Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Basiretsizliği ve kötü yönetimiyle SSK’yı batırmış olan bu zatın şimdi de başında bulunduğu partisini aynı akıbete uğratmasından doğrusu endişe ediyorum. Çünkü demokrasi olarak muhalefete ihtiyacımız var. Birini biz kurtardık, ötekini kurtarmak da CHP’lilere düşer” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun SGK’ya yönelik açıklamalarına yanıt verdi. Erdoğan, “Şimdi de tutmuş Sosyal Güvenlik Kurumumuza saldırıyor. Hey Allah’ım. Biliyorsunuz her fırsatta bu zatın başında bulunduğu SSK’yı nasıl batırdığını, milletimizi nasıl perişan ettiğini anlatıyoruz. Bunca kabahatin üzerine böyle bir çıkış yapması da ayrı bir garabet. Biz seni biliyoruz, senin cemaziyelevvelini biliyoruz. Senin döneminde SSK’nın ne hallere düştüğünü biliyoruz” ifadelerini kullandı.
“KENDİ DÖNEMİNDEKİ 2,5 MİLYARLIK ZARARIN BUGÜN 42 MİLYARA DENK GELDİĞİNDEN HABERİ YOK”
“Ben şimdi buradan tüm milletime rakamlarla bu zatın SSK’nın başında olduğu dönemi açıklıyorum” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bu zat birkaç gündür ‘ben SSK’yı 2 milyar zarara uğratmıştım’ diyor. ‘Siz SGK’yı 20 milyar zarara uğrattığınız’ diye bize laf geveleyip duruyor. Kendisinin her ağzını açtığında ‘hesap uzmanıyım’ demesine bakmayın. Bu, hesap kitap falan bilmez.
Hesap uzmanı sıfatı almak, bir kişinin hesap uzmanı olmasını getirmiyor, uygulama getiriyor. Batırdın mı, çıkardın mı, asıl olan budur. Hem de öyle bir bilmez ki kendi dönemindeki 2,5 milyarlık zararın TÜFE hesabıyla bugün 42 milyara denk geldiğinden dahi bu zatın haberi yoktur. Şimdi otursun bir de bunun hesabını yapsın. Bunu da şimdi farklı yere doğru çekiverir. Hiçbir şey bilmiyorsan ey Kılıçdaroğlu, aç interneti, orada bu hesabı otomatik olarak yapan programlar var, onu kullan.
“KENDİSİNE TEŞEKKÜR ETMEM LAZIM”
Aslında CHP’nin başındaki zata bize gerçekleri milletimizle bir kez daha paylaşma fırsatı verdiği için teşekkür etmem lazım. 1999 SSK’sı 62 milyonluk Türkiye’nin yalnızca yarısına, 32 milyona hizmet veriyordu. Bugünkü SGK ise 80 milyonluk Türkiye’nin hemen hemen tamamına, yüzde 99’una hizmet veren dev bir sosyal güvenlik sistemidir. Sen nasıl hesap yapıyorsun? Kalan yüzde bir de sadece kendileri istemediği için bu sistemin dışında.
“BU ADAM AKŞAM BAŞKA SABAH BAŞKA YALAN SÖYLER”
1999 SSK’sı 529 hastane ve 261 eczane ile 32 milyona hizmet vermeye çalışıyordu, bu adam akşam başka yalan söyler, sabah başka yalan söyler, bugünün SGK’sı ise 2 bin 396 hastane ve 25 bine yakın eczanenin tamamıyla milletimizin emrindedir.
SSK döneminde hiçbir ödemesi yapılmayan çok pahalı tedavi, ilaç ve cihazın bedeli de bugün SGK tarafından ödeniyor, ey Kılıçdaroğlu. İnanın bundan bile haberi yoktur. Niye, bunun hayatına böyle şeyler girmemiş ki.
“BUGÜN HİÇBİR KATEGORİDE KOMİK EMEKLİ MAAŞI ÖDEMESİNE RASTLAYAMAZSINIZ”
Emekli maaşları konusuna gelince, o dönemin SSK’sı toplam nüfusun yüzde 5’ine bile denk gelmeyen 3 milyon emekliye maaş ödüyordu. Bugünkü SGK ise nüfusun yüzde 15’ini oluşturan 11 milyon 800 bin kişiye emekli maaşı ödüyor. CHP’nin başındaki bu zat, bütçesi fazla veren SSK’nın prim gelirlerinin giderlerine oranını yüzde 55’e kadar düşürmüştür. SGK’da ise gelirlerin giderleri karşılama oranı, emekli sayısındaki büyük artışa ve sağlık hizmetlerinin kalitesindeki yükselişe rağmen yüzde 67’dir.
İktidara geldiğimizde SSK emeklisi 257 lira maaş alıyordu, bugün en düşük SGK emeklisi bin 430 lira maaş alıyor ve bu rakam prim oranına göre de artıyor. Bu rakam Bağ-Kur emeklilerinde çok daha vahim düzeydeydi. Öyle ki 66 lira emekli maaşı alan tarım Bağ-Kur’lusu vardı, bugün hiçbir kategoride böyle komik emekli maaşı ödemesine rastlayamazsınız.
MUHALEFET: “BİRİNİ BİZ KURTARDIK, ÖTEKİNİ KURTARMAK DA CHP’LİLERE DÜŞER”
Lafa gelince kendi dönemindeki açıkların sebebini erken yaşta emekliliğe bağlar ama bu zatın bizzat kendisi, ortaokul öğrencisi oğlundan, daha bir yaşına değmemiş torununa kadar tüm yakınlarını ‘erken emekli olsunlar’ diye sigortalı göstermekten geri dönmemiştir. Bunları biliyorsunuz, belgelerle bunlar hep açıklandı.
Basiretsizliği ve kötü yönetimiyle SSK’yı batırmış olan bu zatın şimdi de başında bulunduğu partisini aynı akıbete uğratmasından doğrusu endişe ediyorum. Çünkü demokrasi olarak muhalefete ihtiyacımız var. Bu ülkenin SSK, SGK gibi kurumlara ne kadar ihtiyacı varsa derli toplu bir anamuhalefete de o kadar ihtiyacı var. Birini biz kurtardık, ötekini kurtarmak da CHP’lilere düşer.”
ENFLASYONUN DOĞURAN SEBEP FAİZDİR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, enflasyonu doğuran ana sebebin faiz olduğunu belirterek, "Merkez Bankası diyor ki 'yıl sonu itibariyle şu olacak.' E ne oldu? Kaç kere revize ettiniz, söylediklerinizin hiçbiri tutmuyor, tutmaz. Yanlış yoldasınız. 'Merkez Bankalarının bağımsızlığı var, müdahale etmeyin.' Tamam, müdahale etmediğimiz için zaten bu hale geliyor" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplatısı'nda konuştu. Erdoğan, faiz ile enflasyon arasındaki ilişkiye değinerek faizin sebep, enflasyonun ise sonuç olduğu kanaatinde olduğunu belirterek, "Bu konuda beni anlamayanlar er veya geç anlayacaklar, enflasyon şu bu gibi yani yok hıyarmış, yok salataymış, bunlardan kaynaklanan bir şey değil. Enflasyonu doğuran ana sebep faizdir ve bunu bütün gelişmeler teyit ediyor zaten. Bütün gerçekler bu istikamette ama hala bunu anlamayanlar, anlamak istemeyenler, hala bunu Batı'daki kafalarla çözmeye çalışanlar tabii ki bizi anlamazlar. Kaldı ki Batı’daki kafaların da bir kısmı zaten uygulamalarıyla bizi destekliyor" dedi.
“MERKEZ BANKASI’NA MÜDAHALE ETMEDİĞİMİZ İÇİN BU HALE GELİYOR”
Erdoğan, şu an Amerika, Japonya ve Avrupa’daki faiz oranlarının ve enflasyonun ortada olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Bir şeyi anlamıyorlar, anlamadıkları şu faiz lobisine çalışıyorsunuz başka bir şey yok. Faiz lobisi bunu düşürür mü? Tabii ki faiz lobisi bunu düşürmeyecek. Şu anda bu ülkede en çok kazanan hangi kurumlar, kimler? Banka sahipleri, finans sektörü, onlar götürüyor parayı. Peki bizde yatırımlarda niye sıkıntımız var? Sen kalkıp da bu kadar yüksek faizle kredi vermeye kalkarsan tabii ki yatırımlar bu ülkede ne yapar yürümez, durur. Ama hala bunu anlatamıyoruz. Bu konuda maalesef devletin bankaları dahi ciddi bir tutuculuk, ciddi bir muhafazakarlık içindedir. Onun için Sayın Başbakanla da konuştuk, bu iş böyle yürümez, bunu çözeceğiz. Faizi düşürdük, enflasyon tek haneliye geldi. Bakın faiz tekrar çıkmaya başladı, enflasyon da çift haneliye yine gidiyor. Merkez Bankası ne diyor? Merkez Bankası diyor ki 'yıl sonu itibariyle şu olacak.' E ne oldu? Kaç kere revize ettiniz, söylediklerinizin hiçbiri tutmuyor, tutmaz. Yanlış yoldasınız. 'Merkez Bankalarının bağımsızlığı var, müdahale etmeyin.' Tamam, müdahale etmediğimiz için zaten bu hale geliyor.”
“İDLİB OPERASYONU PLANLANDIĞI ŞEKİLDE SÜRÜYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadele konusuna da değinirken, Suriye ve Irak’ta yaşanan sürecin doğrudan Türkiye’nin geleceğiyle ilgili olduğu için her aşamasıyla yakından takip ettiklerini belirterek, “İdlib operasyonu planlandığı şekilde sürüyor. Türkiye, Rusya ve İran olarak bölgedeki gelişmeler karşısında ortak bir tutum oluşturma yönünde oldukça ciddi mesafeler kat ettik. Elbette bu ülkelerle farklı düşündüğümüz, anlaşamadığımız pek çok husus var bu da bir gerçek. Ama bu durum hem kendi ülkelerimiz hem de bölge halklarının ortak çıkarları için işbirliğine gitmememize mani değil" dedi.
“AFRİN BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”
Erdoğan, hafta içindeki Rusya, Kuveyt ve Katar’a yaptığı resmi ziyaretlerini hatırlatarak şöyle devam etti:
“Şimdi nasip olursa ayın 22’sinde Soçi’de tekrar sayın Putin ile İran Devlet Başkanı Ruhani hep birlikte orada üçlü olarak bir araya geleceğiz. Bizden bir gün önce de Dışişleri bakanlarımız, Genelkurmay Başkanlarımız bir araya gelecekler onlar hazırlıkları yapacak ve ardından bizler de final görüşmesini yapacağız. Bütün bunların ana sebebi özellikle İdlib meselesidir. Bu çalışmalarla birlikte istiyoruz ki çatışmasızlık bölgesi diye ifade ettiğimiz bu bölgedeki süreci bir nevi ateşkes sürecini daha kalıcı kılabilmek.
Bunun yanında Afrin bizim için çok daha önemli. Zira Afrin bizim sınırdaşımız konumunda ve burada da ciddi manada yüzde 50’nin üzerinde Arap kardeşlerimiz var. Bir diğer tarafta kısmi olarak Kürt kardeşlerimiz var, bir diğer tarafta Türkmen kardeşlerimiz yine bölgede var. Buradaki yapıyı bizim şu anda terör örgütü olan PYD’den Afrin’i temizlememiz gerekiyor. Bunun için de oradaki özellikle gözleme noktalarında biz, kendimiz hakim unsur olarak bulunacağız. Eğer biz burada hakim unsur olarak bulunmazsak o zaman burayı farklı terör örgütleri gelip işgal etme yoluna girerler.
“AYNI OYUNA GELMEK İSTEMİYORUZ”
Amerika'nın Suriye krizi başladığından beri verdiği sözlerin çok büyük bir bölümünü tutmaması bizim için çok büyük bir hayal kırıklığı olmuştur. İşte şimdi Afrin'de aynı oyuna gelmek istemiyoruz. Müttefiklik ilişkileri çerçevesinde çok kolayca çözebileceğimiz nice sorun maalesef Amerika tarafından ısrarla çıkmaza sürüklenmiştir. Rakka olayı böyledir, Münbiç böyledir, Deyrizor böyledir. Bütün bu olaylar, 'Rakka da, Münbiç de gelin bu işi beraber halledelim' dediğimiz zaman Amerika’nın önceki yönetimi, 'hiç endişe etmeyin, ne PYD ne YPG kalmayacak' demelerine rağmen, Sayın Obama bana bu sözü kaç kere vermesine rağmen bu sözü tutmamışlardır.”
“NATO TATBİKATINDAN ASKERİMİZİ ÇEKİYORUZ”
"Biz NATO'da beraberiz diye yanlışları söylemeyecek miyiz? Kusura bakmayın söyleyeceğiz” diyen Erdoğan, dün Norveç’te yaşanan bir olayı aktararak, “Norveç'te 'düşman tablosu' diye bir tablo koymuşlar ve bu tabloda Atatürk'ün resmi ve bir tarafta da şahsımın ismi var. Hedefte bunlar. Bu haber gelince Genelkurmay Başkanımız ve Avrupa Birliği'nden sorumlu Bakanımız, onlar da Kanada yolundaydılar, bizi yoldan aradılar. 'Böyle böyle bir durum var. Bu tatbikat da NATO tatbikatı. 40 tane askerimiz var, biz şimdi bu askerimizi çekme kararı verdik, çekiyoruz.' dediler. Dedik ki 'Tabii, hiç durmayın hemen. Velev ki o hedefler kaldırılsa dahi 40 askerimizi süratle oradan çekin.' Böyle bir ittifak, böyle bir müttefiklik olamaz” diye konuştu.
“DEAŞ'I İCAT EDEN KİMSE PYD'Yİ KURAN DA ODUR”
Öte yandan Erdoğan, terör örgütü DEAŞ ile ilgili her gün yeni belgelerin ortaya çıktığını belirterek, “DEAŞ denilen örgüt, bizzat bu örgüte karşı mücadele ettiğini söyleyen güçler tarafından icat edilmiş, silahlandırılmış, yönlendirilmiş bir katiller ordusudur. Arkasında kimlerin olduğu da ortaya çıkıyor. DEAŞ'ı icat eden kimse PYD'yi kuran da odur. PYD'yi parlatan kimse Kuzey Irak Yönetimi'ni bağımsızlık ilanına sürükleyerek Irak'ın istikrarsızlığını derinleştirmek isteyen de odur. Tabii aynı güçlerin, FETÖ'yü kendi koruma kalkanlarının içinde besleyip büyütmeye devam ettiklerini de unutmamak lazım" dedi.