İYİ Parti Grup Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, Araştırma önergesiyle ilgili TBMM Genel kurulunda ;‘’17 Ağustos 1999 yılında Marmara Bölgesi’nde meydana gelen ve 45 saniye süren deprem bizlerden, 20 bine yakın canımızı aldı. 45 saniyede 365.000 bina ağır hasar gördü, 150 binin üzerinde vatandaş kalıcı konutlar yapılana kadar prefabrik ve çadırlarda barınmak zorunda kaldı. Depremin ağır bedellerini ödediğimiz 1999 yılından bu yana, ikinci bir 17 Ağustos felaketinin önüne geçmek için hangi tedbirler alınmıştır? 1999 yılından bugüne kadar deprem vergilerinin amacı dışında harcanması ve İmar Barışı adı altında dayanıksız binaların hazineye gelir sağlayabilmek amacıyla ruhsatlandırılması gibi uygulamalarla karşı karşıya kaldık. Bir taraftan bütçede yaşanan açıklar kapatılmak istenirken, diğer taraftan kendi insanımızın can güvenliği hiçe sayılmış oldu.’’ dedi.
İYİ Parti 26 Eylül Marmara bölgesinde yaşanan depremi meclise taşıdı
DEPREM VERGİLERİ NEREDE?
‘’1999'daki depremden sonra dönemin hükümeti, deprem hasarının giderilebilmesi için tüm vatandaşlardan toplanacak bir deprem vergisi çıkartmıştı. Türk halkına önce geçici olduğu söylenen ancak sonra kalıcı hale getirilen bu vergi kapsamında, milletin kesesinden milyarlarca lira para toplandı. Milletten toplanan bu paranın akıbetini, şimdi buradan, milletin kürsüsünden soruyoruz; 20 yıldır başta cep telefonu olmak üzere internet, bankacılık işlemleri, milli piyango, uçak biletleri, gümrük ve pasaport işlemleri gibi hizmetlerden 60 milyar liranın üzerinde topladığınız paralar nerede?’’
BÜTÇE AÇIĞINI DEPREM VERGİLERİYLE Mİ KAPATTINIZ?
Dervişoğlu; ‘’Deprem vergisinden toplanan para, Maliye eski Bakanı Mehmet Şimşek’in 2011 yılında itiraf ettiği gibi duble yollara mı harcanmıştır? Ya da 2004’te dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın itiraf ettiği gibi olası bir deprem felaketinde kullanılacak vergiler bütçe açığını kapatmak için mi kullanılmıştır? ‘’
BUGÜNDEN İKAZ EDİYORUZ;
‘’Olası bir depremin sebep olacağı felaket durumunda, millet kesesinden deprem vergisi olarak toplanan paraların farklı mecralarda harcanmış olmasının bedelini ve hesabını tarih ve millet karşısında veremezseniz. ‘’ Mesele, deprem gibi insan hayatını azamî ölçüde etkileyen bir doğal afet olunca, “İmar Barışı” adı altında Türkiye genelindeki kaçak yapıların ruhsatlı hale getirilmesinden de bahsetmek istiyorum. Bu yasa ile binaların sağlam ya da çürük olup olmadığına bakılmaksızın eşit değerlendirildiği ve çürük binaların sağlam binalar gibi ruhsatlandırıldığına şahit olduk.
AKP’NİN ŞEHİRCİLİK ANLAYIŞININ MERKEZİNDE İNSAN VE CAN GÜVENLİĞİ YOKTUR
Merkeze insanı değil, maddi kazancı ve rantı koyan bir anlayış kaybetmeye mahkumdur. İmar Barışı adı altında dayanıksız ve iskâna elverişli olmayan binaları hazineye gelir sağlayabilmek amacıyla ruhsatlandırmak rantçı şehircilik anlayışının göstergesidir. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin de teyit ettiği gibi deprem toplanma ve çadır alanlarının sayısının son 20 yılda 407’den 77’ye düşürülmesi ve bu alanların AVM’lerle doldurulması rantçı şehircilik anlayışının bir göstergesidir.
YAVRULARIMIZIN CAN GÜVENLİĞİNİ HİÇE SAYAMAYIZ
‘’Son olarak, okulları hasar gördüğü için bir süre eğitimleri aksayan ve geçici çözümlerle eğitimlerine devam etmek zorunda olan yavrularımız var. Eğitimleri aksadığı için kaygılanan aileleri var. Ancak, ülkemizin ve özellikle göz bebeğimiz İstanbul’un yaşadığı deprem gerçeğini bilerek, görerek ve farkında olarak adım atmak mecburiyetindeyiz. Geçtiğimiz hafta Marmara Denizi’nde meydana gelen 5.8 şiddetindeki depremin ardından, İstanbul valiliğinin ve AFAD’ın yaptığı açıklamaya göre 114 okul ve eğitim kurumu için hasar tespit talebinde bulunulmuştur. Hasar tespiti yapılan bu okullardan 29 tanesinde eğitim ve öğretim yapılamayacak derecede ağır hasarlı olduğu tespit edilmiştir. Bu gün için tablo bu iken, Allah korusun 5.8’den daha şiddetli bir deprem ile karşılaşırsak o gün nasıl bir tablo ile karşılaşacağımızın cevabını buyurun siz verin. ‘’ dedi.
İyi Partinin depremle ilgili araştırma önergesi Ak Parti’nin ret, Mhp’nin çekimser oylarıyla reddedildi.