Almanya Başbakanı Merkel, "Her ülkenin de teröre karşı hareket etme hakkı bulunmaktadır" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Almanya Başbakanı Angela Merkel, Çankaya Köşkü’nde baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Merkel, burada yaptığı konuşmada, Londra’da yapılan Suriye Donörler Konferansı’nın çok başarılı geçtiğini ve Türkiye ve diğer ülkelerdeki sığınmacılar için yardım kararı alındığını hatırlattı.
Merkel, Türkiye-Suriye sınırındaki insanların zor durumda ve korku içinde olmaları nedeniyle Alman teknik yardım kuruluşunun mültecilerin yeni kamplarda beslenme ve diğer ihtiyaçları konularına yardım edeceğini ve ülkesinin bu noktada elinden gelen yardımı yapmaya hazır olduğunu vurguladı.
"Kontenjan yaratarak yasal yollarla gelmelerini istiyoruz"
Almanya Başbakanı Merkel, “Brüksel’de ilk projeleri değerlendirmek ve paranın miktarının artmasını sağlamak istiyoruz” dedi.
Bir gazetecinin, “Türkiye yeni bir göç kriziyle karşı karşıya. Türkiye yeni göçlere kapılarını açarken Avrupa ülkeleri kapılarını kapatıyor şeklinde bir algı var. Siz bu konuda ne yapacaksınız?” sorusu üzerine Merkel, şunları kaydetti:
“Mümkün olduğu kadar kontenjan yaratarak yasal yollarla Suriyelilerin Türkiye’den Avrupa’ya gelmesini istiyoruz. Buradaki yükü paylaşmak istiyoruz. Şu anda yasa dışı göç söz konusu. Arada tacirler var. Bu kaçakçılar para kazanıyor ve suçsuz insanlar denizde ölüyor. İşte bunu engellemeliyiz.”
"Her ülkenin teröre karşı hareket etme hakkı var"
Merkel, Başbakan Davutoğlu ile gazetecilerin çalışma koşulları hakkında da bilgi alışverişinde bulunduklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Kürtlerle, PKK'yla yürütülen barış süreciyle ilgili olarak da biz çok umutluyduk. Ancak her ülkenin de teröre karşı hareket etme hakkı bulunmaktadır. Tabi ki sivil halkı ve bölgeyi dikkate aldığımız zaman bir takım ilerlemeler kaydedilmesi gerekir. Tabi ki eleştirel konuları da ele alıyoruz. Ancak 2-3 yıl önceki durumdan şu duruma geçtiğimiz zaman sorunsallar da çok değişti. Suriye savaşının çok kötü sonuçlarıyla karşı karşıyayız ve Türkiye’nin hiçbir şekilde suçu yok. Öbür tarafta, insan kaçakçıları faaliyetlerini sürdürmekte ve para kazanmaktalar. Yaklaşık 300 kişi kaçarken denizde boğuldu. Bütün bu konuları yoğun şekilde ele alıyoruz ve belirli bir sürdürülebilirlik çerçevesinde görmemiz gerekiyor."