CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, evinin önünde saldırıya uğrayan Yeniçağ Gazetesi Yazarı Yavuz Selim Demirağ’ı tedavi gördüğü Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, Bütün gazeteci arkadaşlarıma, hangi görüşten olursa olsun, hangi gazetede yazarlarsa yazsınlar bu olaya sahip çıkmalarını istiyorum. Bu olay sıradan bir olay değil. Bakın bu olay Türkiye’nin itibarını uluslararası alanda da zedeliyor. İktidarı beğenmeyen gazeteciler öldürülecek. İktidarı beğenmeyen, eleştiren gazeteciler dövülecek, sokağa çıkamayacak, gazeteleri satılamayacak diye bir atmosferi dünyaya bir anlamda yaymak istiyorlar. Biz bundan rahatsızız. İktidar sahiplerinin de bundan rahatsız olması lazım" dedi.
"Nerede yaşıyoruz?"
Kılıçdaroğlu, Hastane çıkışında basın mensuplarına yaptığı açıklamada; "Değerli gazeteci arkadaşımızı ziyaret ettik. Şu soruyu sormaktan kendimi alamıyorum. Türkiye nereye gidiyor? Türkiye yönetiliyor mu? Bir gazeteci bir televizyon programına katılır, evine giderken 7 kişi ellerinde sopayla gazeteciyi öldüresiye dövmek amacıyla yola çıkarlar ve 7 kişi saldırır. 7 kişi sopalarla saldırır, hayati tehlikesi bereket versin yok. Doktorlar hemen müdahale ediyorlar. Gerçekten son derece üzgünüm, aklın alamayacağı bir şey. Nasıl bir Türkiye’de yaşıyoruz? Yani bir gazeteci bir programa katıldı diye, düşüncelerini aktardı diye veya birilerini eleştirdi diye öldürülmek amacıyla dövülür mü, sopalarla dövülür mü, nerede yaşıyoruz?" dedi.
"Failler bulunmalı ve bunlar yargılanmalı"
Şu ana kadar failler konusunda herhangi bir şey kamuoyuna yansımış değil ama bu faillerin mutlaka en kısa sürede bulunması, yargıya teslim edilmesi lazım diyen Kılıçdaroğlu, "Yargı da kan kaybediyor. Dolayısıyla yargının oturup buna bir bakması lazım. Polisin failleri süratle yakalayıp yargıya teslim etmesi lazım. Türkiye nereye gidiyor? Yani bu gazeteci öldürülmeli mi? Yani bu olağan bir olay mı, sıradan bir olay mı? Türkiye’yi sanki bu tür olaylar, bu tür baskılar, bu tür şiddet uygulamaları, sopayla insanların dövülmesi, hatta birisinin de öldürün diye üzerine saldırdıkları 7 kişinin, birisinin talimatı “öldürün.” Ne demek öldürün? Bir gazeteci öldürülür mü, bir insan öldürülür mü? Bir insanın düşüncesini beğenmeyebilirsiniz ama düşüncesini beğenmediniz diye bir insanı gidelim hep beraber elde sopalarla linç edelim ve öldürelim. Şu ana kadar iktidar kanadından bir tepki gelmemesi de büyük bir acı olarak karşımızda duruyor. Oradan da tepki gelmeli. Failler bulunmalı ve bunlar yargılanmalı." dedi
"Biz bundan rahatsızız. İktidar sahiplerinin de bundan rahatsız olması lazım"
Ben bu bağlamda bütün gazeteci arkadaşlarıma, hangi görüşten olursa olsun, hangi gazetede yazarlarsa yazsınlar bu olaya sahip çıkmalarını istiyorum Diyen Kılıçdaroğlu, "Bu olay sıradan bir olay değil. Bakın bu olay Türkiye’nin itibarını uluslararası alanda da zedeliyor. İktidarı beğenmeyen gazeteciler öldürülecek. İktidarı beğenmeyen, eleştiren gazeteciler dövülecek, sokağa çıkamayacak, gazeteleri satılamayacak diye bir atmosferi dünyaya bir anlamda yaymak istiyorlar. Biz bundan rahatsızız. İktidar sahiplerinin de bundan rahatsız olması lazım. Onların da gelmeleri lazım, gazeteciyi ziyaret etmeleri lazım, konuşmaları lazım. Neden bu darp yapıldı? Daha önce de aynı gazeteye saldırdılar. Ne oldu failler bulundu mu? Failler bulunmadı.
Bir Genel Başkanın evinin önüne gidip gösteri yaptılar, tehdit ettiler. Failler ne oldu? Beraat etti.
Bakın yanlış uygulamalar, yanlış kararlar Türkiye’yi bu noktaya getiriyor. Bu nokta bizim sıradan vatandaşlarımızın kabul edeceği bir olay değildir ve bir uygulama değildir. Olayların üzerine kararlılıkla gidilmeli, failler bulunmalı, yargının önüne çıkarılmalı, en ağır cezalar verilmeli. Benim kısaca söyleyeceklerim budur. Ben Sayın Demirağ’a da geçmiş olsun dileklerimi tekrar kamuoyu önünde iletmek isterim." dedi.