştirmek için resmen o dönemde büyükelçiyi ikna edebilmek için Taşkent'e oradan Semerkant’a gittik. Yani duvara gidiyorsunuz, adam duvar dinliyor, sizi o dinlemiyordu. Ama niye? Çünkü Kerimov’dan talimat almıştı. Orada oturacaksın ama ilişkileri geliştirmeyeceksin. Şimdi mesela orada bir başka ülkeye gelip aramızda taraf tutmuş olsaydı şimdi biz Özbekistan ile barıştık. Kerimov öldü, barıştık. Ne yapacaktı? O ülke açığa çıkmış olacaktı. Aynı durum Ukrayna ve Rusya içinde geçerlidir.

Amerika Birleşik Devletleri'nin ve Rusya'nın niyetleri iyi değil. Rusya toprak kazanmak istiyor  ABD Başkanı Biden’da kendi açıklamalarının takip edilmesini istiyor. Biz Türkiye olarak her şey de öne atılıyoruz. Suriye'de öne atıldınız, Şam'da namaz kılacaktınız. Şimdi bütün Suriyeliler Türkiye'ye gelmiş. Irak’ta başka bir strateji oldu. Bak ne duruma geldik? Erdoğan, “Birleşik Arap Emirlikleri FETÖ’nün finansörüydü” diyordu. Ben El-Arabiya televizyonuna mülakat verdiğimde gazetelere manşet attırdılar; “FETÖ'yü destekleyen Birleşik Arap Emirlikleri’nin kanalına çıktı” falan diye. Şimdi ise Birleşik Arap Emirlikleri'nin Veliaht prensini Erdoğan kırmızı halı sererek sarayında karşılıyor. Ne oldu da FETÖ’nün finansörü olan BAE, sarayda ağırlanır oldu?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.