CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in ‘üslupsuz” sözlerine ilişkin, “Türkiye bir üslupsuz arıyorsa, bir ayarsız arıyorsa Erdoğan’a baksın, Ömer Çelik’e de tavsiyemiz budur” dedi.
Altay, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik ifadelerine yanıt verdi. Altay, “Muhalefetin devleti yöneten, ülkeyi yöneten iktidara ‘dolar baronlarına hizmet ediyorsunuz’ demesi kadar doğal bir şey olmaz. Buna hizmet etmediğini iktidar kanıtlamak zorundadır. Ömer Çelik’in hafızasını tazelemesi lazım ve şu ifadeleri kimin söylediğini hatırlaması lazım; ‘İsrail dölü’, profesörlere ‘ulan ahlaksızlar’, akademisyenlere ‘adiler’, cibilliyetsiz, zürriyetsiz, tezek, mankafa, alçak, sözlerini kim sarf ettiyse Türkiye’nin en üslupsuz siyasetçisi odur. Bu sözleri, hafızam beni yanıltmıyorsa Sayın Kılıçdaroğlu değil, Sayın Erdoğan sarf etmiştir. Türkiye bir üslupsuz arıyorsa bir ayarsız arıyorsa Erdoğan’a baksın, Ömer Çelik’e de tavsiyemiz budur. Şu tehdide de pabuç bırakmayız; Ömer Çelik son konuşmasında Sayın Genel Başkanımıza atfen ‘artık bardağı taşırdı’ ifadesini de örtülü bir tehdit olarak algılıyoruz. Diyoruz ki hodri meydan. Bardak ne kadar taşmışsa gel bunun hesaplaşmasını birlikte yapalım” dedi.
“YARGININ DİKTATÖRÜN SOPASI HALİNE DÖNÜŞTÜĞÜNÜN KANITI”
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin Enis Berberoğlu kararına değinen Altay, “Karar UYAP’ta yok. 17. Daire bir karar alıyor, Anadolu Ajansına sufle ediliyor, karar UYAP’ta yazılmıyor, çizilmiyor ve bu yolla Anadolu Ajansı yoluyla iç siyaset manipüle edilmeye çalışılıyor. Yargının diktatörün, tek adamın sopası haline dönüştüğünün açık bir bu kanıtıdır” diye konuştu.
“FİİLİ MİLLİ EĞİTİM BAKANI REİSİN KUZENİ”
Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği'ne işaret ederek, Milli Eğitim Bakanı'na “Ey Ziya Selçuk sen hangi Ziya Selçuk’sun?” diye soran Altay, şöyle devam etti:
“Bir ülkede sembolik kamu vicdanını kanatmayacak, geçmiş eğitimle ilgili söylem ve eylemleriyle bir Milli Eğitim Bakanı var, sembolik, arkasında bir kuzen var, en büyüğün, reisin kuzeni var, fiili Milli Eğitim Bakanı, reisin kuzeni. Ziya Selçuk bu ayıba bir an önce son vermeli. Sosyal medyada sempati ikmali yapmakla Türk milli eğitim sisteminin içine girdiği bunalımdan, kaos ortamından çıkılmaz. Başına bir amele çavuşu diktilerse de onurlu bir tavır takın.
“LAİK EĞİTİMİN AK PARTİ’NİN İÇİNE SİNMEDİĞİNİN KANITI”
Bu yönetmelik değişikliği AK Parti’nin eğitime bakışında Ziya Selçuk’u her ne kadar Milli Eğitim Bakanı yapmış da olsa laik eğitimin AK Parti’nin içine sinmediğinin ve laik eğitimi bir an önce ortadan tümüyle kaldırma anlayışının AK Parti’de ve Erdoğan’da egemen olduğunun açık, bariz somut bir kanıtıdır. Ben Ziya Selçuk’a tekrar soruyorum sen hangi Ziya Selçuk’sun?”
“BURASI MECLİS, ERDOĞAN’IN ÇİFTLİĞİ DEĞİL”
TBMM İçtüzük çalışmalarına da değinen Altay, şunları kaydetti:
“AK Parti kamuoyuyla bir TBMM İçtüzük değişikliği paylaştı. Bu paylaştığı metinle AK Parti, TBMM’yi saraya bağlamaya karar vermiş görünüyor. AK Parti’nin getirdiği İçtüzük parmak çoğunluğuyla geçerse ki geçirmeyeceğiz, TBMM’nin kapanmasında fayda var.
Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin eşit temsiliyle katılacağı bir uzlaşma komisyonu kurulur, burada bu konu enine boyuna tartışılır, ortalama yol bulunur. Bu yapılmazsa ne olur, Meclis’te iyi şeyler olmaz. Bu uzlaşma komisyonu kurulmadan bir uzlaşma zemini aranmadan ‘bizim parlamentoda sayısal olarak çoğunluğumuz var, biz İçtüzük’ü böyle yapacağız' derlerse Meclis’te münakaşa olur, müzakere olmaz, sert münakaşa olur. Burası Meclis, Erdoğan’ın çiftliği değil.”
"KEPAZELİK"
Altay, eski AKP Genel Başkan yardımcısı olan Şaban Dişili'nin Lahey Büyükelçisi olarak atanmasına ilişkin ise, "İyi yetişmiş insanları hak ettiği noktalara devlette taşımazsan çok kabiliyetli yetenekli insanları kullanmayıp AK Parti eskilerini rektör, büyükelçi yaparsan Türkiye’nin iyi yetişmiş insanları çareyi dışarıda arar. Bu da bir kepazelik. Bunun tam adı şudur aslında, bu parti devleti inşasını resmileştirmektir” diye konuştu.
“HÜKÜMET LAF SALATASI YAPIYOR”
İdlib konusuna da değinen Altay, “Hükümet laf salatası yapıyor. Bizim İdlib’te 12 tane gözetleme noktamız var. Gözetleme noktasına gönderdiğimiz askerlerin güvenliğinin sağlanması noktasında atılmış adımlar var mıdır? İdlib’ten Türkiye’ye yönelecek göç dalgasında göçmene sivil vatandaşa bakar Türkiye, büyük devlet, bakarız ama şunu unutmayın gelecek her 100 bin göçmenin 10 bini terörist olacaktır” dedi.
“BU SADECE SAYIN İNCE’NİN KARARIYLA OLMAZ”
Bir basın mensubunun, “Muharrem İnce’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olabileceğine ilişkin bir yeşil ışık yaktığı ifade ediliyor, siz nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna Altay, “Her şey mümkün hiçbir şey imkansız değil. Muharrem İnce partinin bir değeridir. Parti içinde küçük tartışmalar, münakaşalar olur ama parti içinde CHP’de münakaşadan çok müzakere olur, bu müzakereler çerçevesinde de bu sadece Sayın İnce’nin kararıyla olmaz, Sayın Genel Başkan, Parti Meclisi, İstanbul örgütümüzün kararlarıyla mutabakatıyla olur, olmaz, kendisinin de tabi bu konuda daha net ifadeler kullanmasında fayda var” yanıtını verdi.
İTTİFAK
İttifak tartışmalarının hatırlatılması üzerine de Altay, “İttifak yerel seçimlerde bir yasal düzenleme yapmadan mümkün değil. Ama hep Türkiye’de olur; vatandaş, seçmen ilçede, mahallede, ilde, büyükşehirde, tabanda belli buluşmaları yapar. Adayların özellikleri ön plana çıkar ve o ilde ya da o ilçede insanlar kendilerine en yakın ve kazanma ihtimali yüksek aday etrafında zaten birleşir” dedi