CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "100 binin üstünde öğretmen emekliliği bekliyor 3600 ek gösterge yüzünden. Verin ek göstergeyi söz verdiniz.Size söz verildi 3600 için. Sana 3600 ek gösterge sözü verip, göstergeyi vermiyorlarsa sana oy yok diyeceksin kardeşim. Bunlar tercihi öğretmenden yana kullanmıyorlar! Pazarlarda esnaflık yapan, atama bekleyen öğretmen var. 21. yüzyılın Türkiye'sinin en büyük ayıbıdır. Bütün bunların tamamı bir siyasi tercihtir. Parayı nereye harcayacak, eğitime mi Londra'daki tefecilere mi harcayaksın" dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, grup konuşmasında milletvekillerine hitap etti. Kılıçdaroğlu konuşmasında Öğretmenlerin sorunlarını ve koronavirüs sebebiyle alınan tedbirlere değindi.
Kılıçdaroğlu konuşmasında; "Adaleti sağlayacak olanlar hakimlerdir. Sadece hukuku değil, vicdanının da sesini dinlemelidir. Adalet önce vicdanında, ahlakında, düşüncesinde olmalıdır. Demokrasinin olduğu bir ülkede bunlar olur mu? Haksızlığa tahammül etmeyiz. O haksızlığı gidermek bizim görevimizdir." dedi.
Bir şeyi unutamıyorum. 39 yıldır hasretini çektiği evladını bulamayan bir annenin dramını unutamıyorum.Zeycan Yedigöl. 10 Nisan 1981 gündür evladı alındı,39 yıldır mezarını arıyor. Kendisi hayata gözlerini kapadı.Bir anne evladına hasret toprağa verildi. Beşli çete diye tabir ettiğimiz grubun yaptığı metro inşaatında bu firmaların yetkilileri ertelenmeksizin 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldılar. Adalet bir şekliyle yerini buluyor. Her şeye karşın, bu memlekette hakimler var. Bostancı-Dudullu metro hattında iki işçi yaşamını yitirmişti. Ailelerini ziyaret etmiştik, ailenin bizden tek bir isteği vardı; davayı takip etmemiz. Sayın Akif Hamzaçebi ile davalarını izledik. Dün tarihi bir karar çıktı.
Bunun üzerine il başkanına telefon ettim dedim ki, ya gerçekten de Diyarbakır'da iş var ama işi yapacak insan yok mu? Hayır efendim, binlerce işsiz var dedi. Vali taraf tutuyorsa, bazı insanları azarlıyorsa bu olmaz. Valilik makamı sıradan bir makam değildir. Bu girişi şunun için yaptım; Diyarbakır Valisi işsizlikle ilgili açıklama yapıyor, iş var beğenilmiyor diyor. Devlet dediğiniz kurumun temeli adalettir. Adaleti sağlayacak olan kurumlardır. Bir vali devlet adına konuşabilir, devleti temsil eder çünkü. Vali sıcak siyasetin içine girmez, devlet adamı gibi konuşur, herkese eşit mesafede davranır. Dünya kadar işsiz var, yüzbinler işsiz, onbinler yatağa aç giriyor. Hak arayanların önüne baraj kuruyorlar!
Öğretmenler dünyanın bütün saygın ülkelerinde el üstünde tutulurlar. Öğretmenler sadece çocukları yetiştirmezler,toplumun kanaat önderleridir. Öğretmen aynı zamanda hiçbir mesleğe nasip olmayan güven timsalidir. Bizim aydınlanmamızın kaynağıdır öğretmen. Bir ulusun, milletin en güçlü kaynağı yetişmiş insan gücüdür. Petrolü olan ülkeleri görüyorsunuz, yetişmiş insan gücü olmadığı için büyüyemiyorlar. Yetişmiş insan gücünü yetiştirenler öğretmenler. İktidar partisinin dahi yapmadığı bir şeyi biz yaptık, Finlandiya’da eğitim reformu yapan bakanı davet ettik, konuştuk. Eğitim bu kadar önemliyken, eğitimimiz gerçekten milli mi? Evrensel değerlerle uyum içinde mi? “Biz hep Türkiye’nin 5 temel sorunundan bahsederiz. Bunlardan birisi eğitim. Bir ülke dünyada söz sahibi olmak istiyorsa eğitime önem vermek zorunda.
Batı'nın Türkiye'ye karşı çifte standart uyguladığını biliyoruz. Bunları dile getiren sadece Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Türkiye'de eserler gürlerler, oraya gidip susarlar! Almaya'yı da, İtalya’yı da şiddetle kınıyorum! Bizim gemimize uluslararası sularda yaptıkları baskın dolayısıyla. Hükümetten bu konuda çok açık ve çok net yanıt bekliyorum. Türk gemimiz usulsüz bir şekilde arandı. Ne oluyor arkadaş ne oluyor? Benzeri İsrail’de olmuştu. Açtıkları davadan vazgeçtiler. AK Partili kardeşlerim ne düşünüyor?
Öğretmenler Günü'nde öğretmenlerin sorunlarıyla uğraşıyoruz. Bir sorunlar yumağı içinde eğitim sistemimiz. Eğitimde de adalet istiyoruz. Öğretmenler geçinemiyor. Senin çocuğunu 18 yıldır denek olarak kullanıyorlar, o olmadı bunu yapalım. 18 yıldır Türkiye Cumhuriyeti'nde bütün çocuklar denek olarak kullanıldı. Öğretmene Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren önem verilmiştir. 7 bakan değişti, 7 Milli Eğitim politikası oluştu. En temel düzenleme, 5 AK Parti milletvekili tarafından kanun teklifi olarak verildi, hiçbirisi öğretmen değil. Bunu çocuklarını okula gönderen AK Partili annelere söylüyorum.
Sevgili öğretmenim, benim ve Cumhuriyet Halk Partililerin görevi, seni toplumun en saygın kişisi konumuna getirmektir. Bunun sözünü veriyorum.
100 binin üstünde öğretmen emekliliği bekliyor 3600 ek gösterge yüzünden. Verin ek göstergeyi söz verdiniz.Size söz verildi 3600 için. Sana 3600 ek gösterge sözü verip, göstergeyi vermiyorlarsa sana oy yok diyeceksin kardeşim. Bunlar tercihi öğretmenden yana kullanmıyorlar! Pazarlarda esnaflık yapan, atama bekleyen öğretmen var. 21. yüzyılın Türkiye'sinin en büyük ayıbıdır. Bütün bunların tamamı bir siyasi tercihtir. Parayı nereye harcayacak, eğitime mi Londra'daki tefecilere mi harcayaksın... Karar budur.
Köy okullarının açılması gerekiyor, taşımalı eğitime son verilmesi gerekiyor. İkili eğitim... Bir sınıfta 60 öğrenci var, bunlara son verilmesi gerekiyor. Doktora yapıp çekirdek satıp, atama bekleyen öğretmen var. Öğretmeni toplumda, en saygın konuma getireceğiz. Öğretmenin özel bir yasası olacak. Öğretmenlik meslek kanunu çıkartacağız. Öğretmenleri, devlet memurları kanunundan çıkaracağız. Hakimler ve savcılar için nasıl bir kanun varsa, öğretmenler için de ayrı bir kanun olacak. Hiçbir öğretmen, yoksulluk sınırının altında maaş almayacak. Öğretmeni açlığa yoksulluğa mahkum ettikten sonra o öğretmen benim çocuğumu nasıl eğitecek? Ay başını düşünecek, nasıl geçineceğim diye. Eğitim yatırımları için özel yasal düzenleme yapacağız. MEB bütçesinin en az %18'i yatırıma gidecek. İkili eğitime ve birleştirilmiş sınıflara son vereceğiz. 5- Her okulun kendi bütçesi olacak. Onlar tüyü bitmemiş yetimin hakkını yerler, biz haklarını savunuruz. İster çalışan öğretmenler, ister atama bekleyen öğretmenler bunu gayet net bilsinler, 5 tane çözüm. Bu 5 temel çözümü öğretmenlerimin takdirine sunuyorum. Onlar bunu yapmıyorlar mı... Biz yapacağız. Onlar öğretmenleri sevmiyorlar mı, biz seveceğiz. Onlar savurganlığı seviyorlar, biz adaleti hakkı hukuku savunuyoruz.
Saygı değer lider olarak tanımlıyor öğretmenleri. İktidardakiler bir gün çıkıp öğretmenler bu toplum için çok önemli ve hayatidir dediler mi ya! Hala iktidarın peşinde giden öğretmen varsa, kusura bakmasın ama ben ona öğretmen demem. “Enteresandır, 1921 kongresinde ‘Bu toplantıdan yararlanarak geleceğimizin kurtluluşunun saygı değer liderleri olan Türkiye kadın ve erkek öğretmenleri hakkında saygı dolu duygularımı hatırlatmak isterim’ der. Öğretmene en büyük saygıyı, Mustafa Kemal Atatürk göstermiş..
İradesi birilerinin ipoteği altında. Londra’daki tefecilerin, faiz lobilerinin ipoteği altında. Beş tane maskeyi dağıtmaktan aciz olan bir iktidar Türkiye’nin sorunlarını çözebilir mi? Adalet ve ekonomi reformu yapamazsınız, böyle bir irade yok. Öğretmen iradesini pazarlamaz. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde öğretmenlere neden ikramiye vermezler? Bayram gününde sizin sevinmeye hakkınız yok mu? Bütçede para var, siyasi tercih… Bunları iktidar yapamaz, iradesi yok. Yalan söyleyen devletin itibarı olur mu? Gerçek ölümleri gizleyip göstermelik rakamları açıklarsanız dünya size inanmaz.
Bu önlemler alınmalı’ demediniz, siyasi iktidar size izin vermedi. Bir sözcü seçemediniz aranızda ya. Erdoğan Bilim Kurulu Üyesi mi? Bütün bunların tamamı devletin yönetilmediğini gösteriyor. Çaktırmadan kredi kartı faizlerini de yükselttiler. Kredi kartını Erdoğan mı kullanıyor? Esnaf, öğretmen, işçi kullanıyor. Ekonomiyi de deneme ve sınamayla götürüyorlar. Geçen hafta faiz lobilerinin istediğini, Merkez Bankası'nın faiz yükselteceğini söylemiştim. Yükselttiler. Erdoğan, 'Ülkemiz şahlanış dönemine giriyor' demişti, meğer tefeciler için söylüyormuş. Faiz arttı. Çiftçiyi, emekliyi dinle. Hiç dinlemiyorsun, ben çözüm ürettim diyorsun. Esnafa diyorsun, dükkanı kapat, lokantaya kapat, berbere kapat... İyi kapattık, neyle geçineceğim... Diğer devletler n’apıyor, kapat diyor ama kapalı kaldığı sürede ben ödeyeceğim.
Efendim biz söylüyoruz yapmıyorlar... Yapmıyorlarsa ayrılacaksın kardeşim. Ben düşüncemi söylüyorum bunlar uymuyor diyeceksin kardeşim. Ta en baştan beri nelerin yapılması gerekenleri söyledik. Önce bu ekonomik sosyal konseyi çağır, bi’ esnafı dinle. Bütün dünya bize gülüyor. Önlem böyle mi alınır? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni dünyada alay konusu yapmaya sizin hakkınız var mı? Eğer cümleye ‘Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı’ diye başlıyorsa, orada bilim olur mu ya! Orada önlem olur mu ya! “Rakamlar açıklanmıyor, neymiş devletin itibarı sarsılırmış. Yalan söyleyen devletin itibarı olur mu? Siz devlete yalan söyletiyorsunuz. Gerçek ölümleri gizleyip, göstermelik rakamları açıklarsanız, dünya size güvenmiyor. Sosyal devlet dediğimiz budur. 40 yıl vergi ödeyecek, 40 gün bakamayacak. O zaman soracaksınız paralar nereye gitti diye. Hijyen ürünlerinde KDV 18 ya da daha yüksek, efendim uçağa binecekseniz indirdik. Bütün dünyada alay konusu.”
20 gün ekonomi pik yaptı derken şimdi dip yaptı. Neden acı reçete diyorsun? 20 gün önce faiz baronlarına karşı kurtuluş mücadelesi verdiğini söylüyordun şimdi ne oldu? Madem ki faizleri arttıracaktın 128 milyar doları kime ve nereye sattın? Benim bildiğim manav, kasap, taksici, işsiz, emekli almadı. Kime sattın? Eğer faizi arttıracaksan neden Merkez Bankası Başkanı’nı hakaretlerle görevden aldın?”