Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Lafa geldiğinde 'demokrasinin beşiği' diye ifade edilen Amerika'daki bu süreç gerçekten tüm insanlığı şok etmiştir, şaşırtmıştır." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan cuma namazı sonrası gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Cuma Namazı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'deki olaylara ilişkin, "Lafa geldiğinde 'demokrasinin beşiği' diye ifade edilen Amerika'daki bu süreç gerçekten tüm insanlığı şok etmiştir, şaşırtmıştır. Bizleride aynı şekilde şaşırtmıştır. Hatırlayın 15 Temmuz darbe girişiminde tamamıyla sessiz kalan ve bu konuda çok çok farklı mesajlar yayınlayan Ameraka ve Amerika'nın medyası özellikle gezi olaylarında yine hatırlayın Amerikanın medyasının biz siyasilere ne gibi açıklamaları olmuştur, ne gibi adeta tehditler savurmuştur. Bizim sabrımız siyasiler olarak o zamanki tavrımız çok açık net ortadeyken amerikanın tutumu çok çok farklıydı. Ama o zamanda işin başında demokratlar vardı. Demokratlar neyise Cumhuriyetçilerinde şimdi aynı olduğunu gördük. Demokrasi için bir yüz karası olduğunu görüyoruz." dedi.
BOĞAZİÇİ’NDEKİ REKTÖR PROTESTOSU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne yaptığı atamanın ardından yaşanan hadiselerin hatırlatılarak öğrencilerle görüşmesinin olup olmayacağını sorusuna da “Öğrenciler önce bir defa bu işin içinde değil. Bu işin içinde olan teröristler var. Ve ne yazık ki öğrencilikle alakası olmayan işte CHP’nin bakıyorsunuz İstanbul İl Başkanı orada, zaten kendisi bir DHKP-C militanıdır. Aynı şekilde yine bir başka siyasi partinin yine yönetiminde olanlar bakıyorsunuz oradalar, bunlar öğrenci değil.
Yasalara uygun atanmış bir rektörün bulunduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yasalar neye amirse ve Melih Bey de buna göre buraya atanmıştır. Kaldı ki geçmişine baktığımız zaman, o da yine bu üniversitenin içinden yetişmiş bir arkadaşımızdır. Ve buraya gelmeden önce iki üniversitede, İstinye ve Haliç üniversitelerinde rektörlük yapmış bir hocamızdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, atama sürecinde YÖK’ün kendisine teklif ettiği dokuz isim içerisinden Melih Bulu’yu rektör olarak Boğaziçi Üniversitesine layık gördüğünü ve Bulu’nun başarılı olacağına inandığını söyledi.
KORONAVİRÜS SALGININA KARŞI GELİŞTİRİLEN AŞILARIN UYGULANMASI
Koronavirüs salgınına karşı geliştirilen aşıların uygulanmasına yönelik soru üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin aşı olarak Çin, Almanya ve yerli olmak üzere üç kaynağı bulunduğunu, Çin’den ilk parti 3 milyon aşının geldiğini ve bunun 50 milyona kadar çıkacağını, Almanya’dan gelecek aşılarla ilgili olarak da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın görüşmeler yaptığını anlattı.
Sağlık Bakanlığının aşılarla ilgili takvime dair çalışmalarını sürdürdüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hastanelerde belli odalar tahsis edilmek suretiyle buralarda bu aşı uygulaması devam edecek. Buradaki bütün hassasiyet göz önüne alınarak bu adımları attık, atıyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı çevrelerin aleyhte kampanyaları bulunduğuna işaret ederek şöyle devam etti: “Bu aleyhte kampanyalara benim milletim inanıyorum ki prim vermeyecektir. Burada çünkü insanımızın sağlığı söz konusudur ve bilim adamlarımızın bu konudaki açıklamaları, tavırları, her şey ortadadır ve biz buna saygı duymamız lazım, buna inanmamız lazım. Ondan sonra Allah göstermesin yaşanan ölüm vakaları, hasta vakaları, bütün bunlar yaşandığında da niçin ben bu aşıyı olmadım veya niçin bu aşıyı yaptırtmadım, böyle bir söz hakkı kimsede olamaz. Hastalıklarda aynı durum söz konusu. Yani şunu göz ardı edemeyiz: Bu kadar hastanelerimizde tedbirlerimiz var değil mi? Bu kadar fiziki imkânlar, bu kadar doktorlarımız, bütün bunlarla beraber kaldı ki doktorlarımızın içinden de ölenler oldu, hastalananlar oldu. Ama bütün tedbirleri alacağız, bütün bu tedbirleri aldıktan sonra neticesine de tabii ki katlanacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, koronavirüsün sıradan bir vaka olmadığı, asrın vebası olduğu uyarısında bulunarak, “Ve bunun için de bizim bir Devlet Başkanı olarak, bir iktidar olarak elimizden ne geliyorsa bunu yapmaya mecburuz. Şu anda biz de, tüm insanlık, tüm ülkeler neyi yapıyorsa şu anda biz de onu yapıyoruz. Yani yarın ben bir Devlet Başkanı olarak ya şunu niye yapmadık veya yapmadım dememeliyim. Bütün ekibimle, bütün arkadaşlarımla, kabinemle yaptığımız iş budur, bunu yapıyoruz. Çünkü ben yarın milletime karşı bu sorumluluğu taşıyamam. Bu sorumluluğun bilinci içerisinde bu adımları atıyoruz ve bedeli ne olursa olsun biz bu aşıları da alacağız, ilaçları da alacağız, bunların bir kısmını ülkemizde üreteceğiz ve inşallah bunlarla beraber bu mücadeleyi, bu savaşı vereceğiz” dedi.
“TERÖRLE MÜCADELEDE HER TÜRLÜ DESTEĞİN BİZİM YANIMIZDA OLMASI LAZIM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk’ü ziyaretlerinin anımsatılarak ziyaretlerin ne anlama geldiğinin sorulması üzerine şöyle konuştu: “Sayın Bahçeli ile yaptığımız görüşme zaten biliyorsunuz mutat. Zaman zaman Sayın Bahçeli’nin bizi ziyaretleri oluyor, zaman zaman benim kendilerini ziyaretim oluyor ve bu ziyaretlerde de bizler geleceğe yönelik neler yapabiliriz, şu anda durum nedir-ne değildir ve ağırlıklı olarak da ülkemizin gerek dünyadaki ikili ilişkileri, bölgedeki faaliyetler, terörle mücadelemiz, bunları Sayın Bahçeli ile etraflıca görüşüyoruz. Kendileri de bu noktada şu anda Hükûmetimizin yaptığı çalışmalara yönelik sürekli bu konuda başarı temennilerini hep bizlere de söylüyor ve istifade ettiğim geçmişten bu yana tabii tarih analizleri de yapıyoruz. Ve bu analizlerle beraber bundan sonra da neler yapabiliriz, bu konuda da aramızdaki Cumhur İttifakı’nın güçlenerek yarınlara devamı için de tabii birliğimiz, beraberliğimizi sürekli teyit ediyoruz. Tabii Sayın Asiltürk’le ilgili tabii geçmişte beraber olduğumuz benim bir büyüğümdü ve bugün de tabii yine tabii yaşça, 86 yaşında bir büyüğüm. Benim bu ziyaretim hem bir nezaket ziyareti hem de bu ittifak meselesinde yani bir seçim ittifakı mı olur veyahut da geleceğe yönelik biz terörle mücadele verirken burada bu terörle mücadelede her türlü desteğin bizim yanımızda olması lazım, yani biz bir yalnızlığı hissetmememiz lazım. Bunun için de şu anda buna benzer görüşmeleri bundan sonra da yapmayı planlıyorum, yapacağım. Nitekim geçenlerde biliyorsunuz Demokratik Sol Parti’nin Genel Başkanıyla da Külliyede bir görüşmemiz oldu. Bundan sonraki süreçte de bu tür görüşmeler devam edecek.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, soru üzerine Katar’a Körfez ülkelerince uygulanan ambargonun kaldırılmasının çok isabetli, hayırlı bir karar olduğunu söyledi.
“BAŞÖRTÜSÜYLE İLGİLİ KONUDA ANAYASAL BİR SIKINTI BULUNMUYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir başka soru üzerine de başörtüsüyle ilgili konuda anayasal bir sıkıntı bulunmadığının altını çizerek, “Şu anda başörtüsüne karşı çıkanlar anayasadan bir haber, anayasada ne var, ne yok bundan bir haber. Ama bizler öyle adımlar attık ki şu an da işte gördüğünüz gibi yani bizim hanım kardeşlerimiz başını örtmek suretiyle devletin hemen hemen her kademesinde artık görev almaya başladı. Bu anayasa ihlaliyle değil, anayasaya dayalı olarak bu olmaktadır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Eğer bugün bir hâkim, bir savcı, bir Danıştay üyesi olabiliyorsa hanım kardeşlerimiz artık o tarih olan dönemler vardı, şimdi bunlar aşıldı. Fakat bu CHP’li zat maalesef bunlardan bir haber olduğu için kalkıp işte böyle bir karar verici olursa ben buna güvenemem gibi saçma sapan bir açıklama yapıyor. Çünkü bunlar yani partili olmuş veya geçmişte Bakanlık falan yapmış ama bu ülkede yasalar neyi ikame ediyor veya yasalar neyi amir bunlardan haberi yok, çok dışında kalmışlar. Bundan sonraki süreçte de atılacak adımlar derken kurumlar noktasında birçok kurumda nasıl artık bu bayan kardeşlerimiz görev alıyorlarsa işte mesela şu anda görüyorsunuz emniyet teşkilatımızda hanım kardeşlerimiz başları örtülü olarak görev alıyor mu? Alıyor. Geçmişte böyle bir şey var mıydı? Yoktu. Söylenseydi bunlar olmaz öyle şey ya derlerdi. Oldu mu? Oldu. Bunu kast ettim.”