CHP Manisa Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu üyesi Bekir Başevirgen, gıda sahtekarlarının ifşa edilerek, halkın tükettiği gıdalar konusunda uyarılmasında önemli bir fonksiyonu bulunan taklit ve tağşiş listesinin 1,5 yıldır yayınlanmamasının ‘kim veya kimler engel oluyor?’ sorusunu gündeme getirdiğini söyledi. Başevirgen, “Gecikmeli de olsa görev ve sorumluluklarını hatırlayan bakanlık, yaptığı tespitleri kamuoyu ile paylaştı. Gıdalarda taklit, tağşiş yapıldığı veya ilaç etken maddesi ilave edildiği tespit edilen 559 parti üründen dolayı toplam 371 firmaya ceza yağdırdı ve isimlerini Bakanlığın internet sitesinden kamuoyuna açıkladı.” dedi.
“Gıda Fiyatlarındaki Yükseliş Taklit ve Tağşişi Artıracak”
Halkın sağlığı ile oynayan kişi ve firmaların cezalandırılması ve sonrasında ifşa edilmesi uygulamasının, tüketici sağlığının ve menfaatinin korunmasına büyük katkı sağladığını ifade eden Başevirgen, “Özellikle gıda fiyatlarının katlanarak zamlandığı, buna karşılık vatandaşlarımızın alım gücünün azaldığı bu günlerde denetimlerin artarak devam etmesi ve böyle caydırıcı uygulamaların yapılması önem arz etmektedir. Çünkü gıda fiyatlarındaki yükseliş taklit ve tağşişi artıracaktır.” diye konuştu.
“Butil Alkolden Sildefanil’e, Natamisin’den Gıda Boyasına Kadar Birçok Zararlı Madde Var”
Bakanlığın ifşa ettiği listede belli başlı ürünlerde yapılan bazı hileleri değerlendiren Başevirgen, “Örneğin Alkollü içeceklerde etil alkol yerine yanıcı ve potansiyel olarak toksik olan tersiyer butil alkol kullanıldığı tespit edilmiş. Alkolsüz Ginsengli Karışık Meyve Aromalı Gazlı ve bazı Enerji içeceklerinde cinsel gücü artıcı, baş ağrısı, baş dönmesi, bulanık görüş, düşük kan basıncı ve kullanılan doza bağlı olarak kalp ve dolaşım rahatsızlıkları gibi yan etkileri olabilecek Sildenafil maddesi tespit edilmiş. Baharatlarda gıda boyası, bitkisel yağlarda ve zeytinyağında trans yağlar ve başka tohum yağları, et ve et ürünlerinde özellikle de sucuk, sosis ve salam gibi ürünlerde kanatlı eti ve sakatat, pişmiş et dönerinde soya, yine bu ürünlerin içerisinde domuz ve at, eşek gibi tek tırnaklı hayvan etlerinin kullanıldığı tespit edilmiş. Aslında kimse gerçekte ne yediğini bilmiyor.” Dedi.
“Cumhurbaşkanının Gözdesi Tarım Kredi Kooperatifleri Bile Hileli Ürün Satıyor”
Özellikle Cumhurbaşkanın gözdesi olan ve alışveriş yaptığında fiyatları ucuz bulduğu Tarım Kredi Kooperatifleri’nin ürettiği koyun tulum peynirinde inek sütü bulunmasını hayli dikkat çekici olarak değerlendiren Başevirgen, “Koyun tulum peyniri yapımında koyun sütünün yanı sıra nispeten daha ucuz olan inek sütünün de katılması maliyet düşürücü bir hiledir. Fakat yapılan bu tağşiş bundan daha büyük bir ayıbı gizlemek içinde yapılıyor olabilir. Özellikle aşırı fermente olmuş ve elde kalmış peynirlerin eritilerek tulum peynirine dönüştürülmesi sahtekarlığı yapılmaktadır. İstenilen aromayı kazanması için de hileli bu ürün, koyun tulum peyniri ile karıştırılarak piyasaya sürülebilmektedir. Kamu tüzel kişiliğine haiz Tarım Kredi Kooperatifinin bu niyetle böyle bir işe kalkıştığını düşünmek dahi istemiyoruz.” Diye konuştu.
“Piyasadan Toplanan Sütler Analiz Edilmeden Tüketime Mi Sokuluyor?”
Öncelikle Tarım Kredi Kooperatifinin bahse konu bu ürünü kendi işletmesinde mi yoksa başka bir işletmede fason olarak mı ürettirdiğinin açıklanmasını istediğini söyleyen Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, “ Eğer piyasadan toplanan sütlerden kaynaklanan bir hile ise bu durumda aklımıza şöyle bir soru geliyor; Piyasadan toplanan sütler yeterince analiz edilmeden tüketime mi sunuluyor? Her halükarda Tarım Kredi Kooperatifinin öncelikle kamuoyundan özür dilemesi ve mevcut durumu izah etmesi gerekmektedir.” Dedi.
“Bir kamu kurumunun başka bir kurumu ifşa etmesi birilerinin hoşuna gitmemiş olabilir mi?”
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin, taklit ve tağşiş listelerinin açıklanmasının hemen ardından görevden alınmasını manidar bulduğunu söyleyen Başevirgen, “Bir kamu kurumunun başka bir kurumu ifşa etmesi birilerinin hoşuna gitmemiş olabilir mi? Diye sordu.
“Riskleri Azaltmak Vatandaşın Gelirini Artırmakla Mümkün”
Hile ve sahtekarlık yaparak daha fazla kazanmak isteyen üretici ve tüccarların her dönemde ortaya çıkabileceğini söyleyen Başevirgen, “ Bu sorunu ancak daha sıkı denetim ve yaptırımlarla aşabiliriz. Burada irdelenmesi gereken asıl konu, ekonomik zorluklar nedeniyle alım gücü azalan vatandaşın yaşadığı çaresizlik durumudur. Şartlar kötüleştikçe tüketicinin daha da riske girerek bu gibi ürünlere yöneliminin artacağı beklentisidir. Örneğin, bir kilo kaşar peynirin en az 11 litre sütten elde edildiğini ve bir kilo kaşarın süt maliyetinin 55 lira, enerji, işçilik, ambalaj, nakliye, vergi ve kar payları konulduğunda ise fiyatının 100 liranın altında olmayacağının iyi anlatılması gerekir. Buna rağmen tüketici 70 liraya kaşar alıyorsa ya da alım gücü buna yetiyorsa bunu fırsata çevirmek isteyen sahtekarların engellenmesi ve cezalandırılması gerekir. Bu risklerden kaçınabilmek için, öncelikle vatandaşların alım gücünün yükseltilmesi ve bu gibi hileli ürünlerin yaratacağı zararların kamu spotlarıyla topluma iyice anlatılması gerekmektedir. İktidara tavsiyemiz, gıdalarda yapılan taklit, tağşiş ve hilelerin tespiti için denetimlerin artırılarak devam etmesi ve cezaların tüm caydırıcılığı ile uygulanarak, yayınlanan ifşa listelerinin en fazla 3 aylık periyotlarla tekrarlanmasıdır.” Diye konuştu.