Öne Çıkanlar palandöken deprem tsk cumhurbaşkanı erdoğan CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Kuşadası Belediyesi Haberleri recep tayyip erdoğan binali yıldırım pkk kurban bayramı tüik

Kılıçdaroğlu: Halisdemir, Recep Tayyip Erdoğan Başkan Olsun Diye Şehit Olmadı

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Şehit Astsubay Ömer Halisdemir, Recep Tayyip Erdoğan başkan olsun diye şehit olmadı” derken “Darbeyi fırsat bilip ‘ben nasıl koltuğumu sağlamlaştırırım, nasıl tek yetkili olurum, nasıl her şey bana bağlanır’ arayışına girdi. Bu arayışa 1940’lı yıllarda Hitler’de girmişti. Avrupa’yı kana buladı, dünyayı kana buladı. Bu sevdadan vazgeç kardeşim. Senin başkan olma gibi bir niyetinin olmaması gerekir bu ülkeye ve bu cumhuriyete saygı duyuyorsan” dedi.

“ŞEHİTLERİMİZE VE GAZİLERİMİZE İHANETTİR”
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:
“Başbakan Binali Yıldırım diyor ki ‘başkanlığın kapısı 15 Temmuz gecesi açılmıştır’.  Böylece darbe gecesi Sayın Cumhurbaşkanı’nın ‘bu bize Allah’ın bir lütfu, sonu iyi olacak’ derken neyi kastettiğini Başbakan açıklamış oluyor.
Bu söz 15 Temmuz’da tankların önüne yatan, kurşunlara hedef olan, şehitlerimize ve gazilerimize ihanettir.

“ERDOĞAN BAŞKAN OLSUN DİYE ŞEHİT OLMADI”
Şehit Astsubay Ömer Halisdemir, Recep Tayyip Erdoğan başkan olsun diye şehit olmadı.
15 yaşında şehit olan Halil İbrahim Yıldırım, Erdoğan darbeden sonra başkan olsun diye şehit olmadı.
Kazanlı Mustafa Amca darbeden sonra Erdoğan başkan olsun diye şehit olmadı.
Şehitlerimize yazıktır, şehitlerimize günahtır.

HİTLER ÖRNEĞİNİ VERDİ
Darbeyi fırsat bilip ‘ben nasıl koltuğumu sağlamlaştırırım, nasıl tek yetkili olurum, nasıl her şey bana bağlanır’ arayışına girdi. Bu arayışa 1940’lı yıllarda Hitler’de girmişti. Avrupa’yı kana buladı, dünyayı kana buladı. Bu sevdadan vazgeç kardeşim. Senin başkan olma gibi bir niyetinin olmaması gerekir bu ülkeye ve bu cumhuriyete saygı duyuyorsan.
Bu zat anayasal sınırlar içine çekilsin. Sayın Cumhurbaşkanı anayasal sınırlar içine çekilsin. Hükümet kendi işine baksın. Yargı kendi işine baksın. Medya kendi işine baksın. Tam demokrasi olsun. Halkın oyuyla seçildiniz, eyvallah itirazımız yok zaten ama devletin her işine müdahale etmeyin, bu ülkenin başbakanı var, bu ülkenin bakanları var, onların işine müdahale ediyorsun.

“AĞRIMA GİDEN NE BİLİYOR MUSUNUZ?”
Sen El Nusra’ya diyorsun ki bu terör örgütü değil. Dışişleri Bakanı diyor ki bu terör örgütü. Bir hükümette iki farklı ses.
Şu Musul’da yaşadıklarımız. Ağrıma giden ne biliyor musunuz? Diyorlar ki peşmerge izin verdi, Başika’da Türk topçusu ateş etti, peşmergeden açıklama, biz böyle bir şey yapmadık, biz izin vermedik diyorlar. Ağrıma giden ne biliyor musunuz? Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun peşmergenin emrine verilmiş olması. Sizin ağrınıza gitmiyor mu?

“NİYE KONUŞUYORSUN KARDEŞİM”
A planımız var, B planımız var, C planımız var, kim söylüyor, sorumluluğu olmayan bir insan söylüyor.  Binali Bey söylese sorarız Binali Bey’e, planlar ne diye? Kim söylüyor, Cumhurbaşkanı. Yetkisi var mı, yok, görevi var mı, yok, sorumluğu var mı yok. Niye konuşuyorsun kardeşim. Niye Türkiye’yi zor duruma sokuyorsun.
Eskiden Ortadoğu’da sorun çıksa başvurulan ülke Türkiye’ydi. Şimdi sorunun kaynağı Türkiye oldu, oradaki kabile reisleri bile Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini azarlıyor.

BAHÇELİ’YE YANIT VERDİ
Şimdi deniyor ki efendim Sayın Cumhurbaşkanı anayasayı ihlal ediyor, sınırların dışına çıktı, ee ne yapalım, o zaman yapacağımız bir şey var, anayasayı değiştirelim, kuralları değiştirelim, buna göre bir anayasa yapalım, bu kişiye göre yeni bir anayasa yapalım. Eee peki bir yeni anayasa yaptık, ona da itiraz etse ne yapacağız, onu da ihlal etse ne yapacağız? Sayın Bahçeli’den istirham ediyorum, şu açıklama bence yeterlidir, biz gel bu kişiyi kral yapalım ve serbest bırakalım, ne istiyorsa yapsın, bir televizyon kanalı da bağlayalım, 24 saat canlı yayın yapsın, sen de kurtul, biz de kurtulalım.
Cumhurbaşkanı seçilen kişinin partiyle ilişiği kesilir, kesildi mi?
Cumhurbaşkanı seçilen kişi tarafsız davranmak zorundadır, tarafsız davranıyor mu?

“BU KADAR YETKİYİ SEN NİYE İSTİYORSUN”
Şimdi biz bu kişiye diyoruz ki sen nasıl bir anayasa istiyorsan gel biz o anayasayı ona göre yapacağız. Ettiği yemini unutacaksın, anayasayı çiğneyeceksin, mahkeme kararlarını tanımayacaksın, Meclis’i ve güvenoyu almış hükümeti yok sayacaksın.  ülkenin başını belaya sokacaksın, peki kardeşim yarın birisi seni kandırdı ve sen de kalktın Türkiye’nin başına bela açtın, o zaman biz ne yapacağız, bu kadar yetkiyi sen niye istiyorsun, hangi gerekçeyle istiyorsun?

“PENSİLVANYA’DAKİ MECZUP BİR KİŞİ KARŞISINDA  ACZE DÜŞÜRECEKSİN”
Koskoca Türkiye Cumhuriyetini, Pensilvanya’daki meczup bir kişi karşısında  acze düşüreceksin, yüzlerce insan ölecek ve sonra çıkıp da başkanlık başkanlık başkanlık diye tutturacaksın. Ya insan da biraz ar olur, edep olur…
Şimdi soruyorlar kim FETÖ’cü, kim FETÖ’cü değil.

BAŞBAKAN’A ÇAĞRIDA BULUNDU
Sayın Binali Yıldırım’a çok açık bir çağrı yapıyorum. Ucu nereye giderse gitsin, nereden başlarsa başlasın, her türlü soruşturmaya var mısın, gel arkadaş her türlü desteği vereceğim.
Gelir mi, abisi izin vermez.
Bakın, FETÖ’cüler hangi partide bulunur, bunun aslında çok kolay yöntemi var. Üç tane anahtarı var.
Bir; hangi partide bir kişinin kölesi olmak, sorgusuz sualsiz bir kişiye itaat etmek, doğruyu yanlışı bir kişiye göre belirleme ön plana çıkmışsa FETÖ’cüler o partidedir.
İki; hangi parti bir kişinin adıyla anılıyor, o kişinin yazılı mesajı ayakta alkışlanıyor ve dinleniyorsa FETÖ zihniyeti o partidedir.
Hangi parti siz bunu anlamazsınız, bunun adı reise itaat, davaya sadakat diyorsa FETÖ’cüler o partidedir.
Ama itaati hukuk, sadakati cumhuriyet, bağlılığı anayasa olan kadın erkek eşitliğine inanan CHP’de zaten öyle bir iklim olamaz.
Ben mağdurlara sahip çıkıyorum, onun da mağduru Rıza Sarraf. O da ona sahip çıkıyor.
Bizim aramızdaki fark bu.
Biz insanı seviyoruz, onlar doları seviyorlar. Biz vicdan diyoruz, onlar cüzdan diyorlar. Biz Berkin Elvan diyoruz. Onlar diyor ki ne oldu bu fayanslar kırıldı. Onların derdi fayans, bizim derdimiz insan.”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı da faizlerden şikayetçi. E indirin kardeşim. Siz faizleri indirdiniz de CHP olarak biz engel mi olduk. Bak Meclis’e getir bir kanun, kanun teklifi ver, faizler yüzde 1’i geçemez de, vallahi destek vereceğiz. Faizleri yüzde 1’e indiren kanunu getir, destek vereceğim kardeşim” dedi.

“SEN BAŞBAKAN DEĞİL MİSİN?”
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı özetle şunları söyledi:
“İş kazalarında Avrupa birincisiyiz, dünyanın da üçüncüsüyüz iş kazalarında.
Bana diyorlar ki mağdurlara neden sahip çıkıyorsun? Ben zalime mi sahip çıkayım.
İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır.
Türkiye’yi tefeci faizden ancak CHP kurtarır.
Sayın Başbakan dert yanıyor. Sen başbakan değil misin? Sen neden şikayet ediyorsun?

“FAİZLERİ YÜZDE 1’E İNDİREN KANUNU GETİR, DESTEK VERECEĞİM”
Sayın Cumhurbaşkanı da faizlerden şikayetçi. Ee indirin kardeşim. Siz faizleri indirdiniz de CHP olarak biz engel mi olduk. Bak Meclis’e getir bir kanun, kanun teklifi ver, 'faizler yüzde 1’i geçemez' de, vallahi destek vereceğiz.
Getirir mi, getiremezler, abileri izin vermez.
Faizleri yüzde 1’e indiren kanunu getir, destek vereceğim kardeşim.
Devlette ciddi bir yönetim boşluğu var, yönetemiyorlar.
Ne kadar faiz ödemiş vatandaş, 8 yıl 8 ayda tüketici kredisi ve kredi kartları dolayısıyla bankalara ödenen faiz 255 milyar 462 milyon lira.  Tefeciye ödenen hariç.
Bu iktidar döneminde 14 yılda ödenen faiz devletin ödediği faiz 692 katrilyon lira.

“BUNLARIN VALLAHİ YATACAK YERİ YOK”
Bunların vallahi yatacak yeri yok. Son bir haftada Türkiye Cumhuriyeti bir terör örgütüyle ilişkili konuma getirildi.

“BİR CUMHURBAŞKANI BİR TERÖR ÖRGÜTÜYLE TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ İLİŞKİLENDİRMİŞTİR”
İlk kez Cumhuriyet tarihinde bir cumhurbaşkanı bir terör örgütüyle Türkiye Cumhuriyetini ilişkilendirmiştir.
Yarın şimdi kalkıp da Türkiye Cumhuriyetine El Nusra’ya niye destek verdiniz diye soru soracaklar mı, soru soracaklar. O silahları TIR’larla kime gönderiyordunuz, işte itiraf gayet açık ve net, El Nusra’ya gönderiyordu, cihatçı gruplara gönderiyordu, neden, Müslümanları biri birine kırdırmak için. Müslüman kanını Ortadoğu’da akıtmak için. Bunların vallahi yatacak yeri yok.

FRANSA’DAKİ OHAL’İ ANLATTI
Fransa Dışişleri Bakanı geldi Türkiye’ye.
Fransa’daki OHAL yetkisi hükümete kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermiyor. Bizde bu yetkiyi veriyor.
Fransa’daki OHAL uygulaması keyfi değil. Biz de OHAL yetkisi aldılar, sadece olağan hal dönemini değil, dönemin ötesini de düzenleyen kanunlar çıkardılar.
Fransa’daki OHAL yetkisi kitlesel gözaltı tutuklama yetkisi vermiyor. Bizde binlerce kişiyi tutukladılar.
Necmiye Alpay 12 Eylül döneminde de hapisteydi, şimdi de hapiste. Bu döneminde 12 Eylül  döneminden hiçbir farkı yoktur.
Aslı Erdoğan niye hapse atıyorsunuz?
Binali Bey’e söyledim. Bu kadar gazeteciyi bu kadar akademisyeni hapse atarsanız Türkiye’de darbe oldu lafına kimseyi inandıramazsınız. Tam tersine evet Türkiye’de darbe oldu, darbeyi AKP yaptı, gazetecileri, aydınları, öğretmenleri, öğrencileri hapse attı.
Gücü garibanlara yetiyor.
CHP iktidarında sizi öğrencilerinizle buluşturacağım.
Bütün bunların üzerine bir de AKUT çıktı. Ya bir dernek gönüllü insanlardan oluşuyor bu dernek. Onu da yakaladılar. Sizi de yargılayacağız, neden, cumhurbaşkanına hakaretten. Nasuh Bey’i aldılar önce savcıya, tutuklama istemiyle, neyse kontrollü olarak serbest bırakıldı. Akıl sır ermiyor. “
Taksim Manifestosunun 10. Maddesini okuyan CHP Genel Başkanı şöyle dedi:
“Bunu Yenikapı’da da söyledim.
Kinle, öfkeyle, intikam duygusuyla insanlar yargılanamazlar.
Demokrasi askıya alınarak darbeyle mücadele edilmez.
TBMM devre dışı bırakılarak darbeyle mücadele edilmez.
Ama bunlar aynı menzile giden iki farklı yapıydı. Yani aynı hedefi güdüyorlardı. Kendi aralarında kavga ettiler. Atamalara bakın bu atamaları kim yaptı.
Size bir örnek vereceğim.
3. sınıf emniyet amiri B.A.
1999 yılında bunu Fetullahçı olduğuna dair 15 kişilik listede yer alan emniyet amiri.
5 Mart 2005’te Sayın Binali Yıldırım Ulaştırma Bakanıyken Telekominakasyon İletişim Başkanlığını kuruyor. Bu başkanlığın en önemli dairesi dinlemelerle ilgili dairesini teknik daire başkanlığına bu B.A’yı getirmek istiyorlar. Ama bir sorun var. Dönemin Cumhurbaşkanı izin vermiyor. Meclis’e bir kanun getiriyorlar. Diyorlar ki Telekominakasyon İletişim Başkanlığına ve teknik daire  başkanlığına yapılacak atamalarda cumhurbaşkanı imzası olmaz. B. A’yı o dairenin başına getiriyorlar. Şimdi bu kişi 8 Eylül 2016’da tutuklandı. Kimi kimi kandırdı, kim ne yaptı, kim FETÖ terör örgütünün hamisi konumundaydı. Özel kanunu size kim çıkarttı? Sevgili Binali Yıldırım bu soruları sana soruyorum. Sen Ulaştırma Bakanıydın. Bunların arasında aslında simbiyotik bir ilişki var yani biri birinden beslenen  bir ilişki var.
Sevgili Binali Yıldırım’a soruyorum, neleri istediler de siz neleri verdiniz? Biz bunu öğrenmek istiyoruz.
Sayın Hilmi Özkök dedi ki biz daha önce hükümeti uyardık, yapmayın etmeyin dedik.
Binali Bey bundan son derece rahatsız.
Sayın Başbakan’ın konuşmasından anlıyoruz ki bir yapının terör örgütü olup olmadığına devlet aleyhine çalışıp çalışmadığına, devletin güvenlik raporlarına bakarak değil, AKP ile olan ilişki durumuna bakılarak karar veriliyor.
Terör faaliyetinin başladığı gün 17 Aralık’tır diyor. 17 Aralık silahlı bir eylem değil. 17 Aralık’ta ne vardı, ayakkabı kutularından çıkan paralar vardı, 700 bin liralık kol saati vardı. Niye peki 17 Aralık’ı milat olarak alıyorlar. Kendi yolsuzluklarını kapatmak için alıyorlar. Asla kapatmayacağız.
17 Aralık’ta aynı menzile gittiğiniz, işbirliği ve güç birliği yaptığınız FETÖ ile ortaklığınızın bozulmasıdır aslında 17 Aralık.
Bu yapının başındaki kişi Pensilvanya’dan 12  Eylül 2010’da anayasa referandumu dolayısıyla şöyle diyordu, ‘İmkan olsa mezardakileri bile kaldırarak referandumda evet oyu kullandırmak lazım, onu diyor.
Erdoğan ne diyordu, Erdoğan okyanus ötesine teşekkürler…”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.