Başbakan Ahmet Davutoğlu Starsbourg'da Avrupa Konseyi Parlementerler Meclisi'nde Avrupalı parlementerleri eleştirdi. Davutoğlu konuşmasında, "Burada bu salonda ifade ediyorum ki Avrupa'da mültecilere kötü muamele yapılıyor. Düzensiz göç ortak sorunlarımızdandır. sadece Türkiye'nin çabaları bu sorunu çözmede yeterli olmamaktadır." açıklamasını yaptı.
Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları
"Küreselleşmenin hayatın her alanını etkilediği böyle bir ortamda, adalet ve merhameti de küreselleştirmek zorundayız. Aksi halde dünyanın hiç bir bölgesinde, ne adaletten ne özgürlükten ne de güvenlikten söz edebiliriz.
Ortak terör tehdidi karşısında yek vücut olmalıyız. Avrupa'dan doğrudan teröröle ilgili çağrılarımıza cevap verilemiyor. İnsanlığın ortak sağduyusu istisnalar ve hıyararşilerle sarsılıyor.
"EN FAZLA MÜLTECİ AĞIRLAYAN ÜLKE TÜRKİYE''
Avrupa kalbindeki krizleri aşamıyor. Bugün Avrupa tarihinin en büyük kitlesel göç dalgasıyla karşı karşıya Türkiye'de dünyada en fazla mülteci ağırlayan ülkedir.
Benim ülkemde bu mülteciler ağarlanırken tek bir mülteci karşıtı gösteri toplumda egemen olamadı. Sizin huzurunuzda 72 milyon vatandaşımızı takdir ediyorum. Savaştan baskıdan kaçanlara el uzatmak tüm insanlığın zorunluluğudur. Bizim, mazlumlara, masumlara kapımız açıktır, ülkemiz açıktır ama en önemlisi yüreğimiz ardına kadar açıktır ve açık kalacaktır. Önümüzdeki dönemde de bu insani tutumu sürdüreceğiz.
"AVRUPA'DA MÜLTECİLERE KÖTÜ MUAMELE YAPILIYOR"
Burada bu salonda ifade ediyorum ki Avrupa'da mültecilere kötü muamele yapılıyor. Düzensiz göç ortak sorunlarımızdandır. sadece Türkiye'nin çabaları bu sorunu çözmede yeterli olmamaktadır.
Hepimiz kayıp nesiller riskinin farkına varmalıyız. Ben buraya takdir edilmek için gelmedim. Biz yalnızca sorunun ciddiyetinin farkında olunması için uluslararası kamuoyuyla paylaşıyoruz.
"SURİYE'DE İHTİLAF BİR AN ÖNCE DURDURULMALI"
DAEŞ ile etkili mücadele için Suriye'de ihtilafın bir an önce sona erdirilmesi gerekmektedir. İhtilafı sona erdirmek için Suriyelilerin kendilerini tam anlamıyla özgürce ifade edebileceği yeni bir anayasa, adil ve hür seçimleri sağlayacak gerçek bir siyasi geçiş olmalıdır. Bunun Esad rejimi Şam'da oturmaya devam ettiği müddetçe mümkün olmayacağı da çok açıktır."
''KÜRKÇÜ'NÜN MAYIN ÇUKURLARINDAN GEÇEREK OKULA GİDEN ÇOCUĞU OLSAYDI''
HDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'de orada Başbakan'a soru yöneltti. Ama Kürkçü, Türkçe AKPM'de Ocak 2016'dan itibaren çalışma dillerinden biri olmasına rağmen, İngilizce soru yöneltince Başbakan Davutoğlu'nun tepkisi bir hayli sert oldu.
Davutoğlu, "Sayın Kürkçü, HDP milletvekilidir. Kendi milletine saygı gereği Türk Başbakanına Türkçe hitap etmesini beklerdim. Emin olun Türk halkı bundan daha da memnun olurlardı. Devletin vatandaşına iki görevi vardır; güvenlik ve özgürlüğü sağlamasıdır. Sayın Kürkçü'nün mayın çukurlarından geçerek okula gitme zorunluluğu olan bir çocuğu olsaydı, ya da Cizre'de tedavi oluyor olsaydı, Kızılay'da otobüs beklerken ölen kişilerden birinin akrabası olsaydı herhalde PKK'lılara gerilla değil alçak katil derdi. Ben burada yüzde 49,5 oy almış bir Başbakanım. Kim yaparsa yapsın, eğer sokaklara mayın döşerse, çatılara keskin nişancılar yerleştirirse onu durdurmak benim asli görevimdir'' diyerek Kürkçü'ye tepkisini dile getirdi.
''MÜCADELE HER TÜRK VATANDAŞI KENDİNİ GÜVENDE HİSSEDENE KADAR SÜRECEK''
Bu mücadele siz isteseniz de istemesiniz de her Türk vatandaşı kendini güvende hissedene kadar sürecektir. Eğer silahlar terk edilseydi, silahlı mücadele bitseydi başka şeyler konuşuyor olabilirdik. Silahı terör örgütü terketmeyecek, mayın döşemeye devam edecek. Siz dönüp desteğini halktan almış bir başbakana 'Bu operasyonlar ne zamana kadar sürecek" diyorsunuz. Türkiye'de her şey konuşulabilir.
"TÜRKİYE'Yİ KİMSE SURİYE'YE DÖNDÜREMEYECEK"
Türkiye'de istediğiniz şeyi söyleyebilirsiniz. Türkçe düşünüp konuşsaydınız sorularınız cevabını anlayabilirdiniz. Merak etmeyin Suriyeli hangi mülteciye sorarsanız sorun Türkiye bayrağı altında kendini güvende hissediyor. Al bayrağın altına girip huzur bulmak için Türkiye'ye geliyorlar. Türkiye'yi kimse Suriye'ye döndüremeyecek. Terör bitecek Türkiye'de demokratik ve hukuk ebediyete kadar sürecektir" dedi.