Türkiye, bayraktarlığını başta CHP ve İYİ Parti olmak üzere millet ittifakının yaptığı Suriyeli düşmanlığıyla UNESCO'nun son eğitim raporuna girip dünyaya rezil oldu. UNESCO Türkiye'de Suriyeli yoksul çocuklara karşı gösterilen düşmanlığı dünyada eğitimde azınlıklara yönelik önde gelen ayrımcı tavırlar arasında saydı.
Türkiye, bayraktarlığını başta CHP ve İYİ Parti olmak üzere millet ittifakının yaptığı Suriyeli düşmanlığıyla UNESCO'nun son eğitim raporuna girip dünyaya rezil oldu. UNESCO Türkiye'de Suriyeli yoksul çocuklara karşı gösterilen düşmanlığı dünyada eğitimde azınlıklara yönelik önde gelen ayrımcı tavırlar arasında saydı.
-UNESCO: Kıbrıs'taki Romanlar, Ekvador'daki yerli gruplar, Kore Cumhuriyeti'ndeki göçmenler, Türkiye'deki Suriyeli mülteciler, ABD'deki Müslümanlar veya Yemen'de özellikle çöp toplayıcı sosyal grup Muhamaşenler... Stereotipler aidiyet duygusunu etkiler. Öğrenciler ait olma duygusu ve eğitim başarıları üzerinde olumsuz etkiler yapacak klişeleri içselleştirebilirler. Türkiye'de Suriyeli göçmenler kendilerini depresyona, damgalanmaya ve okula yabancılaşma duygularına sürükleyecek olumsuz stereotiplerden şikayet ediyorlar.
-Türkiye'deki faşist göçmen karşıtlığı dışında dünyaya uygarlık satan Kıbrıs Rum Kesimi ve Sırbistan, Slovenya gibi ülkeler de rapora, Romanlara yaptıkları zulümle girdi.
ANKARA(ANKA) - Türkiye, bayraktarlığını CHP ve İYİ Parti'nin yaptığı Suriyeli göçmen düşmanlığıyla UNESCO'nun son yayınlanan eğitim raporuna girdi. UNESCO Türkiye'de Suriyeli yoksul çocuklara karşı gösterilen düşmanlığı dünyada eğitimde azınlıklara yönelik önde gelen ayrımcı tavırlar arasında saydı.
Birleşmiş Milletler Bilim, Eğitim ve Kültür Teşkilatı UNESCO'nun 2020 yılı Küresel Eğitim İzleme Raporu yayınlandı. Rapor özellikle okullarda çocuklara yapılan ayrımcılığı inceledi. Raporda, Türkiye özellikle millet ittifakına mensup bazı partiler tarafından desteklenip körüklenen Suriyeli düşmanlığıyla yer aldı. Raporda şöyle denildi:
"Okullarda öğrencilerin azınlık gruplarından akranlarına karşı ayrımcılık yapmalarına ilişkin örnekler çok.
Kıbrıs'taki Romanlar, Ekvador'daki yerli gruplar, Kore Cumhuriyeti'ndeki göçmenler, Türkiye'deki Suriyeli mülteciler, ABD'deki Müslümanlar veya Yemen'de çöp toplama faaliyetiyle ilişkilendirilip marjinalleştirilen sosyal grup Muhamaşenler. Stereotipler aidiyet duygusunu etkiler. Öğrenciler ait olma duygusu ve eğitim başarıları üzerinde olumsuz etkiler yapacak klişeleri içselleştirebilirler. Türkiye'de Suriyeli göçmenler kendilerini depresyona, damgalanmaya ve okula yabancılaşma duygularına sürükleyecek olumsuz stereotiplerden şikayet ediyorlar."
Rapora göre Çin ve Türkiye'de zorunlu eğitim süresindeki artış çocuk işçi oranlarını düşürdü. Birçok ülkenin zorunlu eğitimin tamamlanmasından önce çocukların çalışmasına kanunlarla izin verdiği belirtilen raporda "Örneğin, Peru ve Paraguay'da asgari istihdam yaşı 14, ancak zorunlu eğitimin sonu sırasıyla 17 ve 18. Çin ve Türkiye'de zorunlu eğitim süresinde yapılan artış çocuk işçi oranlarını düşürdü" denildi.
Raporda Türkiye için şöyle denildi:
"-Türkiye eğitime destekte şartlı nakit transfer programı yürütüyor. Yapılan ilk değerlendirmelerde nakit desteğin özellikle kırsal alanlarda 14-17 yaş arasında okula kaydolmaları arttığı olumlu sonucuna ulaşıldı. Hükümet daha sonra programı büyüttü ve Mayıs 2017'de Suriye ve diğer mülteci çocuklara da ulaştı. Destek Aile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Türk Kızılayı, Avrupa Komisyonu ve UNICEF tarafından yürütülüyor. Haziran 2019'a kadar düzenli olarak 500.000'den fazla öğrenci okula devam arasında bir yardım alıyordu. Tutar ayda 6 ABD Doları ve 10 ABD Doları arasındaydı. Ailelerin yüzde 83'ü ayrıca aile ferdi başına aylık 20 ABD Doları tutarındaki Acil Sosyal Güvenlik Ağı hibelerinden de yararlandı.
-Türkiye imam-hatip olarak bilinen kamu din eğitimi okullarını öğrenci oranları büyük ölçüde sabit kalsa da büyüttü, adapte etti ve çeşitlendirdi. Bir dönüm noktası imam hatip okulları orta öğretimin ilk basamaklarına da indirilirken 2013'te yaşandı. 2012-2017 arasında bu okullardaki öğrencilerin payı, ortaöğretimin ilk basamağında yüzde 0'dan yüzde 12'ye, ortaöğretimin ikinci basamağında yüzde 5,6'dan yüzde 11'e çıktı.
-Türkiye'de ilköğretim ders kitaplarında sosyal konumlara eşitsiz bir bakış ve ataerkil bir aile anlayışı hakimdi. Bir ortaöğretim kitabında kullanılan dil cinsiyetçilik içeriyordu, ne var ki bu sorunlar 2004'deki müfredat reformu sonrasında bir ölçüde azaltıldı."
-DÜNYAYA UYGARLIK SATANLAR ROMANLARA EZİYET YAPIYORMUŞ
UNESCO okullardaki ayrımcılığı incelediği raporunda, "Kıbrıs'taki Roman öğrenciler zorbalığa, aşağılanmaya ve sosyal izolasyona maruz kalıyor. Sırbistan ve Slovenya'da Roman öğrenciler ne kadar yoksulsa akranları ve öğretmenleri tarafından reddedilme korkusuyla ilgili olarak o denli olumsuz tecrübe yaşıyor" dedi.