Demirtaş HDP Grup Toplantısında Konuştu

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Ülkenin başbakanları, Abdullah Öcalan kadar bu konuda samimi olsalardı, bin defa bu sorun çözülmüş ve ülkeye barış gelmiş olurdu. Kendisinin oy kaygısı yok. Rant kaygısı yok, koltuk kaygısı yok. ‘Ben hayattayken ülkeye barış getirmek istiyorum. Kürt halkını ve Türk halkını buluşturmak, birleştirmek, stratejik ittifakını kurmak istiyorum. Bana fırsat verilirse bunu yapmak istiyorum’ diyen bir liderle sen görüşmeyip Suudilerle, Katarlılarla, Arap şeyhleriyle görüşüyorsun” dedi.

HDP lideri Demirtaş, partisinin Grup Toplantısında konuştu. Çok can yakıcı ve yoğun bir gündemle başladıklarını söyleyen Demirtaş, parlamentonun geçen hafta tüm ısrarlarına rağmen çalışamadığını, kapalı kaldığını belirtti. Milletvekillerinin nasıl daha önemli gündemleri ve başlıkları olduğunu bilmediklerini söyleyen Demirtaş, “Bizim ülkenin can alan can yakan acil çözüm bekleyen konuları dışında bir başlığımız yok. Fakat parlamento çalışacak, parlamentonun gündeminde halen ülkedeki iç savaş durumu yok, halen kapıya dayanmış olan Suriye savaşı, kapıya dayanmış olan Türkiye’nin bölge savaşına adım adım ilerliyor oluşu yok” diye konuştu.

-“ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI ETMEK İÇİN”-

Sağlıkta dönüşüm başladığında özellikle devlet hastanelerinin özelleştirilmesi sürecine girildiğinde devlet hastanelerinin dehşet ortamına düşürüldüğünü kaydeden Demirtaş, “Devlet hastaneleri tam bir felakete dönüştürüldü. Neden, ölümü gösterip sıtmaya razı etmek için. Şimdi başkanlığa razı etmek için aynı tezgah TBMM yani parlamento üzerinde hayata geçiriliyor. Bakın parlamento işlemiyor, çalışmıyor, hiçbir sorunumuzu çözemiyoruz. Oysa bütün bu eksiklerine rağmen parlamentoyu çalıştırabilsek, bütün bu sorunları çözebilecek komisyonlar kursak, tartışabilsek, yasalar çıkarabilsek, her halükarda şu parlamentodan demokratik, sivil, özgürlükçü bir anayasa çıkarabiliriz. Yasalar çıkarabiliriz. Ülkenin hiçbir sorunu parlamentonun bu haftaki gündeminde yok. Geçen hafta kapalıydı, ondan önceki hafta uluslararası sözleşmeler çıkarıldı, 10-20 yıldır sırada bekleyen, uyduruk sözleşmeler parlamentoda tartışıldı” ifadelerini kullandı.

-“CENAZELERİ ŞİMDİ SOKAKLARA DAĞITIYORLAR”-

Cizre’deki duruma değinen Demirtaş, “Ne diyor bu ahlaksızlar, ‘HDP’liler gidip, üst düzey PKK’lıları alıp çıkaracak.’ İşte bu ahlaksız operasyonlarını, katliamlarını örtmek için yöntemi olarak bu kirli propaganda malzemesini kullandılar 20 gündür,  bir hükümet bir ilçede göz göre göre katliam yapıyor. İnşallah son dediklerinde, diyeceklerinde yanılmış oluruz. Ama kanaatimiz odur ki bu insanların hepsi öldürüldü. Bunu açıklamıyorlar çünkü hepsinin sağ olduğunu biz açıklamıştık. Telefon görüşmeleri kayıtları var. 32 dakikalık kayıtlar var. Defalarca televizyonlara bağladılar kendi durumlarını anlattılar. İsim listeleri elimizdeydi bunu hükümete verdik. Şimdi toplu bir katliam yaptılar ve bunu açıklayamıyorlar. O nedenle halkın tepkisini azaltmak için toplu katliamı ve sivil katliamı örtmek için gün be gün açıklıyorlar. Cizre’de operasyon bitmiş ama yine tahminlerimize göre, yerelden gelen bilgileri de derleyerek ifade ediyorum, cenazeleri şimdi sokaklara dağıtıyorlar. Toplu halede katlettikleri insanları orada yıkık evlere, binalara dağıtıyorlar, o cenazeler oradaymış gibi. Bunun hazırlığı yapılıyor. Dün cenazeleri almaya giden belediye cenaze hizmetleri birimine, beraberinde polis yetkilileri de vardı, ordu yetkilileri, ‘cenazeler hazır değil ki neden geldiniz?’ Dünden beri cenazeleri de alamıyoruz” diye konuştu.

-“AKP’Lİ OLMAK DA YETMİYOR ARTIK”-

Parlamentodaki zihniyetin bütün Türkiye’yi düşman olarak gördüğünü belirten Demirtaş, “Bu kafa, herkesi çivi gibi gören çekiş anlayışıdır. Bugün AKP’ye itiraz eden herkese işte bu muameleyi yapıyorlar. Daha ağırını da yapmak üzere hazırlık yapıyorlar. Cizre’de yaşanan vahşet zannediyor musunuz ki İzmir’de yaşayan İzmirli kardeşlerimiz için bir tehdit değil. Aynı zamanda İzmir’i tehdit ediyor. ‘İtiraz edene bak bunu yaparız’ demiş oluyor. Zannediyor musunuz ki Adana’da yaşayan kardeşlerimize aynı zamanda bir tehdit olsun diye Sur’dakiler yapılmıyor. Aynı şey. İtiraz ederseniz başınıza bu gelir. Biat edeceksiniz, bir şey istemeyeceksiniz, hiçbir şey talep etmeyeceksiniz. AKP’li olmak da yetmiyor artık, bizzat saraya biat ettiğinizi açıklayacaksınız. ‘Ben oraya tabiyim’ diyeceksiniz. Çünkü AKP için ‘oraya biat etmiyorum’ diyenler de düşman artık. Düşman cephesi giderek genişliyor” dedi.

-“NE YAPMIŞIM BEN PEKİ?”-

Başbakan Davutoğlu’nun “Müzakere masasını deviren Demirtaş’tır” dediğini kaydeden Demirtaş, “Ne yapmışım ben peki? Müzakere masasını devirmek için nasıl bir girişimde bulunmuşum? Bir tek cümlem var değil mi? ‘Seni başkan yaptırmayacağız.’ İşte Davutoğlu Dolmabahçe Mutabakatının inkarından bu yana ilk defa konuştu ve doğru konuştu. İşte bu yüzden müzakere süreci bitti. Çünkü bunların müzakere, barış görüşmelerinden anladığı şey, bir barış havası yaratıp, geçicide olsa bir huzur ortamı yaratıp, bunun üzerinden oy devşirip biran önce 330 milletvekilini bulduktan sonra anayasayı değiştirip başkanlığı kurtarmak. Kürtleri de basamak yapacaklar. İmralı’yı sıçrama tahtası yapacaklar, müzakere masasına da tırmanarak başkanlığa doğru gidecekler. Peki ülkeye barış, demokrasi, özgürlük, gelecek mi? Sorduğumuzda ‘o ne’ diyorlar. ‘Başkanlık geldiğinde hepsi kolay’ diyorlar. Eğer başkan isterse özgürlük gelir, başkan olduktan sonra bütün sorunlar kolay kolay çözülür. Bize vaat ettikleri böyle bir gelecek. Ortada başkanlık filan yok ki diktatörlük var” değerlendirmesinde bulundu.

-“ÇÜNKÜ UYDURUK OLDUĞUNU KENDİLERİ DE BİLİYORLAR”-

Başbakan Davutoğlu’nun Mardin’de açıkladığı 10 maddelik “Terörle Mücadele Eylem Planını”nı değerlendiren Demirtaş, 1937 tarihli Son Posta gazetesinin manşetini okudu. Gazetede, “Türk camiasının her bucağında olduğu gibi Tunceli’nde de yeni ruh, medeniyet ve tarakki ruhu hakim olacaktır” dendiğini kaydeden Demirtaş, “Yeni ruhtan bahsedenler, şimdi Mardin’de yeni bir ruhtan bahsedenlere ne kadar da benziyor. Yıl 2016, Dersim meselesi tarihe karışmamış, Dersim katliamı tarihe karışmamış. Hesabı sorulacak. Şimdi 2016 yılında Başbakan ne söylediği de pek anlaşılmayan, üstünde durmaya çok da değer vermediğimiz, enine boyuna tartışamaya layık görmediğimiz bir paket açıkladı. Öyle zannediyorum ki akşama doğru da bu belgenin etkisi uçtu gitti. Birkaç saat bile Türkiye gündeminde kalmadı. Master plan dedikleri belge. Çünkü uyduruk olduğunu, ayakları yere bakmayan, hiçbir gerçekliğe tekabül etmeyen bir plan olduğunu bizden daha çok kendileri biliyor. İçinde barış yok, içinde insan yok. Silahlar nasıl susacak, ölümler nasıl duracak tek bir cümleyle bile yok. İnsanlar Mardin’de onu duymak istediler ama tek bir cümle ile bile yok” diye konuştu.

Geçmiş dönemlere dair bu konuya ilişkin gazete haberlerini gösteren Demirtaş, “Açıkladıkları bu paket, savaş politikalarını örtmeye dönük, halka bir yandan savaşırken bir yandan çözüm arıyoruz sahteciliğini dayatma paketidir. Eğer siz basit bir sorunu çözerken bile muhataplarını yok sayarsanız. Ortada bir ciddiyet kalmaz” dedi.

-“SUUDİLERLE, KATARLILARLA, ARAP ŞEYHLERİYLE GÖRÜŞÜYORSUN”-

“Ülkenin başbakanları, Abdullah Öcalan kadar bu konuda samimi olsalardı, bin defa bu sorun çözülmüş ve ülkeye barış gelmiş olurdu” diyen Demirtaş, “Kendisinin oy kaygısı yok. Rant kaygısı yok, koltuk kaygısı yok. ‘Ben hayattayken ülkeye barış getirmek istiyorum. Kürt halkını ve Türk halkını buluşturmak, birleştirmek, stratejik ittifakını kurmak istiyorum. Bana fırsat verilirse bunu yapmak istiyorum’ diyen bir liderle sen görüşmeyip Suudilerle, Katarlılarla, Arap şeyhleriyle görüşüyorsun. Onlarla ittifak yapıyorsun. Bunu bize Suriye’de yeni çözüm ittifakı diye yutturuyorsun. Çözüm ittifakı senin etrafında. Etrafına baksan bütün bu halklar mozaiği ülkenin çözüm ittifakı. Sen çözümü Arap Şeyhlerinde, Suudi’nin zengin krallarında, Katar’ın kirli paralarında arayacağına öz kardeşim dediğin Kürtlerde niye aramıyorsun? ‘Hayır Kürtler benim istediğim gibi olmazsa, AKP’li olmazsa kabul etmiyorsan’ o da senin eksiğin, tarihi fırsat gözünün önünden kaçıp gidiyor. Bütün dünya Suriye’de etkili bir aktör olarak Kürtleri görürken, sen hala ‘terör örgütü ikan ettirmek için uğraşacağız’ diyorsun. Nasıl bir akılsızlık, akıl dışılıktır” ifadelerini kullandı.

Suudilerle ve Katar’la hükümetin yaptığı ittifakın “Selefilik ve Vahabilik üzerinden bir din anlayışı” olduğunu savunan Demirtaş, “Bu din anlayışını, yani El-Kaide’yi, IŞİD’i besleyen bu din anlayışını, yani kendisinden başka kimseyi Müslüman görmeyen bu anlayışı Suriye’de iktidara getirmeye çalışıyorlar. Hayata geçirmeye çalışıyorlar” diye konuştu.

-“YENİ ANAYASA YAPILABİLECEĞİNE İNANCIMIZ YOK”-

Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın başkanlığında toplanan Anayasa Mutabakat Komisyonu hakkında da değerlendirmede bulunan Demirtaş, “Asıl yarın yapılacak toplantı ile birlikte işin esasına girilecek fakat çizdiğimiz tablo içerisinde yeni anayasayı yapabilecek ne toplumsal atmosfer var, ne toplumsal psikoloji var. Tam vahşet, faşizan ortamda yeni anayasa tartışmanın imkanı bile yok. Biz komisyondayız, komisyonda AKP’nin dayatmalarını teşhir etmek için oradayız. Yeni anayasa yapılabileceğine inancımız yok. Keşke olabilseydi,. Durum böyle değil. AKP’nin başkanlık dayatması dışında hiçbir dayatması yok. Biz bunu komisyonda gösterebilmek için komisyonda çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.