İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “'Şahsım devleti’ denen bu çete rejimini asla kabullenemeyiz. Cumhurbaşkanlığı sistemi denilen, milletimize yabancı yırtık deli gömleğini, yeniden giymeye ısrarcı çevrelerle birlikte olamayız. Biz millet adına yanlışlığa itiraz edenleriz, bu yoldan dönemeyiz. Herkes iyi bilmelidir, milletin merkezi olarak kurulan bu kutlu çatının sahibi; şahıslar değil, doğrudan doğruya büyük Türk millettir.” dedi. Dervişoğlu, torununa harçlık verebilmek için oğlundan borç para istediğini söyleyen bir vatandaşla yaptığı görüşmeyi anlatırken ise duygusal anlar yaşadı.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne karşı eleştirilerde bulunan Dervişoğlu, “Karşısında durduğumuz mesele; yolsuzluğun, yoksulluğun, kimliksizleştirmenin, hukuksuzlaştırmanın
adeta isim koyulmuş toplamı olan tek adam rejiminin, tek adam sisteminin bizzat kendisidir.
Şahsım devletidir. Bu ucube rejimdir. İşte ben, sizleri temsilen, sizlerden aldığım güçle ve sizlerle birlikte, her türlü dayatmaya ve üzerimize oynanan oyunlara rağmen, haksızlığa, hukuksuzluğa, vurdumduymazlığa, hırsızlığa, yolsuzluğa, adaletsizliğe, cehalete, 21. yüzyılda Türk milletine yakışmayan, onun değerleriyle bağdaşmayan bu ucube nizama başkaldırıyorum.” dedi.
Normalleşme tartışmaları
“Gündem kaçırma oyununu” şeklinde yorumladığı “normalleşme” sürecine dair Dervişoğlu,
"'Normalleşme alana, yeni Anayasa bedava' diye, vapurda tarak satan işportacılar gibi bağırıp duruyorlar. Gerçeklerin farkındayız. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, nam-ı diğer ‘Tek adamın borazan müdürlüğü’ eliyle, davulla zurnayla ilan edilen şeylerin neye hizmet ettiğini de bilmekteyiz. Herkes emin olsun ki; bu rozeti onuruyla taşıyanlar, milletin vekili olduğunu bir saniye bile unutmayanlardır. Ve bu rozeti şerefiyle taşıyanların, imza attığı hiçbir kalemden, şer ve musibet peydah olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır!” ifadesini kullandı.
“İYİ Parti’de, bin odasında bin fitne mumu yanan ve sarayın karanlık dehlizlerinden çıkan sözde bir siyasete yer yoktur!” diyen Dervişoğlu, “Bizim siyasetimizde tutulacak tek el, milletimizin nasırlı elleridir; bakılacak tek göz, milletimizin şuurlu gözleridir; bakacağımız tek yüz, sevdalısı olduğumuz milletimizin yüzüdür. Allah hiçbirimizi, milletimizin yüzüne bakamayacak ve onun huzurunda utanacak hale getirmesin.” şeklinde konuştu.
“Uslu çocuk muhalefet şırasını asla içmeyeceğiz”
İYİ Parti’nin milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı olduğuna vurgu yapan Dervişoğlu, “Bunların ve manaya geldiğini, Bu üçünü birden tek bünyede taşımanın zorluklarını da gayet iyi biliyoruz.
Bu zorluğu bilenler olarak; Erdoğan’ın şahsım devletine, ucube rejimin doğurduğu sonuçlara, saray medyasınca sürekli olarak tertiplenen dünya lideri törenlerine, devlet adamı tiyatrolarına ve sözde Türkiye milleti yaratma deneylerine karnımız ziyadesiyle toktur. Vefayı boza sanıp içenlere de onlara eşlik eden şıracılara da hiç ama hiç ihtiyacımız yoktur. İktidar ve avanelerinin, tüm toplumu adeta bir cadı kazanında kaynatıp, bol kepçeyle dağıttığı, o “Uslu çocuk muhalefet” şırasını asla ve kat’a içmeyeceğiz” dedi.
“’Nasçı’ Erdoğan’ın, ‘Londra’lı finans kurmayından baronlara eşsiz hizmet”
Ülke ekonomisinin karın özelleştiği zararın ise kamulaştığı bir anlayışla yönetildiğini dile getiren Dervişoğlu, “Yeni ekonomi modeli denen ama aslında eski ve köhnemiş bir yönetim anlayışının izdüşümü olan bu model yüzünden, Merkez Bankası 818 milyar TL zarar etti. Nereye gitti bu paralar? Sanayi yatırımlarına mı? Gençlere teşviğe mi? Yoksa tarımsal desteklere mi?
Sarayın kaçak nüfusuna gidenleri saymazsak hepsi kur korumalı mevduat sistemine gitti.
Bundan sonra da “Dövize en yüksek faiz veren ülke” olduğumuz için yine spekülatörlere ve yabancı fonlara gidecek. Yani paran varsa, dünya üzerinde elde edemeyeceğin bir faiz gelirini cebine atıyorsun. “Nasçı” Erdoğan’ın, Londra’lı finans kurmayından, baronlara eşsiz hizmet!” değerlendirmesini yaptı.
“Bakar görmez Şimşek’e sesleniyorum”
Ekonomi üzerinden Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e yüklenen Dervişoğlu, “Buradan İngiliz finans sermayesinin çıkarlarını, kendi vatandaşının çıkarlarına tercih eden bakar görmez Şimşek’e sesleniyorum: Soho’da dolaştığın kadar, bir kere de halkın arasında dolaş. Emeklinin, asgari ücretlinin, diplomalı yoksulun, ev hanımının çektiği sıkıntıları dinle. Sonra da asgari ücretlere ve emekli maaşlarına zam yapmamayı kendi vicdanına anlat. Buğday üreticisine, çay üreticisine, hayvan üreticisine, hak ettiğini vermemeyi kendi vicdanına anlat.” dedi.
Kurban Bayramı üzerinden ekonomi mesajları
Kurban Bayramı’nın yaklaştığına işaret eden Dervişoğlu, “Milletimiz ete hasret. Makarna, bulgur yemekten çocuklarda beslenme bozukluğu var. Ve bu sırada, bizi kıskanan Avrupa’da kişi başı et tüketimi 80 kilo. Ülkemizde ise, Tarım Bakanlığı’nın çelişkili verilerine göre bile ancak 20-25 kilo civarında. Alım gücüne göre bir örnek verecek olursak, Almanya’daki bir asgari ücretle 260 kilo kıyma alınabilirken, Türkiye’de ise sadece ve sadece 25 kilo kıyma alınabilmektir. Almanya bizi kıskanmasında ne yapsın?” ifadelerini kullandı.
Dervişoğlu, “Haşmetmahaplarının vatandaşına hak diye değil, lütuf diye dağıttığı bayram ikramiyesi 3 bin TL. İkramiyelerin yatacağı tarihler 12-13-14 Haziran; bayram ise ayın 16’sı.
Ortalama küçükbaş 12 bin 500 lira. Büyükbaş hisse: 25 bin lira. Vatandaşımız bu ikramiye ile küçükbaşın dörtte birini, büyükbaşın ise sekizde birini alabiliyor. Dinimize göre büyükbaş hayvana yedi kişi dahil olabiliyorken, Erdoğan Türkiye’sinde 8 emekli bir araya gelip
bir kurbanın yedide bir hissesini karşılayamıyor. Burnumun direği sızlıyor” değerlendirmesinde bulundu.
“Tebrikler Erdoğan bu başarı senin (!)”
Kurban fiyatının 11 bin 750 TL olarak en az Diyanet Vakfı'nda görüldüğüne işaret eden Dervişoğlu, "Yani üç emekli bir araya gelse ikramiyesiyle, Diyanet Vakfı'ndan bir küçükbaş kurban alamıyor. Dikkatinizi çekiyorum: Üç emekli bir araya gelse, hükümetin kendilerine verdiği emekli ikramiyesini ortaya koysa, toplam para; Diyanet Vakfı'ndan bir küçükbaş kurbana yetmiyor. Tebrikler Sayın Erdoğan bu başarı senin. İstediğin gibi övünebilir, dilediğin gibi utanabilirsin" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı, milli tarım politikaları çerçevesinde yapılması gerekenleri sıraladı.
Asgari ücrete ve emekli maaşlarına zam talebi
Asgari ücrete ile emekli maaşlarına hakça ve insanca zam yapılmasını isteyen Dervişoğlu, “İnsanlar sizin yandaşlarınızın bir yemekte ödediği hesapla, bir ay geçirmek zorunda kalıyorlar. Artık asgari ücretin ve emekli maaşlarının iktisadi bir sorun değil, insani bir sorun haline geldiğini görün. Ve bir an önce gerekeni yapın. dedi.
Kelimeler boğazına düğümlendi
Torununa harçlık verebilmek için oğlundan borç para istediğini söyleyen bir vatandaşla yaptığı görüşmeyi anlatırken duygusal anlar yaşayan Dervişoğlu, “Bir ailenin yoksulluk sınırının 54 bin TL olduğu yerde asgari ücrete ve emekli maaşlarına zam yapmamak, ekonomistlik emaresi değil ancak gaddarlık belirtisidir! Ve alacağınız bedduaların da habercisidir!” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ayşe Ateş’le görüşmesi
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ile yaptığı görüşme üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yüklenen Dervişoğlu, “Yaptığın o görüşmede Ayşe Ateş’in gözlerinin içine bakarak, dünya lideri olduğun makamında, her yargı sürecine parmağını sokabildiğin kudretinle, “Evet ben bu ülkenin tek adamıyım, Cumhurbaşkanıyım ama katillere dokunamıyorum” dememişsindir. O kızların halini hatırını sorarken de babalarının neden öldüğünü bile yazmayan, adı iddianame, kendi ibraname olan bir tomar kağıt parçasını düşünür, ve bu vebalden nasıl kaçacağını idrak edersin.” diye ekledi.
Dakikalarca ayakta alkışlandı
Grup toplantısının sonunda “Ben mi? Biz mi? Saray mı? Millet mi? Korku mu? Cesaret mi?
Teslimiyet mi? İstikbal mi? Kölelik mi? İstiklal mi? İstibdat mı? Hürriyet mi?” diye soran Dervişoğlu, “Demek ki cevabımız bellidir ve oldukça nettir. “Şahsım devleti” denen
bu çete rejimini asla kabullenemeyiz. Cumhurbaşkanlığı sistemi denilen, milletimize yabancı yırtık deli gömleğini, yeniden giymeye ısrarcı çevrelerle birlikte olamayız. Biz millet adına yanlışlığa itiraz edenleriz, bu yoldan dönemeyiz. Herkes iyi bilmelidir; milletin merkezi olarak kurulan bu kutlu çatının sahibi, şahıslar değil, doğrudan doğruya millettir. İYİ Parti milletin eseridir ve öyle devam edecektir. Yani demek istiyorum ki; tıpkı dün olduğu gibi, bugün de saraylar bize göre hiç değildir. Saraylarda süremem dağlarda sürdüğümü. Bin cihana değişmem şu öksüz Türklüğümü!” diye ekledi.