Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'i Genel Merkez makamında ziyaret etti.
Ziyaretin ardından açıklamada bulunan Meral Akşener, “Sayın Genel Başkanımızı ve arkadaşlarını partimizde ağırlamak bizim için onurdur. Temel Bey örnek olan bir denge insanı kendilerine ağırlıyor olmaktan büyük memnuniyet duydum. Türkiye’ye dair ülkemize dair dünyaya dair görüş alışverişinde bulunduk. Arkadaşlarının ve kendisinin değerlendirmelerinden ben ve arkadaşlarım çok istifade ettik” dedi.
Akşener’in ardından konuşan Temel Karamollaoğlu ise kongreden sonra ziyaretlerinin bir vecibe olduğunu ve ev sahiplikleri için teşekkürlerini ileterek konuşmasına başladı. Karamollaoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Birçok konuda çok paralel düşüncelerimiz var. Türkiye zor bir durumda. Faizleri yükseltmek bugünkü şartlarda gerekli de bu bütün dünyada faizler sıfır civarındayken Türkiye’de bu noktaya çıkması konunun rehavetini göstermesi bakımdan çok önemli. Adeta Türkiye adeta yoğun bakıma alınmış durumda. Bundan kurtulması bugünkü iktidarın aldığı tedbirlerle pek mümkün gözükmüyor. Çünkü yoğun bakım şartları özellik gerektiriyor, ekonominin buradan kurtulması da çok ciddi tedbirlerin alınması lazım. Ne yazık ki faiz artışının dışında herhangi bir adımla karşı karşıya değiliz.
Cumhurbaşkanının son dönemlerde adalete önem verdiğini ve kalkınma için yeni bir hamle başlatacağını söylemesi ifade olarak güzel ama yine de yeterli değil. Çünkü bu şartlarda eski tas eski hamamken herşeyin güzel olacağını ifade etmek sadece iyi günler temennisinden ibaret kalır ve daha ileri gitmez. Hadiseler geliştikçe bu konuları müteala etmek için zaman zaman arkadaşlarımız biraraya gelecekler formüller üzerinde çalışacak. Ben bugün ev sahipliklerinden dolayı kendilerine çok teşekkür ediyorum. Türk siyasetinde çok önemli bir adım atıyor Sayın Akşener. Özellikle vatandaşın nabzını tutması onların dileklerini temennilerini, sıkıntılarını kamuoyu ile paylaşması çok önemli.”
BU MİLLİ İRADEYE KARŞI YAPILMIŞ BİR TEHDİTTİR. BUGÜNE KADAR HİÇBİR SİYASETÇİ BÖYLE BİR TEHDİDİN YANINDA DURMADI.
Açıklamaların ardından soruları cevaplayan Akşener, Çakıcı’nın Kılıçdaroğlu’na yazmış olduğu mektupla ilgili değerlendirmelerinin sorulması üzerine şu yanıtı verdi:
“Biraz önce Savcılığın CHP’nin müracaatı üzerine soruşturma açtığına dair bir bilgim oldu. Bunu olumlu karşılıyorum. Fakat özellikle takip ettiğim bir şey oldu, Sayın Cumhurbaşkanı’nın, İçişleri Bakanı’nın ve Adalet Bakanı’nın bu tavra karşı herhangi bir söylemi olacak mı diye. Şu ana kadar olmadı. Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanının bu manada tehdit edilmesi Türkiye’yi yönetenlerin de kulağının üstüne yatması çok manidardır. Bu beyefendilere hatırlatmak isterim ki, siyasetçi siyasetçinin dostu olmak durumundadır, dün kendilerinin yaşadığı pek çok konuda siyasetçiler siyasetçinin yanında durmuştur. Bunu milli iradeye karşı yapılmış bir tehdit olarak görmekte olduğumu ifade etmek isterim. Ama asıl benim dikkatimi çeken başka bir durum var, o da şudur; Biz tüm siyasetçiler ben kendisine abi diye hitap ederim Temel Bey de dahil hepimiz çeşitli dönemlerde tehdit aldık, bunlar hep oldu ama bugüne kadar hiçbir siyasetçi böyle bir tehdidin yanında durmadı. Asıl bakılması gereken yer burası. Sayın Abdülhamit Gül, hukukun üstünlüğünden bahseden ve adaletin tam ve kamil tesis edileceğine dair bir reformdan bahsetti Sayın Erdoğan da Adalet Bakanının bu sözlerini bu reform konusunu desteklediğini ifade etti. Sonra ne oldu? Sonra tehdit geldi sonra tehdite küçük ortağın tavrı geldi, o tehdite sahip çıkıldı. Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu’na bir tehdit söz konusudur, ayıptır çirkindir bunları bir kenara koyduktan sonra. Sayın Abdülhamit Gül’e dendi ki, küçük ortak tarafından ‘Haddini bil reform yapamazsın” Yani Kılıçdaroğlu’na tehdit geldi ama adresi Adalet Bakanı ve ona sahip çıkan Sayın Erdoğan’adır. Bugüne kadar siyasi tarihimizde böyle bir tehdide sahip çıkan, bunun yanında duran siyasi cenahtan ilk ve tek tavır ve tutum olmuştur.”
Aynı soruyu yanıtlayan Karamollaoğlu ise, “Ben de Sayın Akşener’in sözlerine katılıyorum. Burada herşeye rağmen Sayın Cumhurbaşkanı’nın soruşturma başlatacağını söylemesi önemli bir adım. Arka planını anlattılar hemen hemen bu herkes tarafından kabul ediliyor. Adaletten bahsedilirken adalet kanunlarla ortaya çıkmaz, adalet bir yaklaşım, bir zihniyet işidir. Adaleti ben tesis edeceğim dediğiniz zaman yapılması gereken adaleti ihlal edenler olursa onlarla ne yapılacak orada karar vermeye gelir iş. Adaleti ben kanunlarla kuracağım yok, siz bu niyette iseniz yapmanız gereken adaleti ihlal eden olursa ne yapacaksınız. Siz anayasa mahkemesinin aldığı bir kararı ben tanımam diyen, bunu diyerek anayasayı çiğneyen bir hakimi terfi ettirirseniz, sizin söylediklerinizin hiçbir manası kalmaz. Adaleti yok sayanlar cezalandırılmadığı küddetçe adalet tesis edilemez. Adalet reformu dediğiniz zaman kanunları çıkarmak kolay, adil olacağız demek kolay ama birisi adaleti çiğnediği zaman sizden de olsa onun hakkında işlem yapabiliyorsanız işte o zaman Türkiye’de adalet vardır deriz” şeklinde yorumladı.
FAİZ AÇIKLAMASI, BİRAN ÖNCE İYİLEŞTİRİLMİŞ GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEME GEÇİŞİN MECBUR OLDUĞUNU GÖSTERİYOR.
Merkez Bankası’nın faiz artırımı için değerlendirmelerinin sorulması üzerine Akşener, “Piyasalara önce diklendi arkadaşlar piyasalarla zıtlaştı sonra da piyasalar bu arkadaşların bileğini büktü. Beklentiye uygun bir sonuç açıklandı. Ben Temel Beyin söylediği dünyada faiz sıfırla bir arasında iken Türkiye resmi manada yüzde 22 civarında faizle karşı karşıya kaldığı bir sistemin Nobel ödüllük bir faiz sebep, enflasyon sonuç teorisiyle çok uyuşmadığı ortaya çıktı. Türkiye bir fakirlik kapanına girdi çıkamıyor. Bu bir zihniyet meselesi konusuna katılıyorum. Önce ucube sistemle uçtuk çaktık denildi. Sonra orta gelir tuzağından fakir kapanına geçtik bugün o bilek büküldü kırıldı faiz artırıldı ve gelinen noktada bu ucube sistemin Türkiye’yi uçuruma doğru götürdüğünü gördük. Hukukun işlemediği, adaletin olmadığı bir alanda bu zihniyet hiçbirşeyi başaramaz. Onun için bu zihniyetin değişmesi lazım. Bunun yolu bizlerin önerdiği iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistem diyoruz. Kurumların da siyasetin de vesayeti ortaya koyduğu, güçlünün hukukun üstün olduğu bir sistemin ortadan kalkıp, gerçekten 21. Yüzyıla uyun kuvvetler ayrılığının tam ve kamil uygulandığı, kurumların itibarlı olduğu, vesayetin söz konusu olmadığı iyileştirilmiş güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin mecbur olduğunu gösteriyor bugün faiz açıklaması.
Karamollaoğlu ise faiz artırımını şöyle değerlendirdi: “Koronavirüs salgını ile çok ayrı bir döneme girdik. Şimdi yüzde 22 banka faizine gelmiş olmak Türkiye’nin tam manasıyla yoğun bakıma girdiğinin işaretidir. Yoğun bakıma giren hasta nasıl kendisi ile ilgili hiçbir konuda fikir ileri süremezse o hastalıktan kurtulmadan, Türkiye’de bugün içine sürüklendiği bu felaketten bütün prensiplerini değiştirmeden iktidarın düzelmesi mümkün değil. Bunu tekrar tekrar söylüyoruz ama biz söylediğimizle kalıyoruz. İktidar bu konuda en ufak adım atma ihtiyacı duymuyor. Bir daha tekrar söyleyeceğim, yolsuzluklar durmadan Türk ekonomisi düzelmez, israftan kurtulmadan Türk ekonomisi düzelmez. Bu arkadaşlar israfı bir itibar vesilesi olarak anladığı sürece bu arkadaşlarla bu meselenin düzelmesi mümkün olmaz”
Akşener, anayasa çalışmaları iddialarına yönelik, “Son olarak birlikte anayasa yaptığımız iddiasını da birlikte reddedelim” açıklamasını yaptı.