Öne Çıkanlar tsk CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut palandöken şehit CHP Gaziantep Milletvekili İrfan Kaplan kurban bayramı Hakkari PENÇEKİLİT Operasyonu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık Barış Pınarı Bölgesi CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan

Kılıçdaroğlu: Sebep Amerikalı Papaz Değil Kriz Zaten Vardı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ekonomideki kötü gidişatın herkes tarafından bilindiğine dikkat çekerek, “Seçimlerin erkene alınmasının nedeni de buydu, herkes görüyordu, biliyordu seçimleri erkene alalım bu işi kurtaralım dediler. Şimdi seçimlerden sonra patlak verdi. Efendim neymiş ‘Amerikalı bir papaz varmış da o nedenle kriz çıkmış’ yok efendim. Kriz zaten vardı” dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi toplantısı öncesinde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, iktisadi bağımsızlığa dikkat çekerek, şunları kaydetti:

“Mustafa Kemal Atatürk ‘Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa elde edilen zafer sürüp gidemez’ demiştir. Ekonomik bağımsızlığınızı sağlarsanız siyasal bağımsızlığınızı sağlarsınız, bunu bildiği içindir ki Mustafa Kemal Atatürk ve Osmanlı’nın batışını gördüğü içindir ki asla ve asla borçlanmadı, tam tersine Osmanlı’nın borçlarını son kuruşuna kadar ödedi. İsrafa karşı çıktı, her kuruşun hesabını millete verdi ve bunu büyük bir gurur ve onur meselesi yaptı. Öldüğünde bütün mal varlığını millete armağan etti. Memleketi demir ağlarla ördü, 10 yılda 15 milyon genç yarattı, Millet mekteplerini açtı, kapitülasyonları kaldırdı, Düyun-u Umumiye’yi reddetti, şeker, uçak fabrikalarını, Sümerbankları, Etibankları kurdu. Kimseye el avuç açmadı, ‘bize ne olursunuz para verin’ diye arkada kapalı kapılar ardında bir politika yürütmedi. Onuru ve gururu ile durdu 30 Ağustos zaferi bu açıdan çok önemlidir. Bu zaferi bize kazandıran Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına rahmet diliyoruz, onları şükranla anıyoruz ve onlara minnet duyuyoruz.”

“Tam Bir Borç Batağındayız”

“Gelelim bugüne” diyerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetine yönelik eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“O, onurlu ve gururlu, kimseye ödün vermeyen, kimsenin önünde eğilmeyen, ekonomik bağımsızlığını sağlayan, kimseden borç dilenmeyen, IMF’nin kapılarına gitmeyen, Londra’ya gidip ‘acaba tefecileri ikna edebilir miyim’ diye arayışa girmeyen Mustafa Kemal’in Türkiye’sinden Erdoğan’ın Türkiye’sine gelelim. Tam bir borç batağı içindeyiz. Sadece borçları ödemek için borçlanmıyoruz aldığımız borçların faizini ödemek için de borçlanıyoruz artık. Hesapsız, kitapsız, basiretsiz bir yönetim Türkiye’yi teslim almış durumda. Defalarca uyardık, sadece ben değil, sadece ‘CHP uyardı’ dersek haksızlık etmiş oluruz. Bu ülkenin aydınları, STK’ları, çiftçileri, emekçileri herkes uyardı. Halka söz verdikleri şekilde değil diledikleri şekilde yönettiler ve Türkiye bugün ciddi bir açmazla karşı karşıya.”

“Bakanlığın Üst Yönetim Tablosundaki Bir Numaralı Kişi Çantacı”

Türkiye’nin içinde bulunduğu şartların tamamını dikkate alarak, “Türkiye bu badireyi nasıl atlatır” diye 13 maddelik bir açıklama yaptıklarını anımsattı.

Liyakat biterse devlette çürümenin başlayacağını, Türkiye’nin hanedanlık yapısı içinde çürüyen bir devlet olduğunu belirten Kılıçdraoğlu, “Çok tipik bir örnek vereceğim korkudan gazetelerin bir kısmı yazamadı ama bazı gazeteler yazdı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın internet sitesinde bir üst yönetim tablosu yayınlandı. Bir numaradaki kişinin hiçbir unvanı yok ama bakan yardımcısından, müsteşardan, genel müdürlerden üstte ama bu kişi, çantacı olarak tanımlanıyor, hanedandan birisi. Nasıl oluyor da hanedandan birisi bakan yardımcılarından, müsteşarlardan daha önce. Yer alınca gazetelerde bu sabah baktık, bakanlığın internet sitesinden bu çıkarılmış ama çantacı hala görevini sürdürüyor. Tapelerde adı çantacıydı, para taşıyan kişiydi ve bu Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda bakandan sonra en yetkili kişi” dedi.

“Niye Hapiste Gazeteciler”

Demokrasi reformunun yapılması gerektiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, hukuk üstünlüğünün, insanların can ve mal güvenliğinin sağlanması gerektiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, hukuk kavramının Türkiye’de unutulduğunu savunarak, “Hukukun üstünlüğü yok üstünlerin hukuku. Bir kişi ne diyorsa bütün yargı ona uyuyor. Enis Berberoğlu niye hapiste, milletvekili dokunulmazlığı var. Eren Erdem neden hapiste, yurt dışına kaçacakmış, dokunulmaz kaldırıldıktan sonra defalarca geldi gitti niye kaçsın? Osman Kavala niye hapiste. Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan bunlar niye hapisteler? Düşüncelerini beğeniriz veya beğenmeyiz ama bu insanlar sadece kalemleriyle düşüncelerini ifade ettiler. Niye hapiste gazeteciler?” şeklinde konuştu.

“Hangi Gerekçeyle Anneleri Yerlerde Sürüklediniz”

Kılıçdaroğlu, Cumartesi Anneleri’nin İçişleri Bakanlığı tarafından 700. hafta gösterisine izin verilmemesi ve polis müdahalesine ilişkin ise şu değerlendirmeleri yaptı:

“Eğer devleti demokratikleştirmezseniz organize suç örgütü haline süratle dönüşebilir o devlet. Cumartesi Anneleri’ne yapılana bakın. 700. kez toplanacaklar, orantısız güç kullanıyorsunuz, yerlerde süründürüyorsunuz o yaşlı kadınları, anneleri. Ben orantısız güç kullanan polislere bir şey demiyorum, onlara o talimatları verenlere söylüyorum. Hangi gerekçeyle bir anneyi yerlerde sürüklersiniz ve bu annenin suçu ne? Bir suçu var ‘Oğlumun mezarı nerede’ sorusunu sormak. Örgütlü suç eğer oluşabilirse devlette işte böyle oluşur.”

“Merkez Bankası’nın Saygınlığı Da İtibarı Da Dünyada Yok”

Merkez Bankası’nın bağımsız olması gerektiğine dikkat çeken Kılıçdaraoğlu, “Bugün dünyada hiçbir finans çevresi Türkiye’de Merkez Bankası’nın bağımsız olduğuna inanmıyor, haklılar. Yargıya, yasama organına talimat verip karar aldıran bir kişi Merkez Bankası’na mı talimat vermeyecek. Dolayısıyla Merkez Bankası’nın saygınlığı da itibarı da dünyada yoktur, bunun kazandırılması lazım” dedi.

“Yandaşlara Verdiğin Milyar Dolarlık İhaleleri Türk Lirası’na Çevirsene”

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Hazine ve Maliye Berat Albayrak’ın alışveriş merkezlerinde, evlerde dükkanlarda artık dövizle kiralama ve satış dönemine son vereceklerini açıklamasının üzerine şöyle dedi:

“Doları esas alarak yaptığınız tüm ihaleleri süratle TL’ye çevirin dedik. Müteahhit Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, ihaleyi veren Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu işi yapan o dönem Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, sizin Dolarla ne işiniz var. Niye Dolarla yaptınız, niçin bunları TL’ye çevirmiyorsunuz. Şimdi karar almışlar, AVM’de dolarla kiralama olmayacakmış da Türk Lirası olacakmış. Günaydın beyler günaydın. AVM’de kira Dolarlaymış Türk Lirasıymış sen onu bırak da yandaşlara verdiğin milyar Dolarlık ihaleleri Türk Lirası’na çevirsene. Onu yapmaya gücün yetiyor mu?”

“Dış Politika Değişmeli, Suriye’de Sıkışacağız”

Dış politikanın değişmesi gerektiğini savunan Kılıçdaroğlu, “Bakın Suriye’de sıkışacağız Suriye’nin birliğini ve bütünlüğünü istiyorsanız Esad’la ilişkiye geçmek zorundasınız belli ilkeler çerçevesinde. Dış politikada düşmanlık, kin olmaz. Ulusal kurtuluş savaşını verdiğimiz ülkelerle biz ömür boyu düşmanlık mı kurduk. Hatta mücadele ettiğimiz, denize döktüğümüz bir ülkenin lideri Mustafa Kemal Atatürk’e Nobel ödülü verilmesini önerdi. Dış politika ülkelerin çıkarları üzerine inşa edilir” dedi.

“Osmanlı’nın Lale Devri’ni Yaşıyoruz”

Hükümete yönelik eleştirilerine devam eden Kılıçdraoğlu, “16 yılda Türkiye’yi tefecilere teslim ettiler” diyerek şunları kaydetti:

“Ekonomiyi bunlar yönettiklerini sanıyorlar ekonomiyi yöneten yandaş müteahhitler ve tefeciler. Düyun-u Umumiye dönemine doğru süratle Türkiye gidiyor. Dünyanın bildiği bir gerçek var az kazanandan az vergi alacaksın, çok kazanandan çok vergi alacaksın, biz tam tersini yapıyoruz.

‘İsterseniz organ ticareti yapın, isterseniz çocuk ticareti, fuhuş, kaçakçılık yapın paranız varsa Türkiye’ye getirin hiç sormayacağız vergi de almayacağız’ diyorlar. Haram, yasa dışı bir paradan medet uman bir iktidar Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkarlarını savunabilir mi?

İsraftan vazgeçilmeli. İsraf gelir dağılımını bozar, haksızlıklara yol açar. Altlarında milyon Dolarlık arabalar, şu Ankara’daki büyük binalara bakın büyük bir kısmı kiralık ve bakanlıklar oturuyorlar. Osmanlı’nın Lale Devri’ni yaşıyoruz altlarında arabalar. Ekonomisi bizden daha iyi olan ülkenin bakanı normal uçakla seyahat ederken bizimki özel uçakla tutup gidiyor. Hovardalığa devam ediyorlar.

“Bir Liralık Döviz Baronlarıyla İlişkimi İspat Et Siyaseti Bırakacağım”

Sarayda oturan zat dedi ki ‘Kılıçdaroğlu döviz baronlarıyla hareket ediyor’ pes vallahi. Sanki benim çocuklarımın Amerika’da apartmanları, binaları, daireleri var. Senin çocuklarının var kardeşim, döviz baronlarıyla sabah akşam beraber olan sensin. Döviz baronlarıyla döviz bazında ihale dağıtan sensin Benim bir liralık döviz baronlarıyla ilişkimi ispat et siyaseti bırakacağım ama ben senin döviz baronlarıyla ilişkini her ortamda açıklıyorum ama senden tık yok.

“Seçimlerin Erkene Alınmasının Nedeni Ekonomik Kriz”

Ekonominin geldiği bu durumu hepimiz biliyorduk. Seçimlerin erkene alınmasının nedeni de buydu, herkes görüyordu biliyordu seçimleri erkene alalım bu işi kurtaralım dediler. Şimdi seçimlerden sonra patlak verdi. Efendim neymiş ‘Amerikalı bir papaz varmış da o nedenle kriz çıkmış’ yok efendim. Kriz zaten vardı. Trump ister sen de vermezsin nokta dersin biter o kadar ne krizi kardeşim. Merkel ile tartıştı kriz mi çıktı hayır, biz de niye çıkıyor. Biz de kriz zaten vardı, bunu milliyetçi duyguları da istismar ederek, ‘işte biz bir başka milli kurtuluş savaşı veriyoruz’ ne veriyorsun, ‘dış güçler bizimle, ekonomiyle oynuyorlar’ sen çocuk oyuncağı mısın? Almanya’da Fransa’da Meksika’da kriz çıkmıyor niçin sende çıkıyor?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 9 Soru

Değerlendirmelerinin ardından CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şu 9 soruyu yöneltti:

-‘Tarımı bitir, çiftçiyi borç batağına sürükle, samandan mercimeğe, canlı hayvandan ete kadar tarım ürünlerini ithal et’ diyen dış güçler miydi?

- ‘Yandaşlarına Türkiye’nin en büyük ihalelerini Dolar endeksli ver. Ver ki Dolar yükseldikçe daha fazla kazansınlar’ diyen dış güçler miydi?

-‘Hadi ihaleyi Dolarla verdin, yandaşlarına Dolarla gelir garantisini de ver’ diyen dış güçler miydi?

-‘Hadi Dolarla yandaşlarına gelir garantisi de verdin, peki yandaşlarının sözleşme değeri 123 milyar Dolar olan projelerinin dış borçlarına devleti kefil et’ diyen dış güçler miydi?

-‘Döviz geliri olmayan şirketlere, döviz cinsinden borçlanmalarına izin ver’ diyen dış güçler miydi?

-Geçmişteki üreten ve saygınlığı olan Mustafa Kemal’in Türkiye’sini Londra’daki bir avuç tefeciye teslim eden dış güçler miydi?

-‘Merkez Bankası’na müdahale et, bağımsız kurumların bağımsızlıklarını sonlandır. Her şeyi sen belirle’ diyen dış güçler miydi?

-Haklı olarak ‘borç alan, emir alır’ diyordu. Memleketi bu hale getirmek için bugüne kadar emir aldığın dış güçleri açıklayacak mısın?

-Geldiğimiz noktada artık Londra’daki tefeciler faizi yetersiz buldukları ve sana güvenmedikleri için borç vermiyorlar. Şimdi borç almak için Katar’ın kapısını çalmaya ve yalvarmaya başladın. Yeni emirleri Katar’dan mı alacaksın?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.