CHP’li Öztrak, Kur Korumalı Mevduatın yükünün Temmuz ayında yapılan düzenlemeyle bütçeden alınıp Merkez Bankası’na yüklendiğini belirterek, “Ama gizlide gebe kalan aşikâre doğurur derler. Merkez Bankası’nın Bu yıl haziran ayında 81 milyar TL olan ‘kesinleşmemiş zararı’ KKM’yi devir aldıktan sonra, 18 Aralık itibariyle 851 milyar TL’ye ulaştı. Bu, bütçe açığında görmemiz gereken birkaç yüz milyar liranın Merkez Bankası’nın bilançosuna saklandığını gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
Hazine’nin iç borçlanma için ödeyeceği faiz anaparayı geçmesine rağmen, hala açığının çok üstünde borçlanmanın devam ettiğinin altını çizen Öztrak, “Görünen o ki, varsıllara KKM için ödenen milyarların yükü, yine vergi mükelleflerinin sırtına kalıyor” diye konuştu.
CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, bugün TBMM Genel Kurulu’nda Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesi üzerine yaptığı konuştu. Ülkede bugün yaşanan sıkıntıların köklerinin Erdoğan’ın tek kişilik rejimi kurmaya giriştiği 2014 yılına kadar dayandığını belirten Öztrak, bu süreçte Erdoğan’ın el ele verip adalet terazisini bozduğu ortağının, sonradan darbeye kalkıştığını ifade ederek, “Bugün Erdoğan tarikatların, cemaatlerin devletin kılcal damarlarına girmesine yine göz yumuyor. Bakanları bunlarla protokoller yapıyor” diye konuştu.
10 YILI YİTİRDİK
Yönetimde otoriterleşmenin ve hukuk devletinden uzaklaşmanın milletin gelirinin erittiğini ifade eden Öztrak, son yayınlanan OVP’ye göre Türkiye’de kişi başına gelirin 2023 itibariyle 2013’ün altında olacağının altını çizerek, “Sarayın kibri yüzünden, koskoca 10 yılı yitirdik” dedi.
ENFLASYONUN FATURASI ÇALIŞANA
Ekonomide son yıllardaki büyümenin sağlıksız olduğunu, bir yandan cari açığı, bir yandan enflasyonu azdırdığını, aynı zamanda da orta direği çökerttiğini söyleyen Öztrak, ülkedeki çocuk yoksulluğuna ve emeğin milli gelirden aldığı paydaki düşüşe dikkat çekti. Hükümetten gelen asgari ücretin yılda bir defa belirlenmesine yönelik açıklamaları da değerlendiren Öztrak, asgari ücretin açıklandığı her dönem en geç iki ay içinde açlık sınırının altına düştüğünü belirterek, “Bu, enflasyonun faturasını çalışana kesmektir” dedi.
TÜRKİYE GRİ LİSTEDEN ÇIKAMADI
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in göreve gelir gelmez üzerine eğildiği konulardan birinin, Türkiye’nin Mali Eylem Görev Gücü’nün gri listesinden çıkması olduğunu belirten Öztrak, bu sözlerin gerçekleşmediğini, Türkiye’nin hala Uganda’yla, Tanzanya’yla, Mozambik gibi ülkelerle birlikte para aklayan, terörün finansmanına engel olamayan ülkelerin izlendiği gri listede bulunduğunu vurguladı.
VİTRİN DEĞİŞSE DE GÜVEN GELMİYOR
Ekonomi yönetiminde vitrin değişse de güvenin sağlanamadığını ve yabancı yatırımların ülkeye gelmediğini belirten Öztrak, Erdoğan’ın geçmişte yaptıklarının bunun temel sebebi olduğunu söyledi. Öztrak, Erdoğan’ın daha önce Bakan Şimşek’i Halkbank’ı dolandırmakla suçladığını, “laf dinlemiyorlar” diyerek Merkez Bankası başkanlarını görevden aldığını, Merkez Bankası rezervlerinden önce 128 milyar doları, ardından 199 milyar doları daha buharlaştırdığını, “faiz sebep, enflasyon netice” diyerek TL’yi pul ettiğini ve son olarak ekonominin başına Kur Korumalı Mevduat denen belayı musallat ettiğini kimsenin unutmadığını anlattı.
ERDOĞAN “NAS” DESE DE FAİZ-METRE İŞLİYOR
Daha önce “Faiz nastır, nas ortadayken sana, bana ne oluyor” diyen Erdoğan’ın devri iktidarında faiz lobilerine milletin kesesinden her yıl 27 milyar dolar, her ay 2 milyar 227 milyon dolar, her gün 73 milyon 251 bin dolar, her saat 3 milyon 52 bin dolar faiz ödendiğini ifade eden Öztrak, “Erdoğan’ın 21 yılda ödediği toplam 559 milyar dolar faiz, kendisinden önceki hükümetlerin 28 yılda ödediği faizin iki katı” dedi.
EKONOMİ YÖNETİMİ PATİNAJA BAŞLADI
Erdoğan’ın bir sabah kalktığında, tek bir imzayla neler yapabileceğini bilen yatırımcıların ülkeye gelmekten çekindiğine, faiz artsa da TL’deki değer kaybının ve enflasyondaki artışın sürdüğüne dikkat çeken Öztrak, vitrine konan ekonomi yönetiminin bu tablo karşısında patinaja başladığını söyledi. Öztrak, Hazine ve Maliye Bakanı kiraların düştüğünü, Merkez Bankası Başkanı’nın ise bunun tersini söylediğini, benzer şekilde Bakan’ın çekirdek enflasyonda düşüş açıklamaları karşısında Merkez Bankası Başkanı’nın fiyatları “Sadık Abisi’ne” sorduğunu hatırlattı.
KKM’NİN YÜKÜ MERKEZ’İN BİLANÇOSUNA GİZLENDİ, ZARAR 851 MİLYAR LİRAYA ÇIKTI
Kur Korumalı Mevduatın yükünün Temmuz ayında yapılan düzenlemeyle bütçeden alınıp Merkez Bankası’na yüklendiğini kaydeden Öztrak, “Ama gizlide gebe kalan aşikâre doğurur derler. Merkez Bankası’nın Bu yıl haziran ayında 81 milyar TL olan ‘kesinleşmemiş zararı’ KKM’yi devir aldıktan sonra, 18 Aralık itibariyle 851 milyar TL’ye ulaştı. Bu, bütçe açığında görmemiz gereken birkaç yüz milyar liranın Merkez Bankası’nın bilançosuna saklandığını gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
HAZİNE AÇIĞININ ÜSTÜNDE BORÇLANIYOR, KKM’NİN YÜKÜ VATANDAŞA YÜKLENİYOR
Merkez Bankası’nın KKM sahiplerine ödediği milyarları piyasadan çekemediğini, bu işin Hazine tarafından, tefeci faiziyle borçlanarak yapıldığını anlatan Öztrak, Hazine’nin iç borçlanma için ödeyeceği faizin borcun anaparasını geçmesine rağmen hala açığının çok üstünde borçlanmaya devam ettiğinin altını çizdi. Öztrak, “Görünen o ki, varsıllara KKM için ödenen milyarların yükü, yine vergi mükelleflerinin sırtına kalıyor” diye konuştu.
IMF İLE SÇEİM SONRASI UYGULAYACAKLARI PROGRAMI KONUŞUYORLAR
Erdoğan yönetiminde, Türkiye’nin döviz yükümlülükleri ve kur riskleri olağanüstü boyutlara ulaştığını belirten Öztrak, Brüt dış borcun 476 milyar dolara çıktığını, Türkiye’nin önümüzdeki 1 yıl içinde ödemesi ya da çevirmesi gereken dış borcun 220 milyar dolar olduğunu ifade etti. Ayrıca dış borç istatistiklerinde görünmeyen 153 milyar dolarlık Kamu Özel İşbirliği proje garantilerine, 93 milyar dolarlık KKM’ye, süren cari açığa ve tüm bunlar karşısında Merkez Bankası rezervlerinin halen 53 milyar dolar açık verdiğine dikkat çeken Öztrak, “Yeni ekonomi yönetimi de güven için güçlü çıpa ihtiyacının farkında… IMF’yle çay partilerinde, seçimden sonra uygulayacakları programı konuşuyorlar” dedi.
HERKES KLARNET ÇALAR DA HERKES ŞÜKRÜ TUNAR OLAMAZ
“Herkes klarnet çalmaya çalışabilir ama herkes Şükrü Tunar olamaz” diyen Öztrak, ekonomi yönetiminin zurnayla peşrev çalmaya uğraştığını ama başaramadığını, Türkiye’nin daha önce 2001 yılında bu krizlerden uyguladıkları “Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı” sayesinde çıkabildiğini, son seçimlerden önce açıkladıkları Ortak Politikalar Mutabakat Metnini bunun için hazırladıklarını, iş başına gelmeleri halinde ülkeye temiz para yağacağını ifade etti.
YAPILACAK İŞ YEREL SEÇİMDE İKTİDARI HEZİMETE UĞRATMAK
Sorunun sebebi olanların çözümün adresi olamayacağını söyleyen Öztrak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Yapılacak ilk iş 31 Mart seçimlerinde iktidarı hezimete uğratmak, erken genel seçime zorlamaktır. Bu kriz ancak adaleti ve hukuk devletini yeniden tesis edecek, verimliliği ve üretimi artıracak, büyümenin milletimizin tamamını kucaklamasını sağlayacak ve her alanda sürdürülebilirliği temin edecek bir programı uygulayacak yeni ve güvenilir bir yönetimle atlatılabilir. Bunu da yine biz yaparız.”