Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, “Milletime tekrar sesleniyorum, yurtdışında hangi bankada Tayyip Erdoğan’ın hesabı var, bunu ispatla. İspatlayamadığın takdirde bir defa sen siyaseti bırakman lazım. İspatlarsan ben hem siyaseti hem Cumhurbaşkanlığı makamını bırakacağım. Hodri meydan. Şu ana kadar bu zatın iddia ettiği gibi milyoner olamadık belki, ama bu zattan aldığımız/alacağımız tazminatlar sayesinde herhalde olacağız” diye seslendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’nde düzenlenen Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü programına katıldı. Etkinlikte bir konuşma yapan Erdoğan, kadına yönelik şiddetin asla kabul edilemez olduğunu belirterek, “Kadına şiddeti insanlığa ihanet olarak ilan etmiş bir Cumhurbaşkanı sıfatıyla diyorum ki bu ihanetin içine giren herkes cezasını çekmelidir” dedi.
“YAV SEN NE ANLATIYORSUN YA”
Erken yaşta ve zorla evliliğin artık geride bırakılması gereken bir sorun olduğunun altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:
“Ülkemizde günümüz şartlarında erken sayılabilecek, 14-15-16 yaşlarındaki evlilik oranı toplam evlilikler içinde yüzde dörtlere kadar geriledi. Tabii bunda ortaöğretim kademesindeki kız çocuklarımızın oranının -bakın burası çok önemli- yüzde 45’ten yüzde 83’e çıkmasının çok önemli katkısı bulunuyor. Nereden nereye geldik. 24 Kasım Dünya Öğretmenler günü değil mi? Ana muhalefetin başındaki zat çıkmış konuşuyor, öğretmenlerle ilgili birçok şeyler anlatıyor. Yav sen ne anlatıyorsun ya. Bak orta öğretimde neredeydik nereye geldik? Bunlar şu 15 yıllık iktidarımız döneminde oldu. Okuma yazma oranlarının yüzde yüzlere doğru yürümesi iktidarımız döneminde oldu. Kadınların okumasının, yazmasının artması iktidarımız döneminde oldu.
“ORDUMUZUN BAYANLAR AYAĞI DA ÇOK SAĞLAMDIR HA”
Eşimin Şanlıurfa’da başlatmış olduğu ‘Haydi Kızlar Okula’ kampanyası bu dönemde oldu. Böyle bunlar durup dururken olmadı. Bakın bizim ordumuzun bayanlar ayağı da çok sağlamdır ha. Çok sağlamdır. Bizim ordumuzun Nene Hatunları var. Hatice Bacıları var. Eğitim hayatına devam eden kız çocuklarımız tabii olarak evliliğe zorlanmıyor. Yükseköğretim öğrencileri arasındaki kız evlatlarımızın oranının yüzde… Ey Kılıçdaroğlu burayı dinle; yüzde 13.5’ten yüzde 44.5’a çıkmış olması da çok sevindiricidir. Ama bunları duyamaz, kulağı vardır duyamaz, gözü vardır göremez, dili vardır hakikati söyleyemez çünkü kalp mühürlü. Eğitimin her kademesinde kız öğrencilerimizi teşvik etmek için pek çok proje, destek uyguluyoruz.
“ÜLKEMİZİN ALEYHİNE KİM VARSA HEPSİNİN EN BÜYÜK MÜDAFİSİ İŞTE BU KEMAL’DİR”
“Kadınlara yönelik bir toplantıda bu zat aynen şöyle diyor, ‘Erkek işsizse, eve yeteri kadar para gelmiyorsa, akşam tencere kaynamıyorsa, bu erkek de gelir hıncını karısından alır’ bunu diyen kim? Bay Kemal” diyen AK Partili Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirilerine şöyle devam etti:
“Böyle çarpık bir zihniyet olur mu ya? Böyle yoz bir bakış açısı olabilir mi? Bu, kadına şiddeti insanlığa ihanet değil, alenen meşru gören bir kafadır. Bu mantığa göre, ana muhalefetin başındaki zatın her yaşadığı seçim yenilgisinden sonra evde neler yaptığını düşünmek bile istemiyorum. Vallahi düşünmek bile istemiyorum. Üstelik bu zat sadece kadınlara yönelik şiddetin savunucusu da değildir. Terör örgütlerinden vandallara kadar ülkemizin ve milletimizin aleyhine kim varsa hepsinin en büyük müdafisi işte bu Kemal’dir. Bu zat aynı zamanda fütursuz bir iftiracıdır, müfteridir. Hicap duygusu gelişmemiş bir yüzsüzdür. Çünkü bu zat eskiden beri şahsım ve ailem hakkında kesinlikle aslı astarı olmayan yalanlar üretir. Her seferinde yalanını yüzüne vurduğumuz, iftirasını başına çaldığımız halde sanki hiçbir şey olmamış gibi pişkince çirkefliğe devam eder.
“DÜNYANIN EN ALÇAK SUÇU OLAN İFTİRACI KONUMUNA DÜŞECEKSİN”
Geçtiğimiz günlerde yine çirkin yüzünü gösterdi. Bu kez Meclis kürsüsünden iftiraları ardı ardına sıraladı. Neymiş efendim, çocuklarım, kardeşim, eniştem, dünürüm hatta eski özel müdürüm yurtdışına milyonlarca dolar para göndermiş. Daha önce de benim 3 milyar dolar param olduğunu iddia etmişti. Tabii bu iftiraların müşterisi de çıkıyor. Medyada, sosyal medyada, yurtiçinde ve dışında pek çok karanlık mahfilde bu iftiralar sürekli döndürülüp dolaştırılıyor. Hangi hukuk ekolüne bakarsanız bakın hepsinin de temelinde şöyle bir kaide vardır. Müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Yani bir şeyi iddia ediyorsan onu ispatla senin bir defa ortaya koyman gerekir. Şimdi ben buradan artık ismini anmaya dahi tenezzül etmediğim bu zata soruyorum, öne sürdüğün iddiaların belgesi var mı? Varsa çıkart millerin önüne, ben hemen gereğini yapayım. Tüm milletime sesleniyorum, yoksa çık milletin önüne iftira ettiğin söyle özür dile. Aksi takdirde dünyanın en alçak suçu olan iftiracı konumuna düşeceksin. Azıcık onuru, haysiyeti, şerefi olan, yüreğinde utanma duygusu, yüzünde kızarma hissi olan birisi bu sözler karşısında ifade ettiğim iki yoldan birini seçer. Fakat yıllardır aynı şeyleri yaşadığımız için biliyorum ki bu zat ne ortaya belge koyabilecek ne de çıkıp özür dileyecek. Daha da ötesi bu söylediğim sözlerin hepsini de yutup üç gün sonra yine aynı şeyleri, aynı yalanları tekrarlamayı sürdürecek.
“DÜN SSK’YI BATIRMIŞTI BUGÜN CHP’Yİ BATIRIYOR”
Şimdi ben buradan bir şey söylüyorum, Tayyip Erdoğan’ın yurtdışında bir kuruş parası varsa, herhangi bir bankada, çıksın bunu ispat etsin. İspat ettiği anda Cumhurbaşkanlığı makamında bir dakika durmayacağımın taahhüdünü veriyorum. Bunu ispat edemeyen Kemal, acaba o makamında duracak mı? O da bunun bana taahhüdünü versin. Eğer bugüne kadar seçim üstüne seçimler kazanarak biz buraya geliyorsak, öyle rastgele gelmedik. Dürüstlüğümüzle geldik, halkımız bizim bu yanımızı gördüğü için bizi destekledi. Ama dokuz seçimdir hep kaybede kaybede yüzü yerde sürüklenen Kemal, millet senin ne olduğunu gördü. Bu zatı ta 1990’lı yıllardan, SSK’yı batırdığı, millete yaka silktirdiği günlerden beri tanırız. Biz bu zatı daha bir yaşına girmemiş torununu SGK’lı yaptığı günlerden biliyoruz. Kendi bir yaşına girmiş torununu Sosyal Sigorta Kurumu’na üye yapıyor. Dün SSK’yı batırmıştı bugün CHP’yi batırıyor.
“HEP BİRLİKTE BU ZATA TAZMİNAT DAVASINI AÇTIK”
Hani derler ya yüzüne tükürsen yağmur yağıyor der. İşte bu tam öyle bir tip. Biz bu zatın seviyesine inmeyecek, hakkımızı hukuk yoluyla aramaya devam edeceğiz. Hemen avukatlarıma talimatı verdim bu müfteri hakkında gereken hukuki işlemleri başlattılar, şahsım başta olmak üzere itham ettiği çocuklarım, eniştem, kardeşim, dünürlerim hep birlikte bu zata iftiralarının bedelini ödetmek amacıyla manevi tazminat davasını bir buçuk milyon lira olarak talep ediyoruz, açtık. Şu ana kadar bu zatın iddia ettiği gibi milyoner olamadık belki, ama bu zattan aldığımız/alacağımız tazminatlar sayesinde herhalde olacağız.
“ANA MUHALEFET SORUNU BU ZATLA BİRLİKTE ÜSLUP VE AHLAK BOYUTU KAZANMIŞTIR”
Ancak bu zat ve onun tıynetinde olanlar, biz cevap vermedikçe sanıyorlar ki korkuttuk, doğru yolayız, attığımız çamurlar iz tutuyor. Güneş balçıkla sıvanmaz bunu böyle bilesin. Bunların ağızlarının payını vermediğimiz müddetçe bu tür iftiraları çıtayı sürekli yükselterek tekrarlamayı sürdüreceklerini biliyoruz. Onun için hem kamuoyu önünde teşhir ederek, hem hukuki haklarımızı kullanarak bu terbiyesizlere meydanın boş olmadığını göstermek durumundayız. Türkiye’nin eskiden beri mustarip olduğu kısır ana muhalefet sorunu bu zatla üslup ve ahlak boyutu da kazanmıştır.
“HODRİ MEYDAN”
Milletime tekrar sesleniyorum, yurtdışında hangi bankada Tayyip Erdoğan’ın hesabı var, bunu ispatla. İspatlayamadığın takdirde bir defa sen siyaseti bırakman lazım. İspatlarsan ben hem siyaseti hem Cumhurbaşkanlığı makamını bırakacağım. Hodri meydan. Ülkemizin ve milletimizin hiçbir meselesiyle ilgili hayırlı hiçbir sözünü, teklifini duymadığımız bu ana muhalefet anlayışıyla varabildiğimiz yer, ‘İşsiz kalan erkek gider eşini döver’ denklemidir. İşte kafa bu. Seçimlerde oy kullanacağı sandığı bulamayan, neye ‘hayır’ dediğini bilmeden halkoylaması kampanyası yürüten, bir dediği bir dediğini tutmayan, ‘Benim adım Kemal diyerek’ verdiği tüm sözleri yutan bu zata hak ettiğinden fazla süre ayırdığımın farkındayım. Bu zatı milletimize ve özellikle kadınlarımıza havale ediyorum. Kadınlarımızın bu zata kendilerine yaptığı hakaret sebebiyle gereken dersi vereceğine inanıyorum. Bizim destek olacak daha çok kadınlarımız, gençlerimiz, girişimcilerimiz, işçilerimiz, çiftçilerimiz, öğretmenlerimiz, güvenlik görevlilerimiz, sanatçılarımız, sağlıkçılarımız var. Bizim ülkemizde, yakın coğrafyamızda ve dünyanın dört bir yanında el uzatacak daha çok mağdur dostlarımız var. Velhasıl bizim yapacak daha çok işimiz var. Bu tür asalaklara hak ettikleri cevabı vereceğiz ama hak etmedikleri şekilde bizi meşgul etmelerine asla müsaade etmeyeceğiz.”