Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Amerika’nın elektronik ürünlerine biz boykot uygulayacağız. Onların İphone’u varsa öbür tarafta Samsung var. Kendi ülkemizde Venüs var Vestel var. Biz bunları uygulayacağız, ne yaptığımızı, ne yapacağımızı anlasınlar. Dolayısıyla biz kendimize yeteceğiz. Olmayanı da üreteceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATO Congresium’da düzenlenen partisinin 17’nci kuruluş yıl dönümü sempozyumuna katıldı. SETA’nın gerçekleştirdiği sempozyumda bir konuşma yapan Erdoğan, AK Parti’nin kuruluşundan kısa bir süre sonra nasıl iktidara geldiğini, girdiği her seçimden nasıl galip çıktığını anlamayanlara, “Tavsiyemiz, bakış açılarını değiştirmeleridir” diye seslendi.
“Saldırının Ekonomimizin Gerçek Durumuyla Bir İlgisi Yoktur”
Türkiye’nin ekonomik bir saldırıya maruz kaldığının altını çizen AK Partili Erdoğan, şöyle konuştu:
“Eskiden bu işler sofistike, örtülü, dolaylı yollardan yapılırdı. Şimdi bodoslama bir şekilde üzerimize geliyorlar. Buna karşı yapabileceğimiz iki şey var bunlardan biri ekonomik diğeri siyasi tavırdır. Ekonominin gerektirdiği teknik tedbirleri, aldık alıyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığı’mız ile tüm ilgili kurumlarımız bu konuda gece-gündüz çalışıyorlar, çalışıyoruz. Biz de tüm süreci yakından takip ediyoruz. Yapabileceğimiz ikinci ve bana göre asıl önemli olan husus siyasi duruşumuzu sağlam tutmaktır. Maden maruz kaldığımız saldırının ekonomimizin gerçek durumuyla bir ilgisi yoktur, işin arkasında başka niyetler vardır, öyleyse bizim de kendimizi buna göre konumlandırmamız gerekiyor. Bunları söylerken ekonomi alanında cari açık, faizler, enflasyon başta olmak üzere çözmemiz gereken bazı sorunlarımız bulunduğu gerçeğini elbette gözden ırak tutmuyoruz. Aynı zamanda ülkemizin uzun süredir uluslararası alanda gerçek ekonomik gücüyle ve potansiyeliyle mütenasip olmayan bir konuma yerleştirilmeye çalışıldığını da biliyoruz. Son saldırı bu haksızlığın üzerine adeta dikenle gelinerek cilalı sözleri, fiyakalı raporları, cafcaflı grafikleri anlamsız hale getirmiştir. Türkiye ismini kapatıp ülkemizin ekonomik verilerin yerli-yabancı, dost-düşman kime gösterirseniz gösterin, ortada bir gariplik olduğunu fark edecektir.”
“Ekonomimiz Tıkır Tıkır Çalışıyor”
Doların Türk Lirası karşısında 4,8 seviyesinden 7’lere artışının izah edilemeyeceğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
“Gördüğümüz manzara şudur, Türkiye’nin 1994 ve 2001 krizinde ülkemizde veya 10 yıl önceki mortgage krizinde olduğu gibi bankaları mı battı? Hayır. Bugün ülkemiz her bakımdan dünyadaki en sağlam bankacılık sistemlerinden birine sahiptir. Borçlarımızı tıkır tıkır ödediğimiz gibi kamu borç stokunun milli gelire oranında Avrupa’nın en iyi ülkesiyiz. Türkiye çok büyük bir felaket yaşayıp üretemez, ticaret yapamaz duruma mı düştü? Hayır. Hamd olsun ekonomimiz tıkır tıkır çalışıyor. İhracatta, turizmde, istihdamda rekorlar kırdığımız bir dönemden geçiyoruz. Dünyada örnek gösterilen turizmde patlama yaşayan ülke konumundayız. Biz savaşa mı girdik, işgale mi uğradık, siyasi veya sosyal bir kaos mu yaşıyoruz? Hayır. Tam tersine kendi topraklarımızda da bölgemizde de huzurun, güvenin teminatı bir ülke durumundayız. Öyleyse bu soruna her zamanki yaklaşımın dışında bir açıyla bakmak, ona göre bir hareket tarzı belirlemek zorundayız. bizim yaptığımız şu anda budur."
“Kendimizi Dev Aynasında Görmek Gibi Yanlışa Kapılmıyoruz”
Amerika’nın sadece Türkiye’yi değil, Çin, Rusya, İran, Kanada hatta Avrupa ülkelerini bile hedefe koyduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ancak bu durum tek başına ülkemizde yaşananları izaha yetmiyor. Demek ki ülkemize yönelik daha derin bir operasyon var. Ekonomide geçtiğimiz 16 yılda ülkemizi 3.5 kat büyütmekle çok önemli bir sıçrama yaptık. Bundan rahatsız olanların bulunması gayet tabiidir. Yine de dünyanın toplamda 17’nci, satın alma paritesine göre 13’üncü büyük ekonomisi olmamızın bu derece büyük bir husumete yol açması akla ve mantığa uygun değildir. Çünkü biz tüm ticaretini, tüm ilişkilerini kazan-kazan ilkesi üzerinde kuran bir ülkeyiz. Kendimiz kazandığımız kadar iş yaptığımız yerlere özellikle kazandırmaya dikkat ediyoruz. Dış ticaret rakamlarımıza baktığımızda gerek Avrupa’yla, gerek Amerika’yla ticari ilişkilerimizde karşı tarafın bizden daha fazla kazandığını görüyoruz. Bu durum bizi meselenin siyasi boyutuna dikkatle bakmaya yöneltiyor. Bunu söylerken kendimizi dev aynasında görmek gibi yanlışa da asla kapılmıyoruz. Tabii ki kendimize güveniyoruz bu noktada kendimize inancımız var ama eksiklerimizi de gayet iyi biliyoruz. AK Parti döneminde bizim yaptığımız en önemli değişim, devletimizle milletimizi barıştırarak ülkemizi ekonomide kat ettiği mesafenin çok üzerinde bir yere taşımış olmamız. Sanıyoruz birileri asıl bu durumu hazmedemiyor. Bunlar sahada bize istediklerini yaptıramayınca da tıpkı diplomasi, askeri güç, sosyal ve siyasi istikrarsızlık gibi ekonomiyi de bir silah olarak kullanmaktan çekinmiyorlar.”
“Sürecin Operasyonu Gerçekleştirenlere De Bir Maliyeti Olduğu Şüphesiz”
Amerika’ya, “Ya biz sizinle stratejik ortak değil miyiz?” diyen AK Partili Erdoğan, “Biz sizinle Somali’de beraber olmadık mı? Afganistan’da herkes bir tarafa dağılırken orada beraber olmadık mı? Kosova’da beraber olmadık mı? Bu yaptığınız nedir? Ne yapmak, nereye varmak istiyorsunuz? Ama şunu bilmeniz lazım, bu milletin karakteri sağa sola savrulan bir karakter değildir. Şunu da söyleyeyim yaşadığımız sürecin bize de bir maliyeti var ama operasyonu gerçekleştirenlere de bir maliyeti olduğu şüphesiz” diye konuştu.
“Amerika'nın Elektronik Ürünlerine Biz Boykot Uygulayacağız”
Ekonomik dalgalanmanın başlarında yaptığı döviz bozdurma çağrısını yineleyen Erdoğan, “Dolar hemen bozdurulup Türk Lirası’nın onurunu korumamız işte bunlara en güzel cevap olacaktır” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanayicilere ise şöyle seslendi:
“Bugün ekonomik özgürlüğümüzü birbirimize kenetlenip imkanlarımızı seferber edip koruyacağız. Buradan iş dünyamıza sesleniyorum, ekonomik tetikçilere vereceğimiz cevap işimize dört elle sarılmak olacaktır. Daha çok üreteceğiz, daha çok ihraç edeceğiz. Depoları kilitlemenin anlamı yok, ihraç, ihraç, ihraç. ‘Üretimi askıya alalım’ çok ciddi yanlış yaparsınız, üretim, üretim, üretim, yola devam. Daha çok istihdam oluşturacağız. Daha çok emek vereceğiz, dışarıdan dövizle aldığımız her ürününün daha iyisini, kalitelisini üretip biz dışarıya satacağız. Amerika’nın elektronik ürünlerine biz boykot uygulayacağız. Onların İphone’u varsa öbür tarafta Samsung var. Kendi ülkemizde Venüs var Vestel var. Biz bunları uygulayacağız, ne yaptığımızı, ne yapacağımızı anlasınlar. Dolayısıyla biz kendimize yeteceğiz. Olmayanı da üreteceğiz. Dışarıya para verip yaptırdığımız her işin daha güzelini yapıp biz dışarıya servis edeceğiz.”
“Sen Türkün Türk Lirası İle Beraber Yoluna Yürüyeceksin”
Uluslararası alanda birçok temas gerçekleştireceğini, yeni pazarlar bulunacağını aktaran Erdoğan, “Sağ olsun Batıdan dostlar arıyorlar onlarla görüşmelerimizi devam ettireceğiz. Türkiye’de bir araya gelmenin gayretleri içerisindeyiz onlarla bir araya geleceğiz ve dayanışmamızı bu şekilde sürdüreceğiz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başkanım bir kapı kapanır bir kapı açılır” diyen bir AK Partiliye, “Eyvallah. Ama onlar bundan anlamazlar, ondan biz anlarız” şeklinde cevap vererek, Türkiye’ye yatırım yapmayı düşünenleri daha çok teşvik edeceklerini kaydetti. Kendilerine “müjdeler” olduğunu söyleyen Erdoğan, “Rabbimizin yardımı yakındır, hiç endişe etmeyin. Şayet tam tersini yaparsak asıl o zaman vay halimize. Bekle gör anlayışıyla üretimi durdurursak, ihtiyat diyerek ticareti aksatırsak, önümüzü görelim diyerek yatırımları ertelersek hele hele paramızı dövize yönlendirirsek asıl o zaman düşmana teslim olmuş duruma düşeriz. Sakın, dövize gidersek kurtuluruz yok o zaman batarsın. Sen Türkün, Türk Lirası ile beraber yoluna yürüyeceksin” şeklinde konuştu.
“Bizim Mankurtlara İhtiyacımız Yok”
Türkiye’nin insani yardımda dünya lideri olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün bunların hürmetine bu millet evvel Allah batmayacak, dimdik ayakta durmaya devam edecek” dedi. Erdoğan, yurt dışında verdiği emeği ve gayreti Türkiye’de sergileyen herkesin Türkiye’de çok daha iyi bir hayat seviyesine ulaşacağını öne sürerek, “Kendi ülkesinde ortalama bir işle oldukça iyi bir standartta yaşamayı, yurt dışında sefalet içinde hayatını sürdürmeye tercih eden varsa elbette kendi bileceği bir iştir ama bununla kalmayıp bir de ülkesini karalamayı tercih edenlere biz Mankurt diyoruz. Bizim Mankurtlara ihtiyacımız yok. Bize bu ülkenin kalbi iman dolu kafası zehir gibi çalışan kendilerine her türlü imkanı sağladığımız gençler yeter” diye konuştu.