CHP Manisa Milletvekili ve Tarım Orman Ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Bekir Başevirgen açıklanan TMO Hububat alım fiyatları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Başevirgen, “TMO’nun 2021 yılı hububat alım fiyatları piyasa gerçekleriyle örtüşmüyor.” dedi.
“Yerli çiftçiye verilmeyen para yurt dışındaki çiftçiye veriliyor”
TMO’nun 2021 fiyatlarının, 2020 piyasa fiyatlarının altında kaldığını söyleyen Başevirgen, “ Borsa’da 2.450 TL fiyata alıcı bulan makarnalık buğdaya 2.250 TL, 2240 TL’ye satılan arpaya 1750 TL alış fiyatı açıklamak akılla bağdaşmıyor. 330 dolar fiyat ile buğday, 275 dolar ile ekmeklik buğday, 280 dolar ile arpa, en az 5 dolar liman ve nakliye maliyetleri ile ithalata izin veren iktidar açıkladığı taban fiyatla kendi üreticisine verdiği değeri bir kez daha gösterdi. İktidar kendi çiftçisini değil yabancı çiftçiyi zengin etmeye devam ediyor ” dedi.
“Tarımsal girdiler bu fiyatların üzerinde”
Çiftçinin üretebilmek için kullanmak zorunda olduğu tarımsal girdilerin, açıklanan TMO alım fiyatlarının üzerinde olduğunu belirten Başevirgen, “ Yapılan yüzde 36’lık artış, TÜİK’in açıkladığı yüzde 35.17’lik maliyet artışının üzerinde görünse de girdi maliyetlerindeki artış yüzde 50’nin üzerinde. Pandemi döneminde çiftçinin en önemli sorunu dövize bağlı olarak mazot gübre ilaç, tohum gibi girdi fiyatlarının çok artması. Gübrede fiyat artışı yüzde 70’e, diğer girdilerde yüzde 50-70 arasında olmasına rağmen buğdayda fiyat artışı yüzde 36. Çiftçinin beklentisi, iktidarın ithal ettiği hububat fiyatları ile tarım girdilerindeki fiyat artışını baz alarak gerçekçi bir fiyat açıklamasıydı. Ancak açıklanan fiyatlar çiftçinin maliyetinin çok altında kaldı. “ dedi
“Paramız var ki ithal ediyoruz mantığı çiftçiyi bitiriyor"
Bekir Başevirgen, “Geçen yıl tarım ithalatına tam 9.5 milyar dolar ödendi. Son 20 yılda toplam tarım ithalatı 117 milyar dolara ulaştı. Açıklanan fiyatlarla TMO, yerli üreticiye vermediği desteği yabancı çiftçiye vereceğini söyleyerek yeni ithalatların sinyalini veriyor. ‘Paramız var ki ithal ediyoruz’ mantığı Türk çiftçisini bitiriyor. İktidar, ithalata ödediği parayı yerli üreticiye vermemek için elinden geleni yapıyor. Bu sene yaşanan pandemi ve kuraklıktan dolayı yüzde 30 civarında ürün kaybı yaşanacağı da bilinen bir gerçek. Arzda oluşacak azalma, ithalatı tetikleyecek.” dedi.
“Çiftçi son 20 yılda 35 milyon dönüm tarım arazisini terk etti ”
Girdi maliyetlerindeki yüksek artış, pandemi, kuraklık ve don zararları, döviz kurundaki önlenemez yükseliş dikkate alındığında açıklanan fiyatların çiftçiyi memnun etmediğini söyleyen Başevirgen, “Çİftçi eskiden en çok mazottan şikayet ederdi. Artık elektrik faturasından şikayet ediyor. Çünkü elektrik ve su önemli bir gider kalemi hâline geldi. Girdi maliyetleri sürekli artarken ürün fiyatları aynı oranda artmıyor. Bu nedenle üretici bir süre sonra üretimden çekiliyor. Ektikçe zarar eden çiftçi son 20 yılda 35 milyon dönüm tarım arazisini terk etti. Üretim maliyetlerinin yüksekliğine karşı sattığından para kazanamayan üretici tarımı bırakıyor. Hem üretici hem de tüketici mağdur.” diye konuştu.