CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdardoğlu, “Bizim Afrin’e yapılan operasyona desteğimiz tamdır ama bunu ÖSO’yla paralel adlandırılması bizde büyük bir rahatsızlık yaratıyor. Giden ordumuz, mücadele eden ordumuz, şehit olan askerimiz, efendim bunu neredeyse ÖSO’ya bağlayacağız, ÖSO’nun kahramanlığına bağlayacağız. Ya bizim ordumuz, ya bizim erlerimiz, ya bizim şehitlerimiz neredeyse onlar ikinci sınıf. Ordunun kahramanlığını, ordunun haysiyetini ve onurunu korumak her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının en temel görevidir. Ayrıca Mehmetçik kanıyla oy devşirmeye çalışmak da büyük bir ahlaksızlıktır” dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Türk Tabipleri Birliği (TTB) yöneticileri hakkında yürütülen soruşturma kapsamında 11 yöneticiyle ilgili gözaltı kararı verilmesine tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Bu sabahta bir baktık Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyine polis operasyon yapmış. Gözaltına almalar, mahkemeye çıkarmalar… Gözaltına alacaksanız yazı yazarsınız gelir, bu insanlar kaçacak insan değil, hepsi doktor, üniversitelerde hoca, yasal bir kuruluş, kanunu var, nasıl denetleneceği belli. Sabahın köründe baskın düzenliyorsunuz, gözaltına alıyorsunuz. Neymiş bir bildiri yayımlamışlar. Sanırsınız ki bildiri zehir zemberek ve iktidar partisini en ağır şekilde eleştiren bir bildiri, yok öyle bir şey" dedi.
-“ÖZGÜRLÜKTEN VE BARIŞÇIL BİR DÜNYA YARATMAKTAN KİM RAHATSIZ OLABİLİR?”-
TTB tarafından yayımlanan, soruşturma konusu bildiriyi okuyan Kılıçdaroğlu, özetle şunları söyledi:
“Aklı başında hangi insan hayatı savunmaz, güzelliği savunmaz, birliği bütünlüğü savunmaz. Bunlar da bunu söylüyorlar. Adil düzenden, demokratikleşmeden, eşitlikçiden, özgürlükten ve barışçıl bir dünya yaratmaktan kim rahatsız olabilir? Kim? Demokrasi olsun deniyor, özgürlük olsun deniyor, huzur içinde yaşayalım deniyor. Daha ne olsun. ‘Savaşa hayır, barış hemen şimdi’ demişler. Vay sen misin bunu diyen, alın, sabahın köründe basın, tutuklayın, gözaltına alın.
-“TOPLUMUN TÜMÜNÜN DESTEKLEDİĞİ AFRİN OPERASYONUNA GÖLGE DÜŞÜRÜR”-
Bu tür davranışlar sizin yaptığınız ve toplumun tümünün desteklediği Afrin operasyonuna gölge düşürür. Çünkü şu algıyı beslemiş olursunuz, ya bir yerde bir hata yapıyoruz, bu hatayı kimse bilmesin, kimse görmesin diye. Ortada bir hata falan yok. Neden yapıyorsunuz bunu? İnsanlar düşüncelerini özgürce ifade edebilirler. Katılırsınız veya katılmazsınız. Birisini düşüncesini ifade etti diye hapse atmak sabahın köründe evini basmak bu demokrasilerde olan bir şey değil. Emin olun bütün dünyanın ilgisini farklı bir noktaya çektik, ‘doktorların üzerine gidiyorlar’.
Şu gerçeği hiç kimse unutmasın, asker bile dağda terör örgütü mensubunu yaralı yakaladığında alıyor, ekmek veriyor, su veriyor, helikopter tahsis ediliyor ve hastaneye götürülüyor. Bu ordunun saygınlığı açısından çok ama çok önemlidir. Siz doktorun düşüncesini açıklamasına tahammül edemiyorsunuz, baskı kuruyorsunuz, doğru değil, Türkiye’nin itibarını zedeliyor bütün bunlar. Umarım hükümet bütün bunlardan ders çıkarmış olur.
-“AFRİN’E YAPILAN OPERASYONA DESTEĞİMİZ TAM”-
İnsan haklarına evet, demokrasiye evet, bütün bunlara evet ama teröre hep beraber hayır demek zorundayız. Bu insanlığın temel görevidir. Bu bağlamda bizim Afrin’e yapılan operasyona desteğimiz tamdır. Ama bunu ÖSO’yla paralel adlandırılması biz de büyük bir rahatsızlık yaratıyor. Giden ordumuz, mücadele eden ordumuz, şehit olan askerimiz, efendim bunu neredeyse ÖSO’ya bağlayacağız, ÖSO’nun kahramanlığına bağlayacağız. Ya bizim ordumuz, ya bizim erlerimiz, ya bizim şehitlerimiz neredeyse onlar ikinci sınıf. Ordunun kahramanlığını, ordunun haysiyetini ve onurunu korumak her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının en temel görevidir. Ayrıca Mehmetçik kanıyla oy devşirmeye çalışmak da büyük bir ahlaksızlıktır.
-“MİT TIRLARIYLA SİLAH GÖNDERMEYE DEVAM ETTİLER”-
26 Ocak 2011 Suriye’de iç ayaklanmalar başladı. Biz ısrarla dedik ki sakın ola ki buraya silah göndermeyin. 2012’de bunları söylüyoruz ama onlar bizi eleştirdiler ve silah göndermeye devam ettiler. Bölgeye silah göndermeye devam ettiler. MİT TIR’larıyla silah göndermeye devam ettiler.
-“BİR DE BENİ DİNLE KARDEŞİM, VALLAHİ DE BİLLAHİ DE BEN SENİ ALDATMIYORUM”-
Onlar oturdular sabah, öğle, akşam hep CHP’yi suçladılar. Şimdi bütün vatandaşlarıma sesleniyorum, dış politikada hamlemin üç adım ötesini görmezseniz devleti sağlıklı yönetemezsiniz. Siz üç adım ötesini bile görmediniz. Herkes sizi aldattı; Obama aldattı, PKK aldattı, IŞİD aldattı, aldatmayan bir Allah’ın kulu kalmadı. Bir de beni dinle kardeşim, vallahi de billahi de ben seni aldatmıyorum, ben Türkiye’nin çıkarlarını savunuyorum.
-“PYD’Yİ MEŞRULAŞTIRAN KİM?”-
Suriye’de yaşayanlar bizim kardeşlerimiz. Ortak tarihimiz var. Ama Ortadoğu bataklığını Türkiye’nin mekanı haline getirdiler. Silahlarla orayı beslediler. Terör örgütlerine her türlü desteği verdiler. Şimdi PYD’yi düşman ilan ediyorlar, güzel. PKK’nın uzantısı diyorlar, doğru. Peki kardeşim PYD’yi meşrulaştıran kim? Salih Müslim’i Ankara’ya defalarca çağırıp altına kırmızı halılar serip 'buyur, hoş geldin' diyen kim? Sonra bir sabah kalktık, Esad nasıl düşman olmuşsa o da düşman olmuş. Ne oldu, ne değişti de düşman oldu, düne kadar beraberdiniz, yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmiyordu. Biz sizi uyardık, defalarca uyardık. Ama gittin yine birileri seni kandırdı, sen yine tuzağa düştün, peki sana bir şey oldu mu, hayır. Kime oldu, bu ülkenin fakir, fukara, gariban çocuklarına oldu.”