Türkiye’de işsizlik, yoksulluk, pahalılık ve iş hayatında eşitsizlik kaynaklı insan hakları ihlalleri yaşandığını açıklayan CHP’li Mahmut Tanal, demokrasiden uzaklaşıldıkça Türkiye’de yoksulluğun arttığına dikkat çekti.
Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi ve CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal, Türkiye’de işsizlik, yoksulluk, pahalılık ve iş hayatında eşitsizlik kaynaklı insan hakları ihlalleri yaşandığını söyledi.
Tanal, yaptığı yazılı açıklamada, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü vesilesiyle temel hak ve özgürlüklerin çiğnenmediği, hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu, demokrasinin hakim kılındığı, insan onuruna yaraşır bir gelecek dilediğini kaydetti.
CHP’li vekil Mahmut Tanal, ilan edilişinin 72. yıl dönümü kutlanan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde, herkesin işsizlikten korunma, adil ücretlerle güvenli ortamlarda çalışma hakkı bulunduğunun vurgulandığını hatırlattı. Tanal Beyannamede ayrıca ‘eşit işe eşit ücret’ ilkesinin altının çizildiğini belirtti.
"TÜRKİYE’DE YOKSULLUK KAYNAKLI İNSAN HAKLARI İHLALLERİ"
Ekonomik krizin yaşandığı Türkiye’de insanların mutsuz olduğunu ifade eden Tanal, “Maalesef bugün ülkemizde işsizlik, yoksulluk, pahalılık ve iş hayatında eşitsizlik kaynaklı insan hakları ihlalleri yaşanıyor. Vatandaş mutsuz. Çünkü tenceresi kaynamıyor. Ucuz ekmek kuyrukları Türkiye’nin gerçeğine dönüştü” dedi.
"İKTİDAR ASGARİ ÜCRETTE CİMRİLİĞE ALIŞMIŞ"
Anayasanın 5. maddesinde devletin görevlerinin “kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak” şeklinde açıklandığını dile getiren Tanal, 2021 yılına yönelik asgari ücret görüşmelerinin başlandığını anımsatarak, “İktidar, asgari ücret artışı konusunda cimriliğe alışmış. Adil ve vicdanlı bir artışa yanaşmıyor. Ekonomide orta direk çöküyor. DİSK’in araştırmasında da vurgulandığı gibi asgari ücret toplumu haline dönüşüyoruz. Asgari ücretli çalışan oranında Avrupa birincisiyiz. Asgari ücret seviyesinde, asgari ücretin altında ve biraz üstünde çalışan kişilerin sayısı 10 milyonu buluyor. Korona sürecinde ücretsiz izne çıkartılan işçiler ise 1168 TL’ye, yani asgari ücretin yarısı kadar bir gelirle yaşamaya zorlanıyor” diye konuştu.
"ASGARİ ÜCRET BELİRLENİRKEN BUNLAR HESABA KATILSIN"
Asgari ücret belirlenirken çalışanların ailelerinin, enflasyon ve döviz kuru artışını da dikkate alınması gerektiğini ifade eden Tanal, “Ocak 2019’da dolar 5.2 seviyesindeydi. Asgari ücretle çalışan bir vatandaş, 2019’da 2 bin 20 liralık ilk maaşıyla 382 dolar alabiliyordu. 2020 yılı için baktığımızda asgari ücretlinin 2 bin 382 TL’lik maaşı ancak 290 dolara denk geliyor. 2003 yılında 225 TL olan asgari ücretle 25 altın alınıyordu. 2020’de yıllık net asgari ücretle sadece 10 Cumhuriyet altını alınabiliyor. Yani asgari ücret, 25 altından 10 altına geriledi. 5 litrelik teneke yağın fiyatı 90 lirayı buldu. Asgari ücret enflasyon karşısında eriyor, dolar, altın karşısında eziliyor. Pahalılığı, dövizin yükselişini de hesaba katarak asgari ücreti belirleyin. Asgari ücret tümüyle de vergi dışı bırakılmalıdır. Sosyal devlet ilkesi bunu gerektirir” şeklinde konuştu.
"AVUKATLAR DA ZOR DURUMDA"
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, geniş tanımlı işsizlik ve iş kaybının 10.5 milyonu bulduğunu aktararak, şöyle devam etti: “Atanamayan öğretmenler, mühendisler, mimarlar, sağlıkçılar, işe giremeyen üniversite mezunları her gün bizleri arıyor. Sosyal medyadan seslerini duyuruyorlar. Avukat meslektaşlarımız açlık sınırının altında bir ücretle yaşam mücadelesi veriyor. Kamu kurumlarında avukat açığı bulunmasına rağmen neden avukat alımı yapılmıyor? Engelli vatandaşlarımız da yine yasal zorunluluğa rağmen atanmıyor.”
"DEMOKRASİDEN UZAKLAŞTIKÇA YOKSULLUK ARTIYOR"
AKP iktidarının istihdam sorununu çözmek niyetinde olmadığını vurgulayan Tanal, “Zaten ülke olarak yaşadığımız yoksulluğun, sefaletin, işsizliğin, açlık sınırında insan çalıştırma ayıbının müsebbibi Tek Adam sistemi değil midir? Kişi başına gelir düzeyi ile demokrasi arasında bir pozitif ilişki var. Demokrasi puanınız yükseldikçe gelir düzeyi de yükseliyor. Demokrasiden uzaklaştıkça yoksulluk artıyor. 2019 Demokrasi Endeksi’nde, 167 ülke arasında 110. sırada yer aldık. 4,09 puanla hibrid demokrasi, yani melez demokrasi ile yönetilen ülkeler içindeyiz. Puanımız 4’ün altına düştüğünde ‘otoriter rejim ile yönetilen ülke’ konumuna geçiyoruz. Ve bu Demokrasi Endeksi puanına paralel olarak kişi başına gelirde de aşağıya doğru iniş var. TÜİK’in ‘revize ettiği’ haliyle bile geçen yıl kişi başı milli gelirimiz 9 bin 213 dolara geriledi. Hem demokrasi anlamında hem ekonomide dibe çöküyoruz” ifadelerini kullandı.